Doç. Dr. Cemil Koçak: Atatürk, dinin insanlar üzerindeki bask?s?n?n ancak otoriter bir düzende ortadan kald?rabileceğine inan?yor. http://www.sentezhaber.com/images1/atturk.gifAtatürkçülük demokrasiye engel
Neşe Düzel-Radikal
Yak?n dönem siyasi tarih üzerine çal?şan Sabanc? Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Cemil Koçak'la Cumhuriyet dönemini, bu dönemin s?rlar?n?, Atatürk'ün kişiliğini, devletle Atatürk'ün ilişkilerini ve bugünkü durumu konuştuk.
Atatürk'ün baz? sözleri toplumdan bilinçli bir şekilde saklanm?ş olabilir mi?
Şu olabilir. Atatürk'ün baz? sözleri, konjonktüre uygun düşmeyebilir. Biz, Atatürk'ü 'büyük devlet adam?, büyük kumandan, ulu önder' s?f?tlar?yla an?yoruz. Oysa en önemli özelliği olan siyasetçi taraf?n? unutuyoruz.. ?smet Paşa, 'Atatürk'ün siyasetçiliği kumandanl?ğ?ndan üstündür' diyor. Gerçekten Atatürk öngörüsü yüksek olan çok iyi bir siyasetçi. Ve bir siyasetçi, yerine ve zaman?na göre ayn? konuda farkl? şeyler söyleyebilir, kurduğu ittifaklar? değiştirebilir. Bu, siyasetin doğas?nda var. Atatürk'ün de farkl? zamanlarda ayn? konuda farkl? görüşleri var.
Hangi konular bunlar?
Mesela Atatürk'e Osmanl? devletinin Birinci Dünya Savaş?'na girmesi hakk?nda ne düşünüyorsunuz diye soruyorlar. 1919'da sorduklar?nda 'Savaşa girilmemesi diye bir ihtimal yoktu' diyor. Çünkü Atatürk o zaman ?ttihatç?'larla birlikte davranmak zorundayd? ve onlar? koruyor. Zaman geçiyor, Cumhuriyet kuruluyor. Ayn? soru yine soruluyor. ?ttihatç?lar için,'Bunlar cahildir. Birinci Dünya Savaş?'na girip memleketin alt?n? üstüne getirdiler' diyor. Atatürk'ün Sovyetler Birliği'yle ilişkisini ve sözlerini al?n, emperyalizme ve kapitalizme karş? ç?kan çok Bolşevik Che Guevera tarz? bir Atatürk kurabilirsiniz kafan?zda. Ama ayn? Atatürk camiden ç?k?p Meclis'i aç?yor. Hocalarla birlikte dua ederek kurbanlarla, besmelelerle Meclis'i aç?yor. Meclis Osmanl?'da böyle hiç aç?lmad?.
Atatürk bugün Meclis'i böyle açabilir miydi? Açsayd? ne olurdu?
?rtica denirdi buna. Atatürk siyasetçi olarak böyle yapmak zorunda olduğunu düşündü. Çünkü o dönemde ?slami bir dayan?şmaya ihtiyac? vard?.
Atatürk'ün dinle ilgili sözlerinin de Türk Tarih Kurumu taraf?ndan sansür edildiğini okudum gazetelerde. Bu mümkün mü?
Mümkün. Atatürk'ün meşhur Medeni Bilgiler kitab?ndaki dinle ilgili baz? sözleri sansürlenmiş. Atatürk bu kitab?nda, '?slam Araplar?n dinidir... Biz ise Türküz... ?slam bizi geriletti... Bizden uzak dursun' havas?nda bir söz ediyor. 1930'larda söylenmiş bir söz bu. Bizim için hangi Atatürk geçerli, bunu söyleyen Atatürk mü, Meclis'i duayla açan Atatürk mü? Atatürk gidip camide halka hutbe de okuyor. Bal?kesir'de bir camide konuşuyor. Yapacaklar?n?, ?slam da bunlar? emrediyor diye anlat?yor. Atatürk ondan sonra hiç camiye gitmiş mi? Gitmemiş.
Bir yandan devlet bütün kurumlar?yla Atatürkçü, bir yandan devletin kurumlar? Atatürk'ün sözlerini sansürleyip sakl?yor. Bu çelişki nereden kaynaklan?yor?
Çünkü farkl? konjontürlerde farkl? Atatürkçülük versiyonlar? var. Herkesin kendine göre içini doldurabileceği boş bir kutudan bahsediyoruz. Atatürk'ün ayn? konuda farkl? yaklaş?mlar? var. Eğer Atatürk'ün siyasetçi olarak söylediği bir söz, o günkü konjonktüre uymuyorsa sansür ediliyor.
Atatürkçülük, Atatürk'ün ölümünden sonra m? ortaya ç?kt??
Asl?nda Atatürkçülük diye bir şey yok. Atatürk var. Atatürkçülük diye bir ideoloji hiçbir zaman olmad?. Atatürk'ün akl?ndan bir ideolojik paket haz?rlamak hiç geçmedi. Atatürk'ün siyaseti, duruma göre hareket etmek oldu. Mesela iktisat siyasetinde, özel sektör de devletçilik de arka arkaya denendi. Atatürkçülük bir pragmatizmdir. Dolay?s?yla biz bunu söyledik, angaje olduk, bu program?n d?ş?na ç?kamay?z gibi teorik bir platformdan tamamen uzak bir sistemdir. Kazanmak için gereken neyse o yap?l?r. Gerekirse ittifaklar kurulur ve bozulur. Mesela Türk Tarih Kurumu, Atatürk'le ilgili başka şeyler de sansür etti.
TTK başka neyi sansürledi?
Atatürk'ün 1923'te ?zmit'te bas?n mensuplar?yla yapt?ğ? çok uzun bir görüşme var. Atatürk orada Kürt meselesine değiniyor. 1960'larda Atatürk'ün söylev ve demeçleri toplan?rken, o tarihte gazetelerde yay?mlanm?ş olan konuşmas?n?n bu bölümü ç?kar?l?yor. O konuşmas?nda Atatürk, Milli Mücadele'nin baş?nda da, Teşkilat-? Esasiye'de de olduğu gibi 'Kürtlere yerel özerklik, otonomi ya da ona benzer bir şey verilecek' diyor. Zaten 'Türk milleti' ve 'Bu memlekette Türkler yaşar' tan?mlamas? da 1925'teki Şeyh Sait isyan?ndan sonra ortaya ç?k?yor.
Niye?
Şeyh Sait isyan? dönüm noktas?d?r. Bu isyan?n ikili bir yüzü var. Kürtler hem Cumhuriyet'in reformlar?na karş? ayaklan?yorlar, hem de bir Kürt milliyetçiliği ayaklanmas?n? gerçekleştiriyorlar. 1925'e dek Atatürk Meclis'teki konuşmalar?nda, 'Türk, Kürt, Çerkez hepimiz ?slam'?n unsurlar?n? oluşturuyoruz' diyor. 1925'ten sonra ise 'Türkiye'de yaşayan herkes Türk milletidir, herkes Türktür. Cumhuriyet'i Türkler kurdu' deniyor. Yani, 'Herkes kendine Türk diyecek ve Türkçe konuşacak' deniyor. Oysa Atatürk'ün 1925'e kadar bir Türk tan?m? yoktu. Kanunlarda da Türk tan?m? yoktu, çoğu zaman 'Türkiye halk?' diye geçiyordu ve Atatürk de çok defa böyle diyordu.
Atatürk Kürtlerle yapm?ş olduğu ittifak? bozdu mu?
Şeyh Sait ayaklanmas?n?n temel nedeni, bu ittifak?n bozulmas?d?r zaten. Bu ittifak?n bozulmas?na tepkidir ayaklanma. Kürtleri yan?na alarak verdiği Milli Mücadele'yi başar?yla sonuçland?rd?ktan sonra Atatürk, bir siyasetçi olarak Kürtlerin desteğine ihtiyac? kalmad?ğ?n? düşündü. Bu ittifak?, ileride yapmak istediklerine engel olarak görmeye başlad? ve muhtemelen de kafas?nda nihai hedef olarak Kürtlere özerklik vermek gibi bir şey yoktu. onun nihai hedefi bizim bugün anlad?ğ?m?z üniter devletti. Asl?nda Atatürk'ün Kürt sorununa bak?ş?, bugünkü resmi politikadan farkl? değildi.
Eğer her dönem konjonktüre uygun farkl? bir Atatürkçülük varsa, bugünkü Atatürkçülük nedir?
Bugün Atatürkçülerin dile getirdiği bir 'cumhuriyet ilkesi' var. Oysa cumhuriyetçilik, devlet başkan?n?n hanedan üyesi olmay?p, bir şekilde seçimle gelmiş olmas?ndan ibaret bir yönetim şeklidir. Yani saltanata son vermektir. Cumhuriyeti bu şekilde tan?mlarsan?z, 'cumhuriyetçi' olman?n manas? pek yok. Ama bizde bir de 'cumhuriyetin temel ilkeleri, değerleri' diye bir lak?rd? var. Cumhuriyetin içi, kendisiyle ilgili olmayan laiklik meselesiyle doldurulmaya çal?ş?l?yor. Asl?nda Atatürkçülük, laiklik meselesidir. Bugün Atatürkçülük'ten geriye ne kald? derseniz, laiklik meselesi kald?. Atatürkçülüğün içinde demokratik bir mesele hiç yok.
Atatürkçülük'te niye demokrasi yok peki?
Asl?nda demokrasi ve laiklik ayr?lamaz. Laiklik demokrasi için ne kadar gerekliyse, demokrasi de laiklik için o kadar gereklidir. Atatürk hayat? boyunca asl?nda özgür akl? vurguluyor. ?slam'?n getirdiği zihniyet dünyas?n?, dinin sosyal bask?s?n? y?kmadan, insanlar?n özgür bir akla sahip olmas?n?n mümkün olamayacağ?n? ve din hâkimiyetini yok etmeden demokra-tik bir düzenin kurulamayacağ?n? düşünüyor. Dinin insanlar üzerindeki bask?s?n?n ancak otoriter bir düzende ortadan kald?rabileceğine inan?yor. Atatürkçülük esas itibar?yla budur ve tipik bir ayd?nlanma felsefesidir. Atatürkçülük siyasi felsefe olarak otoriterliğin d?ş?nda asla tan?mlanamaz.
Atatürkçülük çağdaş demokrasiye izin verir mi?
Korkar?m vermez.
Bugünkü Atatürkçülük'le, Atatürk'ün gerçek kimliği ve sözleri ne kadar örtüşüyor?
Atatürkçülük, Atatürk'e çok haks?zl?k ediyor. Atatürk böyle ayet düzeyinde birtak?m sözlerden ibaret bir insan değil. onun Birinci Meclis'te milli mücadeleye yön verebilmek ve insanlar? ikna edebilmek için yapt?ğ? konuşmalar çok önemli. Çok ak?ll?, öngörü sahibi, kararl? iyi bir siyasetçi Atatürk. Eğilip bükülmüyor mu? Evet eğilip bükülüyor. ?nan?lmaz bir eğilip bükülmesi var, esnekliği çok yüksek Atatürk'ün. Atatürk iyi bir siyasetçi. Ama biz Atatürk'ü bizim yapt?klar?m?z? yapmayan insan üstü bir varl?k, bir süpermen olarak düşünüyoruz.
Atatürk'ün pek çok sözü niye topluma yans?t?lm?yor?
'Nutuk' dahil, Atatürk'ün yapt?ğ? konuşmalar?n geniş kesimlerce okunduğunu söyleyemeyiz. Biz, Atatürk'ün söylediklerini, '?stikbal göklerdedir. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' gibi, 'ayetler' tarz?nda biliyoruz. Mesela 'Nutuk', y?llard?r en çok bas?lan kitapt?r. Bir üniversite mezununun önüne koysan?z, ne anlatt?ğ?n? anlatamaz. Çünkü 'Nutuk'u tam anlayamaz.
Niye? 'Nutuk' o kadar anlaş?lmaz m?? Biz yak?n tarihimizi 'Nutuk'tan öğrenemez miyiz?
Öğrenemeyiz. 'Nutuk' sekiz y?ll?k bir otobiyografidir. Atatürk 'Nutuk'ta, 1919'da Samsun'dan başlayarak 1927'ye kadar geçen sekiz y?ll?k hadiseleri, sadece kendi aç?s?ndan anlat?yor. 'Nutuk', sadece telgrafnamelerden kurulu bir metindir. 'Nutuk'u profesyonel tarihçinin d?ş?nda kimsenin anlamas? mümkün değlidir. Ortalama bir vatandaş 'Nutuk'tan bir sonuç ç?karamaz. Bu yüzden biz 'Nutuk'un 'Ey Türk Gençliği' diye başlayan sadece son sat?rlar?n? biliyoruz ve onu da 'ayet' gibi as?yoruz.
(...)
Toplumdan saklanan s?rlar?n kaynağ?nda ?ttihatç?lar m? var? onlar? m? korumaya çal?ş?yoruz?
Cumhuriyeti kuran kadronun ?ttihatç? olmas?n?n da pay? var tabii. Normalde cumhuriyetçilerin Osmanl? saltanat?nda olan her şeyi suçlamas? gerekirken, savunmak durumunda kal?yorlar. Çünkü ?ttihatç?lar, geçmişlerini silip atam?yorlar. Çünkü Cumhuriyet bir kopuş değil, bir geçiş asl?nda. Frans?z ihtilalindeki gibi gelenler gidenleri giyotinle kesmiş olsalard?, önceki dönemle bir kopuş olurdu. O zaman Enver Paşa, Sar?kam?ş'ta ölen 90 bin asker için 90 bin kere didiklenirdi. Ama durum öyle değil. Enver Paşa'n?n yaveri, Cumhuriyet'te Atatürk'ün yaveri. Yaverler düzeyinde bir devaml?l?ğ? var işin. Ayn? kadro, ayn? zihniyet Cumhuriyeti devam ettiriyor. ?şte o zaman da rejim değişikliği olmuyor, iktidar değişikliği oluyor.
Osmanoğullar?'n?n saltanat? bitiyor, Cumhuriyet kuruluyor. ?ttihat Terakki Partisi isim değiştiriyor ve ittihatç?lar Cumhuriyet Halk Partisi oluyor. ?ttihatç?lar Osmanl?'y? bat?r?yorlar ama Cumhuriyeti de kuruyorlar.
Osmanl?'n?n son döneminde yaşanan ac? olaylar? gizlemenin nedeni de, Cumhuriyeti kuran kadronun ?ttihatç? olmas? m??
Evet. Kopuş olmad?ğ? için, Ermeni katliam? da bu yüzden tart?ş?lam?yor.
Konuşan: Neşe Düzel
Radikal, 13.11.2006
Haber: http://www.sentezhaber.com/index.php?mode=detay&index_id=5971