Suudi Arabistan yönetimi "Tehlikeli ve karışık" fikirler taşıdığı iddiasıyla ünlü İslam düşünürü Seyyid Kutub'un kitaplarını yasakladı. S.Arabistan ABD'nin en iyi müttefiki...

Suudi Arabistan Eğitim Bakanı Dr. Said el-Melis, “Allah Yolunda Cihad” ve “İftira Edilen Şahsiyet: Seyyid Kutub” gibi kitaplar başta olmak üzere bir çok kitabın kütüphanelerden kaldırılması talimatını verdi.

Söz konusu açıklama, Riyad Üniversitesi’nin ‘düşünce güvenliğinin sağlanması’ adı altında yürüttüğü büyük bir teftiş ve kontrol kampanyasının ardından geldi.

Gözlemciler, bu uygulamanın yetkililer tarafından toplumda ‘saptırıcı ve karışık fikirler’ olarak gördükleri şeylerin yaygınlaşmaması ve gençleri ‘yanlış fikir’lerden korumak için yapıldığını söyledi.

Suudi Arabistan’da Salı günü yayınlanan Vatan gazetesinin haberine göre Eğitim Bakanı, bütün eğitim ve öğretim birimlerine gönderdiği talimatta Seyyid Kutub’un “Allah Yolunda Cihad” ve “İftira edilen Şahsiyet: ‘Seyyid Kutub” adlı kitapların tamamının okul kütüphanelerinden çıkarılmasını ve yasaklanan kitapların kütüphanelerde bulunmadığından emin olmalarını istedi.

Kararın uygulanması kapsamında Taif İl Milli Eğitim Müdürü Muhammed Said Ebu Ra’s, söz konusu kitapların okul kütüphanelerinden ve diğer eğitim birimlerinden çıkarılması için bir hafta mühlet verildiğini kaydetti.

“Karışık Fikirler”

Taif Edebiyat Kulübü yönetim kurulu başkan yardımcısı Hammad el-Salimi, bu önlemleri gelişmekte olan genç zihinleri ‘karışık fikirler’ taşıyan kaynaklardan korumak için aldıklarını iddia etti. Salimi, Eğitim Bakanlığı’nın eğitim reformunu gerçekleştirirken bu tür kitaplara da dikkat ettiğini söyledi.

Söz konusu kitapların okul kütüphanelerine nasıl ulaştığı hakkında sorulan soruya Salimi, “Geçmişte bu tür karışık düşünceler taşıyan kitapların okul kütüphanelerine girmesi çok kolaydı. Okul müdürü, hediye edilen kitabın içeriğine bakmaksızın doğrudan kütüphaneye gönderiyordu. Kontroller daha yeni yeni başladı.” dedi.

Salimi, okullardaki öğrenmeyi sağlayan ya da besleyen kaynakların güncellenmesini, kaynaklardan sorumlu yetkililerin daha aktif hale getirilmesini, okullarda öğrencileri doğru yola yönlendirecek kaynaklardan yararlanılmasını istedi. Bakanlık, öğrencilerin okumakta oldukları bütün kaynakları gözden geçirmeye çağırdı.

Mücadele Düşüncesine Karşı Savaş

Suudi Arabistan son dönemlerde özellikle İslam’ın cihad boyutuna vurgu yapan ve şiddet içeren kitaplarla ilgili önlemlerin artırılması yoluna başvuruyor. Yıllardır el-Kaide’nin ülke içerisindeki uzantılarıyla mücadele eden Suud rejimi, şimdi de bu gelişmelerden sorumlu tuttuğu Seyyid Kutub’un kitaplarıyla uğraşıyor. Kutub’un kitaplarında aşırılıklar olduğunu iddia eden Suudi kaynaklar, vasat ve mutedil çizgi olarak nitelendirdikleri düşünce çizgisinin gelişmesi için bu önlemleri aldıklarını iddia etti.

İmam Muhammed bin Suud İslam Üniversitesi’nin rektörü Süleyman bin Abdullah, bütün üniversite ve fakültelerde Kitap, Sünnet, Selef-i Salih ve öğrenciler için yararlı düşünceler taşıyan kaynaklara ağırlık vereceklerini açıkladı.

İlk Açıklama

Suudi Arabistan Eğitim Bakanı Dr. Abdullah el-Ubeyd, 2008 Temmuzu’nda yaptığı açıklamada ülkedeki eğitim metotlarının ülkede terörün alt yapısını güçlendirdiğini iddia ederek bu konuyla ilgili açıklama yapan ilk üst düzey Suudlu yetkili olmuştu.

Arap ülkelerinin bölgenin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle özel bir duruma sahip olduğunu belirten Bakan, Filistin sorununda yaşananlar nedeniyle silahlı mücadeleden bahsetmeyenlere hain gözüyle bakıldığını söylemişti. Bakan, ümmetin Filistin üzerinde Yahudilerle savaşta olduğu düşüncesinin yaygınlığı nedeniyle cihadın sürekli gündemde tutulduğunu öne sürdü.

Suudi Arabistan’ın 1996 yılında Arap Birliği Toplantısı’nın Kahire Zirvesi’nde barışı stratejik bir seçenek olarak seçtiğini ifade eden Bakan, şunları söyledi: “Arap ülkeleri ve Suudi Arabistan Ortadoğu’da barışı stratejik bir seçenek olarak benimsemişse, bizdeki eğitim metotlarının da bu amaca hizmet etmesi gerekir. Medyanın da bu yönelimi desteklemesi gerekir.”

11 Eylül 2001 olaylarından sonra ABD, Suudi Arabistan ve diğer İslam ülkeleri üzerinde, şiddet ve cihad düşüncesini beslediği ve saldırıları düzenleyenlerin bu düşüncelerin uzantıları olduğu gerekçesiyle eğitim ve öğretim yöntemlerinin değiştirilmesi yönündeki baskısını iyice artırmıştı.

Amerika’nın Suud üzerindeki baskılarına karşı ise Abdülaziz bin Baz Kurumu, 2008 Nisanı’nda Batılıların kaldırılması yönünde hiçbir talepte bulunmadığı ve Müslüman imajının çarpıtıldığı İsrail okullarındaki fanatik eğilimleri araştıranlara çeşitli ödüller vereceğini açıklamıştı.

Seyyid Kutub'un kitapları halen Rusya Federasyonu, Orta Asya cumhuriyetleri, Suriye ve Tunus'ta yasak kitaplar listesinde.

Seyyid Kutub Kimdir?

1906 yılında Mısır'ın Asyut kasabasısında, dindar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Orta ve lise tahsilini el-Ezher de bitirdi. Kahire Üniversitesi'nin Darul Ulum fakültesine girdi. 1933 yılında mezun oldugu fakülteye aynı yıl öğretim görevlisi olarak tayin oldu. 1939 ve sonrasında İslami düşünceye yöneldi. 1946'da yayımladığı Konum Dersleri isimli makalesini yayımladı. Çoğuna göre bu makalesi onun İslami düşünceye girişini temsil eder. Makalesinde toplumun ıslahının ve Müslümanların bu yönde çalışmasının Kur'an'ın emri olduğunu savunuyor, Mısır'ın o dönemki toplumsal yapısını ve geçirmekte olduğu dejenerasyonu eleştiriyordu.

1949 yılında ABD'ye gitmiştir. Bu dönem boyunca Amerikan yaşam tarzını ve toplumunu, tanık olduğu ırkçılığı eleştirmiş ve Amerikan medeniyetini primitif olarak görmüş ve reddetmiştir. Ayrıca, 1949 yılında, o yurtdışındayken, İslam'da Sosyal Adalet isimli eseri yayımlanmıştır. Bu eserinde gerçek sosyal adaletin İslam'da olduğunu öne sürmüştür. Ayrıca yine ABD'deki yıllarında, daha önce kaleme almış olduğu edebi makale ve eserleri eleştiriyor, o dönemlerde sahip olduğu daha seküler olarak tanımlanabilecek edebiyat anlayışından ziyade edebiyatın da kaynak olarak en başta İslam'ı alması gerektiğini savunuyordu. Kitaplarında, genellikle geleneksel İslam'a karşı, sahih bir çizgiyi savundu. Tasavvufta var olan hurafeleri eleştirdi.

Kutub 1954-1964 arasında on yıl hapishanede kalmıştır.
Mısır'a döndüğünde, kamu hizmetinden ayrılıp Müslüman Kardeşler teşkilatına katılmıştır. Teşkilatın gazete ve dergilerinden devamlı olarak düşüncelerini aktarmaya çalışırken, teşkilatın genel düşüncesiyle kendi fikirleri arasındaki bazı farklılıklar ortaya çıksa da, Mülüman Kardeşler ile olan ilşkisi devam etti. Cemal Abdül Nasır'a düzenlenen 1954 tarihli suikast girişimi nedeniyle birçok Müslüman Kardeşler üyesi gibi o da tutuklandı. Yargılama sonunda Seyyid Kutub'a on yıl ağır hapis cezası verilmiştir. Hapiste ileride büyük bir önem ve üne kavuşacak iki eseri olan, Kur'an tefsiri Fi zilâl-il-Kur'an ve Kutub'un siyasi ve düşünsel görüşlerinin en son ve bütününü ifade eden Yoldaki İşaretler`i kaleme almıştır. 1964'te serbest bırakıldıktan sonra, 1965'te tekrar tutuklandı. Bu kez de birçok Müslüman Kardeşler üyesi ile birlikte tutuklanmıştı ve tutuklanma nedeni devlete karşı bir darbe girişimi idi. 22 Ağustos 1966'da hakkında idam cezası verildi. Kararı Pakistan, İngiltere, Lübnan, Ürdün, Sudan ve Irak gibi ülkelerdeki birçok dini otorite ve grup tepkiyle karşılasa ve Nasır'ı kararından döndürmeye çalışsalar da, Seyyid Kutub 29 Ağustos 1966'da idam edildi.

Mahkeme heyeti onu idama mahkum ettiğinde Kutub'un ağzından şu sözler dökülmüştü:

"Eğer Allah kanunu ile mahkum edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım.Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır"
GASTECİ