+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 4 ve 4

Konu: Başörtüsü Yasağı Tarihçesi

  1. #1
    Ehil Üye BiKeS_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    2.770

    Standart Başörtüsü Yasağı Tarihçesi

    1950’lerde daha net bir ifade kazandığı görülen öze dönüşün ülkemizde gözle görünen en önemli sonucu 1960’larla birlikte kadınlardaki örtünme eğiliminin giderek artış göstermesidir. 1960 yılından itibaren üniversitelerde görülmeye başlanan başörtülü öğrencilerin sayılarının giderek artması buna paralel bir gelişmedir.
    Bu sayısal artışın diğer bir nedeni ise özellikle 1950’den sonra uygulanan ekonomik politikalara bağlı olarak kırsal kesimdeki insanların yoğun olarak kentlere göç etmeleri ve okuma yazma bilen kadın oranının hızla artmasıdır- bu artan oran içinde başörtülü kadınların da hesaba katılması gerektiği açıktır. Başörtülü öğrencilerin yükseköğretim kurumlarında görülmeye başlandığı bu yıllardan itibaren başörtüsü yasakları da gündeme gelmeye başlamıştır.


    12 Eylül öncesi yasaklar
    İnönü dönemi, dini alana yönelik sınırlamalarla ve dindarlara yöneltilen akıl almaz baskılarla hafızalara kazınmıştır. Milli Şef’in döneminde idarenin ve hükümetin faaliyetlerine karşı en ufak bir tenkit yapılamıyordu. Göstermelik seçimleri, basın ve yayın organları üzerindeki sıkı denetimi, din, dil ve eğitim gibi alanlarda halka rağmenci ve dayatmacı icraatlarıyla bu yönetim, 1950’ye doğru halkta giderek somutlaşan bir muhalefeti kaçınılmaz kılmıştı.
    Türk toplumu da geleneksel düzenin köklü ve kapalı bağlılığından, serbest hareket eden ve devlet idaresine katılan modern topluma geçiş dönemine girmiştir. Şehirleşmenin artması, ulaşım kolaylıkları, okur-yazar oranındaki artış bu geçişi hızlandıran unsurlar olmuştur.


    CHP’deki değişim sinyalleri
    İç politikanın değişen şartları ve dengesi, halkın gösterdiği belirgin tepki 1945 yılına doğru CHP’nin dini konulardaki tutumunu yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılmıştır. Bunların sonucunda 1945 yılında iktidar partisi içinde ilk kez dini problemler etrafında bir tartışma yaşanmıştır. Sonuç olarak Halk Partisi Divanı, dini taleplerin yerine getirilmesinin Cumhuriyetin "vicdan hürriyeti ve laiklik prensiplerinin" zedelenmemesi şartıyla mümkün olabileceğine karar vermiştir. Bunu takiben, 1947 Temmuzu’nda "Özel Din Öğrenimi Ana Hatları" kabul edilmiş ve bir bildiriyle halka duyurulmuştur. Böylece Demokrat Parti iktidarına giden yolda tek parti yönetimi göreli de olsa halkın dini duyarlılığına karşı yumuşama sinyalleri vermiştir. Bu yumuşamada ülkede yükselen dini canlanmaya karşı siyasal bir oportünizmin etkisi vardır.

    DP’nin fonksiyonu
    7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’nin kurulmasıyla Türkiye yeni bir döneme girmiştir. DP 1950 yılında tek partili dönemin icraatlarına yönelttiği popülist sorgulama sonucu geniş kapsamlı bir koalisyonun(2) desteğini kazanarak ezici bir çoğunlukla meclise girdi.
    Demokrat Parti 1950 seçimlerindeki başarısını büyük ölçüde dinsel duyarlılıkları örselenmiş kitlelerin nabzını iyi tutmuş olmaya borçluydu. Denilebilir ki, DP belli bir esneklikle yaklaştığı Müslüman kitleyi belli kalıplar halinde kendi oy tabanına yerleştirerek sisteme entegre etme işlemini üstlenmiştir.
    Nitekim dindar kesimin beklentilerini iyi bilen Adnan Menderes 16 Haziran 1950’de Meclis’ten dini meselelerle ilgili bir dizi yasayı çıkartmıştır. Artık ezan Arapça okunabilecek, radyoda haftada üç kez Kur’an-ı Kerim okunacaktır. Okullarda din eğitiminin verilmesine başlanmış, ayrıca İmam Hatip Okulları, Yüksek İslam Enstitüleri açılmaya başlanmıştır. Demokrat Parti iktidarının sağladığı demokratik ortamda müslümanlar kendilerini ifade etme bakımından az da olsa rahatlamışlardır. Özellikle küçük kentlerde ve kırsal kesimde tesettüre riayette görülen artış basın ve muhalefetin iktidarı sıkıştırması için önemli bir malzeme olmuştur. Ancak örtü karşıtlığının yalnızca CHP’liler tarafından ve muhalefette sürdürüldüğünü düşünmek hata olur. Çünkü Halk Partisi yanlısı basın organları dışında hükümeti destekleyen bir kısım basın organında da başörtüsü, çarşaf ve genel olarak tesettür düşmanlığının yapıldığı çeşitli haber ve yorumlar yer almıştır. (1)


    27 Mayıs 1960 Darbesi
    Bir grup albay ve daha alt rütbeli subayların gerçekleştirdiği 27 Mayıs 1960 Darbesi Cumhuriyet tarihinde "1960 Demokrasisi" denilebilecek yeni bir dönem başlatmış; Türkiye’de siyasetin olağandışı gücü ordu ise bu darbeyle sahnede yerini alırken daha sonra da rejimin kilit noktalarını elinde tutmanın hep bir yolunu aramıştır. (2)
    Liselerdeki uygulamalar
    1969 Şubat’ında bir kasabada lise müdürü ve devletten yana tavır takınan bazı sol görüşlü öğretmenlerin okula tesettüre uygun giyinerek gelen kız öğrencilerin başörtülerini ve mantolarını parça parça edip onları okuldan kovuşları, kasaba ahalisinin büyük bir üzüntü içinde saldırgan müdürü ve öğretmenleri protesto etmelerine neden olmuştur.
    Bu tür olaylar kız öğrenci almaya başlayan İmam Hatip Liseleri’nde de görülüyordu. 26 Ocak 1971’de Isparta İmam Hatip Okulu’nda Matematik öğretmeninin okul bahçesinde gördüğü tesettürlü öğrencinin başörtüsünü çekip yırtması, bu olaylardan yalnızca biriydi. İşin en ilginç yanıysa bu olay üzerine bir konuşma yapan Isparta Müftüsü’nün "Bu asırda da başörtülü talebe mi olurmuş?" diye beyanat vermesiydi.


    Okul dışında da baskılar başlamıştı
    Başörtüsüne karşı yürütülen kampanya sadece okullarda devam etmiyordu. Eğitim kurumları dışında günlük hayatta da başörtülü insanlar büyük sıkıntılara maruz kalıyorlardı. Konya’da, Mevlana ve Şems-i Tebrizi’yi ziyaret amacıyla Ankara Üniversitesi’nden gelen genç kızların ve Kur’an Kursu talebelerinin, kızların topuklarına kadar uzun başörtüleri gerekçe gösterilerek " Kıyafet Kanunu"na aykırılık iddiasıyla polis tarafından tutuklanmışlar; ancak, savcılık tarafından serbest bırakılmışlardır.
    İlk başörtülü öğrenci: Babacan Ve İlk Başörtüsü Eylemleri
    Türkiye başörtüsü tartışmalarının bugünkü halini aldığı ilk olayla gençlik hareketlerinin dünyayı sardığı yıllarda karşılaşır. A.Ü. İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hatice Babacan 1967 yılında başı örtülü olarak İslam tarihi dersine girer. Kürsüdeki hoca Prof. Neşet Çağatay, Babacan'ı farkeder ve yıllarca aynı kalıp içinde tekrar edilecek olan cümleyi ilk kez sarfeder: "Hey sen! Sen başörtülü kız! Sınıfta bu kıyafetle oturamazsın. Ya başını aç ya da dışarı çık!" Gerilimin sürmesi ve genç kızın bir gün tartışma esnasında bayılması üzerine konu basına yansır.
    İlahiyat Fakültesi'nde öğrenci eylemleri yapılır. Bu eylem öğrenci eylemlerinin ilki olarak Türkiye tarihe geçer.

    12 Eylül darbesi
    12 Mart muhtırasının ardından başörtüsü yasağıyla ilgili somut örnekler artmakla birlikte özellikle 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbeyi takip eden yıllar boyunca ülke gündeminden başörtüsü ve başörtülü öğrenci tartışmaları eksik olmadı. 12 Eylül darbesinden sonraki yıllarda batı kültürünün bütün veçhelerinde yaşanan bir dönüm noktasının işaretleri bu ülkede genç kızların ve kadınların başörtülerinde dile geldi. (3)


    28 Şubat darbesi
    Başörtüsü probleminin tekrar yoğun olarak gündemimize girmesi darbeler tarihinin son halkası olan 28 Şubat 1997 müdahalesiyle birlikte olmuştur. 28 Şubat rejimin militer renginin koyulaştığı ve bu koyuluğun süreklilik ve meşruiyet kazanmaya çalıştığı genelde islami kesimin özelde ise başörtülü öğrencilerin artan baskılara maruz kaldığı bir süreçtir. (4) Bu süreçle birlikte yükseköğretim kurumlarında başörtüsü yasağı hızla uygulanmaya başlanmış ve 2002 yılı itibariyle yasağın uygulanmadığı hiçbir üniversite kalmamıştır.

    milligorusAraştırma Komisyonu
    (1) Zafer Dergisi.
    (2) H. Özdemir, Siyasal Tarih.
    (3) Z.Korkutata, Türk Modernleşmesi ve Tesettür.
    (4) İlkay Sunar, Demokrat Parti ve Popülizm

    Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,


    Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!




  2. #2
    Pürheves Semanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    258

    Standart

    Bu liste daha uzar gider kardeşim..

  3. #3
    Pürheves nereden nereye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Tekirdağ
    Mesajlar
    173

    Standart

    inşallah başörtüsü özgürlüğünün tarihçesini yazmak nasip olur

  4. #4
    Dost cennetsultan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Bulunduğu yer
    bartın
    Yaş
    35
    Mesajlar
    7

    Standart

    inş kardesim inş.ümitvar olmak lazım

    Iman, dogru düsünme bicimidir.

    Hicbirseye "Benim" deme, sadece "Yanimda" de.

    Ya bir yol bul, ya bir yol düsün, ya bir yol yap, ama yolda durma.

    Zeka dogruyu farkeder, akil ise hayata gecirir



+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Başörtüsü Yasağı Kalkar mı?
    By ısık abla in forum Tesettür
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 18.01.08, 21:31
  2. Okulda Namaz-Başörtüsü Yasağı vs...
    By Eyüpşan in forum Fıkıh
    Cevaplar: 11
    Son Mesaj: 18.10.07, 11:06
  3. Başörtüsü Yasağı Hakkında...
    By SeRDeNGeCTi in forum İnanca ve Düşünceye Özgürlük Platformu
    Cevaplar: 91
    Son Mesaj: 16.08.07, 13:43
  4. Ahirette 'Başörtüsü Yasağı' Var mı?
    By SeRDeNGeCTi in forum Gündem
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 11.11.06, 10:35

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0