Allah Rasulunun Hayatından Bir Soru?

[uSuLca]

Allah rasulunun hayatından kucuk ve hıkmetlı bır olay.

Hıc gıdenınız varmı bılmıyorum gıdenler mutlaka bılırler. Allah Rasulunun hıcret esnasında saklandıkları magarayı. Sevr dagındakı sevrın en zırvesındekı magara aslında buna magara demek bıle dogru degıl ust uste gelmıs kayalar ve uzerını orten baska bır kaya. Yuruyerek bır saatte ancak ulasılabılen..

Ikı kısı ancak yerde surunur yatar vazıyette sıgılabılecek..
Suphesız peygamberımız Allahın Rasulu Allahın en cok rahmet merhamet gosterecegı yuce nebi Dualarının gerı cevrılmeyecegı..

Ama hal boyle ıken bıle Allah Rasulu en tepedekı en kucuk en uc magaraya sıgınıyor..
Oysa bır bakıyoruz gerılerde daha genıs magaralar var hem daha alcakta daha kolay ulasılabılen..
Fakat Peygamberımız en sona en uca cıkıyor..
Insan dusunuyor neden bunlar degılde en usttekı kucucuk dar meşakkatlı magara..
Sonucta o ALlahın Rasulu Allah onu pekala asgıdakı genıs magaralardan bırınde de koruyabılır..

Evet Arkadaslar sızden fıkırler beklıyorum..
Neden sevr'ın en ustundekı magara.?

[acizizfakiriz]

Peygamberimiz evet peygamberdir ama, aynı zmanda insandır ve Rabbine kulluğunu herdaim gösterir. Hikmetli harekette bir ibadet olduğuna göre o durumda da en hikmetlisi de böyle bir tedbir olduğuna göre onu yapmıştır. Hem de ümmetine bir sünnet öğretmiştir. Siz tedbirinizi alın Rabbinize neticeyi havale edin..

[maveraunnehir]

peygamber efendimiz (a.s)savaşa hazırlanırken cebrail aleyhisselam geliyor ve bir zırh daha giyin diyor.Şüphesizki Allah resulünü koruyacaktı ancak Efendimiz esbaba riayet için fıtrat kanunlarına riayet için 2.zırhıda giyiniyor.

[uSuLca]

Guzel cevaplar arkadaslar..
Allah Rasulu bize orda tevekkulu ogretmektedir..
Hemde Rasulullah olarak..
Tevekkul b?rkac sebebe s?g?n?p sonra ALlaha havale etmek deg?ld?r.
Tevekkül tüm sebepleri tükettikten sonra Allaha havale etmektir..
Allah Rasulu Dag?n en ucunun en sonundak? magaran?n en d?b?ne g?zlenm?st?r.
Rasulullah iken boyle davranm?st?r. Düşünün ki Bizler normal ?nsan iken ne kadar sebeplere sar?lmal?y?z.
En bas?t?nden Ik? üÇ defa OSS ye girip kazanamay?nca ''nasip degilmiş'' diyoruz..
Bu ne kadar dogru bir tutum.. ?şte bu tevekkuldek? eks?kl?g?m?z ''nasip'' Kel?mes?n?nde ?c?n? bosaltmaktad?r. yada yanl?s anlas?lmas?na sebep olmakta..?nsallah onuda baska b?r konuda deginiriz..
Selametle Rabb?m y & y olsun..

[acizizfakiriz]

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın, çendan her hali ve her tavrı, sıdkına ve nübüvvetine şahit olabilir. Fakat her hali, her tavrı harikulâde olmak lâzım değildir.

Çünkü, Cenâb-ı Hak onu beşer suretinde göndermiş, tâ insanın ahvâl-i içtimaiyelerinde ve dünyevî, uhrevî saadetlerini kazandıracak a'mâl ve harekâtlarında rehber olsun ve imam olsun ve herbiri birer mu'cizât-ı kudret-i İlâhiye olan âdiyat içindeki harikulâde olan san'at-ı Rabbâniyeyi ve tasarruf-u kudret-i İlâhiyeyi göstersin.

Eğer ef'âlinde beşeriyetten çıkıp harikulâde olsaydı, bizzat imam olamazdı; ef'âliyle, ahvâliyle, etvârıyla ders veremezdi.

Fakat, yalnız nübüvvetini muannidlere karşı ispat etmek için harikulâde işlere mazhar olur ve indelhâce, ara sıra mu'cizâtı gösterirdi.

Fakat, sırr-ı teklif olan imtihan ve tecrübe muktezasıyla, elbette bedâhet derecesinde ve ister istemez tasdike mecbur kalacak derecede mucize olmazdı. Çünkü, sırr-ı imtihan ve hikmet-i teklif iktiza eder ki, akla kapı açılsın ve aklın ihtiyarı elinden alınmasın.

Eğer gayet bedihî bir surette olsa, o vakit aklın ihtiyarı kalmaz, Ebu Cehil de Ebu Bekir gibi tasdik eder, imtihan ve teklifin faydası kalmaz, kömürle elmas bir seviyede kalırdı. mekt.

[acizizfakiriz]

Bir zaman şeytan, Hazret-i İsâ Aleyhisselâma itiraz edip demiş ki: "Madem ecel ve herşey kader-i İlâhî iledir; sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl öleceksin."

Hazret-i İsâ Aleyhisselâm demiş ki:
Yani, "Cenâb-ı Hak abdini tecrübe eder ve der ki: ’Sen böyle yapsan sana böyle yaparım. Göreyim seni, yapabilir misin?’ diye tecrübe eder.

Fakat abdin hakkı yok ve haddi değil ki, Cenâb-ı Hakkı tecrübe etsin ve desin: ’Ben böyle işlesem Sen böyle işler misin?’ diye tecrübevâri bir surette Cenâb-ı Hakkın rububiyetine karşı imtihan tarzı, sû-i edeptir, ubudiyete münâfidir." lemalar

[acizizfakiriz]

Mucize ve keramet doğrudan doğruya Allah'ın fiilidir. Peygamberler ve evliyalar, bu harika haller gelinceye kadar, üzerlerine düşen tevekkül anlamındaki vazifelerini bitamamiha yaparlardı. Eğer Allah bir harikalık murad ederse malum harikalar zuhur ederdi.

Malum bahsettiğiniz hadisede Peygamberimiz tevekkülün en alasını tatbik ettikten sonra Allah mu'cizesini halk ediyor.

[elff]

Konuyla alakas?z mesajlar silinmiştir kardeşler..

Selam ve dua ile..