Konu: Dünya Siyah Beyaz Konuşuyor

Barack Obama'nın ABD başkanı seçilmesiyle birlikte ülkede 'siyah devrim' yaşanırken, daha 50 yıl öncesine kadar beyazlara karşı özgürlük mücadelesi veren siyahilerin zaferi tüm dünyaya yayıldı. Amerikan kilisesinin siyah lideri Wilton Daniel Gregory, ABD'ye siyah başkan seçilmesinden ilham alarak, Katolik kilisesinin de siyah papaya hazır olduğunu düşünüyor. İtalyan La Stampa gazetesine demeç veren başpiskopos Gregory, siyah derili Obama'nın başkan seçilmesinin, "insanlık için büyük adım olduğunu ve ABD'de ırk ayrımcılığı meselesinin aşıldığını gösterdiğini"söyledi ve "Beyaz Saray'da oturan Obama Ay'a ayak basan ilk insana benzetilirse, papalık tahtında da aynı şey olabilir" dedi.

ABORJİNLER'E DE UMUT OLDU
ABD'deki başkanlık seçimini siyahi Barack Obama'nın kazanması, ülkelerinde kökenlerine bağlı yaşamayı sürdüren Avustralyalı yerli-
ler için de umut oldu. Ülkedeki eyalet hükümetlerinde yerli liderlerin olduğunu, parlamentoda yerlilerin bulunduğunu belirten eski bir rahip olan Patrick Dodson,"günün birinde, yerli kökenli bir başbakanımız olacağını düşünme cüretinde bulunuyorum" ifadesini kullandı. Dodson, yerli halkın haklarını cesaretle savunduğu ve toplumlararası uzlaşma sağlama mücadelesi verdiği için "Sidney Barış Ödülü"nü layık görüldü. 1788'te İngiliz sömürgesi olan Avustralya'daki yerli halk, o zamandan beri geniş ölçüde marjinalleşti ve 21 milyon nüfustan bugün sadece 470 bin kişi kaldı.
İNGİLTERE'DE DE ZENCİ HAREKETİ
Amerika'da yaşanan 'siyahi devrim' Avrupa'daki liderleri de etkisi altına aldı. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, ülkesindeki siyahi ve Asya kökenli azınlıklarla parlamentoda bir araya geldi. Obama'nın ABD başkanı seçilmesinin netleşmesinin hemen ardından yapılan görüşmede Brown, İşçi Partisi'nin 4. defa iktidarı kazanacağı mesajını verdi. Toplantıya ayrıca Kuzey Londra'ya bağlı Haringey Belediyesi İşçi Partili Meclis üyesi Nilgün Canver de katıldı. Brown, ABD'deki seçim sonuçlarını "muazzam" olarak değerlendirdi. Siyahi bir adayın seçilmesinin çok nadir olduğunu anlatan Brown, "Bizimle aynı ideolojiye sahip Demokrat partinin Başkanlık seçimini kazanması hepimize ders olmalıdır. Biz de genel seçimlerde aynı başarıyı göstermeliyiz. Bir dahaki genel seçimleri almak için milletvekillerimizin sayısını artırmayı hedefliyoruz" dedi.

Kabile reisleri için yeni bir umut ışığı
Papa 16. Benedikt'in, geçtiğimiz Haziran ayında Avustralya'nın başkenti Sidney'e yaptığı ziyarette Walbunja ve Kamilaroi Aborjinleri ilginç gösteriler sergileyerek Katolik Kilisesi'nin ruhani liderine heyecanlı anlar yaşatmışlardı. Avustralya'nın yerlileri Aborjinlerden bazı yetkililerin de, yaptıkları açıklamada Amerika'ya siyahi bir başkanın seçilmesininin kendileri için bir umut kaynağı olduğunu ifade etikleri belirtiliyor.

YENİ BOND DA SİYAHİ OLSUN Dünya, değişim sloganıyla başladığı seçim yolculuğunda Hollywood'dan ve sanat camiasından büyük destek alan Obama'nın zaferini konuşurken, siyahiler sadece siyasette değil, film sektöründeki tabuları da yıkacağa benziyor. Kölelik yıllarından 4 Kasım Beyaz Saray zaferine kadar uzanan yolda elde edilen başarı ünlülere de ilham kaynağı oldu. James Bond'u canlandıran aktörlerden Daniel Craig, 'Eğer başkanımız bir siyahi olabiliyorsa bundan sonraki James Bond da siyahi olsun. Bu başarı, insanoğlunun Ay'a adım atması kadar önemli' dedi. Roma'daki Uluslararası Film Festivali'nin açılışında konuşan 40 yaşındaki oyuncu, 'Obama'nın gerçek hayranlarından biriyim. Çünkü onun politik görüşlerini destekliyorum' diye konuştu

biz dediydik,birgün herkes siyah ve beyaza gönül vericek diye

eskiden ezilen hor görülen genellikle köle olarak insan sayılmayan zenci kardeşlerimiz şimdi dünya nın en önemlli ülkesinin başındadır ve Allahın izniyle mazlumar artık zalimleri yener hale gelmiştir bir gün gelecek tüm mazlumların gözündeki yaş bitecek tir. işte o gün her kez özgür ve hür olacaktır. ilk siyahi başkan da ne kadar iyi de kötü de olsa bu en büyük örneğidir...

ne olduğunu anlamadan karar vermemek lazım
kofi annan , condelezza rice ve nelson mandela da bir siyahtı.. ve zannımca tarihe kapppkara izler bıraktı

Bir ayet meali ve bir hikaye geldi aklıma.

İnsanın amerika denilince iyice düşünmesi gerekir diye düşünüyorum. Kızılderilileri katlederek yurt edinen, zencileri ezerek mülk edinen, dünyayı talan ederek semiren ve zulmün en nadide örneklerini veren bir toplum insanı tedirgin etmez mi? Attıkları her adımda "acaba şimdi kimi ve nereyi sömürecek" diye işkillenmeden edemiyorum.

Gerçi Üstad Hazretleri "küfür devam eder, zulüm devam etmez" demiştir, elbetteki mazlumların ahı bir gün onlara da kapıyı gösterecektir, ama ne yapayım, ne zaman amerika cenahından bir söz, bir hareket gelse gayri ihtiyari dilimden "hafazân'allah min şerrih" cümlesi dökülüyor. Bataklıkta yetişen gülden hayır gelir mi bilmem?

Ayet Meali:
Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. (Hucurat Suresi 6)

Hikaye:
Tilkiye sormuşlar,
- "Kaç tane kahramanlık hikayen var?" Cevap vermiş Tilki,
- "Onbir tane"
- "Ne hakkındadır senin bu hikayelerin?" diye üsteleyerek tekrar tekrar sorunca etrafındakiler, tilki dayanamayıp,
- "Aslına bakarsanız hepsi tavuk çalmak üzerine" deyivermiş.

Bir de türkçemizde bayram-seyran-niye sorusu vardır konuyla ilgili ancak bu kadar yeter. Görelim Mevla'm neyler, neylerse güzel eyler?

Ma'as-selam.