Demokrat Misyon Farkı (Erdoğan-Ağar)

[Yaşlı ÇocuK]

Erdoğan: Başörtüsü için söz verdiğimi kimse ispat edemez.
“Başörtüsü konusunu siyasî malzeme yapmakla eleştiriliyordunuz. Seçim beyannamenizde de başörtüsü konusunu koymadığınız için seçmeninize gammazlanmak durumuyla karşı karşıya kaldınız. Üniversitede öğrencilerin okullarına istedikleri gibi gitmeleri konusunda AK Parti geri adım mı attı?” sorusuna Erdoğan’ın cevabı: “2002 seçimlerinde benim vatandaşlarıma böyle bir sözüm yok. Ben böyle bir söz vermedim. Kimse kalkıp da ne televizyon, ne yazılı medya, ne basın bunu söyleyemez, bunu ispat edemez. Yok böyle birşey.”
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002 seçimlerinde başörtüsü yasağının çözümü için söz vermediğini söyledi...
(http://www.yeniasya.com.tr/2007/07/16/haber/h3.htm)


Ağar: Özgürlükleri savunmaya yüreği yeten bizden başka parti yok
“Başörtüsü namusumuzdur” diyen AKP’yi söylediklerinin arkasında duramamakla eleştiren DP lideri Ağar ise şöyle konuştu: “Benim partimin dışında hakları ve özgürlükleri savunmaya yüreği yeten hiçbir parti yok. Cumhuriyetin gücü başörtülü evlatlarını da, başörtüsüz evlatlarını da yan yana, aynı sırada oturtur. Hepsi bizim evlatlarımız. Bu millet din ve vicdan özgürlüğünün, ‘Elhamdülillah Müslümanım’ diyebilmenin rahatlığını demokrat iktidarlarla hep yaşadı. Milletin değerleri üzerinden hiç kimseyi kavga ettirmeyeceğiz.”
"Ağar, partisince Çağlayan Meydanı’nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, hükümeti eleştirerek,milletin oylarıyla iktidara gelenlerin millete sırtını döndüğünü ve güç odaklarına sırtını dayadığını’’ ifade etti.Milletin hükümete güvendiğini ama hükümetin milletine güvenmediğini’’ öne süren Ağar, iktidarın milletin yaptırdığı dev eserleri satıp faiz ödediğini kaydetti."
Ağar, milletin mübarek millî ve manevî değerlerinin yanında benimsediği Cumhuriyet’in modern değerleri bulunduğuna da dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Millete kimse akıl satmasın. Birileri manevî değerlerimizin muhafızlığına soyunmuş, birileri Cumhuriyet’in değerlerine, Cumhuriyet’in muhafızlığına soyunmuş. Cumhuriyet seçime girmiyor. Cumhuriyet 1923’te oylandı, bitti. Seçime Halk Partisi giriyor. Yüreğiniz varsa onu söyleyin. Devletimizin kurucusu Atatürk’ün, Cumhuriyet’in arkasına saklanıp siyaset yaptırmam sizlere. Seçime Cumhuriyet değil, Halk Partisi ve genel başkanı giriyor. Birileri de milletin manevî değerlerinin, müşterek değerlerinin muhafızlığına soyunmuş. Bu milletin hiç kimsenin akıl hocalığına ihtiyacı yok. Bu millet din ve vicdan özgürlüğünün, ‘elhamdülillah Müslümanım’ diyebilmenin rahatlığını demokrat iktidarlarla hep yaşadı. Bunun için AK Parti’nin aklına ihtiyacı yok. Bu millet demokrat iktidarlarda kardeşliği, birlikteliği, modernleşmeyi, kalkınmayı, zenginleşmeyi, zenginliği adalet içinde paylaşmayı yaşadı. Onun için milletin değerleri üzerinden hiç kimseyi kavga ettirmeyeceğiz.’’
(http://www.yeniasya.com.tr/2007/07/16/haber/h2.htm)

[SEYYİDOĞLU]

AĞAR demokrat m? ağar demokrat gülesim geliyorr güzel kardeşim benim buda oy toplama yar?ş?nda yeni bir oyun ağar hep vard? daha önceleri neden ses etmediiii ?hep menfaat oyunlar? bunlar üstad ne güzel tarif etmiş

“Menfaat üzerine dönen siyaset canavard?r.”

[Yaşlı ÇocuK]

Ağar'ın demokrat olması lazım değil demokrat olan demokrat partidir ve misyondur biz şahsa değil misyona oy veririz..
Menderes'de yılların chp lisiydi geldi kaç tane İslamın şiarını çözdü..

Üstad da zamanında Demokrat Partinin başındaki kemalist Celal Bayar'a oyunu vermiştir, Celal Bayar demokrat diye değil, demokrat parti demokrat diye vermiştir..
Bizim için önemli olan hiçbir zaman partideki şahıs değil, partinin misyonu ve kimin yanında olduğudur.
Yoksa ÜSTAD'IMIZ Celal Bayar'a oy falan verirmiydi.
Rabbim Üstad'dan Razı Olsun sayesinde her konuda herkese gereken cevap veriliyor çok şükür...
Vesselam..

[SEYYİDOĞLU]

Ağar'?n demokrat olmas? laz?m değil demokrat olan demokrat partidir ve misyondur biz şahsa değil misyona oy veririz..
Menderes'de y?llar?n chp lisiydi geldi kaç tane ?slam?n şiar?n? çözdü..

Üstad da zaman?nda Demokrat Partinin baş?ndaki kemalist Celal Bayar'a oyunu vermiştir, Celal Bayar demokrat diye değil, demokrat parti demokrat diye vermiştir..
Bizim için önemli olan hiçbir zaman partideki şah?s değil, partinin misyonu ve kimin yan?nda olduğudur.
Yoksa ÜSTAD'IMIZ Celal Bayar'a oy falan verirmiydi.
Rabbim Üstad'dan Raz? Olsun sayesinde her konuda herkese gereken cevap veriliyor çok şükür...
Vesselam..

senin k?yas?n güz<el olmam?ş güzel kardeşim bu nas?l k?yas y?llarca DEM?REL E TANSUYA oy verdi bu düşüncedeki insanlar noldu daha beter şeyler oldu üstad kendi zaman? için demiştir bunu ve menderesin şahsiyetini bildiği için övmüştür başka manalar ç?karm?yal?m bugünkü tabelad?ki ad? demokrat olan ve demokratl?kla alakas? olmayan insanlara pay ç?karm?yal?m lütfen... ve bugünkü kişilere ve tamamen o zaman?n demokrat parti sinden uzak kalan sadece parti tabelaS?nda demokrat yazan bir partiyi o zaman?n demokrat partisiyle kar?şt?rmayal?m

[hutuvvati_sitte]

üstad kendi zaman? için demiştir bunu

&#220;stad kendi zaman? için mi demiş? Kardeş bu içtihad? nas?l yapt?n?z? Bana bunu ispat edecek bir iddiay? R?SALE-? NUR'dan bulun, ben de oyumu sizin istediğiniz partiye vereceğim.!

menderesin şahsiyetini bildiği için övmüştür

&#220;stad menderes'in şahs?n? neden övsün yahu? Menderes namaz da k?lmazd? (duyduguma göre içki de içerdi) ama &#220;stad oyunu ona verdi. &#220;Stad menderesin şahs?nda ne bulacak ki oyunu birinin fani şahs?ndan etkilenip de atacak ki? Hem siz Risale-i Nur'u hiç okumad?n?z m? kardeşim? Zaman şahsiyet zaman? değildir diyen, şahsiyet meselesini bitirip tamamen şahs-? maneviye yönelen Bediüzzaman için söylediğiniz şey tamamen gerçek d?ş?d?r.
Ayr?ca Avsar kardeş Menderes dememiş ki, Celal Bayar demiş. Hadi menderesin şahs?ndan etkilendi de kemalist, ?slam'i intişara tamamen karş? olan Celal Bayar'a neden oyunu verdi? Hem de karş?s?nda 5 vakit namaz k?lan Millet Partisi lideri Fevzi Çakmak dururken. (Bilgi için bak?n?z: 1950 seçimleri)
Bu konuda herhangi bir bilginiz yok, sadece muhalif olmak için yaz?yorsunuz ama çok bazit ve çok gereksiz. Ya doğru konuşun ya da susun diye bir söz vard?r. Yukardaki al?nt?da Ağar başörtüsünü savunmuş. "?nşallah çözer, Allah k?smet eder" diyeceğinize tamamen siyasi bir tarafgfirlikle her şeye karş?s?n?z. Bugün CHP veya başka bir parti iktidar olsa, başörtüsü yasağ?n? kald?racağ?m dese ona "hay?r oyumu ben AKP'ye veriyorum sen çözme" mi diyeceksiniz? Bir siyasetçinin iktidara geleceğini istemek yerine millet için hay?rl?s?n?, selameti dilemek Müslümanl?ğ?n bir gereğidir. Kendinizi ve eylemlerinizi biraz sorgulay?n isterseniz...

[SEYYİDOĞLU]

Adnan Menderes ve Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman Said Nursi, 1923 y?l? baş?nda Mecliste yapt?ğ? konuşman?n ard?ndan, Ankara'n?n siyasi havas?ndan rahats?z olup Van'a giderek, mesaisinin tamam?n? iman hizmetine teksif etti. Y?llarca siyasi atmosferi, bas?n? takip etmediği gibi ?kinci Dünya Savaş? s?ras?nda dahi dünya ile alaka kurmad?. Ancak, savaş?n ac? sonuçlar?ndan da kaynaklanan hürriyet aray?şlar? ve bizdeki yans?mas? olan çok partili hayata geçişle birlikte siyasetle alakadar olup Demokratlar? destekledi.
Menderes'i aç?k bir şekilde destekleyerek talebelerini de bu doğrultuda yönlendirdi. Bu desteğinin sebeplerini muhtelif vesilelerle izah etmiştir. Bu izahlar?n?n bir k?sm? şöyledir:
Demokratlar? küfre karş? muhafaza edip destekliyoruz. Desteğimizi çekersek Demokratlar y?k?lacak ve küfür ortaya ç?kacakt?r.5 Menderes komünizm, anarşizm tehlikesini bertaraf etmek, dinsizlik hareketini durdurmak konusunda Risale-i Nurlar?n önemini anlam?ş olup, bu Nurlar?n okullarda ders kitab? olarak okutulmas? için etraf?ndakileri iknaya çal?şmaktad?r.6 Adnan Menderes Nurlar?n neşri için maarif vekili Tevfik Beye emir verdi.7 Menderes ?slamiyet'in ulviyetini anlayan samimi bir Müslüman'd?r.8 Adnan Menderes'le çok alakadar?m. O'nu duama dahil ettim.9
Bediüzzaman Hazretleri bir yandan Demokratlar? desteklemiş, diğer yandan da ikazlar?yla onlara Kur'an hakikatlerini hat?rlatmaya devam etmiştir. Menderes'e bir mektup yazarak, ?slam'?n çok önemli olan ancak günümüz siyasi cereyanlar? taraf?ndan dikkate al?nmayan ve ihmali büyük cinayetlerin işlenmesine sebep olan üç hususa özellikle dikkatini çekmiştir:
1- "Birisinin cinayetiyle başkalar?, akraba ve dostlar? mes'ul olamaz" (En'am Suresi, 164. ayet) esas?, tarafgirlik ve particilikle ihlal edilmemeli, bu tehlikeye karş? ?slam kardeşliği esas al?n?p Kur'an'?n söz konusu hükmü dayanak yap?lmal?.
2- "Kavmin efendisi, onlara hizmet edendir" şeklindeki Peygamber (a.s.m.) emri hayata geçirilmeli, memuriyetin bir hizmetkarl?k olduğu şuuru yerleştirilmelidir. Memurluk, hakimiyet ve tahakküm arac? olmamal?d?r. Memuriyeti hizmetkarl?ktan ç?kar?p tahakküme dönüştürmek, k?blesiz namaz k?lmaya benzer.
3- "Mümin mümine karş? bir binan?n kenetlenmiş taşlar? gibidir" hadisini esas yap?p hariçteki düşmanlara karş? dahildeki adavet unutulmal?, dayan?şma sağlanmal?d?r. Bu esas göz önüne al?n?rsa sosyal hayat? sağlam temele oturtmak mümkün olacakt?r.10
&#220;stad, Menderes'i ziyarete giden talebelerine; kendisinden selam söylemelerini, kendisini dindar bir vekil olarak bildiğini, onun hat?r? için bu memlekette kald?ğ?n?, kendilerine yard?mc? olunmas?n? söylemiştir.11 Menderes selam? hürmetle alm?ş ve kendilerinin müsterih olmalar?n?, arzular?n?n yerine getirileceğini beyan etmiştir. Bilahare Menderes'in, milletvekili Tahsin Tola'ya: Seni vazifelendiriyorum. Hemen faaliyete geçin, Diyanet ?şlerine gidin.... Eyüp Sabri Efendi (Hay?rl?oğlu) ile görüşün... Risale-i Nurlar? neşretsin,12 dediği ifade edilmektedir.
Bediüzzaman'?n Menderes ve kendisi ile ilgili tespiti de çok dikkat çekicidir. "Menderes bir din kahraman?d?r. Dine büyük hizmetleri olmuş ve olacakt?r. Fakat Adnan Bey arzu ettiği hizmetinin semeresini göremeyecektir. Benim de dine hizmetim olmuştur. Ketm etmeyeyim... Ama ben de hizmetimin semeresini Adnan Bey gibi göremeyeceğim. Her ikimizin de hizmetlerimizin semeresi ileride görülecektir."13
Bediüzzaman'?n Menderes'e desteğinden en çok rahats?z olanlar?n baş?nda CHP lideri ?nönü gelir. Bu konuda gerek kendisi, gerekse partisinin yay?n organ? gibi hizmet gören baz? gazeteler çok sert eleştirilerde bulunmuşlard?r. &#220;stad'?n Ankara ziyareti mecliste çok sert tart?şmalara sebep olmuştur. ?nönü'nün meclis kürsüsünde Menderes'e hitaben: "Siz şeriat? hortlat?yorsunuz, irticay? hortlat?yorsunuz. Bediüzzaman'? gezdiriyorsunuz..." sözlerine karş?l?k Menderes'in:
"Allah aşk?na, Paşa niçin bu kadar dinden, dindarlardan rahats?z oluyor, öleceğini bilmiyor mu? Şimdiye kadar kendisine ne zararlar? dokunmuştur. Bütün hayat?n? dine vakfetmiş bir pir-i faniden ne istiyor? Niçin eziyetinden hoşlan?yor, niçin meşakkat çekmesinden hoşlan?yor, niye bu kadar dine ve dindarlara karş?d?r, anlayam?yorum?" cevab? üzerine ?nönü:
"Efendim siz, Atatürkçülerle istihza ediyorsunuz. Öyle zaman gelecek ki, sizi ben dahi kurtaramayacağ?m" şeklindeki meşhur tehdidini savurmuştur.14
&#220;stad'?n 23 Mart 1960'da vefat?ndan iki ay sonra Demokrat Parti iktidar? da ihtilalciler taraf?ndan sona erdirildi ve Demokratlara on y?ll?k hizmetlerinin bedeli hapisler, sürgünler ve üç idamla ödetildi!
Dipnotlar:
1. Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 15. Cilt, s 7995-96.
2. Köprü Dergisi, Say?: 66, s. 96.
3. A.g.m. s. 102.
4. Emirdağ Lahikas?, s. 396.
5. Necmeddin Şahiner, Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi'yi Anlat?yor, II. Cilt, s. 359.
6. A.g.e. IV. C. s. 157-158
7. A.g.e., s. 367.
8. A.g.e., s. 160.
9. A.g.e., s. 182.
10. Emirdağ Lahikas?, s. 396.
11. A.g.e. s. 302; Şahiner, s.243.
12. Şahiner, IV. Cilt, s. 276.
13. A.g.e., III. Cilt, s. 276.
14. A.g.e., s. 277.

güzel kardeşim ne particilik yap?yorum nede üstad o zaman?n demokratlar?n? övmüş diye bugünkü demokratlara bir hisse ç?kar?yorum çünkü ç?karmak istesemde ç?karamam çünkü seradan süreyyaya kadar aralar?nda fark var ayr?ca bediüzzaman hz leri menderesle yapt?ğ? hizmetlerinden dolay? alakadard?r bir insan?n kötü al?şkanl?klar? olabilir bu ayr? mesele eğer türkiyedeki müslümanlara bir yarar? dokunmuşsa ki dokundu onu tüm imanl? insanlar över üstadda bir nevi ondan tarafgir olmuş nese ne anlat?rsan anlatay?m sizdeki bu ön yarg? bize bişey kazand?rmaz kaybettirir...haa ayr?ca siz bunu demişsinizki ispat edin istediğinz partiye verecem ben burda şaşk?nl?ğa düştüm yaniii tam manas?yla ne demek istiyorsunuz benim anlad?ğ?m üstad her zaman demokratlar?n desteklenmesinimi işaret miş çözemedim daha aç?klay?c? olursan?z sevinirim

[SEYYİDOĞLU]

Bu konuda herhangi bir bilginiz yok, sadece muhalif olmak için yazıyorsunuz ama çok bazit ve çok gereksiz. Ya doğru konuşun ya da susun diye bir söz vardır. Yukardaki alıntıda Ağar başörtüsünü savunmuş. "İnşallah çözer, Allah kısmet eder" diyeceğinize tamamen siyasi bir tarafgfirlikle her şeye karşısınız. Bugün CHP veya başka bir parti iktidar olsa, başörtüsü yasağını kaldıracağım dese ona "hayır oyumu ben AKP'ye veriyorum sen çözme" mi diyeceksiniz? Bir siyasetçinin iktidara geleceğini istemek yerine millet için hayırlısını, selameti dilemek Müslümanlığın bir gereğidir. Kendinizi ve eylemlerinizi biraz sorgulayın isterseniz...

Ayrıca güzel kardeşim ve abiim yazdıkların içinde biraz sen kendini sorgula yazdığını tekrar oku düşün bana söylediklerin için için rahat olacaksa diyecek bişeyim yok...

[fem_]

benim anladığım üstad her zaman demokratların desteklenmesinimi işaret miş çözemedim daha açıklayıcı olursanız sevinirim

Emirdağ Lahikası 386

Kalbe ihtar edilen içtimaî hayatımıza ait bir hakikat

Bu vatanda şimdilik dört parti var. Biri Halk Partisi, biri Demokrat, biri Millet, diğeri İttihad-ı İslâmdır.

İttihad-ı İslâm Partisi, yüzde altmış, yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini siyasete âlet etmemeye, belki siyaseti dine âlet etmeye çalışabilir. Fakat çok zamandan beri terbiye-i İslâmiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karşı dini siyasete âlet etmeye mecbur olacağından, şimdilik o parti başa geçmemek lâzımdır.


Halk Partisi ise: Hakikaten acip ve zevkli bir rüşvet-i umumîyi kanunlar perdesinde bazı memurlara verdikleri için, yirmi sekiz senelik bütün cinâyatıyla başkaların cinâyâtı ve İttihatçıların ve mason kısmının seyyiatları da o partiye yükletildiği halde, Demokratlara bir cihette galip hükmündedirler. Çünkü ubudiyetin noksaniyetiyle enaniyet kuvvet bulur, nemrutçuluklar çoğalır. Bu benlik zamanında, memuriyet hakikatta bir hizmetkârlık olduğu halde, bir hâkimiyet, bir ağalık, bir nemrutçulukla nefse gayet zevkli bir hâkimiyet mertebesini bir kısım memurlara rüşvet olarak verdiği için, bütün o acip cinayetlerle ve kendinden olmayan ceridelerin neşriyatıyla beraber bana yapılan muamelelerinden hissettim ki, bir cihette mânen Demokratlara galip geliyorlar. Halbuki, İslâmiyetin bir kanun-u esasîsi olan, hadis-i şerifte yani, "Memuriyet, emirlik ise, reislik değil, millete bir hizmetkârlıktır." Demokratlık, hürriyet-i vicdan, İslâmiyetin bu kanun-u esasîsine dayanabilir. Çünkü kuvvet kanunda olmazsa şahsa geçer. İstibdad, mutlak keyfî olur.


Millet Partisi ise: Eğer İttihad-ı İslâmdaki esas olan İslâmiyet milliyeti ki, Türkçülük onun içinde mezc olmuş bir millet olsa, o Demokratın mânâsındadır, dindar Demokratlara iltihak etmeye mecbur olur. Frenk illeti tâbir ettiğimiz ırkçılık, unsurculuk fikriyle Avrupa, âlem-i İslâmı parçalamak için içimize bu frenk illetini aşılamış. Fakat bu hastalık ve fikir, gayet zevkli ve câzibedar bir hâlet-i ruhiye verdiği için, pek çok zararları ve tehlikeleriyle beraber, zevk hatırı için her millet cüz'î-küllî bu fikre iştiyak gösteriyorlar.
Şimdiki terbiye-i İslâmiyenin za'fiyetiyle ve terbiye-i medeniyenin galebesiyle ekseriyet kazanarak başına geçerse, ekseriyet teşkil etmeyen ve ancak yüzde otuzu hakikî Türk olan ve yüzde yetmişi başka unsurlardan olanlar, hem hakikî Türklerin, hem hâkimiyet-i İslâmiyenin aleyhine cephe almaya mecbur olacaklar. Çünkü, İslâmiyetin bir kanun-u esasîsi olan bu âyet-i kerime, 'dır. Yani, "Birisinin günahıyla başkası muahaze ve mes'ul olmaz."
Halbuki, ırkçılık damarıyla, bir adamın cinayetiyle mâsum bir kardeşini, belki de akrabasını, belki de aşiretinin efradını öldürmekte kendini haklı zanneder. O vakit hakikî adalet yapılmadığı gibi, şiddetli bir zulüm de yol bulur. Çünkü "Bir mâsumun hakkı, yüz câniye feda edilmez" diye İslâmiyetin bir kanun-u esasîsidir. Bu ise çok ehemmiyetli bir mesele-i vataniyedir. Ve hâkimiyet-i İslâmiyeye büyük bir tehlikedir.



Mâdem hakikat budur, ey dindar ve dine hürmetkâr Demokratlar siz bu iki partinin gayet kuvvetli ve zevkli ve câzibedar nokta-i istinadlarına mukabil, daha ziyade maddî ve mânevî cazibedar nokta-i istinad olan hakaik-i İslâmiyeyi nokta-i istinad yapmaya mecbursunuz.

Yoksa, sizin yapmadığınız eskiden beri cinayetleri nasıl eski partiye yüklüyorlarsa, size de yükleyip, Halkçılar ırkçılığı elde edip tam sizi mağlûp etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim. Ve İslâmiyet namına telâş ediyorum.

Haşiye:

Eskilerin lüzumsuz keyfî kanunları ve su-i istimalleri neticesiyle, belki de tahrikleriyle zuhur eden Ticanî meselesini ve ağır cezalarını dindar
Demokratlara yüklememek ve âlem-i İslâm nazarında Demokratları düşürmemenin çare-i yegânesi kendimce böyle düşünüyorum:

Nasıl ezan-ı Muhammediyenin (a.s.m.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi, öyle de, Ayasofya'yı da beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmektir.

Ve âlem-i İslâmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, bu yirmi sene mahkemeler bir muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraatine karar verdikleri Risale-i Nur'un resmen serbestiyetini dindar Demokratlar ilân etmelidirler.

Tâ, bu yaraya bir merhem vurmalı. O vakit âlem-i İslâmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zâlimane kabahati de onlara yüklenmez fikrindeyim.

Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zatların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki gün baktım ve bunu yazdım.

Said Nursî

Ve bu hakikate yakinen şahid olup tasdik eden Risale-i Nur talebeleri:
Mehmed Çalışkan, Mustafa Acet, Hamza, Sadık, Halim, Raşid,
Ahmed Hüsrev, Sungur, Tahirî, Nuri ve saire

[Yaşlı ÇocuK]

1.Kardeşim &#220;stad hapislerle sürgünlerle ceza almas?n?n as?l nedeni Demokratlar? desteklemesinden değildir.&#220;stad bir yerde "Benim çektiğim bunca eziyetlerin tek nedeni kefereye ilgi ve sayg? duymamamdand?r" diyor.
2.Fem kardeşinde yazd?ğ? gibi
&#220;stad?n Demokratlar? desteklemesi için şart? şöyledir;

Kalbe ihtar edilen içtimaî hayat?m?za ait bir hakikat

Bu vatanda şimdilik dört parti var. Biri Halk Partisi, biri Demokrat, biri Millet, diğeri ?ttihad-? ?slâmd?r.

?ttihad-? ?slâm Partisi, yüzde altm?ş, yetmişi tam mütedeyyin olmak şart?yla [B]{Yani üstad diyorki Türkiyede &#37;70 tam müslüman olana kadar,5 vakit namaz k?lana kadar demokratlara verilmeli diyor}, şimdiki siyaset baş?na geçebilir. Dini siyasete âlet etmemeye, belki siyaseti dine âlet etmeye çal?şabilir. Fakat çok zamandan beri terbiye-i ?slâmiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karş? dini siyasete âlet etmeye mecbur olacağ?ndan, şimdilik o parti başa geçmemek lâz?md?r.[/B]


Mâdem hakikat budur, ey dindar ve dine hürmetkâr Demokratlar siz bu iki partinin gayet kuvvetli ve zevkli ve câzibedar nokta-i istinadlar?na mukabil, daha ziyade maddî ve mânevî cazibedar nokta-i istinad olan hakaik-i ?slâmiyeyi nokta-i istinad yapmaya mecbursunuz.

Yoksa, sizin yapmad?ğ?n?z eskiden beri cinayetleri nas?l eski partiye yüklüyorlarsa, size de yükleyip, Halkç?lar ?rkç?l?ğ? elde edip tam sizi mağl&#251;p etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim. Ve ?slâmiyet nam?na telâş ediyorum....
Vesselam..

[aşur]

&#220;stad'?n mektuplar?ndan her şey çok bariz bir şekilde görülüyor kardeşler. Bu Demokrat Parti, o Demokrat Parti'den çok daha iyi ve demokrat. Başlar?nda &#220;çüncü Adam Celal Bayar vard?. Lütfen meseleyi Tayyib'i savunmak için suland?rmayal?m. ?steyen istediğni destekleyebilir. Fakat AKP, kesinlikle demokrat gelenekten gelmiyor ve asla gerçek anlamda Demokrat olamaz. Zaman bu hususu çok aç?k olarak gösteriyor ve daha da bariz bir şekilde göstercetir. Bundan şüphemiz yok ta, bu arada millet kaybediyor. Hak ve hürriyetler noktas?nda şu beş sene geriye gittik maalesef. üzüntümüz sadece bundan Ne yapal?m. Allah basiret versin.