Konu: Ahmet Hakan: Hocanın Oğlu İçki İçer mi?

Hocanın Oğlu İçki İçer mi?

HİÇ kuşkunuz olmasın:

İçer. Hem de nasıl içer!

"Hocanın oğlu" olmak, bir insana, "dini açıdan" ekstra sorumluluk yüklemez.

Herkes ne kadar "sorumlu" ise, "hocanın oğlu" da o kadar "sorumlu"dur.

Ya da herkesin günah işleme özgürlüğü ne kadar varsa, "hocanın oğlu"nun da o kadar vardır.

Madem İslam’da ruhban sınıfı yoktur...

O halde, bırakın "hocanın oğlu"nu, bizzat "Hoca"nın kendisi bile ekstra bir sorumlulukla mükellef değildir.

"Hoca"nın kendisi için sadece şöyle bir farklılıktan söz edebiliriz:

Sabah akşam millete dinin emirlerini hatırlatıp, yasaklarından sakındırmaya çalışan bir "hoca", eğer söylediklerinin tam tersini yapıyorsa, "Neden yapmadıklarını söylüyorsun?" şeklinde ahlaki bir itirazla karşılaşabilir.

O kadar. Ötesi yoktur.

Ancak...

Böylesi bir itirazı, dinle irtibatı "hocanın oğlu" olmaktan öteye geçmeyenler için yapamayız.

***

Bunları yazmama neden olan "haber" şudur:

Zekeriya Beyaz’ın oğlu, sabaha karşı İstanbul’da alkollü araba kullanırken yakalanmış. Polisler, "Mahdum Bey"i karakola götürüp ehliyetine el koymuşlar. Beyaz Hoca da oğlunu almak için sabaha karşı karakola koşmuş falan.

Diyelim ki Zekeriya Beyaz’a kıl oluyoruz.

Onun her konuya atlamasına, dini magazinleştirmesine, gülünç durumlara düşmesine sinir oluyoruz.

Ne yani?

Ã�imdi bu olayı bir "malzeme" olarak değerlendirip, "Hoca efendi vay! Demek oğlunuz içiyor ha!" tarzında sakil bir üslupla laf mı sokacağız?

Eğer prensip sahibiysek asla böyle bir şey yapmamalıyız.

Çünkü...

Dinsel bakışla "Zekeriya Beyaz’ın oğlu olmak" ile "Meyhaneci Yakup’un oğlu olmak" arasında "sorumluluk" açısından hiçbir fark yoktur.

Ancak...

Beyaz Hoca’nın, alkollü oğlunu almak için gittiği karakolun kapısında gazetecilere, "Bizim oğlan içkili araba kullanmış, onu almak için geldim" demek yerine yalan söylemeyi tercih etmesi önemli bir meseledir.

Demek ki...

Ne kadar "aydın hoca" olsa da, Zekeriya Beyaz bile "hocanın oğlunun diğer insanlardan farklı bir sorumluluk sahibi olduğunu" düşünüyor.

Ve bu yüzden yalan söylemekten çekinmiyor.

Ne yapalım? Belki de en iyisi hocaya şöyle seslenmek:

Hoca! Sen ki tavuktan kurban olur falan diyecek kadar geniş düşünen bir adamsın. Ne diye oğlunun içki içmesini saklıyorsun ki? Aş bunları hoca aş!
<DIV></DIV>
<DIV></DIV>Ahmet Hakan- Hürriyet

bencede çok iyi düşünüyorsun kardeş

ALLAH AÃ�KINA AHMET HAKAN ARTIK SAFINI BELİRLESİN
<DIV></DIV>HÜRRİYETTE YAZIYO DİYE BENCE HERÃ�EYİ AÇIKÇA YAZAMIYO AMA NİYETİNİN İYİ OLDUÃ�UNU BİLİYORUM.YİNEDE TEBRİK EDİYORUM.BÖYLE BİR GAZETEDE BUNLARI YAZMASINA Ã�ÜKÜR

Ben böyle bir yazıyı Ahmet Hakan'a yakıştırmıyorum. Üslup konusunda Ahmat Hakan'a yakışmayan bir yazı ayrıca Ahmet Hakan birikimlerini böyle magazinleşmiş konulara mı harcıyor. Ayrıca herkes günah işleme özgürlüğüne sahip değildir! Mümin bir kimsenin günah işleme özgürlüğü yoktur!

Ahmet Hakan ın artık bir şeylere karar vermesi gerektiğini düşünüyorum.bu yazısını okuyunca aklıma televizyonda verdiği bir demeç geldi.konu türbanlı bayanların denize girmesi ile dolayısıyla da haşemeyla ilgiliydi.hoş şeyler söylüyor denilemezdi de...şunu da belirteyim ki dini açından herkes farkında olmasada zaten ekstra sorumluluk altındadır

Ahmet hakancı değiliz tabi ama şunu söyleyebilirizki bu yazı ve yorum hakikate uygundur.yazdırana şükrümüz bol olsun yazandanda Allah razı olsun.inş.

Ben yazıda herhangi bir anormallik göremiyorum. Bu yazıyı Zekeriya Beyaz'ın oğlu ilgili mesele üzerineyazmış.Yani durup dururken yazılmış bir yazı değil.Bilakis bence çok hoş ve isabetlibir yazı. Çünkü bu tarz hadiselerde medya hocaları karalamak için fırsat kolluyor. GerçiZekeriya Beyaz hocaların yüz karası.Neyse oarayı karıştırmayalım da ben tepkilerinize anlam veremedim. Ortada saf belirlemeyi gerektirecek bir durum da yok kanaatindeyim.... Bakî selamlar...

^Hocanın oğlu olmak bir insana ekstra dini sorumluluk gerektirmez^cümlesi dışında yazıda zaten bir terslik yok.Bu sözün de ters yanı şudur ki:bazı insanlar bazı şeyleri temsil ederler.(Tabiki bu onlara acımasız olunmalı,yaptıkları yanlışlıklar acımasızca yadırganmalı anlamında değil)Onların bu noktada biraz daha hassas olabilmelerigerekir.Çünkü kolayca genelleme yapan bir milletiz.Bu diğerlerinin hakkına girme riskini en aza indirmek için gerekli olan bir durumdur bence.
<DIV> Ahmet Hakanın derin bir bilgi birikimi olduğu aşikar.Fakat beni üzen bir konuşması vardı.Tesettürlü bayanların haşemayla denize girmelerindense hiç girmemeleri gerektiğini,bunun abes göründüğünü ifade tarzında bir şeyler söylemişti.Haşemeyle girip girmeme uygunluğunu bir tarafa bırakırsak ortaya attığı hiç girmeme fikri ve bunu farklı uslupta söylemesi üzücüydü bence.Çözüm bu değil.</DIV>

sanırım yanlış anladın can beni. benim söylemek istediğim şey insan bazen bekleneni yapıyor bazense yanıltıyor..senin,-- bi karar versin --demiş olmana, hakancı değilizki karar verse ne vermese ne manasında dedim..neyse h.h.et. dertas

Hoca kendi elbette hassas olmalı. fakat evladı o yolu tercih etmişse ne yapabilir ki? Bu konuda hocada değildir bütün mesuliyet. Neticede imtihan dünyası... Ayrıca haşema konusunda da katılacağım Ahmet Hakan'a. Bence de garip duruyor. Girmeyiversinler canım. Ahiret yurduna tehir etsinler o zevki de... Bu tabiki de çözüm değil fakat şu an ufukta başka çözüm de görünmemek de..Ehl-i diyanetin,ehl-i dünyanın tattığı her zevki tatmaya çalışmaları da ahirxzaman alameti olsagerek...