Sabah'taki dizi yaz?
Sabah gazetesinde Nevzat Atal ve Erdal Şafak imzas?yla yay?nlanan "Tarikatlar–Cemaatler" başl?kl? dizi yaz?n?n son bölümlerinde daha çok Nurculuk üzerinde duruldu.
Ayn? gazetede bundan iki y?l evvel de Nurculuk ağ?rl?kl? bir dizi yaz? yay?nlanm?şt?. Dosyay? yay?na haz?rlayanlardan biri yine Nevzat Atal, diğeri ise Emre Aköz idi.
Evvelki benzerlerinin aksine, bu iki dosya çal?şmas?nda da kasdî bir sapt?rma yoktur denilebilir belki; ancak, yer yer büyük yanl?şl?klara düşüldüğü de bâriz şekilde görünüyor. Meselâ:
1) Risâle-i Nur hareketi için ?srarla "tarikat" nitelemesinin yap?lmas?.
Oysa, bu tarz bir isnat veya yak?şt?rman?n Nur Risâlelerinde hiçbir dayanağ? yoktur. Aksine, Üstad Bediüzzaman, birçok defa "Efendiler, ben şeyh değilim; ben hocay?m. Risâle-i Nur tarikat değil, hakikattir" demiş ve 1935'teki Eskişehir Mahkemesindeki tarikat isnad?n? şu ç?k?ş?yla suya düşürmüştür: "Şu dokuz-on senelik nefyimde, hadi biri ç?ks?n desin 'Bana tarikat dersi verdi.' Belki yan?ma gelen herkese demişim: ?man lâz?m, ?slâmiyet lâz?m; tarikat zaman? değil." (Tarihçe-i Hayat, Eskişehir Hayat? Bölümü.)
2) Söz konusu dizi yaz?da, M. Kemal ile Said Nursî'nin münasebeti yanl?ş tan?t?l?yor. Cumhuriyet ile M. Kemal ismi adeta özdeşleştirilerek Said Nursî sorgulan?yor.
Oysa, Said Nursî Cumhuriyete bak?ş?yla M. Kemal'e bak?ş? ve yaklaş?m? ayn? değildir.
Evet, Said Nursî dindar bir cumhuriyetçi olduğunu alenen söyleyip ilân ediyor. Ancak, M. Kemal'in birlikte çal?şmak için ona yapt?ğ? son derece cazip teklifleri reddettiğini ve dünya görüşlerinin de birbiriyle hiç ülfet ve münasebet peyda etmediğini söylemekten de çekinmiyor. K?saca, "Ben M. Kemal ile çal?şmay? kabul etmedim; fakat, dünyalar?na da (fiilen) kar?şmad?m" demekle yetiniyor. (Bkz: Age.)
3) Dizi yaz?daki 6. bölümün başl?ğ? şöyleydi: "Nurculuk, devlete göre hilâfetçi, talebelere göre cumhuriyetçi."
Bu noktada da ciddî bir hata söz konusu. Üstad Bediüzzaman, hiçbir eserinde hilafet ile cumhuriyet karş?tl?ğ? veya bu iki mefhumun birbiriyle z?tlaşt?ğ? şeklinde bir ifade kullanm?yor. Aksine, bilhassa Raşid Halifelerden her birinin hem halife, hem ayn? zamanda reis-i cumhur olduğunu yine ad? geçen mahkemede ifade ediyor. Temenni ederiz, Said Nursî ile ilgili çal?şmalarda bundan böyle daha dikkat ve hassasiyet gösterilmeye çal?ş?l?r.
LAT?F SAL?HOĞLU
YEN? ASYA/ 25.09.2006