Konu: Camide Vaazlar Türkçe Ve Kürtçe Olarak Verilsin

TESEV’in hükümete öneriler başlığı ile hazırladığı raporda, Kürtçe’nin önündeki engellerin kaldırılması ve bölgedeki camilerde vaazların Türkçe ve Kürtçe verilmesi istendi.

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV)'in "Kürt Sorununun Çözümüne Dair Bir Yol Haritası: Hükümete Öneriler" başlığı altında hazırladığı raporu basın toplantısı ile açıklandı. Raporda, Kürtçe'nin önündeki engellerin kaldırılması bölgeye Kürtçe bilen personel atanması, bölgedeki camilerde vaazların Türkçe ve Kürtçe verilmesi gerektiği belirtildi.

Raporda ayrıca "Devlet genel olarak toplumun özellikle Kürt halkına yönelik en azından bir özür borçlu olduğunu unutmamalıdır" denildi. Toplantıya AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, Etyen Mahçupyan, Dilek Kurt ve davetliler katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan, TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, "Kürt sorunu konusunda 2004 yılından bu yana iki ana başlık altında bilimsel araştırmalar ve savunuculuk faaliyetleri gerçekleşmektedir. Çözüm önerileri sorunun birinci derecede muhatapları olan bölge halkı, yerel yöneticiler ve kamu görevlileriyle yapılan mülakatlar sonucunda oluşturulmuştur" dedi.

Törenin ardından rapora ilişkin basın mensuplarının sorularını cevaplandıran AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt raporu soran basın mensuplarına "Doğrusu derli, toplu bir rapor. İstenen şeylerin bir kısmı yapılıyor. Örneğin Basın Yayın Kanunundaki yasak dil olayı 2004 yılında kaldırıldı. TRT Kürtçe yayınında çok dilli 24 saat olacak. GAP ile ilgili süreç çok sağlıklı bir şekilde ilerliyor.

Önerilen şeylerin tamamı çok doğru şeyler. Uygulamayla ilgili bir stratejik plan gerekiyor. Bu işten sadece hükümetin iradesiyle değil, toplumun bir araya gelmesiyle siyasal hedeflere kurban edilmeyen bir stratejik süreçle yürütülmesi ile sonuca gidilebilir" diye cevap verdi.

BUGÜN

Bayramda kürtçe vaazla işe başlandı. Bakalım nasıl bir etki olacak.

Türkiyenin ortak değerlerini değiştirmemek kaydıyla herkes kültürünü elbette yaşayacaktır...

ama ortak dil olan eğitim dilimiz , hutbe dilimiz, yazışma dilimiz Türkçe olmalı ve kalmalıdır

Nereden nereye, açılımla birlikte epey yol katedilecek gibi.

Kürtçe eğitim ne zaman devlet eliyle verilir,Türkçenin sahip olduğu haklar ne zaman ki devlet eliyle Kürtçeye de aynı oranda tanınır,devlet Türk ırkına baktığı gibi bu ülkenin harcında emeği geçen diğer ırklara da aynı şekilde baktığı zaman ancak o zaman gerçekten bu devletin benim de devletim olduğunu tam anlamıyla hissedeceğim bir Kürt olarak.Tabi nereden nereye,çocukken Kürt olmak günah mı diye düşünürken şimdilerde rahatlıkla Trt-Şeş'i izleyebiliyoruz,empati yapıldığında sorunlar hakkıyla çözülecek ama putlaştırdığımız şeyleri ayak altına alıp ezmedikçe sorunlar kolay kolay çözülemeyecek diye düşünüyorum...

bence bi sorun yoktur zaten arap olan vatandaşların çoğu türkçe biliyor örnek: ben hiç fena olmaz yeterki eski osmanlıdaki dinimize yakınlaşalım isterseler ingilizce versinler ama yeterki camilerimiz boş kalmasın sürekli islamiyete bir eğilim olsun biliyorsunuz osmanlıdan sonra türkiye hep bunu aradı lailklik geldiğinden beri milletimizin çoğu islamiyetten,müslümanlıktan bi haberler bakıyorum facebookta dini inanç: müslüman yazıyor allah allah diyorum acaba namaz kılıyormu ki müslüman yazmış gerçekten ilginç

Ya herkesin anlayabileceği dilden olsun tabi.. O herife dua ettirildiği vakit herkes anlasın neye amin dediğini.. Ormanları koruma haftasının hangi hafta olduğunu, kırmızı ışıkta geçmenin yasak olduğunu kürt türk herkes rahatlıkla anlayabilsin...

bu kadar senedir bunun yapilmamis olmasi tc nin ayibidir ... sade kürt vatandaslarin yasadigi bölgelerde mutlaka vaazlar ve hutbeler agirlikli olarak kürtce verilmelidir... zaten oralarda yasayan türklerde kürtceyi eminim anliyorlardir...

yapilan bir iste maksat istifadedir, yoksa doslar bizi alis veriste görsün tarzinda olacak isler icin yapilan masraf havaya gider...

Vaazların ortak dilde verilmesi daha uygun gibi geliyor. bölgesel olarak bu kaide değişirse bu da her bölgedekı azınlıkların bu hakkı talep etmeleri ve kaos demektir.Şahsi kanaatim...

Hutbenin değilde vaazın yörenin diline göre verilmesinde bir mahsuru olmasa gerektir.