Morolu Müslümanlar acil yardım talep ediyor
Filipinlerde 4 yıl aradan sonra çatışmalar yeniden şiddetleniyor. Morolular, yeni bir saldırı karşısında teyakkuzda.
11 Ağustos 2007 Cumartesi 10:36


M. Hasan Uncular / Dünya Bülteni



Filipin’in güneyindeki Moro’da çatışmalar yeniden alevleniyor. Dün Filipin ordusu ile Morolu Müslüman direnişçiler arasında meydana gelen çatışmada her iki tarafdan onlarca kişinin öldüğü belirtildi.



4 yıldır Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF) ve Filipin devleti arasında devam eden ateşkesin sona ermek üzere olduğu bildiriliyor. 1970’lerin ortasında başlayan çatışmalarda bugüne kadar en az 120 bin kişinin öldüğü, iki milyondan fazla insanın da evinden uzaklaştırıldığı kaydediliyor.







El Cezire’nin İngilizce bölümü muhabirlerinden Veronica Pedrosa ve Marga Ortigas Filipinlerdeki gelişmeleri yerinde görmek için ülkeye gitti.



Pedrosa Filipin ordusu arasında



Mindanao’daki unutulan çekişmenin başlangıç çizgisi olan Basilen adasındaki donanmaya girmek için Veronica Pedrosa özel bir izin aldı. El Cezire muhabiri Pedrosa’nın Filip ordusu arasında şahit olduklarını şöyle aktarıyor:



Askeri helikopterlerin uçuş yeri son dört yıldır barış içinde olan bataklık ve ormanlık üzerinden geçilen bir bölge, ama artık orada savaş rüzgarları esiyor.












Muson mevsimi, Filipin devleti ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF) arasındaki ateşkeste en ciddi çekişmeye tanık oluyor.



Bu onlarca yıllık düşmanlık asırlar öncesine giden bir çekişmenin, etnik, kabile ve din düşmanlığının bir yansıması.



Filipin savanma şefi, generalleri, yerel yetkililer ve devlet arabulucuları Basilan’daki tehlikeli durumun üstesinden gelmek için planlar yapıyor.



Birinci Donanma Tugayına ait karargahlar adada konuşlanmış durumda ve burada yaklaşık 5000 asker var.



Büyük saldırı ve çatışmaların olmasından endişelenilirken, Basilan’ın kuzey kesiminde halk olabilecek en kötü ihtimalllere karşı hazırlanıyor.




Filipin askerleri MİLF direnişçileri ile
çatışmaya girmekten korkuyor.


Silahlı kuvvetler ne kadar sürerse sürsün “suçlu” diye adlandırdıklarını barış sürecini riske atmadan bulacaklarını düşünüyor.



Filipinli bir general ise şöyle diyor: “sessiz ve yıpratıcı bir savaş olacak”.



Her kilometrede bir askeri kontrol noktası var ve herkes sorgulanıyor ve silah araması yapılıyor.



Filipin ordusu saldırıya hazırlanıyor



Tartışmanın merkezinde 10 Temmuz günü 8 saatlik bir çatışma sonrası yakalanan deniz askerleri var.



Moro İslami Kurtuluş Cephesi askerleri ele geçirdiğini kabul ediyor ama askerlerin “ön izin” olmaksızın kendi bölgelerine geçiş yaptıklarını söylüyorlar ve öldürülenlerin cesedine zarar verme gibi bir durumun olmadığını belirtiyorlar. Filipin ordusu sorumluların adalet karşısına çıkarılması gerektiğini söylüyor.







Saldırıdan yara almadan kurtulduğunu ileri süren Teğmen Carlos Sureta, 70 kişinin olduğu askeri konvoyunun yaklaşık 300 silahlı MİLF askerleri tarafından çevrildiğini söylüyor. Sureta, MİLF askerlerinin yürüyüp üstlerine ateş açtıklarını söylüyor.




Filipin ordusu her yerde arama yapıyor.




Donanma için bu olay bir gurur meselesi olmuş görünüyor ve “Ultimate Justice” (Tam Adalet) adı verilen operasyonun habercisi oluyor.



Basilan’da durum son derece pamuk ipliğine bağlı görünüyor. Herhangi bir bahane barış söylemlerini tamamen yok edebilir.



Bir belediye başkanı da Moro İslami Özgürlük Cephesinin askeri bir saldırıya misillemede bulunmak için kasabaları vurabileceğini ileri sürüyor.



Lamitan ilçesinin Belediye Başkanı Roderick Furigay, “İç savunma ve kurtarma ekiplerimiz hazır. Ters giden birşeyler olursa, bunun üstesinden geliriz” diye ifade ediyor.





Ortigas MİLF kamplarında



El Cezire muhabirlerinden Marga Ortigas ise, Moro İslami Kurtuluş Cephesi’nin barış görüşmelerinin tamamen tükenmek üzere olduğu Mindanao’daki kamp merkezini ziyaret etti. Ortigas orada gördüklerini şöyle aktarıyor:



Moro İslami Kurtuluş Cephesi 30 yıldır onurlu bir Müslüman diyarı için mücadele veriyor.



1978 yılında Filipin devletiyle imzalanan bir antlaşma sonrası MİLF, Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MNLF)’nden ayrıldı.



Filipin devleti, MİLF kamplarının, adam kaçırma, bombalama ve sivil hedeflere saldırıyla suçladıkları Ebu Sayyaf ve Cemaat-I İslami için eğitim yerleri olduğunu iddia ediyor. MİLF ise tüm iddiaları yalanlıyor.



Filipinli düşünürler bu iddiaların hepsinin arkasında ABD yönetiminin olduğu ifade ediyor.



Grup sayıları binleri bulan savaşçılarının ve milyonlarca çok güçlü yataklık yapanlarının olduğunu söylese de bu sayıların daha da az olduğu tahmin ediliyor.



Gazali Cafer, MİLF’in başkan yardımcısı "Bizim dinimiz İslam… Ve bildiğiniz gibi İslam bir hayat tarzıdır ve bir hayat tarzımızı İslam’dan ayıramayız" diyor.







Moro İslami Kurtuluş Cephesinin merkez bölgesinde birçok Hıristiyan ile Müslüman nüfus beraber yaşıyor. Mesela grubun bir komuta merkezini olduğu Cotabato şehri bunlardan biri. Çoğu Mindanaoluya göre Müslümanlar ve Hıristiyanlar barış içinde masalarına yemek koyarak beraber yiyebilir.



Ormanlar Müslüman için birer sığınak



Mindanao ormanlarının yaklaşık 100 kilometre içlerinde Moro İslami Kurtuluş Cephesinin kamp dönüşü kullandığı birçok sığınaktan biri var.



Davaları için ölmeye hazır 150 savaşçı ve aileleri burada kalıyor. Tıpkı savaşta kocasını kaybeden Violy gibi. Artık çocukları da davanın içinde.



Violy, Müslüman insanların adının olduğu barışçıl bir yer olana kadar Mindanao için sonuna kadar savaşacağız diyor.



Devlet güçleriyle bir ateşkes olmasına rağmen son aylarda epey çatırdamalar ve gerginlikler yaşanıyor.



Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİLF), barış görüşmelerinin tüm çabalarına rağmen ABD’nin desteğini arkasında hisseden Filipin yönetimi tarafından görmezlikten gelindiğini belirtiyor.




Morolu gençler dinimiz için ölmeye hazırız.




MİLF, muhtemel bir saldırıya karşı gencecik yeni savaşçıları yetiştirmeye devam ediyor.



Bunlardan biri olan Pagya Tapa, barışın nasıl birşey olduğunu tahmin edemiyor ama ölüme hazır bir vaziyette duruyor.



MİLF başkan yardımcısı Cafer, “barış için her yolu deneyeceğiz, elimizden geleni yapacağız. Ama barış bir an önce gelmeli yoksa genç savaşçılarımız barış hiç gelmese de hazır bekliyor” diyor.



Müslüman ülkelerin Filipin yönetimine barış görüşmelerini sürdürmesi için baskı yapılmasını istiyen Cafer sözlerini şöyle bitiriyor: "Biz eşit haklar, demokrasi, özgürlük ve otonomi istiyoruz. Ancak Filipin yönetimi bize ordularını gönderiyor."