Akşamın ilerleyen saatlerinde bir sessizlik çökse aniden şehrin üzerine,her yer aniden karanlığa bürünse...
insanların şuana kadar yaşadıkları şeylerr bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçse...
Pişmanlık kaplasa sonra tüm benliklerini,o acıyı o sızıyı yaşarken insanı cezbeden,o muhteşem büyüsüyle Rabbim'min kelamı okunmaya başlasa...
Okuyan ise
Sevgililer sevgilisi,
Habibim,
Can Ahmed'im
Muhammed Mustafa'm (s.a.v) olsa....
Kalplerdeki iman aşkı alevlense,yansa tutuşsa gül kokulu Nebi'nin ümmeti...
Aksa gözyaşları,yıkasa günahla kararan kalpleri.
"Kelamınada kurban olurum,Habibinede..." diyen kalplerin sesleri arşa yükselse.
silkelense Muhammed ümmeti....
Gece Can Ahmedimin (s.a.v) nuruyla aydınlansa,kalplerdeki iman bir nur misali parlasa pırıl pırıl.
Sonra....
Birden Beytullah gelse gözümüzün önüne,gidemedik hayalde de olsa sanki o bize gelmiş gibi...
Can Ahmedim (s.a.v) önde,ümmeti arkasında.
O'nun imamlığında lezzetine doyum olmaz o namazın tekbirini alsak...
Kalplerimize o anda yaşadıklarımızın ağırlığı çökse,bütün azalarımızla Habibimizle birlikte bizi Yaradanı zikretsek...
sonradan farkına varsak şu yalan dünyada oluşumuzun..

ah Habibim bir gelsen...
Hayali bile avunmaya yetiyorken,rüyamı yada evimi şereflendirişin nasılda yakardı benliğimi,nasılda alırdı beni benden...
Şu yalan dünyadaki tek rehberim,
Rabbimin gözbebeği,
gönüllerin sultanı,
güllerin efendisi,
ümmeti için gözyaşı döken vefakar sevgili....
SENİN ÜMMETİNDEN OLMAYLA BENİ ŞEREFLENDİRENE,
SENİN AŞKINI BU KALBE KOYANA,
SENİ BANA ÖRNEK GÖSTEREN REHBER KILANA
SONSUZ SECDELER,SONSUZ ŞÜKÜRLER OLSUN!....