+ Konu Cevaplama Paneli
2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 1 2
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 19 ve 19

Konu: Hizbülvahşet'in Hamisi Ergenekon Çıktı

  1. #11
    Dost furkanenes - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    18

    Standart

    Kur bir örgüt, dini bir isim ver, karalamaya çalış ...

  2. #12
    Pürheves sarıca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    189

    Standart

    Alıntı narullah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bak canım kardeşim, hizbullahın halkın sevdiği alimleri katlettiğinin aslı yok.
    bu haberleri de sen yalancı medyadan duymuşsun. bunu birde hizbullashtan sorman gerek. hele bir doğuya ziyarette bulun, orda hizbullahla tanış, konuş bak birxe onlar sana nasıl cevap verecekler. işte ozaman herşeyi gerçekleri ile öğrenmiş olursun.
    aksi halde yarın mahşerde yalan haberlere inanıp, muslumanlkar hakkında suizanda bulunduğun için kin beslediğin için, ağırbir hesap vermek zorunda kalırsın.
    yinede sen düşümcende serbestsin. aynı şeyler zamanında ustadımız bediüzzaman hakkında da söylenmişti. bu şekilde keendisi ve talabeleri karalanmaya çalışılmış, halkın desteğinin kesilmesi istenmişti.
    ve aynı şeyler peygamberlere de yapılmıştı, bunu untmamak gerrek.
    Hüseyin Velioğlu denen beşer kimi elinde rehin tutarken öldürüldü?Bilmiyor muyuz,sanıyorsun?
    Tesettür gizle(n)mektir. Kılık, kıyafet ve tavırlarıyla “Ben buradayım!” diyenin başında tesettürden çok tereddütler vardır. Osman Sertuğ Çalışkan

  3. #13
    Pürheves sarıca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    189

    Standart

    Borçlarımı ödeyin





    Zehra Vakfı Başkanı'nın son arzusu:


    Hizbullah tarafından kaçırılıp öldürülen Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım’a, ‘‘Borçlu olduğum kişiler var, öldükten sonra bu kişilere borcum ödensin.’’ dedikten sonra cellatları tarafından vasiyeti yazdırıldı. Vasiyeti yazdıktan sonra da infaz edildi.


    HİZBULLAH operasyonu sırasında, 2959 teyp kaseti ile 374 video kaseti ele geçti. Bunlar arasında Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'ın sorgulama kaseti de yer alıyor.

    İzzettin Yıldırım'ı örgütün lideri Hüseyin Velioğlu ile askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar sorguluyor. Yıldırım, ölüm tehdidi altında olmasına rağmen, kendisini sorgulayan Hizbullahçıları ‘‘Yanlış yoldasınız’’ diye uyarıyor. Yıldırım'ın boyun eğmeyen tavrı, Hizbullah lideri Velioğlu'nu çileden çıkarıyor. Velioğlu, Yıldırım'ı tehdit ediyor. ‘‘Öleceksin’’ fetvasını veriyor.

    Kasetteki konuşmalardan, Yıldırım'ın ölüm kararını soğukkanlılıkla karşıladığı anlaşılıyor. Yıldırım, öldürüleceğini anlayınca cellatlarından son bir istekte bulunuyor:

    ‘‘Borçlu olduğum kişiler var, öldükten sonra bu kişilere borcum ödensin.’’

    Bunun üzerine Velioğlu ve Tutar, Yıldırım'ın elyazısıyla bir vasiyetname hazırlamasına izin veriyor. Velioğlu, borçlu olduğu kişilerin isimlerinin yeraldığı bir vasiyetname hazırlıyor. Ve sorgucular tarafından öldürülüyor.

    ESKİ DOSTTULAR

    İzzettin Yıldırım'ın başkanı olduğu Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı, küçük olmakla birlikte Güneydoğu'da giderek etkinliğini genişleten bir vakıf olarak tanınıyor. İzzettin Yıldırım ve Hizbullah-İlim Kanadı Başı Hüseyin Velioğlu aslında genç yaştan itibaren birbirini yakından tanıyan insanlar. Öyle ki aynı yerde bulunmuş, aynı kitapları okumuşlar. Velioğlu'nun kaçırılan Zehra Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'la Milli Türk Talebe Birliği içerisinde birlikte yer aldığı daha sonra siyasi anlaşmazlık yüzünden ayrıldıkları belirtildi.

    Ancak Güneydoğulu bir nurcu olan Yıldırım'ın başkanı olduğu vakıf, legal çalışmalardan yana ve Velioğlu'nun tam tersi silahlı mücadeleye karşı. Özellikle Hizbullah'ın 90'lı yıllardan itibaren bölgede yarattığı dehşet ortamında, Hizbullah'tan ürken insanlar için bir çekim alanı konumunda oldu, kısa sürede çok taraftar topladı.

    Hüseyin Velioğlu ve arkadaşlarının, İzzettin Yıldırım'a ve vakfa yönelik tavırlarının, vakfın yaratmış olduğu alternatif tavırdan kaynaklandığı düşünülüyor.


    100 Kürt işadamı daha listedeydi


    Örgüt Lideri Hüseyin Velioğlu'nun kendi el yazısıyla hazırladığı raporların da ele geçirildiğini belirten polis yetkilileri, ‘‘PKK'nın çöküşünden sonra Kürt kökenli işadamlarını kaçırarak üzerlerinde baskı oluşturmak istediğini, raporlarda açık açık belirtmiş. Örgütün bu süreç içinde kaçıracağı 100'e yakın işadamının adı da raporlarda yer alıyor’’ dediler. Ele geçirilen belgeler arasında, Hüseyin Velioğlu'nun 1991 yılında ‘‘Yeşil’’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile görüştüğüne dair bilgilere de rastlandı.

    İstanbul dışında iki silahlı korumayla dolaşan Hüseyin Velioğlu'nun, 'Hicret evi' adını verdikleri Beykoz'daki eve yerleştikten sonra kendini güvende hissedip korumalarını yanından uzaklaştırdığı belirlendi. Velioğlu'nun, Beykoz'daki tripleks villaya yakın ikinci bir villa alma hazırlığı içinde olduğu, iki villayı tünelle birleştirip, kaçıracakları işadamlarını bu tünelde saklayacakları ortaya çıktı.


    Peşpeşe kaçırıldılar


    İSTANBUL'da, son bir buçuk ay içinde, aralarında Nurcu Zehra Vakfı'nın Başkanı İzzettin Yıldırım'ın da bulunduğu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu kökenli 7 kişi benzer şekilde ortadan kayboldu. Seri kayıp olaylarının ilk örneği, geçtiğimiz yıl kasım ayının son günlerinde meydana geldi. İddiaya göre, Mehmet Salih Dündar, 35 milyar liralık çekin tahsiline yardımcı olması için, Abid Taşan'la görüştü. Dündar, Abid Taşan, Ramazan Aslan ve soyadı belirlenemeyen Yunus isimli kişi, 29 Kasım günü saat 09.00'da, Laleli'deki Tınaz Otel'in lobisinde bir araya geldi. Dündar daha sonra, Taşan ve Yunus isimli şahısla birlikte, otelden ayrılıp kayıplara karıştı.

    BENZİNCİDE BULUŞALIM

    Aynı gün öğle saatlerinde, Şafak Otomotiv'in sahibi Ramazan Yaşar'ı cep telefonundan arayan Mehmet Salih Dündar, ‘‘Üsküdar'daki benzinlikte buluşalım’’ dedi. Bu sırada şirket dışında olan Yaşar, ortağı ve kayınbiraderi Cihangir Gaffari Negiş'i arayarak, ‘‘Yanına İsmail'i de al ve Üsküdar'daki benzinliğe gel’’ dedi. Ramazan Yaşar, Cihangir Gaffari Negiş ve İsmail Aksoy da o andan itibaren kayıplara karıştılar. Bu olaydan yaklaşık bir hafta sonra, Metro hattında personel şefi olarak çalışan Mehmet Kanlıbıçak, 27 Aralık sabahı saat 10.30'da, MPS Kent Hizmetleri Genel Müdürü Yasir Turan'ı arayarak, ‘‘Memleketten misafirlerim gelmiş.’’ dedi ve ayrıldı. Kanlıbıçak, bir gün sonra, şirketin ortağı ve bacanağı olan Mehmet Şehit Avcı'yı cep telefonundan aradı. ‘‘İftardan sonra CarrefourSA'ya gel. Görüşmemiz lazım’’ dedi. Mehmet Şehit Avcı, 28 Aralık akşamı iftardan sonra yola çıktı. Aynı akşam saat 22.00 sıralarında şirket yöneticilerinden birini arayan Avcı, ‘‘Mehmet Kanlıbıçak'a bir kaç gün izin verin. İşe gelemeyecek’’ dedi. Kanlıbıçak ve Avcı, bir gün sonra evlerini telefonla arayarak, eşlerine, ‘‘Çok iyiyiz. Bizi merak etmeyin. Halletmemiz gereken bir iş var. Yakında geleceğiz’’ dediler.

    SİZİNLE GELMEYECEĞİM

    29 Aralık sabahı saat 08.30'da, Nurcu Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'ı telefonla arayan Mehmet Şehit Avcı, ‘‘Bazı kişilerle görüşme içindeyim. Bir konuyla ilgili görüşmek için birlikte senin yanına geleceğiz’’ dedi. Aynı gün saat 18.30'da Yıldırım'ın Üsküdar'daki evinin kapısı çalındı. İçeri giren iki kişi Yıldırım'la, görüştü. Yıldırım, şahıslarla birlikte dışarı çıktı. İzzettin Yıldırım'ın, ‘‘Sizinle gelmeyeceğim’’ demesi üzerine dışarı çıkan şahıslardan biri, cep telefonuyla Mehmet Şehit Avcı'yı aradı. Avcı ile görüşen Yıldırım, gitmek konusunda ikna oldu.


    İki rehine sağ olarak kurtarıldı


    YASADIŞI Hizbullah örgütünün Akdeniz Sorumlusu Emin Ekinci'nin verdiği bilgiler doğrultusunda Bağcılar'daki bir örgüt evine yapılan baskında, öldürülenler arasında olduğu sanılan Mehmet Kanlıbıçak'ın iki akrabası sağ olarak kurtarıldı. Bağcılar, Çiftlik'te yine bir çıkmaz sokakta bulunan müstakil evde elleri ve ayakları bağlı, gözleri bantlı halde bulunan iki kişinin, Mehmet Kanlıbıçak'ın yakınları olduğu belirtildi. Kanlıbıçak'ı araştırmak için İstanbul'a geldikleri öne sürülen akrabalarının Bağcılar'daki hücre eve götürülerek hapsedildiği ifade edildi. Teröristlerin bu iki kişiyi, polis baskınından sonra paniğe kapılıp kaçarken öldürmeye fırsat bulamadıkları sanılıyor.
    hürriyet







    İşte Hizbulvahşet böyle bir İslam düşmanıdır.Nurcuları öldürmüştür!
    Tesettür gizle(n)mektir. Kılık, kıyafet ve tavırlarıyla “Ben buradayım!” diyenin başında tesettürden çok tereddütler vardır. Osman Sertuğ Çalışkan

  4. #14
    Dost ebuzer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    2

    Standart

    Alıntı sarıca Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Borçlarımı ödeyin





    Zehra Vakfı Başkanı'nın son arzusu:


    Hizbullah tarafından kaçırılıp öldürülen Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım’a, ‘‘Borçlu olduğum kişiler var, öldükten sonra bu kişilere borcum ödensin.’’ dedikten sonra cellatları tarafından vasiyeti yazdırıldı. Vasiyeti yazdıktan sonra da infaz edildi.


    HİZBULLAH operasyonu sırasında, 2959 teyp kaseti ile 374 video kaseti ele geçti. Bunlar arasında Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'ın sorgulama kaseti de yer alıyor.

    İzzettin Yıldırım'ı örgütün lideri Hüseyin Velioğlu ile askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar sorg ....
    ................
    .................
    ............
    ................
    ......................
    hücre eve götürülerek hapsedildiği ifade edildi. Teröristlerin bu iki kişiyi, polis baskınından sonra paniğe kapılıp kaçarken öldürmeye fırsat bulamadıkları sanılıyor.
    hürriyet







    İşte Hizbulvahşet böyle bir İslam düşmanıdır.Nurcuları öldürmüştür!

    izzettin yıldırım hocayı ergenekoncular öldurdu. ve hiz bullahın üzerine yıktılar.
    amaç belli.
    iki islami cemaati karşı karşıya getirmek. tabi bir miktarda başardılar.

    İZZETTİN YILDIRIM OLAYI İLE İLGİLİ ZARURİ BİR AÇIKLAMA

    Hizbullahi Cemaatın temel kültürel ve itikadi kaynak eserlerinden en önemlisi Risale-i Nur Külliyatıdır. Risale-i Nur, cemaatleşme sürecinin her döneminde, Cemaat mensuplarının temel eğitim ve ders kitaplarından biri olmuştur. Cemaat, mücadele sürecinin her döneminde itikadi, ahlaki, cemaatleşme ve mücadele gibi birçok konuda Risale-i Nur ve Üstad Bediüzzaman’ın görüş ve yaklaşımlarından faydalanmıştır. Özellikle İslamda cemaat ve cemaatleşmenin yeri ve önemi üzerine beyanatları ve yaşantısıyla pratize ederek ortaya koyduğu uzun süreli ve meşakkatli mücadelesi Cemaatın ilham kaynağı ve örneği olmuştur. Bugüne kadar mücadelenin her döneminde Risale-i Nur, Hizbullahi Cemaatın temel gıdasını aldığı itikadi ve ilmi kaynakların başında gelmiştir. Bütün Nurcu grupların bildiği ve tanıdığı gibi Şehid Rehberimiz, Risale-i Nur mektebinden yetişmiş olup ileri derecede Risaleye vakıf bir insandı.
    Bazı İslami gruplarla olduğu gibi, Nurcu gruplarla da özellikle Üstad Bediüzzamana bakış ile Risale-i Nuru anlama ve yorumlamada görüş ayrılığımız vardır. Nitekim bu hususta Nurcu grupların kendi aralarında da görüş ve düşünce ayrılıkları olduğu bir gerçektir. Ancak, bu görüş ayrılığımız hiçbir zaman Nurcu gruplarla düşmanlığa veya çatışmaya sebep olmamıştır. Genelde bütün İslami gruplara ve özellikle Nurcu gruplara karşı Cemaatın tutumunun daha iyi anlaşılması için, bugüne kadar Cemaate şiddetli düşmanlık yapan Fetullah Hoca grubunu ve bu grubun Cemaate karşı düşmanca tutumunu örnek olarak gösterip, Cemaatın bu gruba karşı tavır ve yaklaşımını kısaca açıklamakta fayda vardır.
    Fetullah Hoca grubu, rejime daha fazla yaranmak, TC nezdindeki konumunu güçlendirmek ve grup çıkarlarını korumak için hem Cemaate ve hem de diğer İslami gruplara karşı acımasız, saldırgan ve düşmanca bir tutum içerisinde olmuştur. PKK’nin TC’ye karşı silahlı mücadelesinin yoğunlaştığı dönemde TC, PKK’ye karşı mücadelesinde etkili olabilmek için Kürt halkının dindarlığını ve İslam’a bağlılığını göz önünde bulundurarak, bir politika ve taktik gereği Kürdistan’a muhafazakar ve dindar kamu görevlilerini gönderiyordu. Özellikle dindar, muhafazakar, sağcı, mukaddesatçı ve milliyetçi çok sayıda polis bölgede görevlendirildi. Böylece Fetullah Hoca grubuna bağlı çok sayıda polis de bölgeye atanmıştı. TC, Cemaate yönelik yoğun ve şiddetli operasyonlara başladıktan sonra da bu gruba bağlı polisler halen bölgede görev yapıyorlardı. Cemaate karşı gerçekleştirilen operasyonlarda bunlar önemli görevler icra ediyor ve Cemaate karşı çok acımasız davranıyorlardı. Yakalanan Cemaat mensuplarını çözmek veya Cemaatten uzaklaştırmak için dindarlıklarını da kullanarak değişik yol ve taktiklere başvuruyorlardı. Öyle tahmin ediyoruz ki, Fetullah Hoca grubunun bu insanlar vasıtasıyla Cemaat hakkında edindiği bilgi, en az TC’nin edindiği bilgi kadar vardır. Her ne kadar bunların Cemaate karşı bu tutumu Fetullah Hoca grubunun tutumunu yansıtıyorduysa da, bunlar TC’nin polisi oldukları için, bu tutumlarını TC’den bilip Fetullah Hoca grubuna mal etme basitliğine düşmedik. Fetullah Hoca grubunun bütün bu düşmanlıklarına ve kendi yayın organlarında herkesten daha fazla Cemaate küfrederek saldırmalarına rağmen Cemaat, bu güne kadar bu gruba fiili saldırıda bulunmadı.
    İzzettin Yıldırım grubu, Nurcu gruplar arasında duruşları, bakış açıları, Üstadı ve Risale-i Nur’u yorumlamaları ile Cemaate en yakın gruptu. İzzettin Hoca ile geçmişe dayanan tanışmışlığımız ve dostluğumuz vardı. Karşılıklı görüşme ve ziyaretleşmelerimiz Cemaatın tamamen gizliye kaydığı 1990’lı yıllara kadar da devam etmiştir. Bu dönemden sonra da birçok gruba nazaran Cemaat hakkında temkinli hareket eden ve düşmanlık yapmayan bir tutum içerisindeydiler. Buna rağmen, İzzettin Hoca’nın Cemaat tarafından götürülmesine neyin sebep olduğunu ve olayların nasıl geliştiğini, bütün Müslüman kamuoyuna ve özellikle o grupla beraber olan dostlara kısaca açıklamak istiyoruz. Bu kitapta zorunlu olmadıkça olayları izah ederken şahısları isimleriyle zikretmekten özellikle kaçındık. Ancak bu olayın daha net anlaşılması için isim zikretmek zorunda kalacağız.
    İbrahim Sarıaltun’u Türkiye’deki İslami gruplar çok yakından tanırlar. Bu şahsın polisle ilişkileri, Kahramanmaraş Pazarcık’ta lise öğrencisiyken başlıyor. İstanbul’a üniversiteye gidince bu ilişkilerini daha da geliştirerek, TC polisi ve istihbaratına bağlı olarak çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul’da öğrencilik döneminde yurt temsilciliği ve üniversite temsilciliği gibi birçok önemli görevlere derin devletin yardımıyla getirilerek, önemli ve etkin faaliyetler yürütüyor. Arkasındaki istihbarat güçlerinin desteği ve bunların kendisine verdiği görev icabı, birçok çevreyle ilişkiler geliştiriyor ve önemli bir şahıs pozisyonunu kazanıyor. Özellikle, Kürt-İslam çizgisi adı altında, üniversite dönemi ve sonrasında Türkiye genelinde birçok kişi ve grupla ilişkiler içine giriyor. Daha sonra PİK adına hareket edip Türkiye’nin birçok yerini dolaşarak muhtelif görüşmelerde bulunuyor, irtibatlar kuruyor, siyasi ve teşkilati ilişkiler geliştiriyor. Görevindeki başarısı nedeniyle faaliyetleri ülke içiyle sınırlı kalmayıp, bağlı bulunduğu istihbarat örgütleri tarafından muhtelif görevler icra etmesi için yurtdışına gönderiliyor. Irak Kürdistanı, İran, Sudan, Dubai ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere gittiği bütün ülkelerde İslami grup ve şahısların yanına uğrayarak, onlarla bireysel ve siyasi ilişkiler veya dostluklar geliştiriyor. Özellikle rolü ve görevi icabı Müslüman Kürt şahıslar veya gruplarla görüşerek, önemli bir şahsiyet veya grup temsilcisiymiş gibi özel siyasi ve örgütsel ilişkiler içerisine giriyor. Bütün bu işlerini TC’nin üst düzey istihbarat elemanlarıyla koordineli ve bunlardan aldığı talimatlar doğrultusunda yürütüyor. Gittiği yerlerde bilgi toplama dışında bazı insanları da tuzağına düşürerek bağlı bulunduğu TC istihbarat teşkilatlarına kazandırıyordu.
    Cemaat, bu şahsın durumundan şüphelenerek onu uzun süre takibe aldı. Sadece Türkiye içinde değil, yurtdışında gittiği birçok yerde onu takip ederek ilişkilerini ve faaliyetlerini öğrenmeye ve belgelemeye çalıştı. Bu uzun takip neticesinde bu şahsın çalışmalarıyla ilgili önemli bilgiler elde etti. Neticede güçlü kanıtlar elde edince bu şahsı yakaladı. Kendi işinde profesyonel olduğundan Cemaatı da kandırıp atlatabileceğini tahmin ediyordu. Ancak Cemaat, onun yurtdışındaki faaliyetlerinin ve önemli ilişkilerinin kanıtını gösterince çözülmek zorunda kaldı ve her şeyi itiraf etti. Kendisi, “Uzun süredir ülke içinde ve ülke dışında bu kadar faaliyet yürüttüğü halde, hiç kimsenin kendisinden şüphelenmediğini, ilişki kurduğu bütün fert ve grupları çok rahatça kandırıp kullandığını söyleyerek, Cemaatın kendisinden şüphelenmesine, uzun süre, titiz bir şekilde ve uzmanca takip edip yakalamasına ve faaliyetlerini belgelemesine çok şaşırdığını ve hayranlık duyduğunu” itiraf etti.
    Bu şahıs, bağlı bulunduğu TC istihbarat örgütlerinin ülke içi ve ülke dışında yürüttükleri ve kendisinin de içinde yer aldığı faaliyetleriyle ilgili Cemaate çok detaylı bilgiler verdi. Verdiği önemli bilgilerden bir tanesi İzzettin Yıldırım grubu hakkındaydı. İbrahim Sarıaltun, kendisinin de içinde bulunduğu TC istihbarat örgütleri ve derin devletin bir planı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bu planı şu şekilde izah etti; “TC, Kürdistan’da Hizbullah ve PKK’nin etkinliğinin arttığını, bunları kontrol edemediğini, bunları etkisiz hale getirmek veya zayıf düşürmek için bugüne kadar uygulamaya koyduğu planlarından bir netice alamadığını, böyle devam ederse bu iki örgütle başa çıkamayacağını, bu durumun rejim için tehlike arz ettiğini, bu iki hareketi zayıf düşürme ve etkisizleştirmenin tek yolunun bunlara karşı alternatif hareketler ortaya çıkarmak olduğuna inanarak bir plan geliştirdiğini, bu plan gereği TC, Hizbullah’a karşı olan İslamcı Kürt şahıs ve grupları, PKK’ye karşı da Kürt milliyetçisi, demokrat şahıs ve grupları bir araya getirip örgütleyerek ve her türlü destekte bulunarak, sanki bunlar rejime karşı mücadele eden bağımsız örgütlenmelermiş görüntüsü verilerek, kamuoyunda bunların taban bulmaları ve güç kazanmaları için bunları destekleyecek" şeklinde önemli itiraflarda bulundu. Ayrıca, uzun süredir üzerinde çalışılan bu planın uygulamaya konulduğunu, bu amaçla muhtelif toplantılar yapıldığını, altyapının oluşturulduğunu ve gerekli maddi imkanların temin edildiğini söyledi. Bu planın içerisinde kendisi dahil yer alan bütün şahıs ve grupların bilgilerini Cemaate verdi. Özellikle Hizbullah’a alternatif olarak oluşturulmak istenen yapılanmanın içerisinde İzzettin Yıldırım grubunun da olduğunu belirtti.
    Bu önemli gelişme ve bilgi üzerine Cemaat, İzzettin Yıldırımla konuşma, bu konuyu detaylıca soruşturma ve öğrenme ihtiyacı duydu. Bunun için İzzettin Yıldırım Cemaat tarafından çağrılarak bu konuyla ilgili kendisiyle konuşuldu. İzzettin Hoca, İbrahim Sarıaltun’un söylediklerini doğruladı. Ancak bu toplantılara kendisinin değil, grubundan iki arkadaşının katıldığını, bu planın perde arkasında TC’nin olduğunu bilmediğini ve bu planın içeriği ve detayından haberdar olmadığını söyledi. Bu planın içinde yer alarak ve bu çirkin tuzağa düşürülerek kötü bir şekilde kullanıldıklarını kabul etti. Ayrıca Cemaatin bu plan hakkında kendisine yaptığı açıklamalardan sonra, bu işin mahiyetini ve detayını daha iyi öğrendiğini, böylece içine sürüklendikleri işin ne kadar çirkin ve tehlikeli bir oyun olduğunu anladığını beyan etti.
    İzzettin Hoca Cemaatin yanında olduğu sırada TC, 17 Ocak 2000 tarihinde Cemaate yönelik büyük bir operasyon gerçekleştirdi. İzzettin Hoca’nın bulunduğu ev, Beykoz’da basılan evle irtibatı olduğundan, operasyon başlar başlamaz bu evin de basılacağı korkusuyla evde bulunan Cemaat mensupları İzzettin Hoca’yı evde bırakıp evi terk ediyorlar. Yanına tekrar dönmeye teşebbüs ettikleri halde o evin de operasyon kapsamında olmasından ve operasyonun şiddetinden dolayı buna muvaffak olamıyorlar. Bu şekilde bir daha da yanına dönemiyor ve kendisinden haber alamıyorlar.
    Bütün Müslümanlar ve özellikle İzzettin Hoca grubuna bağlı kardeşlerimiz şunu çok iyi bilmeliler ki, ne kendilerine ve ne de hiçbir Müslüman’a karşı en ufak bir düşmanlığımız ve önceden tasarlanmış bir eylem planımız olmamıştır. Cemaate yönelik böyle önemli bir imha planı karşısında bizim yerimizde kendileri dahi olsalardı, eminiz ki bundan farklı bir tutum içinde olmayacaklardı. Şunu da çok iyi bilmeli ve inanmalılar ki Cemaat, bilerek ve isteyerek İslami ölçülere aykırı ve Allah’ın meşru kılmadığı hiçbir uygulama içerisinde olmamıştır. Varlık sebebi İslam’a hizmet olan ve uzun süreli mücadelesinde bu kadar eziyet çekip mağdur edilen Cemaatın, İslami olmayan bir tutum ve davranış içerisinde olabileceğini düşünmemelidirler. Cemaatın bu gruba karşı bir düşmanlığı olmadığı gibi, Kendilerinin de Cemaate karşı buğz, kin ve düşmanlık içerisinde olmamalarını bekliyor ve diliyoruz.

    kaynak: "kendi dilinden hizbullah"
    http://huseynisevda.com/Dokumanlar/KDHMT.php

  5. #15
    Ehil Üye Fehim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Yaş
    61
    Mesajlar
    1.866

    Standart

    Risaleforum, Nur hizmeti üzerine mutalaalar yapmak üzere kardeşlerimizin rağbet ettikleri bir sahadır.Burada bu metod ile alakalı olmayan mevzuların munakaşası munasip olmaz kanaatindeyim.
    Nur hareketi, fırtına gibi eserek, etrafı dağıtarak, ortalığı karıştırarak değil. "Nur gibi, güneşin ışığı gibi, fark ettirmeden, okşayarak, kalpleri ve gönülleri ısındırarak ve sevdirerek yayılma istidadı gösteren bir sevgi ve tamir hizmetidir."

  6. #16
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    İdeoloji farketmez her grup kendi içinde ya da yakın çevrede birilerini katletmek isterse yandaşlarına bunu açıklamak zorunda kalır. En birinci bahane de HIYANETtir. Kimse savunmasın boşuna bunlar Hariciler gibi hareket ediyorlar.

    Yukardaki yazı çok tutarsız geldi bana.
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  7. #17
    Pürheves Ebû Dücâne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    262

    Standart

    Alıntı Bilal-i Sivasi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İdeoloji farketmez her grup kendi içinde ya da yakın çevrede birilerini katletmek isterse yandaşlarına bunu açıklamak zorunda kalır. En birinci bahane de HIYANETtir. Kimse savunmasın boşuna bunlar Hariciler gibi hareket ediyorlar.

    Yukardaki yazı çok tutarsız geldi bana.
    aynen..

    Bunlar Haricilerin bugüne uzantılarıdır..Kendilerinden olmayana küfür damgası basmak için çırpınıp dururlar..
    Risale-i Nuru da kendi sapkın görüşlerine alet ederler..Çünkü bu sayede kendilerini doğru yoldaymış gibi gösterirler..Risale-i Nuru kendilerine kalkan yapıp, bakın biz de Risale-i Nur okuyoruz deyip, kendi sapık görüşlerini örtbas etmeye çalışırlar, bununla da kalmazlar ,Risale-i Nura da dil uzatılmasına sebebiyet verirler..(belki de amaçları budur)

    Sitelerine bi göz attım, açıktan açığa devlete karşı kışkırtıp,ayaklanma ve isyan yapılmasını tavsiye ediyorlar..
    Zaten bunu önceki fiillerinden görmek mümkün..
    Halbuki azıcık Risale-i Nur okuyan birisi bilir ki ,dahilde ki cihad maddi değil manevidir..Müspet hareket etmek ve fitne çıkarmamak Risale-i Nur talebelerinin en birinci vazifelerindendir..
    Bunlar ne yapıyorlar? Hariciler ve vehhabiler gibi ,dahil,hariç farketmez, herkese saldırırlar..Fitne çıkarırlar..
    "Korkaklıkta zillet, utanç; ileri atılmakta, izzet, şeref vardır. İnsan, korkaklık etse bile; kaderinden kaçamaz."

  8. #18
    Dost ebuzer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    2

    Standart

    Alıntı Ebû Dücâne Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    aynen..

    Bunlar Haricilerin bugüne uzantılarıdır..Kendilerinden olmayana küfür damgası basmak için çırpınıp dururlar..
    Risale-i Nuru da kendi sapkın görüşlerine alet ederler..Çünkü bu sayede kendilerini doğru yoldaymış gibi gösterirler..Risale-i Nuru kendilerine kalkan yapıp, bakın biz de Risale-i Nur okuyoruz deyip, kendi sapık görüşlerini örtbas etmeye çalışırlar, bununla da kalmazlar ,Risale-i Nura da dil uzatılmasına sebebiyet verirler..(belki de amaçları budur)

    Sitelerine bi göz attım, açıktan açığa devlete karşı kışkırtıp,ayaklanma ve isyan yapılmasını tavsiye ediyorlar..
    Zaten bunu önceki fiillerinden görmek mümkün..
    Halbuki azıcık Risale-i Nur okuyan birisi bilir ki ,dahilde ki cihad maddi değil manevidir..Müspet hareket etmek ve fitne çıkarmamak Risale-i Nur talebelerinin en birinci vazifelerindendir..
    Bunlar ne yapıyorlar? Hariciler ve vehhabiler gibi ,dahil,hariç farketmez, herkese saldırırlar..Fitne çıkarırlar..
    kaedeşim sen bunlar haricilerin uzantısı, kendisinden olmayanı tekfir ediyorlar derken, sen de onlar senden olmadıkları için onları tekfir etmiş olmuyomusun?
    senden olmayanı senin gibi dusun meyeni haricilikle mi suçlayacaksın.
    oyas musluman birine kafir demekle kişinin kafir olacağin bilmiyormusun?
    eğer onlar harici değilse sen harici olmuş olmaz mısın?
    eğer bahs ettiğin kişileri onlar katletmemişse , onlara iftira atımışsa sende ahirette iftiracılardan sayılıp yargılanmayacak mısın?

  9. #19
    Ehil Üye Seha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    1.626

    Standart

    DErdiniz nedir ya! Niyetiniz, amacınız nedir? Ne diye forumlarda dolaşıyorsunuz?

    Kendinizi aklamak mı amacınız. Madem Mü'minsiniz size kötü bir söz söylendiği zaman vakur olup ordan çeker gidersiniz.

    Eğer o vahşetleri siz yapmadı iseniz, Allah'a havale edin. O sizi temize çıkarır.

    yok böyle forumlarda dolaşıp kimseyi tedirgin etmeye hakkınız yok.

    Bu metodlarla halk nezdindeki imajınızı silemiyeceksiniz. Zira, bu imajı medya çizmedi. Halk kendisi bizzat yaşadı.

    Siz de diyorsunuz, halkın bizzat şahit olduğu o vahşetleri Hizbullah yapmadı.

    Yani, o vahşetleri Hizbullah adını kullananlar mı yaptı?
    Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Ve Firefox 3 Çıktı!!!
    By akıncı in forum Program İndirme
    Cevaplar: 11
    Son Mesaj: 30.10.09, 02:00
  2. 367'nin Arkasından Asker Çıktı
    By elips in forum Gündem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.10.08, 09:55

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0