Nedim Gürsel, Allah'ın Kızları romanında İslamiyet'in öncesi ve sonrasını anlatıyor. Gürsel, çok tartışma yaratacak kitabı için "Hiçbiri uydurma değil, Kuran'ı temel aldım" dedi..
Allahın Kızları’nı nasıl bir ruh haliyle yazmaya karar verdiniz?
- Elli yaşımı geçtikten sonra bir o kadar daha yaşamayacağım duygusuna kapıldım. Metafizik kaygıların başladığı bir dönem. Varlığından kuşku duyduğum Allah’la bir diyalog arayışı belki. "Her çocuğun içinde bir Allah vardır" diye bir cümle var romanda. Çocukken Allah’la aramda müthiş bir ilişkim vardı. Bir parça, altmışına merdiven dayamış birinin Allah’la ilgili kafasında oluşmuş sorulara cevap araması da denilebilir. Çocukluğumun en büyük kahramanı da peygamber Muhammed’di. Çünkü adını taşıdığım dedem, annemin babası, hem yargıç ve iyi bir hukukçuydu hem de iyi bir Müslüman’dı. Beni cuma namazlarına götürürdü. İslam’la ilk karşılaşmam öyle oldu.
İnançsızlığa gidiş serüveniniz nasıl başladı?
-Büyüyünce Marksizme ilgi duydum, 20 yaşlarında Türkiye’de devrim yapma hayalleri kuran bir delikanlıydım. Aradan yılar geçti, dünya değişti, ben değiştim ve şu an bir agnostiğim, yani şüpheci. Tam ateist de değilim. Bu romanı yazarken aslında onu da keşfettim, acaba Tanrı var mı diye kafamda bir soru oluştu. Gençlik yıllarımda böyle bir soru hiç yoktu. Demek oraya doğru da bir eğilim olmuş ki bu romanı yazabildim.
Yazdıktan sonra ne değişti?
-Muhammed’i insan yanıyla daha fazla sevdim ama onun Allah’ın elçisi olduğuna inancım da daha fazla sarsıldı. Kendi pratik hayatında ve stratejisinde sanki Allah’ı kullandığı bir dönemini keşfettim. Dolayısıyla agnostik olmak bana daha yakın geldi. Ama tamamen reddedemiyorsunuz da, çünkü içinizde bir korku var.
Hangi ayetlerdi içinize şüphe tohumlarını düşüren?
-Öyle ayetler var ki Muhammed’in özel hayatıyla ilgili. İlahiyatçılar bunu benden daha iyi bilir. Orada işte insan Muhammed’e olan inancını yitirebilir. Bir örnek vereyim. Hatice’nin ona hediye ettiği ve azat ettiği kölesi Zeyd’in karısı Zeynep. Peygamber Zeynep’e aşık oluyor, çok insani bir durum bu. Ama bir kural var, evlatlıklarınızın eşleriyle evlenemezsiniz diye. Onun için Muhammed ayalarca bir melankolinin içinde yaşıyor ve bir ayet geliyor. Yaklaşık olarak, senin gönlündeki sıkıntıyı biz biliyorduk deniyor. Bunun üzerine Zeyd karısını boşuyor ve Muhammed alıyor. Böyle anekdotlar var. 13 nikahlı eşi var ve "Bana yalnızca Ayşe ileyken hadis geliyor" diyor. Romanımın ağırlık konusu bu değil ama Muhammed Allah’la öylesine içli dışlı ki, Allah onun özel hayatına da, kimi polemiklerine de karışabiliyor. Örneğin hepimizin bildiği Kevser Suresi. Ayet "Sana ebter diyen ebterdir" diye bitiyor. Ebter erkek çocuğu olmayan anlamına geliyor ve Muhammed erkek çocuğu olmadığı için Kureyş’in nezdinde muteber değil. Ona ebter diyorlar, bu bir küfür. Çok inciniyor, üzülüyor ve ayet iniyor bunu diyenlere cevap olarak.
_Sabah gazetesi_
Yazar Nedim Gürsel, son romanı Allah'ın Kızları'na, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan soruşturma başlatılırken kendini savundu.
Lütfen bizde üzerimize düşeni yapalım...Karikatür olayından çok daha çirkin bir durum bence...