İzini bulduğumdan beri,

Yaramda dikeni acıtmayan güller bitmekte

Alnıma ateşi değdiren karanfil

Tövbelerimle küllenmekte!

Gel-gitler kalbimi yoklarken

Bir Yusuf lazım günah kuyuma şimdi

Nice yeminleri kuşanmışken

Çölüne yanan bir şiir lazım suyuna şimdi

İntihar kaynayan yürekleri dindirirken nazarın

Gözlerin gerek bana Efendim!



Geceye sarkan vakitlerde

Yıldızları değdiriyorum gözlerime

Âh’ına yanıyor gönlümün yetemediği

Ve ashabın iz bırakıyor yâdımda

Suyu bilmeyen yüreğim

Har kokuyor

Canı çekiliyor dudaklarımın

Kevserin gerek bana Efendim!



Kalem yazgısına düştüğünden beridir nun’un derdi

Sesinle cezbe tutulan tüm harfler

Yakıyor sırrı müşkül kalemi

Tek bir kelimen tercümanıysa arz-ı halimin,

Âb-ı hayat sözlerin gerek bana Efendim!



Saplanan firakların hançeri bir türlü öldürmüyor yüreğimi

Acılarımdan dökülen basiretsizliğime oluyor yanışım

Çerağını sırtında taşıyan bir kahır gibi,

Kara yaslara bürünüp yanmadan harında günahın,

Vurmadan son çığlığını kalbime İsrafil,

Yetim kalmadan can suyuna,

Vuslatın gerek bana Efendim!