+ Konu Cevaplama Paneli
2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 1 2
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 19 ve 19

Konu: Tolon'un Yeni Asya Hakkında Konuşması

  1. #11
    Müdakkik Üye ErekNUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Bulunduğu yer
    Van-Horhor
    Yaş
    44
    Mesajlar
    854

    Standart

    bunlar bu akılla nasıl bu görevlerde yükseliyorlar hayret



    Risale-i Nur bir derece muvaffak oluyorsa,
    bunun sırrı işte budur. Said yoktur.
    Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur.
    Konuşan yalnız hakikattir,
    hakikat-i imaniyedir
    çünkü DAVAM DEVAM iledir
    vanasyanur


  2. #12
    Ehil Üye muhibbülkurra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Mesajlar
    4.304

    Standart

    Bağımsız kurul işbaşına
    Ergenekon sanığı emekli orgenerallerin evvelâ GATA’ya sevk, ardından tahliye edilmelerinin zihinlerde meydana getirdiği soru işaretlerinin, Eruygur’un eşiyle GATA’daki bir klinik şefi arasında geçtiği belirtilen konuşmaya ilişkin ses kayıtları sonrasında daha da güçlenmesi üzerine, Demokrat Hukukçular Derneği İkinci Başkanı ve insan hakları savunucusu Avukat Kadir Akbaş, söz konusu paşaların bağımsız bir kurul tarafından muayene edilmesini teklif etmişti.
    Akbaş’ın Hasan Hüseyin Kemal’e verdiği mülâkatın 18 Şubat tarihli Yeni Asya’da bu mesajı ifade eden bir manşetle yayınlandığı gün Adalet ve Sağlık Bakanlıklarının GATA’ya sevklerle ilgili olarak soruşturma başlattıkları açıklandı.
    İki gün sonra, 20 Şubat’ta Genelkurmay’ın haftalık basını bilgilendirme toplantısında konu gündeme geldiğinde, İletişim Daire Başkanı Tuğg. Metin Gürak, GATA’ya sevkle ilgili iddiaların “iyiniyetten uzak kişi ve kurumlara ait” olduğunu öne sürdü ve bu “kampanyalar”ı “etik ve insanî olmayan davranışlar” olarak niteledi.
    Bu suçlamaya cevabımızı önce 22 Şubat akşamı FKM’de yapılan 40. yıl toplantısında verdik.
    Prensip olarak, en temel insan haklarından biri olan sağlık hakkının, sanık da olsa, suçlu da olsa, herkes için geçerli olduğunu ve hiçbir şekilde ihlâl edilmemesi gerektiğini vurguladık.
    Ancak GATA’ya sevklerde, cevabı verilmemiş soru işaretleri bulunduğunu ve bunların aydınlatılması için Av. Akbaş’ın teklifinin dikkate alınıp hayata geçirilmesi icab ettiğini söyledik.
    Ayrıca, daha önceki açıklamalarında “hukuka saygı” mesajları veren Genelkurmay’ın, bu konuda farklı bir tavır sergilediğini, soruların cevaplandırılmasını isteyenleri “kötü niyetli olmak”la suçladığını belirterek, hukuka saygının niyet okuyuculuğu ile nasıl bağdaştığını sorduk.
    Ve “kötü niyet”le suçlananlar arasında Yeni Asya’nın da olup olmadığını bilmediğimiz kaydını düştükten sonra, o ihtimale karşı tepkimizi “Yeni Asya’yı kötü niyetle suçlamak, kimsenin hakkı ve haddi değildir” sözüyle dile getirdik.
    O toplantıda bizden sonra konuşan DP Genel Başkanı Süleyman Soylu ise, “Ben daha ağırını söyleyeceğim: Halt etmişler” ifadesini kullandı.
    Önceki gün internete düşen ses kayıtları doğru ise, Hurşit Tolon’un, o manşetimize tepkisini son derece seviyesiz ve kaba bir üslûpla dile getirmesi, özetlediğimiz bu zincirin son halkası.
    Video paylaşım sitelerinden iktibasla birçok radyo ve TV’lerin haber bültenlerinde ve bazı gazetelerde yayınlanan kayıtlar, hem son derece düzeysiz bir üslûbu, hem de onunla mütenasip bir şahsiyet ve karakteri gözler önüne sermekte.
    Biz bu ifadelere aynı üslûpla cevap verme imkânına sahip değiliz. Çünkü aldığımız terbiye ve ahlâk dersi böyle birşeye kesinlikle müsait değil.
    Onun için, Tolon’un avukatının, müvekkiline izafe edilen ifadeleri reddeden ve kayıtları “dijital sahtekârlık” olarak niteleyen açıklamasının doğru olduğuna inanmak isteriz. Öyle umarız.
    Basına, gazetecilere hakaretler yağdıran; vaktiyle hoşuna gitmeyen bütün yayınları mahkemeye verdiğini itiraf eden; savcılar, emniyet müdürleri, valiler başta olmak üzere kamu görevlilerine “Sen kimsin ulan”la başlayıp, “Ayaklarını keserim”le devam eden tehditler savuran; ikide bir “sıkar yaa” lâfını tekrarlayan; vakti zamanında DGM savcılarını makamına çağırıp ikaz ettiğini söyleyen, şimdiki Genelkurmay komuta kademesini mıymıylıkla, pısırıklıkla suçlayan, “Ordunun başına molla geldi, böyle oldu” diyen bir üslûp, yakın zamana kadar ordunun en üst kademelerinde görev yapmış bir kişiden sâdır olmuş olabilir mi?
    Yapılan, “dijital sahtekârlık”sa, gereği yapılsın. Ama değilse, o sözlerin ona ait olduğu ispatlanırsa, Tolon da suçlayıp hakaret ettiği herkese hukuk zemininde hesap vermeye hazır olsun.
    Bağımsız bir kurula burada da ihtiyaç var...

    20.03.2009

    E-Posta: irtibat@yeniasya.com.tr

    Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim. Ve onu vird-i zebân edelim. Evet, söz odur ve ona derler. Hak olup, Haktan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nurânî hikmeti neşreden odur.
    Kur’ân’a ve imana ait herşey kıymetlidir; zâhiren ne kadar küçük olursa olsun kıymetçe büyüktür. Evet, saadet-i ebediyeye yardım eden, küçük değildir.

  3. #13
    Ehil Üye muhibbülkurra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Mesajlar
    4.304

    Standart

    Bu ne şiddet, bu celâl?
    Hemen her gün, yeni bir ‘ses kaseti’ ile kamuoyu sarsılıyor. Son kaset de bu cümleden sayılabilir. Gerçi ‘son ses kaseti’ diyoruz, ama bu yazının yayınlanacağı saatlere kadar başka ‘yeni bir son kaset’ daha ortaya çıkmayacağını kimse garanti edemez.
    Tabiî ki ‘ses kasetleri’ ilk defa günümüzde tartışılıyor değil. Geçmişte de çeşitli kasetler kamuoyunu meşgul etmiş, müsbet ya da menfi tesirler icra etmişti. Meşhur ses kasetlerinden biri de, Hürriyet gazetesi yöneticilerinin; dönemin bakanları ile yaptıkları ‘yatırım ya da kredi pazarlığı’nın deşifre edildiği ses kasetleriydi. O tarihlerde de ses kasetlerinin açıklanması tartışılmış, hatta bu ses kayıtlarını kamuoyu ile paylaşanlar mahkûm olmuştu. Ancak son dönemlerde ses kayıt ya da kasetlerinin kamuoyu ile paylaşılma şekli değiştiği için, neticeleri de farklı oluyor.
    Malûm olduğu üzere, Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia edilen bir ses kasetinde Yeni Asya’dan da bahis var. Arkadaşımız Hasan Hüseyin Kemal’in, aynı zamanda gazetemiz ve yazarlarımız hakkında açılan dâvâların da avukatlığını yapan A. Kadir Akbaş’la yaptığı bir röportaj paşayı, belki de ‘paşalar’ı çok kızdırmış. 18 Şubat 2009 tarihli Yeni Asya’da yayınlanan sözkonusu röportajda paşaları kızdıran ne denilmiş ki? Av. Akbaş, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ya da tutuklanan ‘paşa’ların; GATA’ya sevki ve arkasından da tahliye edilmeleriyle ilgili endişeleri yorumlarken özetle; “Paşalar, bağımsız bir (sağlık) kurulu tarafından muayene edilsin” demiş.
    Elbette röportajda başka önemli değerlendirmeler de var, ama işin özeti bu. Böyle masum bir teklif üzerine ‘lan’lı, ‘lun’lu konuşarak, tehdit dolu sözler sarfetmek niçin? İddia edilen ses kaydı doğru ise, başka vahim sözler de var.
    Bu ve benzeri ses kasetleri dinlenince, bazılarının kendilerini her şeyin üstünde gördüğü anlaşılıyor. Öyle ya, şimdiye kadar yaptıkları hiçbir şey konusunda hesap vermeyen, hesap vermeye alışmamış bir kesim sözkonusu. Dolayısı ile ucundan kıyısından hesap sorulma ihtimali ortaya çıkınca çok rahatsız oluyorlar.
    Oysa yöneticilerin yapması gereken ilk şey, hesap vermeye hazır olmak olmalı. Hesap vermeyen bir yönetim ve yönetici olabilir mi? Olursa, orada adaletten, haktan ve hukuktan bahsetmek mümkün mü?
    Keşke ses kayıtları iddia edildiğinin aksine paşalara ait olmasa. Keşke bu iddialar doğru çıkmasa... Ama şu ana kadar aksi bir açıklama yapılmadığına göre iddiaların haklılık kazanması sözkonusu.
    Bu kasetler, düne kadar ‘fısıltı gazeteleri’nde yazılan haberlerin belgeleri mahiyetinde kabul edilebilir. Geriye doğru bakıldığında; daha ne gibi hesapları, planların, tehditlerin ve propagandaların yapılmış olabileceğini varın siz düşünün.
    Bir seçim arefesinde ortaya çıkan bu görüntüler, maalesef seçimlerin bile anlamsız olduğu fikrini akla getiriyor. Millet uğraşsın, dindirsin, seçsin ve seçilsin; ama ‘sorumsuz’ kişiler millete rağmen istediğini yapsın! Bu mu adalet, bu mu hukuk, bu mu demokrasi?
    Lütfen, hukuka ve adalete sahip çıkalım.

    20.03.2009

    E-Posta: cakir@yeniasya.com.tr

    Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim. Ve onu vird-i zebân edelim. Evet, söz odur ve ona derler. Hak olup, Haktan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nurânî hikmeti neşreden odur.
    Kur’ân’a ve imana ait herşey kıymetlidir; zâhiren ne kadar küçük olursa olsun kıymetçe büyüktür. Evet, saadet-i ebediyeye yardım eden, küçük değildir.

  4. #14
    Ehil Üye muhibbülkurra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Mesajlar
    4.304

    Standart

    Haberimin değerini askere ölçtürecek kadar gazetecilik ahlâkını yitirmedim
    Eski Paşa Hurşit Tolon’un ses kaydını dinlediğimde komik geldi açıkçası. Çünkü biz ‘Genç’ler Türkiye’nin demokratik hukuk devleti olduğu söylemleriyle büyüdük. Türkiye’yi askerî bir rejime terk etmeye de asla niyetimiz yok.
    Tolon Paşa ses kaydında röportajın suç unsurları taşıdığını ifade ediyor ancak böyle birşey olmadığı röportaj okunduğunda netlik kazanıyor. Acaba Tolon’u rahatsız eden Mehmet Ali Birand dahil gazetecileri mahkemelere sevk ettirememesi mi? Eğer “Paşaları bağımsız bir sağlık kurulu muayene etsin” demek suçsa ben bu suça ortak olurum. Zaten röportajın içeriğinde kimseye peşinen “Sen hasta değilsin, sahte raporla hapisten çıkarıldın” denmiyor. Eğer böyle bir denetim yapılmazsa “Aksi takdirde hakikaten sağlık sebebiyle tahliye edilmesi gereken insanlar da zan altında kalacaktır” deniyor.
    Eski Tolon Paşa’nın takındığı tavır ve üslûpta kabul edilemez çirkinlikte. Herifli, ulanlı konuşmalar mukaddes ordumuzda üst düzey görev yapmış bir komutana hiç yakışmıyor doğrusu. Ben kendilerine aynı çirkinlikte cevap vermeyi kendime hakaret olarak adlederim. Ayrıca Tolon Paşa ulanlı konuşup hakaret ettikten sonra “Yazının değeri kadar cevap alırsın” derdim diyor. Bir kere Tolan Paşa hangi haberin ne kadar değer ifade ettiğini söyleyecek pozisyonda değil. Benim bildiğim haberin değerini yıllarını habercilikle geçirmiş usta gazeteciler belirler. Haberimin değerini herhangi bir askere ölçtürecek kadar da gazetecilik ahlâkını yitirmediğimi düşünüyorum.
    Aslında bu hamur çok su götürür ancak kısaca şunu söylemek isterim; Burası hukuk devleti ve artık gazeteciler üstündeki baskısının son bulması gerekiyor. Gazeteci kimliğimi bir kenara vatandaş kimliğimle şunları söylemek isterim “Benim ödediğim vergiden maaşını alan, evine ekmek götüren her devlet yöneticisi ister komutan olsun, ister başbakan bu ülkenin efendisi değil hizmetçisidir” artık bunun idrak edilmesi zamanı gelmiştir.
    Eğer Tolon Paşa konuşmak isterse bir gazeteci olarak onunla da konuşurum. Çünkü herkesin özgür düşüncesini açıklama, ifade etme hakkı var.

    20.03.2009

    E-Posta: hhkemal@yeniasya.com.tr

    Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim. Ve onu vird-i zebân edelim. Evet, söz odur ve ona derler. Hak olup, Haktan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nurânî hikmeti neşreden odur.
    Kur’ân’a ve imana ait herşey kıymetlidir; zâhiren ne kadar küçük olursa olsun kıymetçe büyüktür. Evet, saadet-i ebediyeye yardım eden, küçük değildir.

  5. #15
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart

    Alıntı muhibbülkurra Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Haberimin değerini askere ölçtürecek kadar gazetecilik ahlâkını yitirmedim
    Eski Paşa Hurşit Tolon’un ses kaydını dinlediğimde komik geldi açıkçası. Çünkü biz ‘Genç’ler Türkiye’nin demokratik hukuk devleti olduğu söylemleriyle büyüdük. Türkiye’yi askerî bir rejime terk etmeye de asla niyetimiz yok.
    Tolon Paşa ses kaydında röportajın suç unsurları taşıdığını ifade ediyor ancak böyle birşey olmadığı röportaj okunduğunda netlik kazanıyor. Acaba Tolon’u rahatsız eden Mehmet Ali Birand dahil gazetecileri mahkemelere sevk ettirememesi mi? Eğer “Paşaları bağımsız bir sağlık kurulu muayene etsin” demek suçsa ben bu suça ortak olurum. Zaten röportajın içeriğinde kimseye peşinen “Sen hasta değilsin, sahte raporla hapisten çıkarıldın” denmiyor. Eğer böyle bir denetim yapılmazsa “Aksi takdirde hakikaten sağlık sebebiyle tahliye edilmesi gereken insanlar da zan altında kalacaktır” deniyor.
    Eski Tolon Paşa’nın takındığı tavır ve üslûpta kabul edilemez çirkinlikte. Herifli, ulanlı konuşmalar mukaddes ordumuzda üst düzey görev yapmış bir komutana hiç yakışmıyor doğrusu. Ben kendilerine aynı çirkinlikte cevap vermeyi kendime hakaret olarak adlederim. Ayrıca Tolon Paşa ulanlı konuşup hakaret ettikten sonra “Yazının değeri kadar cevap alırsın” derdim diyor. Bir kere Tolan Paşa hangi haberin ne kadar değer ifade ettiğini söyleyecek pozisyonda değil. Benim bildiğim haberin değerini yıllarını habercilikle geçirmiş usta gazeteciler belirler. Haberimin değerini herhangi bir askere ölçtürecek kadar da gazetecilik ahlâkını yitirmediğimi düşünüyorum.
    Aslında bu hamur çok su götürür ancak kısaca şunu söylemek isterim; Burası hukuk devleti ve artık gazeteciler üstündeki baskısının son bulması gerekiyor.
    Gazeteci kimliğimi bir kenara vatandaş kimliğimle şunları söylemek isterim “Benim ödediğim vergiden maaşını alan, evine ekmek götüren her devlet yöneticisi ister komutan olsun, ister başbakan bu ülkenin efendisi değil hizmetçisidir”
    artık bunun idrak edilmesi zamanı gelmiştir.

    Eğer Tolon Paşa konuşmak isterse bir gazeteci olarak onunla da konuşurum. Çünkü herkesin özgür düşüncesini açıklama, ifade etme hakkı var.

    20.03.2009

    E-Posta: hhkemal@yeniasya.com.tr





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


  6. #16
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Standart

    Aslında bu hamur çok su götürür ancak kısaca şunu söylemek isterim; Burası hukuk devleti ve artık gazeteciler üstündeki baskısının son bulması gerekiyor.
    Gazeteci kimliğimi bir kenara vatandaş kimliğimle şunları söylemek isterim “Benim ödediğim vergiden maaşını alan, evine ekmek götüren her devlet yöneticisi ister komutan olsun, ister başbakan bu ülkenin efendisi değil hizmetçisidir”
    artık bunun idrak edilmesi zamanı gelmiştir.

    Eğer Tolon Paşa konuşmak isterse bir gazeteci olarak onunla da konuşurum. Çünkü herkesin özgür düşüncesini açıklama, ifade etme hakkı var.

    20.03.2009

    Tebrikler Gazeteci H.Hüseyi Kemal Bey'e...

    "İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."

    'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz' (Fâtiha Sûresi)


    "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez.!" (H.Ş.)

    'Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl' (17.Söz.)

    "Şimdi 'OKU' kabirde okuyamazsın" (Z.Gündüzalp)

    'ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR' (YENİASYA)

    Selâm ve duâyla. Bîçare S.V.

  7. #17
    Vefakar Üye Alâ Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    421

    Standart

    Adam ses benim değil diyor, madem değil git yargıya aydınlat.

  8. #18
    Gayyur şulenur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    135

    Standart

    İşte yeni asya farkı,yeni asya korkmadan çekinmeden doğruları haykırmaya devam ediyor,sadece bu olaylar ortaya çıktığında deil,meydana çıkmadığı zamanda da hep bu adamların yanlışlarını haykırdı,sanırım ta o zamanlardan da yeni asyaya karşı bi yaraları var
    Musibet;cinayetin neticesi,mükafatın mukaddimesidir...

  9. #19
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart

    Alıntı şulenur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İşte Yeni Asya farkı, Yeni Asya korkmadan çekinmeden doğruları haykırmaya devam ediyor,sadece bu olaylar ortaya çıktığında deil,meydana çıkmadığı zamanda da hep bu adamların yanlışlarını haykırdı,sanırım ta o zamanlardan da Yeni Asyaya karşı bi yaraları var
    Güneşe karşı yarasa kuşu gibi gözlerini yumup, o cazibe-i azîmeye karşı şeytanî bir kuvve-i dâfiaya kapılıp dalâlette kalmışlar.

    Lemalar





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Bçg Yeni Asya’yı da fişlemiş
    By Bîçare S.V. in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 20.12.11, 06:53
  2. Neden Yeni Asya?
    By nurlu dağ in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 163
    Son Mesaj: 02.03.09, 10:17
  3. Yeni Asya mektebi
    By Bîçare S.V. in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 22.12.08, 12:48
  4. Yeni Asya Toolbar
    By muhibbülkurra in forum Program İndirme
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 07.11.08, 15:52
  5. Yeni Asya İnternational
    By Cennetâsâ in forum Tavsiye Edilen Siteler
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 14.10.08, 17:37

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0