Konu Kapatılmıştır
1. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var 1 2 3 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 58

Konu: Aydın Menderes Babasını Temsil Edebilir mi?

  1. #1
    Dost hutuvvati_sitte - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2006
    Mesajlar
    24

    Standart Aydın Menderes Babasını Temsil Edebilir mi?

    Basına yansıdığı kadarıyla CHP’ye katılan İlhan Kesici, Aydın Menderes’ten ‘helallik’ istemiş. Neden? Kendisi ‘sağcı’ ya, CHP’nin de Adnan Menderes’i astıran parti olarak adı göklere çıkmış. Sonuçta Kesici CHP’ye giderken sabık Başbakan’ın oğlundan helallik isteyerek seçmenine ‘Ben aslında oradayım’ mesajını vermiş oldu. Aydın Bey de babasının yalnız biyolojik değil, siyasî varisi olduğunu da göstermiş oldu.

    Acaba öyle mi gerçekten de? Aydın Menderes babasının siyasetteki meşru varisi olabilir mi? 1991-2007 yıllarında söyledikleri ve yaptıklarına bakılınca pek de öyle bir meşru hakkı bulunmadığı sonucuna varmak zor değil. Bir bakalım isterseniz. Buyurun.

    DP yeniden doğuyor…

    Ekim 1991 seçimlerden sonra kurulan DYP-SHP koalisyonunun demokratikleşme tedbirleri arasında 12 Eylül’de kapatılan siyasî partilere yeniden hayatiyet kazandırmak için Siyasi Partiler Kanunu’nda değişikliğe gidileceği de vardır. Bu gelişme üzerine eski Demokrat Partililerin kurduğu Demokratlar Kulübü yönetim kurulu, DP’nin de açılabilmesini gündeme getirmeye karar verir.

    15 Mayıs 1992 günü Celal Bayar’ın kızı ve damadı Nilüfer-Ahmet İhsan Gürsoy çiftinin Çiftehavuzlar’daki evinde toplanan eski DP milletvekilleri bir bildiriyle bu konudaki görüşlerini kamuoyuna duyururlar. Bildiride şöyle deniliyordu: “DP, doğuşundan itibaren Türk milletinin çoğunluğunun güveninin kazanmış, siyasî tarihimizin içinde sağlam ve milletimizin kalbinde seçkin bir yere yerleşmiştir. Bu partinin mensupları olan bizler, partimizin maruz bırakıldığı hukuka aykırı işlemlerin de mağduru olarak DP üzerindeki “kapatılmış” olma gölgesinin kaldırılmasını, Tarih ve Kamuoyu önünde talep ediyoruz.”

    Bunu 2 gün sonra Ankara’daki DP’lilerin toplantısı ve bildirisi izleyecekti. Böylece DP’nin yeniden açılması, kamuoyunun gündemine girmiş oluyordu. Hatta eski İzmir Senatörü Beliğ Beller, “Hiç belli olmaz, vefalı Türk milletinin arzusuna uyarak Demirel’in Başkanlığı’nda DP’yi tekrar kurarız” diyerek umut gülücükleri bile dağıtabiliyordu.

    Ancak buradaki amacın, DP’yi yeniden kurup siyaset sahasına sürmek değil, tarihî bir hatanın ortadan kaldırılmasını sağlamak olduğunu belirtelim. Yok yere kapatılan parti bir kere hukuken açılsın, sonra gerekirse kendi kendini fesh etsindi.

    Meclis Anayasa Komisyonu’nda teklif görüşülürken o zaman RP milletvekili olup şimdiki Başbakan Yardımcısı olan Abdullah Gül ancak Cumhuriyet kurulduğundan bu yana “her ne sebepten olursa olsun” kapatılan bütün partilerin açılması söz konusu olacaksa teklife sıcak bakacaklarını ifade etmişti. Komisyon, DP’nin de yeniden açılacak partiler arasına dahil edilmesi üzerinde mutabakat sağlandı ve nihayet 3821 sayılı kanunla 18 Haziran 1992 tarihli oturumda DP yeniden açılma hakkını elde etmiş oldu.

    1992 Temmuzu sıcak geçeceğe benziyordu. Partilerinin paslı kilidini açma hakkını kazanan eski tüfek DPliler yeniden toplandılar ve uzun müzakereler sonucunda siyasete dönme kararını aldılar. Eski bakanlardan ve DP’nin yeni Genel Başkanı Hayrettin Erkmen, “DP’yi kurup gençlere teslim edeceğiz” diyordu.

    İyi de kime? Lider kim olacaktır? Hem “efsanevî lider” Celal Bayar 1973 seçimlerinde Ferruh Bozbeyli’nin Demokratik Parti’sini desteklemesine rağmen halktan yeterli oy alamamışken, bu zorlu işi bugün kim başarabilecektir? Zaten Adnan Menderes’in en küçük oğlu Aydın Menderes de DP’ye sıcak bakmamakta, sıcak bakmamak ne kelime, açılmasının hata olduğunu söyleyip yeni bir parti kurmanın hazırlıklarına soyunmaktadır.

    Aydın Menderes DP’ye karşı

    İşte o günlerde yayınlanan Aydın Menderes’in bir demeci: “DP yeniden açılsın, sonra malları Hazine’den devr alınsın,… mallar ya bir hayır kurumuna ya da DP hatırasını yaşatacak bir vakfa devredilsin, devir işleminden sonra da kapatılsın. DP’nin hatırasının bugünkü siyasî çekişmenin içine sokularak yıpratılması doğru değildir. Herhangi bir başka partiye katılma kararı [da] alınmamalıdır. Ben böyle bir siyasî oluşumun içinde değilim.” (Milliyet, 4 Temmuz 1992)

    Bu kadar net konuşan Aydın Menderes yeni partinin kuruluşu için harekete geçmiştir ya, DPliler şaşkındır. Aydın Bey bir parti kuracaksa bunu kuruluş hazırlıkları yapan DP’nin başına geçerek gerçekleştirmeyi neden tercih etmemiştir?

    İşte 1955’den beri yapılamayan 5. genel kongre 29 Kasım 1992’de Ankara’da bu endişeler altında toplanmıştı. Aydın Menderes çağrılı olduğu halde kongreye katılmamış, başına geçeceği Büyük Değişim Partisi’ni kurma hazırlıklarına son sürat devam etmişti.

    Bu arada beklenmedik bir gelişme oldu ve 16 Ocak 1994’de DP delegeleri olağanüstü kongreye çağrıldı. Hayırdır inşaallah! Son kongrenin üzerinden henüz 1,5 ay geçmişken bu ne işti?

    Mesele o gün anlaşıldı. Başlangıçta DP’nin yeniden açılmasına ve siyasete girmesine karşı çıkan Aydın Menderes o gün bazı arkadaşlarıyla DP kongresine gelmiş ve daha önce kapatılmasını uygun gördüğü DP’nin genel başkanlığına adaylığını koymuştu. Herkes şaşkındı. Bazı GİK üyelerinin de desteğiyle genel başkan seçilen Aydın Bey’in bu operasyonu, sonunda mahkemelere düşecekti.

    Görevine başlamak üzere parti genel merkezine geldiğinde kapıda tekbirle karşılanan Menderes’in bu dönemde epeyce yoğun bir İslamî eğilim içinde bulunduğu gözden kaçmıyordu.

    Mücahit Menderes!

    Ardından Aydın Menderes bir viraj daha aldı. Açılmasına şöyle böyle razı olduğu ama kendisini fesh etmesini ve siyasete girmemesini istediği partinin genel başkanlığını baskın bir seçimle ele geçirdikten sonra yaklaşan seçimlerde DP’nin barajı geçemeyeceğini anlayınca bir süre ANAP’la flört etmiş, 1995 Aralık’ında ise babasının (ve kendisinin) partisini yüz üstü bırakıp Refah Partisi saflarına katılmıştı. Hem de öyle böyle değil, tam katılma… “Seçime kadar değil, mezara kadar RP’liyim” sözleri ona aitti. “RP’yi kendi evim olarak gördüğüm için geldim” sözleri de. Bu defa sloganlar biraz değişmişti. RP’ye iltihak törenini izleyen partililer “Mücahit Menderes” diye karşılamışlardı onu. Hem de öyle bir günde katılmıştı ki, buna insanın 28 Şubat ve 27 Nisan darbelerinden sonra inanacağı dahi gelmiyor. Özellikle kandil gününe denk gelen bir Cuma günü Necmettin Erbakan’ın partisine katılan Menderes’i yeni genel başkanı, “O bize rahmetli babasının emanetidir” diye bağrına basmış ve törene katılanların merhum Menderes’e birer Fatiha okumalarını istemişti.

    Aydın Bey ise döktürüyordu: “Artık inananlar için vakit geldi. Hakkı yenenler için vakit geldi. Artık şafak doğuyor. 24 Aralık seçimleriyle RP iktidara geliyor. 25 Aralık’tan itibaren, bu ülkede İslamın neye uygun olduğu değil, neyin İslama uygun olduğunu tartışacağız.

    Ne? Ne? Ne?

    “25 Aralık’tan itibaren, bu ülkede İslamın neye uygun olduğu değil, neyin İslama uygun olduğunu tartışacağız” öyle mi? 28 Şubat’a açık davetiye gibi değil mi?

    Bugün muhtemelen birçok eski İslamcıyı bile rahatsız edecek bu radikal söylem, belli ki Erbakan’ı da şaşırtmıştır. “Sen bizim muhitlerimizde olmamana rağmen nasıl böyle şuurlu oldun?” sözleri tahmin edilebileceği gibi Hoca’ya ait.

    DP misyonunun Refah’ta tecelli ettiğine inandığı için bu partiye geçen Menderes, Gürcan Dağdaş gibi bazı arkadaşlarıyla birlikte milletvekili seçildi, hatta RP’nin genel başkan yardımcılığına getirildi. 15 Mart 1996’da geçirdiği talihsiz kaza sonucu boynundan aşağısı felç olan Aydın Menderes, bu defa ilginç bir çıkış yapacak ve 28 Şubat kararlarını imzalamadığı için Erbakan’ı eleştirecekti.

    Ardından RP’nin kapatılması üzerine kurulan Fazilet Partisi saflarına katıldı ve 18 Nisan 1999 seçimlerinde FP’den milletvekili seçildi. Ancak bu defa da Merve Kavakçı’nın türbanıyla TBMM’ne girmesinin şiddetle aleyhinde bulundu, partisinin tutumunu ağır bir dille eleştirdi.

    Nihayet onu, “pazara kadar değil, mezara kadar” sloganıyla girdiği Milli Görüş’ten 6 Mayıs 1999’da istifa ederken gördük. İstifasını geri alması için yapılan teklifleri reddeden Aydın Menderes şu sözleriyle belli ki 5 yıl içinde aldığı keskin virajların muhasebesini yapmakla meşguldür: “Bir de geri dönersem herkesin kafası büsbütün karışır.

    Onu en son, 2000 yılında Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz ederken hatırlıyoruz. Sezer’in aday olduktan sonra görevinden istifa etmesi gerektiğini, aksi takdirde anayasaya aykırı hareket edilmiş olacağını söylediyse de bağımsız milletvekili olarak o sırada “Sezer humması”na tutulmuş olan mecliste sesini duyuramadı.

    Ağar’la beraber Kırat’ı şahlandırma dönemi ve…

    15 Nisan 2001’de bu defa DYP’ye katılırken görüyoruz Aydın Menderes’i. 7 Ocak 2004’de DYP Genel Merkezi’nde yaptığı konuşmada (http://www.aydinmenderes.com/index.php?kategori=menderesten&id=202) Demokrat Parti çizgisinde yer alan siyasetçileri tek tek sayarken, bir zamanlar “mezara kadar” diyerek saflarına katıldığı RP-FP’yi ve Erbakan’ı asla zikretmemiş olması, daha önce eleştirdiği Demirel, Çiller ve Ağar’ı DP’nin meşalesini elden ele taşıyanlar kafilesine onurla dahil etmesi de ilginç bir gelişme olarak not edilmelidir.

    Kendi sitesinde yer alan konuşmasında şöyle dediği aktarılıyor Aydın Bey’in: “Allah var DP’den sonra da merhum Gümüşpala’sı da olsun, değerli cumhurbaşkanımız, büyüğümüz sayın Süleyman Demirel de olsun, arada DYP’nin genel başkanlığını yapmış olan rahmetli Ahmet Nüsret Tuna ve Yıldırım Avcı olsun, sayın Çiller olsun bütün genel başkanlarımızla bugüne kadar ve bundan sonra da en başarılı bir biçimde bu meşaleyi taşıdı. Elbette ki yeni genel başkanımız sayın Ağar da milletin sözünü bu ülkede ne olursa olsun geçerli kılmak için ve milletimizin birlik ve bütünlüğünün muhafazası için bu meşaleyi taşıyacak ve milletimizle el ele vererek bu Kırat’ı mutlaka bir kere daha şahlandıracağız. Buna yüzde yüz inanıyorum.”

    Hatta hızını alamayıp DYP etrafında bir toplanma çağrısında dahi bulunmuştur: “Gün toparlanma zamanıdır, gün Kırat’ın etrafında birlik ve bütünlük sağlama zamanıdır. Türkiye’nin buna ihtiyacı vardır, Türkiye’nin DYP’ye ihtiyacı vardır. Türkiye’nin, DYP’nin de sizlere ihtiyacı vardır.”

    7 Ocak 2004’de bunları söyleyen Menderes, 1,5 yıl sonra, 15 Ağustos 2005’te ağzımızı hayretten bir karış açıkta bırakan şu cümleleri sıralayacaktır:

    Peki siz babanızı temsil edebiliyor musunuz Aydın Bey?

    “Artık DYP'nin misyonu falan kalmamıştır. DYP, tutarsa bir takım insanları meclise taşıyacak, denk gelirse bir koalisyonda bakan yapacak bir araca dönüşmüştür. Bugünkü haliyle DYP, Türkiye'nin hiçbir ihtiyacına cevap vermiyor, AK Parti ile arasında hiçbir fark yoktur. Bugünkü DYP'nin mevcudiyeti, esasen AKP'nin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir… Bugün DYP'nin varlığıyla yokluğu arasında bana göre bir fark yoktur.”

    Yıl 2007. O artık DYP’li değil. Onu bu defa DYP ile ANAP’ın DP çatısı altında birleşmesi teşebbüsleri sırasında sanki DP’nin tek ve mutlak adresi kendisiymiş gibi konuşurken gördük: “Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu'nun kurduğu mevcut Demokrat Parti babamı temsil etmiyor”.

    Peki bütün bu çelişkiler girdabında ‘Siz babanızı temsil edebiliyor musunuz Aydın Bey?’ diye sorma hakkımız olmayacak mı?

    Mustafa Armağan - Haber7.com
    http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=138381

  2. #2
    Pürheves sarı-beyaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    Rize
    Mesajlar
    162

    Standart

    Peki Mehmet Ağar Demokrat Partiyi temsil edebiliyor mu/edebilecek mi?

    Kusura bakmay?n?z inanmam çok ama çok zor. Sanki kendinize göre işinize yarar hesaplar yap?yorsunuz. Bana bu parti ve adamlar?na nas?l güvenebileceğimi anlat?rm?s?n?z. Sadece ismini DP yapm?ş diye sanki sizde bir duygusall?k meydana getirmiş. Son günlerde izlediği siyaset ve geçmişi varken neden nas?l güvenebileceğim kardeşlerim.
    Kimki canı için cananı sever canı sever, kimki cananı için canı sever cananı sever.

  3. #3
    Ehil Üye Seha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    1.626

    Standart

    Doğru söylüyorsun Fatih Emin kardeşim biz Ağara güvenmiyoruz.
    Biz misyona güveniyoruz. Üstad'?n işaret ettiği istikamet Osmanl? Ahrarlar?nandan başlayarak Demokrat Parti ile devam eden aard?ndan AP ile süren ve bugünlere gelen bir silsiledir. Siyasette misyon sağlam olmal?. Eğer bir misyon varsa o misyon ad?na ç?kan başka nevzuhur bir parti dikkatlice incelenmelidir.

    Hem madem Ağar'?n geçmişi şüpheli. Erdoğan?n daha çok hata dolu değil mi? Mesela dini siyasete alet etmiş ve Üstad bu konuda Risale-i Nur talebelerini şiddetle ikaz etmemiş midir? Madem Ağar? geçmişi ile sorgulamak gibi ince bir noktadan yaklaş?yorsunuz, hakikat ad?na Erdoğan?nda geçmişini bir inceleyin bakal?m.

    Ayr?ca, Üstad Nur Talebelerini şiddetle Demokratlara destek ç?kmas? için uyar?yor. Eğer bu uyar?ya riayet etmek istiyorsak Üstad'?n işaret ettiği misyonu taş?yan Demokrat Partinin kim olduğu Risale-i Nur rehbeliğinide tesbit edilmesi elzemdir.

    Bu konunun meşrutiyet kurallar? içinde tart?ş?lmas? laz?md?r. Yoksa, menfi siyaset tarz?nda şah?slarla uğarşmakla Risale-i Nur'da gösterilen Demokrat partinin bugünkü karş?l?ğ? bulunamaz.

    Mesela, Mendereste eski bir CHP li idi.
    Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

  4. #4
    Yönetici SeRDeNGeCTi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    5.901

    Standart

    Alıntı Fatih Emin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sanki kendinize göre işinize yarar hesaplar yapıyorsunuz.
    Kardeşim yazının yazarına dikkat ettiniz mi? "Mustafa Armağan" KendisiZaman Gazetesinde ve Haber7.com da yazılarını yayınlamaktadır. Yani bu yazıyı hutuvvati_sitte kardeş yazmadı ki bir yarar elde etmeye çabalasın.
    Ayrıca mesajınızda verdiğiniz soruların yanıtları forumun Gündem bölümünde sair konularda uzun uzadıya yazılmıştır. Lütfen bu konuları daha fazla uzatmayalım. Kimse kimsenin siyasi görüşünü değiştirmesini, kendi desteklediği partisine reyini atmasını beklemiyor. Mesele anlayış farklılıklarından ibaret... Şu seçim geçseydi de şu siyaset belasından kurtulsaydık artık......
    Anlamını Bilmediğiniz Kelimelerin Üzerine Çift Tıklayınız...

    Sual: Belki onlar eski hali istiyorlar?
    Cevap: Size kısa bir söz söyleyeceğim; ezber edebilirsiniz: İşte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl...
    (Bediüzzaman Said Nursi)


    Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
    Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum!.. (Osman Yüksel SERDENGEÇTİ)




  5. #5
    Ehil Üye Seha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    1.626

    Standart



    Allah iyiliğini versin.
    Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

  6. #6
    Pürheves sarı-beyaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    Rize
    Mesajlar
    162

    Standart

    Serdengeçti Abi ben Mustafa Armağan beyin yaz?s?na bişey demiyorum. Sitenin diğer konu bölümlerinde şimdiki DP' ye karş? tak?n?lan bu müsbet kanaatleri anlayam?yorum. Bediüzzaman zaman?nda kaç parti vard? şimdi kaç parti? Neyse art?k daha uzatmayal?m. ?htilafa düşmemizi hiç istemezdim. Vereceğimiz oylar?n vatana millete hay?rl? olmas?n? Rabbimden diliyorum. Benim düşüncem Ak Partiden yana.
    Kimki canı için cananı sever canı sever, kimki cananı için canı sever cananı sever.

  7. #7
    Ehil Üye Seha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    1.626

    Standart

    Fatih Emin kardeş, Üstad dört parti misyonuna işaret ediyor

    1)Halkçılar
    2)Milletçiler
    3)Siyaasal İslam
    4)Demokratlar

    Üstad Nur talebelerine çizgiyi net ve itiraz edilemiyecek ibr tarzda çiziyor

    Diyor ki, Nurcular Osmanlı Ahrarlarının devamı olan Demokratları muhafaza ediyor- etsin ve destekliyor -desteklesin. (Emirdağ lahikasından)

    Demek ki Risale-i Nur talebesi oy verirken Demokrat Misyona bakar. O misyonu sahiplenmiş kimse onu aramakla mükelleftir ve bulur.

    Şimdi, o zaman kaç parti vardı şimdi kaç parti var demişsin.

    Mesela üstad İttihad-ı İslam partisinden bahsediyor ve sakıncalarını söylüyor. Ancak, o zamanda öyle bir parti yok. Ama olacağını görmüş. Misyon itibari ile bahsetmiş. Bu da delildir ki Üstad bu dört partiden zikredeken partiden değil misyondan bahsediyor.

    Yani, halkçı olan

    CHP,DSP,SHP, GP, BTP vesaire bu kimliğe yakın hiç bir parti Nur Talebeleri tarafından desteklenemez. Ama Bazıları zamanında destekledi.

    Milletçi olan

    MHP, BBP, GP, BTP, DTP vs ne kadar milletçi kökenli parti varsa Nurcular tarafından desteklenemez.

    İttihad-ı islam

    Yani SP , BTP, BBP, vs gibi ne kadar siyasal islam kökenli parti varsa Nurcular desteklemez.

    Demokrat Parti

    DP,ANAP, AKP

    Bu üç parti Demokrat kökenli olduğunu iddia ediyor. Demek Nurcular bunlardan birine oy verir.

    Biz diyoruz ki "hayır kardeşim AKP şu şu şu yüzden milletçi ve din eksenli bir partidir, oy verilemez. Verene kızmıyoruz, eleştirmiyoruz.

    Siz diyorsanız ki AKP demokrat parti kökenlidir. Baş göz üstüne. Oy sizin buyurun.

    Yok ,ama AKP demokrat misyona uymuyor diyenleri vaz geçirip AKP'ye oy vermesini istiyorsanız aşmanız gereken şeyler var

    1)Meşveret kararı almalısınız. Tepeden inme tek bir zatın emri bizi bağlamaz. (kim olduğunu herkez biliyor)

    2)Meşveret kararımızı değiştirecek Risale-i Nur'Dan deliller getirmelisiniz.

    3)DP'yi yerden yere vuran halkçı, milletçi, siyasal islamcı ve AKP'li basının DP hakkında tüm yazdıklarını ıspat etmelisiniz. Zira, tutukları siyasi partiye menfaat ile bağlı medyanın DP hakkındaki yorum ve analzilerine ve haberlerine prim vermiyoruz. Zira, Üstad'ımız öyle yapmıştır. Basına değil, meşverete ve basiretine güvenip olaylara yorum yapmıştır.

    Şimdi böyle yapıyorsanız buyurun. Risale-i Nur talebelerine yakışır bir tarzda bizi ikna edin.

    Muhabbetle
    Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

  8. #8
    Vefakar Üye yenipınar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    419

    Standart

    seha kardeş,bu zamana kadar foruma eklenen yaz?larda siyasi görüşünü beyan eden kardeşler net olarak parti tercihlerini yazd?lar.Bunlara karş? bu forumda adavet kokan kesinlikle bir cümle sarfedilmedi.Edildi diyen o cümleyi bulup getirsin.Ha şu yap?ld?,"Niçin DP destekleniyor ve AKP niçin desteklenmiyor " bunlar?n sebepleri medenice yaz?ld?.Problem burada değil.Problem tercihini DP olarak aç?klayan kardeşlerin hem şah?slar?na hem de cemaatlerine taarruzlar başlad?.?şte bu noktada insaf ve hakperestlik devreden ç?karak hisler ve nefisler oynamaya başlad?.AKP taraf?na tercihini yapanlar lütfen Risale-i Nurlardan bunun gerekçelerini bir misyona bağl? kalarak ispat etsinler.Buyurun meydan buras? diyoruz.Ancak daha kolay olan yollara tevessül edilerek hem DP kötüleniyor hemde başka partiye tercih yapanlar mütedeyyin de olsa su-i zan ediliyor.Bunun Risale-i Nurlardan yerini lütfen göstersin kardeşlerimiz. DP'yi Risale-i Nur ölçüleri ile tercih edenlere karş? bu kadar sald?r?n?n alt?nda yatan sebepleri san?r?m bulmak gerekir.Ben Risale-i Nurlar çerçevesinde kalarak siyasi ve içtimai meselelere bakanlar?n mesul olmayacağ?na inan?yorum.Çünkü bunlarda aşk-? islamiye ve hamiyet-i diniye hakimdir.Diğer bir husus ise meşveret karar?d?r.Bu karar isabet etmese de mes'ul olunmaz.Kardeşlerimizin bu cihetleri dikkate almalar? gerekir.
    Muhabbetlerimle

  9. #9
    Ehil Üye Seha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    1.626

    Standart

    Allah razı olsun kardeşim;
    Bizi siyasetle istigal etmekle suçalayan bazı kardeşleri eleştirmek istiyorum

    Bize diyorlar "Niye siyasetle iştigal ediyorsunuz. Niye DP'nin propogandasını yapıyorsunuz." Hatta bazı kardeşler ileri gidip Yeni Said'in siyasetten içtinab etmemizi istayen yazılarını koyduğu gözlendi.
    Peki haklılar mı?

    Oysa aynı kardeşler AKP'yi savunurken veya DP'yi kötülerken medyadan okudukları haberleri buraya taşıyorlar. Yada yorumlarını onların haberlerine bina ediyorlar. Risale-i Nur ağzından değilde medya ağzından eleştiri yapıyorlar.

    Oysa siyasete bulaşmakla suçlanan bizler yazılarını Risale-i Nur eksenli yazıyoruz Buna rağmen menfaat üzerine dönen medyanın yalan mı doğrumu taraflı mı , dürüst mü belli olmayan(!) yazıları ile bizlere vuruyor ve eleştiriyorlar.

    Bakıyorum o kardeşler en kıyıda köşede kalmış siyasi boğuşmalardan haberdar. Hatta bazıları "hakikatleri görmek için Risale-i Nur okumaya gerek yok" diyecek kadar ileri gittiler. Peki bu söz;Yalancı ve menfaatleri için ülkeyi ateşe atmaktan çekinmeyen medyanın sözü gerçekleri görmek için kafidir, Risale-i Nur dürbünü gereksiz,demek değil de nedir?

    Peki bu kardeşler neden bize siyasetle iştigal ediyorsunuz, dediği halde kendileri -bizim- asla yapmadığımız siyasi boğuşmaları takib ediyorlar. bu vakıanın adını koymak lazım.

    Bu vakıanın adı şudur; "Üstad'ın özellikle bizi sürekli vurdukları Yeni Said'in yasak ettiği menfi, şeytanı melek, meleği şeytan gösteren tarafgir siyasete bulaştıkları için. Dünyanın geçici boğuşmalarını o kadar çok takib ediyorlar ki akılları karışmış ve o rüzgarlar Yeni Said'e muhallif olarak şiddetli tarafgirliğe yol açmış. Zira, medya onları yalan ve cerbezeli haberlerle veya provakatif haberlerle öyle bir politize ediyor ki, doğru ile yanlış ayırt edilemez hale geliyor.

    Ayrıca bu kardeşlerin, Risale-i Nur'un sadece Yeni Saide ait kısımlarını okuduklarını ve Eski Said'e ait ve Üçüncü Said' ait eserleri pek okumadıklarına ve-veya çok önemsemediklerine şahid oluyoruz.

    Peki bu kardeşlere ne oluyor ki, siyaset yapmayın dediği halde Üç Said'inde yasakladığı menfi siyasete bulaşıyorlar,kendileri yapıyorlar: Dedik ya dünyanın boğuşmalarına o kadar dalmışlar ki, tarafgir dürbünle veya değer verdikeleri bir büyüğünün meşveretsiz sözüne o kadar inanmışlar ki, siyaset yaptıklarının farkında değiller. Bütün gün taş kırmış derin uykuda olan evi yanmakta olduğu için uyandırlımak istenen bir adam nasıl rahatsız ettiğiniz için agresiflerşir. O günlük boğuşmalardan yorulmuş bitkin , medyanın sihiri ile uyumuş zihinleri kendilerini siyaset yangınına düştüklerini farkettirmiyor. O kadar tatlı bir uyku ki, biri çıkıp "dese burda uyuma git başka yerde uyu ,zira ev yanıyor" anlamıyacak ve onu uykusunu bölmekle suçlayacaktır.

    Evet bu kardeşelerin Risale-i Nur ile uyandırıyoruz. Diyoruz ki, Risale-i Nur'un bir vazifeside siyaseti talimdir ve oy zamanında demokratları desteklemektir. Bu sözler onlara o kadar yabani ve ilk kez karşılaşmış gibi geliyor ki hakaretlere başlıyorlar. Siyasete bulaşmışsınız,deyiveriyorlar. ASlında demek istiyorlar, siz siyaseti bırakın biz yapalım.

    Selametle

    Selametle
    Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

  10. #10
    Yasaklı Üye agbi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    44

    Standart

    Bu sitede siyaset yasak mı değil mi,bir karar verin.Eğer yasaksa bu yazıyı silin.Ya da bu yazıya cevap vereceğim!Nedense biz cevap verince adı siyaset oluyor!!!

Konu Kapatılmıştır

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Aydın Menderes
    By aşur in forum Gündem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.01.12, 10:15
  2. 14.Söz,Beşinci Şık,İki Temsil ???
    By leblebi in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 04.09.09, 13:23
  3. Bediüzzaman Said Nursi'nin Babasını Dinlemediği An
    By SeRDeNGeCTi in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 04.04.09, 17:51
  4. İslamiyeti Temsil Çok Ağır Bir Yük Değil mi?
    By tahkik in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 05.09.08, 13:43
  5. Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 15.07.08, 10:55

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0