Şöhretin Ölümü

[seyyah_salih]

O olayda, Micheal Jackson, 1989'da bir Müslim olmuş olan onun erkek kardeşi Jermaine'den etkilendi

sırrınca Michael Jackson da öldü..müslüman olduğunu söyleyenler oldu..dedikodu olduğunu söyleyenler oldu..Ğaybı Allah bilir..
Michael Jackson öldü..müslüman olarak ölmüşse Allah affetsin..Arkasından şöyle bir ilahi bırakmış derler..buyrun..

http://www.dailymotion.com/video/x4o...-to-alla_music


Ey biçareler! Bu dünya bir misafirhanedir. Her günde otuz bin şahit, cenazeleriyle "El-mevtü Hakkun" hükmünü imza ediyorlar ve o dâvâya şehadet ediyorlar. Ölümü öldürebilir misiniz? Bu şahitleri tekzip edebilir misiniz? Madem edemiyorsunuz; mevt Allah Allah dedirtir.Mektubat

[sancaklı]

inşaallah müslüman ölmüştür imanlı ölmüştür ki burdaki kafirlere ibret olsun...

[Barla]

Aynen öyle de, şu mevcudât-ı seyyâle, vücudlarıyla ve hayatlarıyla Vâcibü'l-Vücudun vücûb ve vücuduna ve Ehadiyetine şehâdet ettikleri gibi, zevâlleriyle, ölümleriyle o Vâcibü'l-Vücudun ezeliyetine, sermediyetine ve Ehadiyetine şehâdet ederler.

[!bR@h!M]

Eğer bu ilahi ona aitse Allah-u teala o kadar gaffur'dur ki belki sadece bu ilahisi için onu affeder.Büyük bir idoldu.İnşallah imanlı gitmiştir ve Allah onu affeder.

[çiço77]

arkadaşlar bu ilahiyi ( GIVE THANKS TO ALLAH ) Michael Jackson söylemiyor.sese dikkat ederseniz rahatlıkla anlaşılabiliyor.söyleyen şahıs Zain Bhikha.bilginize.

[muhibbülkurra]

Şöhretin ölümü
27 Haziran 2009 Cumartesi 08:47
Milyonlarca hayranı vardı ama tek başına öldü.
Kim mi:
Michael Jackson!
70’li yıllarda başlayan popülaritesi, 80’li yıllarda tavan yaptı. 90’lı yıllarda iniş… Ardından 2000’li yıllarda da çöküş devresi yaşadı.
“Thriller” adlı parçası halen dünya çapında en çok satan albümlerin başında geliyor Jackson’un.
Onun hakkında en çok konuşulan şey, siyahi olmasına rağmen, beyazlama çabasıydı. Daha sonra beyaz ten için kullandığı ilaçlar onun metobolizmasını bozdu. Gariptir, yüzü daha beyaz olmasın diye hep bronz renge boyadı.
Çocuk tacizi davaları da onun başını ağrıtan konuların başındaydı. Uzun süren mahkemeler sonrası bunalım…
Ardından kısa dönem yaptığı evlilikler ve Müslüman olduğuna dair iddialar gazete sütunlarında dolaştı.
Son olarak cilt kanserine yakalandı. Kanser tedavi sonrası dünya turuna çıkmayı planlıyor, şöhretine kaldığı yerden devam etmek istiyordu.
Hızlı yaşadı, genç öldü. Kalbi aniden durdu.
Jackson, tüm Amerika Birleşik Devletleri Başkanlarından daha popülerdi.
Para dersen, onun için hiçbir zaman sorun olmadı. Attığı her adımdan zaten kazanıyordu.
Bunca dünya malına rağmen kişiliği hiçbir zaman gelişmedi Jackson’un. Yaşadığı dünyayı siyah camlar arkasında izledi hep.
İnsanlar arasına karışmaktan korkuyordu. Çünkü insan üstü varlık olduğuna inanıyordu. O zirvede olmalıydı!
Yüzünü maskelerle gizliyordu. Mikrop almaktan korkuyordu. Halbuki asıl mikrop içindeydi. Popülizm mikrobu!
İlaç kullanırken ölümlü olduğunu düşünüyor muydu bilemiyoruz. Ama bu ani ölümü onu şimdiden efsane yaptı bile.
Tıpkı Amerika’nın dünyaya pazarladığı diğer efsaneler (!) gibi: Elvis Presley, Marilyn Monroe, James Dean...
Onlar bu dünyada efsane olmuş, kaç yazar?
Ölüm gibi bir tokat olduktan sonra.
“Popun ilahı” (!) diyorlardı ona.
“ilah”lar ölür mü? Ölüm bu putları teker teker devirdi.
Bu yalın gerçek karşısında medya insanlığa yeni “ilah”lar lanse edecek, ediyor da.
Ama ölüm her seferinde bu ilahların canını okumaya devam edecek.

[muhibbülkurra]

H. İbrahim CAN
Dünya Michael Jackson’a da kalmadı!

Dünyaya ibret nazarıyla bakanlar için her şeyde dersler yok mudur? Bu Pazar sizinle geçen Perşembe gün hayata gözlerini yuman pop yıldızı Michael Jackson aynasından yansıyanları ibret nazarıyla bakarak paylaşmak istedim.?
Ailesinin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. 11 yaşında profesyonel müzik yapmaya başladı. Pop müzikte zirveye çıktı. 13 Grammy ödülü aldı. Plakları 750 milyon adet sattı. Lüks ve israf içinde yaşadı. İçinden tren geçen Neverland adlı malikanesinde kalp krizi geçirerek öldü.
Kendisiyle hiç barışık olamadı. Ten rengiyle mutlu değildi. Rengini açma çabaları yüzündenmidir bilinmez, ten rengini beyaza dönüştüren ‘vitiligo’ hastalığına yakalandı. Cilt kanseri oldu. Hayatı çalkantılarla, olaylarla dolu geçti. En sıkıldığı dönemde Bayreyn’e gidip uzun süre kaldı. Orada Müslümanların yaşamını gördü; inançlarını tanıdı. Kalbinin İslâma ısındığı, hatta bir cami yaptırma teşebbüsünde bulunduğu söylendi.
Bu arada kardeşi Jermaine Müslüman olmuştu. Hac dönüşü getirdiği kitaplar Michael’in ilgisini çekti. İki kardeş uzun sohbetler yaptılar. Bayreyn’deyken İslâmın beş şartını yerine getirdiğini, Müslüman olacağını söyledi. Çünkü bir dönüm noktasına gelmişti:
“Aynadaki adamla başlıyorum,
Ondan tarzını değiştirmesini istiyorum.
Ve hiçbir mesaj daha açık olamaz
Eğer dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyorsan
Kendine bak ve bir değişiklik yap!”
Sonra bazı rivayetlere göre İngiliz Şarkıcı Yusuf İslâm’ın da şahitliğinde Müslüman oldu. Hatta “Mikail” ismini almıştı.
Onun Müslüman olması İslâma herhangi bir şey katmazdı. Yalnızca iman etmişse ahretini kurtarabilirdi.
Zaman zaman yardım kampanyalarına öncülük etti; uyanışlar yaşadı. “Aynadaki Adam” adlı şarkısında şöyle diyordu:
“Çocuklar görüyorum sokakta, yiyecek ekmekleri olmayan
Ben kimim, kör müyüm? Onların ihtiyaçlarını görmeyecek!”
Yaşadığı ihtişam ve israf dolu hayatı ona mutluluk vermemişti. Teskin edici ilaçlar ve ağrı kesicilerle yaşıyordu son yıllarında. Ama israftan vazgeçememişti. Öldüğünde 500 milyon dolar borç bıraktı geriye.
Ecel gelince zenginliği fayda etmedi. Özel kardiyologu da yetmedi. Ambulansta hastaneye götürülürken telsiz anonsunda adı pop kralı olarak geçmiyordu: “50 yaşında, erkek, nefes almıyor”.
İmtihan bitti. Krallık bitti.
Götürebildiği tek şey yoksullar için, kimsesizler için yaptığı yardımlar, yaptığı ibadetler ve hayırlı işleri olacak.
Geriye aslında ibret dolu bir hayat hikâyesi bıraktı. Nefsin ve şeytanın oyunlarına kurban olmanın, dünyayı ebedi sanmanın insanı mutlu etmeye yetmeyeceğini gösterdi Amerikan gençliğine.
Kimsenin akibetini biz bilemeyiz. Yaptığı her zerre işin hesabını ahirette verecek. Umarız ki; Müslüman olmuştur; dileriz ki imanlı gitmiştir.
Bize düşen ise ibret alıp, nefsimizi “ben kimim, ne yapıyorum?” hesabına çekmek.
Kolay hesap verebileceklerden olmak duasıyla.

28.06.2009

[Şahide]

Şu zamanda bir adamın bir günahı, bir kalmıyor.
Bazan büyür, sirayet eder, yüz olur.

Tarihçe-i Hayat


Fesübhanallah, Cenab-ı Hakkın insanlara fazl ve keremi o kadar büyüktür ki, insana vedia olarak verdiği malı, büyük bir semeni ile insandan satın alır, ibka ve himaye eder.

Eğer insan o malı temellük edip Allah'a satmazsa, büyük bir belâya düşer. Çünkü o malı uhdesine almış oluyor. Halbuki kudreti taahhüde kâfi gelmiyor. Çünkü, arkasına alırsa, beli kırılır, eliyle tutarsa, kaçar, tutulmaz. En nihayet meccânen fena olur gider, yalnız günahları miras kalır.

Mesnevi-i Nuriye

[nurkahramanı]

Bütün bütün sermayeni zayi ettin. Tokata da müstahak oldun. Gideceğin yere de müflis olarak elin boş gideceksin. 23.söz

[Şahide]

Kur'ân'ın dediği gibi, insan, seyyiâtından tamamen mesûldür.
Çünkü, seyyiâtı isteyen odur.
Seyyiât, tahribât nevinden olduğu için, insan bir seyyie ile çok tahribât yapabilir.
Müthiş bir cezaya kesb-i istihkak eder: bir kibrit ile bir evi yakmak gibi.

Sözler