Ülkemizde tek bir başörtüsü mağduru kalmayana, başörtülüler okula kabinlerde başlarını açarak değil, başı dik ve özgürce girene dek mücadelemiz sürecek.. Biz onurumuz ile buradayız. Ancak bize haklarımızı çok görenler tarihin kara sayfalarında yerlerini çoktan aldılar bile. ABD’de zencilerin hakları gasp edilsin diye sokaklara dökülenler ile bugün ülkemizde başörtüsü yasağı sürsün diye eylem yapanlar arasında hiçbir fark yoktur. ABD’nin elinde tuttuğu ilk faşizanlığı ellerinden Türkiye’de eylemlerde başörtüsüne ‘hayır’ diyenler almıştır. Azgın azınlığı biz Allah’a şikâyet ediyor ve haklarımızı asla helal etmeyeceğimizi belirtiyoruz. ÇYDD ve onun arka bahçesi konumunda bulunan kadın derneklerini ise çifte standartlarından dolayı kınıyoruz.

Üniversitelerde kurulan ikna odalarının mimarı olan Nur Serter Hanım, dindarlara karşı yasakta sınır tanımayan Canan Arıtman Hanım; inançsızlığınızı siyasete alet ederek milletvekili seçilmediniz mi? Yıllardır İslâm karşıtlığı yaparak, dinsizliğinizi siyasete alet etmiş olmadınız mı?

Ne saçımızın ne de başörtümüzün şeklini çizme hakkını kimseye tahvil etmiyoruz. Başörtüsü serbest bırakılırsa şu ya da bu olur şeklinde iddiaları asla kabul etmiyoruz. Bu kadınları aşağılama metodudur. Kadınların nerde nasıl davranacağını önceden kestirmeye kalkmak ise, kadına olmayan güvenin göstergesidir ki bu kadına yapılan en büyük haksızlıktır. Bizi kimsenin düşünmeyen varlıklar halinde görmesine hakkı yoktur. Biz nerede ne şekilde nasıl davranacağını bilen insanlarız. Kimseden de akıl alacak değiliz.

Artık biz, bizim adımıza kimsenin konuşmasını istemiyoruz. Biz zulmün pençesinde çıktık. Artık bu zulmün mağdurları olan bizler konuşmak istiyoruz. Özgürlüklerimizin iadesini istiyoruz. Müslüman kadını soğuk duvarlar arasına hapsetmeye çalışan anlayışı kabul etmiyor ve kınıyoruz. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Mücadelemizi Kur’an’da olan haklarımızı alana kadar da sürdüreceğiz

Dinde zorlama yoktur. Biz Yaratanı ve yarattıklarını seven insanlarız. Artık toplumun ucuz yalanlara karnı tok. Bugün yasaktan yana tavır sergileyerek, bizden baskı göreceklerini iddia edenlere vereceğimiz teminat Osmanlı’dır.

Yıllarca hor görüldük. Elimizden haklarımız çalındı. En temel insan haklarından faydalandırılmak yerine diktacı bir anlayış ile geleceğimiz çalındı. Kürsü konuşmalarında ‘demokrasi’ diyenler konu başörtüsü olunca yıllarca ‘demokrasiyi askıya’ aldılar. Çifte standartlarını gözler önüne sererken demokrasi anlayışlarının da faşistlik olduğunu gösterdiler. Buna itiraz ettiğimizde ise sanal kaygılarını ortaya attılar. Artık biz tam özgürlüğü hak ettiğimize inanıyoruz. Ellerini örtümüzden çeksinler. Dernek tüzüklerinde özgürlük, eşitlik ve demokrasiye vurgu yapan feminist kadın derneklerinin konu başörtüsü olunca sokaklara dökülmesi çok manidardır

Bizim onlarla değil onların bizimle sorunu var. Biz herkesin kardeşçe yaşayacağı bir ülke özlüyoruz. Onların kafalarından yasakçı virüsleri arındıracakları anı umudumuzu yitirmeden bekliyoruz. Bu virüsten kurtuldukları ana kadar da eylemlerimiz sürecek

İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU