Yeter artık! Türkiye İsrail ve iş birlikçilerine yeter artık demek gerektiği fikri üzerinde mutabakat sağlamıştır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İsrail’e karşı ‘bir şeyler’ yapmak istiyor. Attığı Ortadoğu turundan çıkan anlam bu.

İsrail, başta Türkiye olmak üzere, halkı Müslüman ülkelerden gelen “ateşkes” çağrılarının yanı sıra dünyanın her köşesinden gelen saldırıyı durdurma çağrılarını da umursamadı: İsrail Filistin’e bir kara harekatı başlattı.

TARTIŞILMAZ GERÇEKLER
Dünyanın seyrederek ve sessiz kalarak düştüğü şu durumlar artık tartışılmazdır:

1. İsrail, önce havadan uçaklarıyla, sonra karadan tanklarıyla bombalayarak kimseyi umursamadığını gösterdi.

2. İsrail, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, Batılı emperyalist güçlerin desteği ve stratejileri doğrultusunda saldırılarını sürdürmektedir..

3. Arap ülkelerinin kral, emir, şeyh, cumhurbaşkanı unvanlı liderlerinin, İsrail karşısında hiçbir kıymet-i harbiyesi olmadığı, kişisel çıkarlarını ülkelerinin menfaatlerinden üstün gördükleri, aslında birer kukla oldukları ve iktidarda kalmanın teminatının işbirliği yaptıkları emperyalist güçlere hizmet olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

4. Bölgede bu saldırıyı önleyecek güce ve imkanlara sahip tek ülke olan Türkiye’yi yönetenlerin de İsrail tarafından ciddiye alınmadığı, Erdoğan’ın ve hükümetinin ciddi bir tepki gösterme cesareti ve iradesinden yoksun olduğu görüldü.

5. Dünyanın gözleri önünde 60 yıldan beri cereyan eden İsrail ve arkasındaki emperyalist güçlerin Filistinlileri ezmesindeki amacın, onların dünya egemenliği stratejisinin bir parçası olduğu artık biliniyor.

6. Dünyaya hakim güçlerin yürüttüğü bu stratejinin iş birlikçisi Türkiye ve öteki İslam ülkeleri Batı emperyalizmine göbekten, fikren ve duygusal olarak bağlıdır. Hükümetlerinin hiçbir yaptırım gücü olmadığı da ortaya çıkmıştır.

7. Oysa İsrail’e ve işbirlikçilerine karşı mücadele verme gereği artık Türkiye’de milli bir mutabakattır. Nitekim MHP ve CHP’nin bu konuda hükümetle tam bir fikir ve duygu birliği içinde olduğu da ortaya çıktı.

Bu durumda Gazze’ye asker göndermek de dahil, İsrail’e karşı uygulanabilecek her türlü yaptırımın TBMM’nden geçmesi kesin gözükmektedir..

TÜRKİYE İSRAİL’İ NASIL DURDURUR?
Meydanları doldurup İsrail’e beddualar edilmesi, lanetler yağdırılması, elbette ki insanlık gereğidir..

Fakat sadece İsrail’e sövüp sayarak kendi hükümetlerinin burada iş birlikçi hain rolünü görmezden gelmek, İsrail’in işini kolaylaştıracak; hatta insanlığın acılarının daha uzun süreli olmasına yarayacaktır.

Evet, meydanlara çıkmak lazım..
Ama sadece bayrak ve kukla yakmak yetmez..,
İsrail ve ABD’yi protesto etmekle yetinmemek gerekiyor..
Meydanlarda emperyalizme ve Siyonizm’e karşı gerçek bir bölge barışı mücadelesinin taleplerini öne çıkarmak gerekiyor.

Türkiye’de milli mutabakat haline gelen bu talepler şunlardır:
1. İsrail-Türkiye savunma İşbirliği Anlaşması’nın feshedilmesi..
2. İsrail savaş uçaklarının Konya’da eğitim uçuşları yapmasına son verilmesi..
3. Türkiye hava sahasının İsrail’e kullandırılmasına izin verilmemesi..
4. Türkiye-İsrail diplomatik ilişkilerinin en alt düzeye indirilmesi..
5. Askeri (Türkiye’nin savaş uçaklarının İsrail’de modernizasyonu) ilişkilere son verilmesi..
6. Ticari ilişkilere (hibrit tohum alımları) son verilmesidir..

HÜKÜMET HAREKETE GEÇMELİ
Bugüne kadar Türkiye, uluslarası ortamda “arabulucu” ve “büyük muktedir lider” olarak boy gösterdi, artık İsrail’e sözünün geçtiğini göstermek zorundadır.. Türkiye’nin desteğini kaybetmeyi İsrail göze alamayacaktır..

Türkiye, İsrail’in politikalarının meşrulaştırılmasının çanak tutucusu durumuna düşmemelidir.

Hükümet bir an önce harekete geçmeli ve milletimizin mutabakat ettiği yukarıdaki altı yaptırımı uygulamaya koymalıdır…

AK Parti iktidarı, tarihi sınav vermektedir. Milletimiz, dünya güçlerine ve işbirlikçilerine karşı açıkça tutum alabilir.. Recep Tayyip Erdoğan, sözkonusu yaptırımları bir an önce uygulamaya koymalıdır..

Söz bitti. Konuşma değil, bir şeyler yapma zamanındayız..
Hükümet, milletimize, hayal kırıklığı yaşatmamalıdır..

mustafa yürekli