OPEREYŞIN 1
İSTANBUL -OZEL- 17 yaşındayken annesinin sözleri üzerine kapanan İstanbul eski Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın eşi Reyhan Gürtuna 30 yıl sonra başörtüsünü nasıl çıkardığını Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman'a anlattı. Röportajdan satırbaşları şöyle:
-Son 10-15 yıldır Türkiye’de örtünmenin anlamı tamamen değişti. Bağlama nasıl bir şey biliyor musunuz, bir yere mensubiyetiniz vardır, hemen otomatik olarak onların şekillerine girersiniz. Ben hayatta onlardan olmadım. Estetik kaygılarım da vardı, modern giyinmeye çalıştım. Kocaman pardösülerle, uzun büyük eşarplarla hiç dolaşmadım. Başörtüsünü bir aksesuar olarak tanımladım. Ve sadeliğe gittim, tek renk giydim.
- Bizim de ülkemizde örtünün kabul edilme biçimini çok iyi sorgulamamız lazım. O kadar çok şey var ki üzerine tartışacak, kafa yoracak. Bir de kaç yüzyıldır din kitaplarını erkekler yazdığı için de bu böyle...Son 5-10 yıldır. Çok okumaya başladım. Zaten sade bir yaşam sürerim, pek sosyal değilim, kendimi tamamen kitaplara verdim. Bu tabii içsel yolculuğumun çok zenginleşmesine sebep oldu. Önce iki yıl şapka taktım. Türkiye’de de, yurt dışında da kamusal alana uyum sağlayacak bir görünüm içinde olmak istedim.
-Başımı açtığımda, Müfit Bey’in ofisine gittim, kapıdan içeri girdim, çalışıyordu, kafasını kaldırdı, göz göze geldik, "Şaka bu değil mi?" dedi, "İçeri girmeden şapkanı çıkardın elinde tutuyorsun öyle değil mi?" dedi. "Yoo hayır" dedim. İki üç aydır bu konuyu konuşuyorduk ama zamanını bilmiyordum. Bana hep "Senin kararın" demişti, "Benim karışma hakkım yok." Ben de ona sormadım. Yaptım.
-Çok çatlağım aslında. Bakma böyle durduğuma. Farklı bir Reyhan var içimde. Ama onu ortaya çıkartmamak ikimizin de hayrına! İlk açtığımda mı? Victoria Beckham modeliydi. Hani bir tarafı biraz daha uzun. Örtünme olayının beni bir sınıfın içine otomatik olarak soktuğunu fark ettim. Ve o sınıfın içinde; nereye gidersem gideyim, ağzımdan dünyanın en doğru lafları da çıksa da sürekli önyargıyla yaklaşıldığını fark ettim. Aklınıza gelebilecek en uç insanı getirin, onunla bile paylaşacak bir şeyim vardır. Siz bile benim yanımda tutucu kalırsınız. Ama başımda örtü mü var? Kategorize ediliyorum. Öyle bir şey ki başörtüsü, kimse sizi görmüyor, sadece o bez parçasına bakıyor. Ben de bundan kurtulmak istedim!
-Kendimi çok daha rahat hissediyorum. Ne sihirli bir bez parçasıymış diyorum. Herkes bundan besleniyor. Dost da düşman da. Herkesin rant konusu. İşte bu örtü, yıllarca benim de kafamdaydı. Ben onu çıkararak, kafamı kurtardım. Şimdi dünya varmış diyorum.
- Spor yapıyorum. Gün aşırı fitness, haftada bir yüzme. 15 yıldır organik besleniyorum. Yediğime, içtiğime çok dikkat ediyorum. Evde 4 tahıllı ekmek yapılır. Dışarıda yemem, yiyeceksem yemeğimi yanıma alırım, çıkınlarım vardır. Asla abur cabur yemem. 17 yıldır Cola içmedim. Mesela yüzümü asla musluk suyu ile yıkamam. İçme suyu kullanırım. Sürekli temiz tutarım. Güneşten korurum. Genetiğin de rolü var ama ben de genç ve diri kalabilmek için çok uğraşıyorum.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
OPEREYŞIN 2
Başını açanlar dinden çıkmıyor
Ailesinin baskısıyla 12 yaşında başı örtülen imam-hatip kökenli diş hekimi Reyhan Boz, 26 yıl sonra başını açtı.
Boz, “Saç örtmenin örtünme olmadığına karar verdim.Ben yine Müslümanım” dedi
İzmit’te 15 yıldır özel muayenehanesi bulunan diş hekimi Reyhan Karaaslan Boz, siyasi istismar konusu yapılmasına tepki göstererek 26 yıl sonra başörtüsünü çıkardı. İmam - hatip kökenli olan 38 yaşında evli ve 2 çocuk annesi Reyhan Karaaslan Boz, “Saç örtmenin örtünme olmadığına karar verdim. Ben yine müslümanım. Başörtüsünü çıkarıp başını açan dinden çıkmıyor” dedi.
Sömürü aracı oldu
Reyhan Karaaslan Boz, 12 yaşından itibaren başını örttüğünü, imam - hatip lisesinden mezun olduktan sonra İstanbul Ünivesitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni bitirdiğini söyledi.
Üniversitede okuduğu dönemde yine türban mücadelesinin yapıldığını, küçük yaşta ailesinin telkiniyle kapandığı için 26 yıl süreyle başını örttüğünü kaydeden Boz, ancak bugün gelinen noktada türbanın sömürü aracı olarak kullanılmasına tepki duyduğunu anlattı.
‘Huzurluyum’
Boz, aldığı radikal kararla türbanı çıkarmasıyla ilgili şunları söyledi: “Hani eskiden olagelen inanışa göre kapanıyorsunuz ve doğru olduğunu düşünüyorsunuz. Çok sorgulamıyorsunuz. Sonra çok okudum. Çok araştırdım. Çok düşündüm. O zamanının coğrafyasını, şimdinin coğrafyasını, o zamandan bu zamana değişen şeyler, hiç değişmeyen şeyler, değişebilecek şeyler. Artık baş örtmenin örtünme olmadığına karar verdim. Öyle olunca da başımı açtım. İnsanın iç huzuru, ya da huzuru için, iç dengelerinin oturması lazım. O zaman ona inanıyorsunuz. Şimdi böyle olduğuna inanıyorum ve böyle huzurluyum.”