+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 11

Konu: 16 Kuyu Mezarın Yerini Biliyorum

  1. #1
    Vefakar Üye güneşsu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    433

    Standart 16 Kuyu Mezarın Yerini Biliyorum

    PKK itirafçısı JİTEM’ci Aygan, Ergenekon sanıkları Ersöz ve Uğur’un görev yaptığı dönemde onlarca kişinin infaz edildiğini ve cesetlerin Diyarbakır-Şırnak hattındaki ölüm kuyularına atıldığını söyledi.

    ERGENEKON sanığı Veli Küçük’ün yok dediği JITEM’de çalıştığını maaş bordrosuyla ispatlayan eski JİTEM’ci ve PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan’ın itirafları ile Ergenekon sanığı Tuğgeneral Atilla Ersöz ve Albay Atilla Uğur’un da jandarma komutanlığı yaptığı bölgedeki JİTEM’in ölüm kuyuları ortala çıkıyor. Daha önce iki ölüm kuyusunun yerini google üzerinden göstererek star’a açıklayan Aygan yeni krokilerde 15 cesedin daha atıldığı yerleri tek tek gösterdi.

    O KOMUTAN ŞİMDİ YATALAK
    AYGAN, Binbaşı Cem Ersever’in Ankara’ya tayin olmasından sonra JİTEM’in başına atanan Abdulkerim Kırca döneminde cinayetlerin arttığını iddia etti. JİTEM komutanı Kırcı hakkında da bilgi veren Aygan ‘Kendisi Sivas’ın Suşehri’nden. Şu an Ankara’da malulen emekli. Antalya Serik’teki bir çatışmada yaralandı. Felç geçirerek tekerlekli sandalyeye mahkum oldu’ dedi. İşte Aygan’ın ağzından o infazlar:

    BABAYA, ‘KIZIN PKK’LI İNFAZI
    18 Kasım 1996’da Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi civarında yürüyen Hakkı Kaya JİTEm tarafından alındı. Kaya, Gülüstan adlı bir PKK’lının babasıydı. Muhsin Gül adlı itirafçı Kaya’nın kızının dağda olduğunu ve kendisinin de irtibata girdiğini, yardım yataklık yaptığını söylemişti. Kaya, JİTEM’de sorgulanarak öldürüldü. Cenazesi çuval içerisinde Diyarbakır’dan Silvan’a giderken Karaçalı köyünü geçince sol taraftaki toprak yolun 5 ile 10. km arasındaki Han Köyü’ne doğru gidilirken virajda atıldı ve üzeri toprakla örtüldü.

    KÖY YOLUNA GÖMDÜK
    DEP’Lİ Fethi Yıldırım 1 Ocak 1994 günü Viranşehir Özal Mahallesi Yükseller Tesisleri arkasında bulunan evden alındı. Diyarbakır’da JİTEM’e getirilen Fethi Yıldırım, Saraykapı’da sorgulandıktan sonra kaybedildi. Karaçalı Köyü’nden Hani İlçesi’ne giden toprak yoldan 2-3 kilometre gidince yol hafif tepelik bir yerden geçiyor. Orada yolun sol yanı batı tarafına (yolun 2-3 metre yakınına) gömüldü.

    KAFALARINA SIKTI
    JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Binbaşı Abdulkerim Kırca’nın üç kişiyi infaz ettiğini gözlerimle gördüm. Bu kişiler Sağlık- Sen Diyarbakır Şubesi’nden Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin’di. Bu kişiler mahkemece serbest bıraktığı için Kırca infaz etti. Sonra Silvan yolunda Kağıtlı Karakolu’nu geçince gündüz gözüyle bunlar dizüstü çöktürüldü. Kırca, yakın mesafeden kafalarına sıktı. Daha sonra bunları toprağa gömdük.
    JİTEM ALINCA SAĞ KOMAZ
    Abdulkadİr Çelikbilek kaçakçılık yaparak PKK’ya finans desteği veriyor suçlamasıyla Diyarbakır Postanesi civarında ben, Kemal Emlük, Apo kod adlı uzman çavuş Abdulkadir Uğur, Şehmuz kod adlı Uzman Çavuş Uğur Yüksel onu alarak Toros arabaya bindirdik. JİTEM’e götürdük. Buradaki sorgusunda üzerinden hiç para çıkmadı, yoksul bir adamdı. Ama bir defa almıştık. JİTEM alınca sağ bırakmaz. Şehmuz Uzman Çavuş, onu boğarak öldürdü. Beyaz station arabasının arka kısmına Çelikbilek’in cesedi atıldı.

    KIRCA DÖNEMİ İNFAZLARI
    İDRİS YILDIRIM: Silopi’den alınıp Elazığ timine götürüldü, orada boğularak öldürüldü ve çuvala konuldu. Elazığ-Baskil yolu kenarında bir ufak dere içerisinde yakıldı. Bu olayda ben de vardım.

    SERVET ASLAN: Siirt’in Eruh ilçesinden olan Servet Aslan’ın babası Diyarbakır’daki Kredi Yurtlar Kurumu’nda bekçiydi. Bu kişi de yine aynı yöntemle alınarak infaz edildi.

    EDİP AKSOY, SIDDIK ETYEMEZ: İnfaz edildikten sonra Silopi ile Cizre arasında bir dere yatağında gömüldüler. Cesetleri çobanlar buldu.

    AHMET CEYLAN: Diyarbakır’da Yenişehir içerisinden alındı. İşkenceyle bilgi alındıktan sonra infaz edildi.

    ŞAHABETTİN LATİFECİ: JİTEM’de Şehmus kod adlı uzman çavuş tarafından boğuldu. Cenazesi çuval içinde Silvan-Diyarbakır yolu üzerindeki bir süt veya yoğurt fabrikasının arkasına atılmıştı.

    M. SALİM DÖNEN: JİTEM’de üzerinden 7 bin Mark çıktı. Parayı Abdulkerim Kırca aldı. JİTEM’e televizyon alındı. İşkenceyle öldürüldükten sonra cesedi atıldı.

    İHSAN HARAN: JİTEM’de sorgulandı ve infaz edildi.

    ABDULKADİR AYGAN KİMDİR
    MUSA Anter cinayetinin JİTEM tarafından işlendiğini Anter’in kızı Rahşan Anter’in yüzüne anlatan Abdulkadir Aygan’ın, annesinin babası Ahmet Keser, Abdullah Öcalan’ın babası Ömer Öcalan’ın kuzeni. 1978’de PKK’ya katılan Aygan ‘Ben hem PKK’nın hem de JİTEM’in itirafçısıyım. Ama hain değilim. Çünkü hainlerin yaptıklarını açıkladım’ diyor. 1985’te teslim olan Aygan, 1990’da Ersever’in aracılığıyla JİTEM’e girdi. 1999’da da JİTEM’den ayrıldı.

    ERSÖZ BİZİ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ
    ESKİ Jandarma İstihbarat Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün Ankara’da yakalanması, kayıp yakınlarını harekete geçti. Kapatılan HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve ilçe yönetim kurulu üyesi Ebubekir Deniz’in yakınları Ergenekon savcılığa başvurdu. ‘Silopi kayıpları’ davasına bakan avukat Tahir Elçi, Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Başsavcılığı’na dilekçe göndererek, Ersöz’ün Silopi’de görevli olduğu dönemde gözlatında kaybolan iki HADEP yöneticisinin dosyasının da Ergenekon’a dahil edilmesini istedi.

    O DÖNEMDE 130 KAYIP VAR
    SERDAR Tanış’ın babası Şuayip Tanış, şunları söyledi: ‘Olayın failleri Levent Ersöz ile ekibinde bulunan Taşkın Akgün, Selim Gül, Süleyman Can ve PKK itirafçısı Veysel Ateş’in hesap vermesini istiyoruz. Levent Ersöz beni telefonla aradı. ‘Oğlun Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam’ dedi. Oğlum buraya geldiğinde Silopi Jandarma Karakolu’na çağırıldı. Gitti bir daha da dönmedi. 5 gün boyunca inkar ettiler, sonra ‘geldi ifadesini aldık sonra gönderdik’ dediler. Ama oğlum 7 yıldır yok. Levent Ersöz döneminde Şırnak bölgesinde 130 kişi kayboldu.’

    ERGENEKON'A EKLENSİN
    AVUKAT Tahir Elçi, Tanış ve Deniz’in ailelerinin talebi üzerine 15 Ocak’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sınduğu dilekçede, Levent Ersöz’ün Şırnak Silopi’de Alay Komutanlığı görevinde olduğu dönemde, gözaltında kaybolan Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz dosyasının da Ergenekon kapsamına alınmasını istedi. Dilekçede Tanış’ın kaybolmadan önce Ersöz tarafından ölümle tehdit edildiği belirtildi.


    STAR


  2. #2
    Vefakar Üye güneşsu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    433

    Standart ölüm kuyularında önemli gelişme

    Silopi ve Cizre'de yapılan kazılardan sonra Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınarak İstanbul'a getirilen 8 kişiden bazılarının pişmanlık yasasından yararlanarak ifade vermeye başladığı belirtiliyor.

    Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde devam eden sorgulamalarda, bölgede "Sarı Levent" olarak bilinen Ergenekon tutuklusu Levent Ersöz'e bağlı timlerden bir olduğu ifade edilen şahıslar, ifade vermek için pazarlık yapıp ve pişmanlık yasasından yararlanmayı garantiye aldıktan sonra konuşmaya başladı.

    PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan ile Tuncay Güney'in yaptığı açıklamaların ardından başlatılan kazılar nedeniyle gözaltına alınan zanlıların liderliğini eski JİTEM elemanı Koçere Salucin'in yaptığı belirlendi. Koçere Salucin, Hasan Salucin, İzzet Erkan, Ramazan Erkan, Sadık Düzgün, Lokman Gündüz İsmet Tatar ve eski PKK itirafçısı Ramazan Altay İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulanıyor.

    Saluci’nin ifadesi önemli

    Zanlılardan bazılarının polise ifade vermeden önce pazarlık yaptığı ve pişmanlık yasasından yararlanma hakkı karşılığında 90'lı yıllarda karıştıkları ve tanık oldukları birçok faili meçhul cinayetle ilgili olarak yer, zaman ve fail belirterek bilgi verdikleri iddia ediliyor. Zanlıların verdiği bu ifadeler doğrultusunda bölgede önümüzdeki günlerde yeni kazılarında yapılabileceği bildiriliyor.

    Zanlılar arasında özellikle, emekli tuğgeneral Levent Ersöz'ün adamı olarak bilinen Koçere Salucin'in ifadesinin çok önemli olduğu ifade ediliyor. Akaryakıt istasyonu işlettiği öğrenilen Salucin'in ifadesi ile soruşturmanın çok önemli isimlere kadar uzanabileceği ifade iddia ediliyor.

    Soruşturma kapsamında aranan Cizre eski Belediye Başkanı ve eski korucu başı Kamil Atak'ın ise Irak üzerinden Amerika'ya kaçtığı iddia ediliyor. TSK üstün başarı ve hizmet ödülü sahibi olan Atak, birçok faili meçhul cinayetle suçlanıyor.

    BUGÜN

  3. #3
    Vefakar Üye Nil Sultan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    417

    Standart

    Bir Albay gözaltına alındı
    Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz gözaltına alındı.

    Şırnak'ın Cizre ilçesi Kuştepe Köyü'nde bulunan kemiklerle ilgili Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz gözaltına alındı. Terör ve Organize Suçlarına Bakan Diyarbakır Özel Yetkili Mahkeme emriyle tutuklanan Albay Temizöz, Kayseri'de sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Diyarbakır'a gönderileceği öğrenildi.


    Bugün sabah saatlerinde DSİ 12. Bölge Müdürlüğü'nde düzenlenen su forumu programına katılan Cemal Temizöz'ün gözaltına alınmasının Genelkurmay Başkanlığı'nın bilgisi dahilinde olduğu belirtiliyor. Silopi'de kazı yapılmasını sağlayan avukat Tahir Elçi, "Son 10 gündür yapılan kazılarla ilgili tam adli tıp açıklaması yapılmadı. Jandarma İl Alay Komutanı'nın bu çalışmalar kapsamında gözaltına alındığını duyduk. Cizre'de bazı itirafçıların kaybolmasıyla ilgili soruşturma vardı. Bu olayın ciddiye dönüştüğü gözleniyor. 1994 yılına kadar çok sayıda şikâyet vardı zaten. Bizim beklentimiz başka insanların da gözaltına alınması yönündedir" dedi. Albay Cemal Temizöz'ün 1993-1996 yıllarında Şırnak'ta görev yaptığı öğrenildi.

    Cemal Temizöz kimdir?

    JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan'a göre örgüt adına infazları gerçekleştiren kişi ve sonrasında itirafçı olan Abdulkadir Güven, Cizre'de görevli Yüzbaşı Cemal Temizöz'ün emrinde bir ekip kurmuş ve birçok faili meçhul cinayet işlemişti. Çankaya, Seyranbağları nüfusuna kayıtlı Fırat Altın kimliğini kullanan Abdulhakim Güven'in, minibüsleri durdurup kadınların altınlarına el koyduğunu ve müteahhitlik firması kurarak kısa zamanda büyük servetler elde ettiğini anlatan Aygan, Güven'in faaliyetlerini şöyle sıraladı.


    "Abdulhakim Güven partiden ayrıldıktan sonra, önce Jandarma Bölge Komutanlığı'nda sorgulandı. Onlarla birlikte çalıştı. Hiçbir itirafçı, onun kısa zamanda sahip olduğu maddi imkanlara sahip olamadı. Kurtoğlu Lojmanları'nın karşısında daire aldı. Bir inşaat şirketi kurdu. İsmi, Güney İnşaat Gıda ve Sanayi Ticaret'iydi. Devlet ile kurduğu ilişkiler, Cizre'de partiye karşı faaliyet yürütmesi, orada kendi şahsına menfaat sağladı. Şırnak ve Cizre'de ayrı bir ekip vardı.

    Abdulhakim Güven, Hıdır Altuk, Adem Yarkın, Hüseyin Bülbül isimli itirafçılardan kurulu bu ekip, oradaki İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Cemal Temizöz'ün emrindeydi. Yanlarına da bir-iki tane sivil uzman çavuş verilmişti. Bunlar orada terör estirdiler. Kimi insanları milis diye veya kardeşi dağda diye kuyulara atmışlardı, kimilerinin evlerinin altına anti-tank mayını koymuşlardı, kimisini sığınağa koyup, yani sığınağa baktırma bahanesiyle bomba atarak imha etmişlerdi.


  4. #4
    Vefakar Üye Nil Sultan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    417

    Standart

    Gözaltında bulunan Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, Ergenekon'un Ölüm Kuyuları çerçevesinde çıkartıldığı mahkemece tutuklandı.

  5. #5
    Vefakar Üye Nil Sultan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    417

    Standart

    Yıllar geçtikten sonra 28 Şubat müdahalesinin aslında kimlerin projesi olduğu net biçimde ortaya çıktı ve hepimiz gördük.

    Ölüm kuyuları, gizli işkence merkezleri ortaya çıkıyor. Yüzlerce faili meçhule ilişkin ipuçları ortaya çıkıyor. Cizre eski Belediye Başkanı'yla, tutuklanan Albay Cemal Temizöz'le ilgili iddialar ortalıkta dolaşıyor, infazlara ilişkin itirafçı ifadeleri ortaya çıkıyor. Ne kadar doğru olduğunu şimdilik elbette bilmiyoruz. Yüz binlerce insanın öldüğü Irak'ta yapıldığı gibi, ABD istihbaratı ve gizli operasyon birliklerinin olduğu her yerde yapıldığı gibi, Türkiye'de de benzer yöntemlerle cinayetlerin işlendiği, ölüm timlerinin infazlarının söz konusu olduğu biliniyor artık. Benzer operasyonları yapanların yöntemleri her yerde aynı. Üstelik bu tür örgütlenmelerin de, örtülü operasyonları yapan suç örgütlerinin de siyasal düşünceye bakmadığını, benzer yapılarla iç içe olabildiklerini biliyoruz.

    Buna çok çarpıcı bir örnek vereceğim. Belki de ilk kez burada yazılmış olacak. Bosna savaşını, trajedisini hepimiz hatırlıyoruz. Sırp cinayetlerini, Srebrenica soykırımını da. Sırp milliyetçiliğinin nasıl etnik temizlik yaptığını da. ABD'nin askeri müdahalesine zemin hazırlayan Sırp milliyetçilerin Boşnaklara, Hırvatlara, Arnavutlara yönelik katliamlarının en önemli isimlerinden, Slobodan Miloseviç'in gizli polis şefi, Sırp ölüm mangalarının başı, Akrep ve Kırmızı Bereliler'in yöneticisi, Srebrenica katliamının en önemli sorumlularından Javica Stanisic CIA ajanı çıktı.


    Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından etnik temizlikle suçlanan Stanisic'in, tam sekiz yıl boyunca, etnik temizliklerini yaptığı sırada CIA'ya çalıştığı ortaya çıktı. Milliyetçi Stanisic bir yandan katliam emirleri verirken diğer yandan gizli evlerde, parklarda, Sava nehri üzerindeki teknelerde CIA'li patronlarıyla görüşüp rapor veriyormuş. ABD'nin "kurtarıcı" olduğu bir bir kıyımın en büyük suçlularından, üstelik Sırp milliyetçisi ve ABD karşıtı bir kişi CIA adına çalışıyor! Taşları yerine koyun bakalım….

    Ergenekon'un dış bağlantılarını kaç yıl sonra öğreneceğiz acaba…

    İBRAHİM KARAGÜL

  6. #6
    Vefakar Üye güneşsu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    433

    Standart

    Diyarbakır'da faili meçhul kazıları

    Faili meçhul cinayetleriyle ilgili yeni bir kazı çalışması başlatıldı...

    Diyarbakır Cumhuriyet Başavcılığının talımatı ile Diyarbakır-Silvan kara yolu Karaçalı köyü yakınlarındaki iki ayrı noktada kazı çalışmaları yapılıyor. Şu ana kadar herhangi bir bulguya rastlanmadı.

    İtirafçı Abdulkadir Aygan'ın 1990'lı yıllarda 2 kişinin ölümü ile ilgili iddiaları üzerine dün Diyarbakır'da özel yetkili 2 savcının yaptığı keşif çalışmalarından sonra bu sabah erken saatlerde iş makineleriyle Karaçalı köyü yakınlarında kazı çalışması başlatıldı. Sabah 9.00 itibariyle Fehmi Yıldırım'ın gömülü olduğu olduğu iddia edilen noktada kazı çalışmaları devam ediyor. Başlatılan kazı çalışmalarında şu ana kadar herhangi bir bulguya rastlanmadı.

    Kazı çalışmalarının yapılması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunan İnsan Hakları Derneği yetkilileri de iş makineleriyle yürütülen çalışmaları yerinde izledi.

    İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey, kazı çalışması yapılan bölgede gazetecilere yaptığı açıklamada, 1990'lı yıllarda başta Diyarbakır olmak üzere bölgede gözaltında kaybolanlara dair yaptıkları çalışmaların sonuç vermeye başladığını söyledi.

    Erbey, itirafçı Abdülkadir Aygan'ın 2004 yılında verdiği beyanlar doğrultusunda Fehmi Yıldırım'ın gömülü olduğu olduğu iddia edilen noktada kazı çalışmalarının sürdüğünü belirtti.

    Yıldırım'ın ailesinin İHD Diyarbakır Şubesine başvuru yaptıktan sonra kendilerinin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile iletişime geçtiklerini anlatan Erbey, şunları kaydetti:

    ''Dosyamızı savcılığa teslim ettik. Fethi Yıldırım'ın burada gömülü olduğunu ifade ettik. Yolun biraz ilerisinde de yine o dönemde 18 Kasım 1996'da gözaltına alınan ve gözaltında kaybedilen Hakkı Kaya'ya ait bir yerin de bulunduğunu Başşsavcılığa ilettik. Kazı, bugün akşama kadar sürecek. Yarın da Hakkı Kaya'nın gömüldüğü belirtilen yerde kazı yapılacak.''

    Başlatılan kazıda şu ana kadar yaklaşık 10 metre ilerleme kaydedildiğini belirten Erbey, ''150 metre uzunluğunda bir yerde kazı çalışması sürecek. Yolun 2-3 metre iç tarafında gömüldüğü yönünde beyanlar var. Kazı çalışmasında çok derine inilemiyor çünkü geniş bir alan. İfade ettiğimiz yerler kazılıyor'' dedi. Erbey, ayrıca Savcılık yetkililerine Diyarbakır'ın Sur içi bölgesinde bir alanın kazılması yönünde talepleri olduğunu dile getirdi.

    İtirafçı Abdülkadir Aygan bir süre önce, 1994 yılından Fethi Yıldırım ile 1996 yılında Hakkı Kaya'nın öldürüldükten sonra Karaçalı köyü yakınlarında toprağa gömüldüğünü öne sürmüş, bunun üzerine İHD Diyarbakır Şubesi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunmuştu.

  7. #7
    Vefakar Üye güneşsu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    433

    Standart

    Diyarbakır'da FLAŞ GELİŞME
    İtirafçı Abdülkadir Aygan'ın itirafları doğrultusunda Diyarbakır'da kazılar yeniden başladı.

    İtirafçı Abdülkadir Aygan'ın itirafları sonucu 1996 yılında kaçırıldıktan sonra öldürülüp gömüldüğü iddia edilen Hakkı Kaya'nın bulunması için Diyarbakır Hani Karayolu'nun Deveboylu mevkiinde bugün sabah saatlerinde kazı çalışmaları başladı.

  8. #8
    Vefakar Üye Manâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    297

    Standart

    Kazıların yapıldığı bölgede 7 ceset bulunmuş

    Kazılarda 461 kemiğin çıktığı Diyarbakır - Hani karayolu Deveboylu köyü mevkiinde daha önce 7 cesedin bulunduğu ve kimsesizler mezarlığına gömüldüğü belirlendi.

    İtirafçı Abdülkadir Aygan'ın 1990'lı yıllarda 2 kişinin ölümü ile ilgili iddiaları üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Deveboylu köyü mevkiinde 4 ayrı noktada gerçekleştirilen kazılarla ilgili bilgi veren İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey, kazılarda 461 kemik ve 15 yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen bir gömlek parçası bulunduğunu söyledi.

    İtirafçı Aygan'ın verdiği ifadelerde öldürülen kişilerin gömüldüğü yer olarak belirtilen noktalarda kayıp yakınlarının talepleri üzerine iş makinesi, kazma ve küreklerle yapılan kazı çalışmalarında bulunan kemiklerden 100'e yakınının hayvanlara ait olabileceğini belirten Erbey, kazı çalışmalarında bulunan kemiklerin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderileceğini bildirdi.

    Erbey, kayıp yakınlarından da kan örnekleri alındığını ifade ederek, "Bulunan kemiklerin insana ait olup olmadığı İstanbul Adli Tıp Kurumu'nca yapılacak inceleme sonucunda belirlenecek. Aygan'ın ifadelerinde de çelişkili bilgiler var. Bu nedenle konu ile ilgili bilgi kirliliği yaşanıyor. Aygan'ın yurt dışından getirilerek burada sorgulanması, ifadesine başvurulması karanlık bir dönemin aydınlatılmasını sağlayacak. Ayrıca özel yetkili bir savcının bu konularla ilgili görevlendirilmesi gerekir." dedi.

    1990'lı yılların sonunda bu bölgede 7 cesedin bulunduğunu ve kimsesizler mezarlığına defnedildiğini anlatan Erbey, bundan sonraki süreçte mezarların açılması ve Aygan'ın Türkiye'ye getirilmesi için talepte bulunacaklarını kaydetti.

    Aygan'ın Türkiye'ye getirilmesi ve bizzat yer göstermesi ile kayıpların bulunması konusunda gelişme sağlanabileceğini kaydeden Erbey, şunları söyledi: "Aygan'ın ifadelerine itibar ediliyor. İHD olarak bizim elimizde de çok sayıda dosya var. Bu dosyalardaki mağdur yakınlarının da beyanlarına itibar edilmesi bazı olayların aydınlatılmasına sebep olacak.''

    Hakkı Kaya'nın oğlu Hakkı Kaya da babasının cesedinin bir an önce bulunmasını ve katillerin cezalandırılmasını istediklerini dile getirdi.

    İtirafçı Abdülkadir Aygan, 1994 yılında Fethi Yıldırım ile 1996 yılında Hakkı Kaya'nın öldürüldükten sonra Karaçalı köyü yakınlarında toprağa gömüldüğünü öne sürmüş, bunun üzerine İHD Diyarbakır Şubesi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunmuştu.

    (CİHAN)

  9. #9
    Müdakkik Üye KeKe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    the earth
    Yaş
    37
    Mesajlar
    930

    Standart

    derin devletin halka zulmünün resmi..

    “Hüda meru şaş dike, kaş neke. Kaş dike, fahş neke. Fahş dike, purş neke. Purş dike, perişan neke. Perişan dike, müşevveş sergerdan neke.”

    Meali: "Allah, adamı şaşırtırsa, süründürmesin. Süründürürse, fahşetmesin. Fahşederse, dilenci vaziyetine getirmesin. Dilenci vaziyetine getirirse perişan etmesin. Perişan ederse, başıboş sergerdan etmesin.”

    Bediüzzaman Said Nursi





  10. #10
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart

    Ekseriyâ zâlim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp, buradan göçüp gidiyorlar. Demek, bir mahkeme-i kübrâya bırakılıyor, tehir ediliyor; yoksa, bakılmıyor değil. Bâzan dünyada dahi ceza verir.





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Kör Kuyu Dibi...
    By yasemenn in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 21.01.12, 23:45
  2. Gizli Mezarın Sırr-ı Hikmeti
    By Şahide in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 28.12.09, 20:16
  3. Kuyu Muyu...
    By m_safiturk in forum Şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07.04.09, 00:53
  4. Yerini ve Haddini Bilme
    By Bîçare S.V. in forum Kıssadan Hisseler, İbretli Öyküler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.09.08, 10:01
  5. Kâh Minare Başındayım, Kâh Kuyu Dibinde
    By BiKeS_ in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 07.07.08, 13:22

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0