+ Konu Cevaplama Paneli
2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 1 2
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 20 ve 20

Konu: Bu Yalanı Kim Yutar?Üstada İftira!

  1. #11
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    Butür çal?şmalar? yapan münaf?klar?n arkalar?nda kimlerin olduğunu anlamak güç. ?manl? müsbet milliyetçi kardeşlerin bu konularla alakas? olduğunu sanm?yorum. Kald?ki bu tür sald?r?lar Üstad?m?z? hiç tan?mayan insanlarda merak duygusu uyand?r?yor. Nasibi varsa tam hidayete kap? aral?yor su-i kastlar?n? tersine çeviriyor Rabbimiz. Üzülmeyiniz ümitvar olunuz. Gelecek islam?nd?r inşallah, ?rkç?l?ğ?n değil.
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  2. #12
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Alıntı bilal-i sivasi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Butür çalışmaları yapan münafıkların arkalarında kimlerin olduğunu anlamak güç. İmanlı müsbet milliyetçi kardeşlerin bu konularla alakası olduğunu sanmıyorum. Kaldıki bu tür saldırılar Üstadımızı hiç tanımayan insanlarda merak duygusu uyandırıyor. Nasibi varsa tam hidayete kapı aralıyor su-i kastlarını tersine çeviriyor Rabbimiz. Üzülmeyiniz ümitvar olunuz. Gelecek islamındır inşallah, ırkçılığın değil.
    Allah razı olsun bilal kardeşim.Hak vurdukça parlarmış.Onlar hakikaten bilmeden Üstadın davasına hizmet ediyorlar.Ancak cepheyi deiştirmişler o kadar.

    Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikîyi pek kuvvetli bir surette bu vatanda neşreden Risale-i Nur olmasaydı, bu dehşetli asırda, acip inkılâp ve infilâklarda bu mübarek vatan, Kur'ân'ını, imanını dehşetli sadmelerden tam muhafaza edebilir miydi?

    Her neyse... Risale-i Nur'a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez; daha kimseyi o bahaneyle inandıramazlar.

    Fakat cepheyi değiştirip, din perdesi altında bazı safdil hocaları veya bid'a taraftarı veya enaniyetli sofi meşreplileri bazı kurnazlıklarla Risale-i Nur'a karşı-iki sene evvel İstanbul'da ve Denizli civarında olduğu gibi-istimal etmek ve Risale-i Nur'a ve şakirtlerine ayrı bir cephede tecavüz etmeye münafıklar çabalıyorlar.

    İnşaallah muvaffak olamazlar.

    Risale-i Nur şakirtleri, tam ihtiyatla beraber, bir taarruz olduğu vakitte münakaşa etmesinler, aldırmasınlar.

    Aldanan ehl-i ilim ve imansa, dost olsunlar, "Biz size ilişmiyoruz. Siz de bize ilişmeyiniz. Biz ehl-i imanla kardeşiz" deyip yatıştırsınlar.(Emirdağ Lâhikası)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  3. #13
    Ehil Üye osmanoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Uşak
    Mesajlar
    1.856

    Standart

    Alıntı bilal-i sivasi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Butür çalışmaları yapan münafıkların arkalarında kimlerin olduğunu anlamak güç. İmanlı müsbet milliyetçi kardeşlerin bu konularla alakası olduğunu sanmıyorum. Kaldıki bu tür saldırılar Üstadımızı hiç tanımayan insanlarda merak duygusu uyandırıyor. Nasibi varsa tam hidayete kapı aralıyor su-i kastlarını tersine çeviriyor Rabbimiz. Üzülmeyiniz ümitvar olunuz. Gelecek islamındır inşallah, ırkçılığın değil.
    Bilâl Kardeşimizden Allah razı olsun. Hâzâ yalan olan sözlerine kaynak gösteremeyen ve gösteremeyecek olan müfterilerin bu iftiraları, belki meraklıları gerçek kaynaklardan Said Nursî'yi araştırmaya yöneltebilir. Müfterîler de maksatlarının aksiyle tokat yerler. Hem de zecr tokadı.
    Müfterîler için "yaşasın Cehennem!"
    "Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz." Âl-i İmrân Sûresi: 3:53.

  4. #14
    Müdakkik Üye Eyüpşan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    894

    Standart

    Şeyh Sait ile karıştırmış olamazlar mı? Bu embesiller zaten Şeyh Saiti de hain olarak görüyor. Yani hangisi Said Nursi, hangisi Şeyh Sait bilmezler. Hor görmemek lazım Gerçi Şeyh Sait de böyle bir laf etmez ama neyse. İnsan nasıl korkmaz Allahtan da böyle iftira eder anlamıyorum

  5. #15
    Ehil Üye hayırlısı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2007
    Bulunduğu yer
    İstanbul-Kilis
    Mesajlar
    1.194

    Standart

    ha ülkücü , ha türkücü
    Evet, hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hadisatın tazyikatından kurtulabilir. AMENNA

  6. #16
    Dost raptor252 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2007
    Mesajlar
    27

    Standart takmayın bunları

    meyve veren ağaç taşlanırmış üstadın ağaçları birer fidan olarak ekildi ve şimdi hepsi koca birer ağaç oldu ve meyvelerini dünyanın dört bir tarafına vermekte bunu gören kıskançlar kendi cılız ve meyve vermeyen ağaçlarını görünce ellerine ne geçerse atıp bazı meyveleri düşürmeye çalışıyorlar ama şunu unutmasınlarki ağaçtan düşürdüm sandıkları her bir tojum sümbüllenip yeni meyveler verecektir aslında bu açıdan böyle yazılar bi bakıma rahmet olabilir.

  7. #17
    Dost ofke - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2007
    Bulunduğu yer
    İsLamBoL
    Mesajlar
    6

    Standart

    Ülkücü işçiler derneği!
    Yani hem ülkücü hem işçi...(?P ve MHP ikisi bir arada, yoksa ben mi yanl?ş anlad?m. Çok garip bir durum.)
    Türk'üm diyen bir insan?n böyle bir sözü söyleyebileceğine ihtimal vermiyorum. Özelliklede milliyetçiyim diyen bir insan?n... Türk milleti müslümal?ğ?n? kaybettiği anda yok olmaya mahkumdur. Örnekleri ABD'nin birkaç köyünde, Rusya'n?n Karadeniz kesimlerinde ve birçok ülkede mevcuttur. Ve hiç bir müslüman islam diniyle ilgilenen bir kişi hakk?nda olur olmad?k sözler sarfetsin... Bu cümleyi kuran şah?s ya müslüman değildir yada kendini müslüman zanneden bir cahildir veyahut ta ortal?ğ? kar?şt?rmak isteyenlerden biri... Halifelik en son Osmanl? devletinde bir Türk hükümdar?nda kalm?şt?r. Geçmişini kabullenen her türkte islama ve müslümanlara sahip ç?kmal? ve destek olmal?d?r köstek değil...
    Allah'?ma havala ediyorum...

  8. #18
    Gayyur Abdullah Ubeydullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    138

    Standart

    Dördüncü Desise-i Şeytaniye: Şeytan?n telkini ile ve ehl-i dalaletin ilkaat?yla, bana karş? propaganda ile hücum eden ve mühim mevkileri işgal eden baz? mülhidler, kardeşlerimi aldatmak ve asabiyet-i milliyelerini tahrik etmek için diyorlar ki: "Siz Türksünüz. Mâşâallah Türklerde her nevi ulema ve ehl-i kemal vard?r. Said bir Kürddür. Milliyetinizden olmayan birisiyle teşrik-i mesaî etmek hamiyet-i milliyeye münafîdir?"
    Elcevap: Ey bedbaht mülhid! Ben Felillahilhamd müslüman?m. Her zamanda, kudsî milletimin üçyüz elli milyon efrad? vard?r. Böyle ebedî bir uhuvveti tesis eden ve dualar?yla bana yard?m eden ve içinde Kürdlerin ekseriyet-i mutlakas? bulunan üçyüz elli milyon kardeşi, unsuriyet ve menfî milliyet fikrine feda etmek ve o mübarek hadsiz kardeşlere bedel, Kürd nam?n? taş?yan ve Kürd unsurundan addedilen mahdud birkaç dinsiz veya mezhebsiz bir mesleğe girenleri kazanmaktan yüzbin defa istiaze ediyorum!.. Ey mülhid! Senin gibi ahmaklar lâz?m ki, Macar kâfirleri veyahut dinsiz olmuş ve firenkleşmiş birkaç Türkleri muvakkaten, dünyaca dahi faidesiz uhuvvetini kazanmak için; üçyüz elli milyon hakikî, nuranî menfaatdar bir cemaatin bâki uhuvvetlerini terketsin. Yirmialt?nc? Mektub'un Üçüncü Mes'elesinde, delilleriyle menfî milliyetin mahiyetini ve zararlar?n? gösterdiğimizden ona havale edip, yaln?z o Üçüncü Mes'elenin âhirinde icmal edilen bir hakikat? burada bir derece izah edeceğiz. Şöyle ki:
    O Türkçülük perdesi alt?na giren ve hakikaten Türk düşman? olan hamiyet-füruş mülhidlere derim ki: Din-i ?slâmiyet milletiyle ebedî ve hakikî bir uhuvvet ile, Türk denilen bu vatan ehl-i îman?yla şiddetli ve pek hakikî alâkadar?m. Ve bin seneye yak?n, Kur'an?n bayrağ?n? cihan?n cihat-? sittesinin etraf?nda galibane gezdiren bu vatan evlâdlar?na, ?slâmiyet hesab?na müftehirane ve tarafdarane muhabbetdar?m. Sen ise ey hamiyet-füruş sahtekâr! Türk'ün mefahir-i hakikiye-i milliyesini unutturacak bir surette mecazî ve unsurî ve muvakkat ve garazkârane bir uhuvvetin var. Senden soruyorum: Türk Milleti, yaln?z yirmi ile k?rk yaş? ortas?ndaki gafil ve heveskâr gençlerden ibaret midir? Hem onlar?n menfaati ve onlar?n hakk?nda hamiyet-i milliyenin iktiza ettiği hizmet, yaln?z onlar?n gafletini ziyadeleştiren ve ahlâks?zl?klara al?şt?ran ve menhiyata teşci eden firenk-meşrebane terbiyede midir? Ve ihtiyarl?kta onlar? ağlatt?racak olan muvakkat bir güldürmekte midir? Eğer hamiyet-i milliye bunlardan ibaret ise ve terakki ve saadet-i hayatiye bu ise; evet sen böyle Türkçü isen ve böyle milliyetperver isen; ben o Türkçülükten kaç?yorum, sen de benden kaçabilirsin! Eğer zerre miktar hamiyet ve şuurun ve insaf?n varsa, şimdiki taksimata bak, cevab ver. Şöyle ki:
    Türk Milleti denilen şu vatan evlâd? alt? k?s?md?r. Birinci k?sm?, ehl-i salahat ve takvad?r. ?kinci k?sm?, musibetzede ve hastalar taifesidir. Üçüncü k?sm?, ihtiyarlar s?n?f?d?r. Dördüncü k?sm?, çocuklar taifesidir. Beşinci k?sm?, fakirler ve zaîfler taifesidir. Alt?nc? k?sm?, gençlerdir. Acaba bütün evvelki beş taife Türk değiller mi? Hamiyet-i milliyeden hisseleri yok mu? Acaba alt?nc? taifeye sarhoşcas?na bir keyf vermek yolunda, o beş taifeyi incitmek, keyfini kaç?rmak, tesellilerini k?rmak; hamiyet-i milliye midir, yoksa o millete düşmanl?k m?d?r? "Elhükmü lil'ekser" s?rr?nca, eksere zarar dokunduran düşmand?r; dost değildir!
    Senden soruyorum: Birinci k?s?m olan ehl-i îman ve ehl-i takvan?n en büyük menfaati, firenk-meşrebane bir medeniyette midir? Yoksa hakaik-i îmaniyenin nurlar?yla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âş?k olduklar? tarîk-i hakta sülûk etmek ve hakikî teselli bulmakta m?d?r? Senin gibi dalalet-pişe hamiyet-füruşlar?n tuttuğu meslek; müttaki ehl-i iman?n manevî nurlar?n? söndürüyor ve hakikî tesellilerini bozuyor ve ölümü idam-? ebedî ve kabri daimî bir firak-? lâyezalî kap?s? olduğunu gösteriyor.
    ?kinci k?s?m olan musibetzede ve hastalar?n ve hayat?ndan me'yus olanlar?n menfaati; firenk-meşrebane, dinsizcesine medeniyet terbiyesinde midir? Halbuki o bîçareler bir nur isterler, bir teselli isterler. Musibetlerine karş? bir mükâfat isterler. Ve onlara zulmedenlerden intikamlar?n? almak isterler. Ve yak?nlaşt?klar? kabir kap?s?ndaki dehşeti def'etmek istiyorlar. Sizin gibilerin sahtekâr hamiyetiyle, pek çok şefkate ve okşamaya ve t?mar etmeye çok lây?k ve muhtaç o bîçare musibetzedelerin kalblerine iğne sokuyorsunuz, başlar?na tokmak vuruyorsunuz! Merhametsizcesine ümidlerini k?r?yorsunuz, ye's-i mutlaka düşürüyorsunuz! Hamiyet-i milliye bu mudur? Böyle mi millete menfaat dokunduruyorsunuz?
    Üçüncü taife olan ihtiyarlar, bir sülüs teşkil ediyor. Bunlar kabre yak?nlaş?yorlar, ölüme yaklaş?yorlar, dünyadan uzaklaş?yorlar, âhirete yanaş?yorlar. Böylelerin menfaati ve nuru ve tesellisi, Hülâgu ve Cengiz gibi zalimlerin gaddarane sergüzeştlerini dinlemesinde midir? Ve âhireti unutturacak, dünyaya bağland?racak, neticesiz, manen sukut, zâhiren terakki denilen şimdiki nevi hareketinizde midir? Ve uhrevî nur, sinemada m?d?r? Ve hakikî teselli, tiyatroda m?d?r? Bu bîçare ihtiyarlar hamiyetten hürmet isterlerken, manevî b?çakla o bîçareleri kesmek hükmünde ve "idam-? ebedîye sevkediliyorsunuz" fikrini vermek ve rahmet kap?s? tasavvur ettikleri kabir kap?s?n? ejderha ağz?na çevirmek, "Sen oraya gideceksin" diye manevî kulağ?na üflemek; hamiyet-i milliye ise, böyle hamiyetten yüzbin defa el'iyazübillah!..
    Dördüncü taife ki, çocuklard?r. Bunlar, hamiyet-i milliyeden merhamet isterler, şefkat beklerler. Bunlar da za'f ve acz ve iktidars?zl?k noktas?nda; merhametkâr, kudretli bir Hâl?k? bilmekle ruhlar? inbisat edebilir, istidadlar? mes'udane inkişaf edebilir. ?leride, dünyadaki müdhiş ehval ve ahvale karş? gelebilecek bir tevekkül-ü îmanî ve teslim-i ?slâmî telkinat?yla o masumlar hayata müştakane bakabilirler. Acaba alâkalar? pek az olduğu terakkiyat-? medeniye dersleri ve onlar?n kuvve-i maneviyesini k?racak ve ruhlar?n? söndürecek, nursuz s?rf maddî felsefî düsturlar?n taliminde midir? Eğer insan bir cesed-i hayvanîden ibaret olsayd? ve kafas?nda ak?l olmasayd?; belki bu masum çocuklar? muvakkaten eğlendirecek terbiye-i medeniye tabir ettiğiniz ve terbiye-i milliye süsü verdiğiniz bu firengî usûl, onlara çocukças?na bir oyuncak olarak, dünyevî bir menfaat? verebilirdi. Mâdemki o masumlar hayat?n dağdağalar?na at?lacaklar, mâdemki insand?rlar; elbette küçük kalblerinde çok uzun arzular? olacak ve küçük kafalar?nda büyük maksadlar tevellüd edecek. Mâdem hakikat böyledir; onlara şefkatin muktezas?, gayet derecede fakr ve aczinde, gayet kuvvetli bir nokta-i istinad? ve tükenmez bir nokta-i istimdad?; kalblerinde îman-? billah ve îman-? bil-âhiret suretiyle yerleştirmek lâz?md?r. Onlara şefkat ve merhamet bununla olur. Yoksa, divane bir validenin, veledini b?çakla kesmesi gibi, hamiyet-i milliye sarhoşluğuyla, o bîçare masumlar? manen boğazlamakt?r. Cesedini beslemek için, beynini ve kalbini ç?kar?p ona yedirmek nev'inden, vahşiyane bir gadirdir, bir zulümdür.
    Beşinci taife, fakirler ve zaîfler taifesidir. Acaba, hayat?n ağ?r tekâlifini fakirlik vas?tas?yla elîm bir tarzda çeken fakirlerin ve hayat?n müdhiş dağdağalar?na karş? çok müteessir olan zaîflerin, hamiyet-i milliyeden hisseleri yok mudur? Bu bîçarelerin ye'sini ve elemini art?ran ve sefih bir k?s?m zenginlerin mel'abe-i hevesat? ve zalim bir k?s?m kavîlerin vesile-i şöhret ve şekaveti olan firenk-meşrebane ve perde-birunane ve firavunane medeniyetperverlik nam? alt?nda yapt?ğ?n?z harekâtta m?d?r? Bu bîçare fukaralar?n fakirlik yaras?na merhem ise; unsuriyet fikrinden değil, belki ?slâmiyetin eczahane-i kudsiyesinden ç?kabilir. Zaîflerin kuvveti ve mukavemeti, karanl?k ve tesadüfe bağl?, şuursuz, tabiî felsefeden al?nmaz; belki hamiyet-i ?slâmiye ve kudsî ?slâmiyet milliyetinden al?n?r!..
    Alt?nc? taife gençlerdir. Bu gençlerin gençlikleri eğer daimî olsayd?; menfî milliyetle onlara içirdiğiniz şarab?n muvakkat bir menfaat?, bir faidesi olurdu. Fakat o gençliğin lezzetli sarhoşluğu; ihtiyarl?kla elemle ay?lmas? ve o tatl? uykunun ihtiyarl?k sabah?nda esefle uyanmas?yla, o şarab?n humar? ve s?k?nt?s? onu çok ağlatt?racak ve o lezzetli rü'yan?n zevalindeki elem, ona çok hazîn teessüf ettirecek. "Eyvah! Hem gençlik gitti, hem ömür gitti, hem müflis olarak kabre gidiyorum; keşki akl?m? baş?ma alsayd?m." dedirecek. Acaba bu taifenin hamiyet-i milliyeden hissesi, az bir zamanda muvakkat bir keyf görmek için, pek uzun bir zamanda teessüfle ağlatt?rmak m?d?r? Yoksa onlar?n saadet-i dünyeviyeleri ve lezzet-i hayatiyeleri; o güzel, şirin gençlik nimetinin şükrünü vermek suretinde, o nimeti sefahet yolunda değil, belki istikamet yolunda sarfetmekle; o fâni gençliği, ibadetle manen ibka etmek ve o gençliğin istikametiyle Dâr-? Saadette ebedî bir gençlik kazanmakta m?d?r? Zerre miktar şuurun varsa söyle!..
    Elhas?l: Eğer Türk Milleti, yaln?z alt?nc? taife olan gençlerden ibaret olsa ve gençlikleri daimî kalsa ve dünyadan başka yerleri bulunmasa, sizin Türkçülük perdesi alt?ndaki firenk-meşrebane harekât?n?z, hamiyet-i milliyeden say?labilirdi. Benim gibi hayat-? dünyeviyeye az ehemmiyet veren ve unsuriyet fikrini firengi illeti gibi bir maraz telakki eden ve gençleri nâ-meşru keyf ve hevesattan men'e çal?şan ve başka memlekette dünyaya gelen bir adama, "O Kürddür, arkas?na düşmeyiniz." diyebilirdiniz ve demeye bir hak kazanabilirdiniz. Fakat mâdemki Türk nam? alt?nda olan şu vatan evlâd?, sâb?kan beyan edildiği gibi alt? k?s?md?r. Beş k?sma zarar vermek ve keyflerini kaç?rmak, yaln?z birtek k?sma muvakkat ve dünyevî ve akibeti meş'um bir keyf vermek, belki sarhoş etmek; elbette o Türk Milletine dostluk değil, düşmanl?kt?r. Evet ben unsurca Türk say?lm?yorum; fakat Türklerin ehl-i takva taifesine ve musibetzedeler k?sm?na ve ihtiyarlar s?n?f?na ve çocuklar taifesine ve zaîfler ve fakirler zümresine bütün kuvvetimle ve kemal-i iştiyakla müşfikane ve uhuvvetkârane çal?şm?ş?m ve çal?ş?yorum. Alt?nc? taife olan gençleri dahi, hayat-? dünyeviyesini zehirlettirecek ve hayat-? uhreviyesini mahvedecek ve bir saat gülmeye bedel, bir sene ağlamay? netice veren harekât-? nâmeşruadan vazgeçirmek istiyorum. Yaln?z bu alt?-yedi sene değil, belki yirmi senedir Kur'andan ahzedip Türkçe lisan?yla neşrettiğim âsâr meydandad?r. Evet Lillahilhamd, Kur'an-? Hakîm'in maden-i envar?ndan iktibas edilen âsâr ile, ihtiyar taifesinin en ziyade istedikleri nur gösteriliyor. Musibetzedelerin ve hastalar?n tiryak gibi en nâfi' ilâçlar?, eczahane-i kudsiye-i Kur'aniyede gösteriliyor. Ve ihtiyarlar? en ziyade düşündüren kabir kap?s?, rahmet kap?s? olduğu ve idam kap?s? olmad?ğ?, o envar-? Kur'aniye ile gösterildi. Ve çocuklar?n nazik kalblerinde hadsiz mesaib ve muz?r eşyaya karş? gayet kuvvetli bir nokta-i istinad ve hadsiz âmâl ve arzular?na medar bir nokta-i istimdad Kur'an-? Hakîm'in madeninden ç?kar?ld? ve gösterildi ve bilfiil istifade ettirildi. Ve fukaralar ve zuafalar k?sm?n? en ziyade ezen ve müteessir eden hayat?n ağ?r tekâlifi, Kur'an-? Hakîm'in hakaik-i îmaniyesiyle hafifleştirildi.
    ?şte bu beş taife ki, Türk Milletinin alt? k?sm?ndan beş k?sm?d?r; menfaatlerine çal?ş?yoruz. Alt?nc? k?s?m ki, gençlerdir. Onlar?n iyilerine karş? ciddî uhuvvetimiz var. Senin gibi mülhidlere karş? hiçbir cihetle dostluğumuz yok! Çünki ilhada giren ve Türkün hakikî bütün mefahir-i milliyesini taş?yan ?slâmiyet milliyetinden ç?kmak isteyen adamlar? Türk bilmiyoruz, Türk perdesi alt?na girmiş firenk telakki ediyoruz! Çünki yüzbin defa Türkçüyüz deyip dava etseler, ehl-i hakikat? kand?ramazlar. Zira fiilleri, harekâtlar?, onlar?n davalar?n? tekzib ediyor.
    ?şte ey firenk-meşrebler ve propagandan?zla hakikî kardeşlerimi benden soğutmaya çal?şan mülhidler! Bu millete menfaatiniz nedir? Birinci taife olan ehl-i takva ve salahat?n nurunu söndürüyorsunuz. Merhamete ve t?mar etmeye şayan ikinci taifesinin yaralar?na zehir serpiyorsunuz. Ve hürmete çok lây?k olan üçüncü taifenin tesellisini k?r?yorsunuz, ye's-i mutlaka at?yorsunuz. Ve şefkate çok muhtaç olan dördüncü taifenin bütün bütün kuvve-i maneviyesini k?r?yorsunuz ve hakikî insaniyetini söndürüyorsunuz. Ve muavenet ve yard?ma ve teselliye çok muhtaç olan beşinci taifenin ümidlerini, istimdadlar?n? akîm b?rak?p, onlar?n nazar?nda hayat?, mevtten daha ziyade dehşetli bir surete çeviriyorsunuz. ?kaza ve ay?lmağa çok muhtaç olan alt?nc? taifesine, gençlik uykusu içinde öyle bir şarab içiriyorsunuz ki; o şarab?n humar? pek elîm, pek dehşetlidir. Acaba bu mudur hamiyet-i milliyeniz ki, o hamiyet-i milliye uğrunda çok mukaddesat? feda ediyorsunuz. O Türkçülük menfaati, Türklere bu suretle midir? Yüz bin defa el'iyazübillah.
    Ey efendiler! Bilirim ki, hak noktas?nda mağlub olduğunuz zaman, kuvvete müracaat edersiniz. Kuvvet hakta olduğu, hak kuvvette olmad?ğ? s?rr?yla; dünyay? baş?ma ateş yapsan?z, hakikat-? Kur'aniyeye feda olan bu baş size eğilmeyecektir. Hem size bunu da haber veriyorum ki: Değil sizler gibi mahdud, manen millet nazar?nda menfur bir k?s?m adamlar, belki binler sizler gibi bana maddî düşmanl?k etseler, ehemmiyet vermeyeceğim ve bir k?s?m muz?r hayvanattan fazla k?ymet vermeyeceğim. Çünki bana karş? ne yapacaks?n?z? Yapacağ?n?z iş, ya hayat?ma hâtime çekmekle veya hizmetimi bozmak suretiyle olur. Bu iki şeyden başka dünyada alâkam yok. Hayat?n baş?na gelen ecel ise, şuhud derecesinde kat'î îman etmişim ki; tegayyür etmiyor, mukadderdir. Mâdem böyledir; Hak yolunda şehadet ile ölsem, çekinmek değil, iştiyak ile bekliyorum. Bahusus ben ihtiyar oldum, bir seneden fazla yaşamay? zor düşünüyorum. Zâhirî bir sene ömrü, şehadet vas?tas?yla kazan?lan hadsiz bir ömr-ü bâkiye tebdil etmek; benim gibilerin en âlî bir maksad?, bir gayesi olur. Amma hizmet ise, felillahilhamd hizmet-i Kur'aniye ve îmaniyede Cenâb-? Hak rahmetiyle öyle kardeşleri bana vermiş ki; vefat?m ile, o hizmet bir merkezde yap?ld?ğ?na bedel, çok merkezlerde yap?lacak. Benim dilim ölüm ile susturulsa; pek çok kuvvetli diller benim dilime bedel konuşacaklar, o hizmeti idame ederler. Hattâ diyebilirim: Nas?lki bir tane tohum toprak alt?na girip ölmesiyle bir sünbül hayat?n? netice verir; bir taneye bedel, yüz tane vazife baş?na geçer. Öyle de; mevtim, hayat?mdan fazla o hizmete vas?ta olur ümidini besliyorum!..




    Konu Ebu Hasan tarafından (03.10.07 Saat 13:40 ) değiştirilmiştir.
    الله لااله الاّ هو الحىّ القيمّ مقصوديمزدر مطلوبمزدر

  9. #19
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Fakat Cenâb-ı Erhamürrâhimîne yüz binler şükrediyorum ve tahdis-i nimet suretinde derim ki:

    Bütün onların bu tazyikat ve istibdatları, envâr-ı Kur’âniyeyi ışıklandıran gayret ve himmet ateşine odun parçaları hükmüne geçiyor, iş’âl ediyor, parlatıyor. Ve o tazyikleri gören ve gayretin hararetiyle inbisat eden o envâr-ı Kur’âniye, Barla yerine bu vilâyeti, belki ekser memleketi bir medrese hükmüne getirdi. Onlar beni bir köyde mahpus zannediyor. Zındıkların rağmına olarak, bilâkis, Barla kürsî-i ders olup, Isparta gibi çok yerler medrese hükmüne geçti.

    Rabbimin bu ihsanından dolayı Allah’a hamd olsun. mekt.


  10. #20
    Yönetici SeRDeNGeCTi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    5.901

    Standart

    Benim gibi pek ciddî bir muhabbetle Türk Milletini seven ve Kur'ânın senasına mazhariyetleri cihetiyle Türk Milletini pek çok takdir eden ve altı yüz seneden beri bütün dünyaya karşı koyan ve Kur'ânın bayraktarı olan bu millete karşı gayet şiddetli taraftar bulunan ve bin Türkün şahadetiyle, bin milliyetçi Türkçüler kadar Türk Milletine bilfiil hizmet eden ve kıymettar otuz-kırk Türk gençlerini, namazsız otuz bin hemşerilerine tercih etmekle bu gurbeti ihtiyar eden ve hocalık haysiyetiyle izzet-i ilmiyeyi muhafaza eden ve hakaik-i imaniyeyi pek vâzıh bir surette ders veren bir insanın; on sene ve belki yirmi-otuz sene zarfında, yirmi-otuz değil, belki yüz, belki binler talebesi, sırf iman ve hakikat ve âhiret noktasında onunla fedakârane bağlansa ve âhiret kardeşi olsalar çok mudur ve zararı mı var? Hiç ehl-i vicdan ve insaf bunları tenkide cevaz verir mi? Ve bunlara cemiyet-i siyasîye nazariyle bakabilir mi? (Tarihçe-i Hayat Sh:208)
    Ey efendiler! Ben, her şeyden evvel Müslüman’ım ve Kürdistan'da dünyaya geldim. Fakat Türklere hizmet ettim ve yüzde doksan dokuz menfaatli hizmetim Türklere olmuş ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş ve en sâdık ve en hâlis kardeşlerim Türklerden çıkmış ve İslâmiyet ordularının en kahramanı Türkler olduğundan, meslek-i Kur'âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak Kutsi hizmetimin muktezası olduğundan; bana Kürt diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamların bini kadar Türk Milletine hizmet ettiğimi, hakikî ve civanmert bin Türk gençlerini işhâd edebilirim.

    Hem, hey'et-i hâkimenin ellerinde bulunan otuz-kırk kitabımı; hususan İktisad, İhtiyarlar, Hastalar Risalelerini işhad ediyorum ki: Türk Milletinin beşten dört kısmını teşkil eden musibetzede, fakirler ve hastalar ve dindar muttakiler taifelerine bin Türkçü kadar hizmet eden o kitaplar, Kürtlerin ellerinde değil, belki Türk gençlerinin ellerindedirler. (Tarihçe-i Hayat Sh:210)

    İşte ey ehl-i Kur'an olan şu vatanın evlâdları! Altı yüz sene değil, belki Abbasîler zamanından beri bin senedir Kur'an-ı Hakîm'in bayraktarı olarak, bütün cihana karşı meydan okuyup, Kur'anı ilân etmişsiniz. Milliyetinizi, Kur'ana ve İslâmiyet’e kal'a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müthiş tehacümatı defettiniz, tâ يَاْتِىاللّهُبِقَوْمٍيُحِبُّهُمْوَيُحِبُّونَهُاَذِلَّةٍعَلَىاْلمُؤْمِنِينَاَعِزَّةٍعَلَىالْكَافِرِينَيُجَاهِدُونَفِىسَبِيلِاللّهِ âyetine güzel bir mâsadak oldunuz. Şimdi Avrupa'nın ve firenk-meşreb münafıkların desiselerine uyup, şu âyetin evvelindeki hitaba mâsadak olmaktan çekinmelisiniz ve korkmalısınız!

    Cây-ı dikkat bir hal: Türk milleti anasır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslüman’dır. Sair unsurlar gibi, Müslim ve gayr-ı Müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa, Müslüman’dır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Türklükten dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi). Halbuki küçük unsurlarda dahi, hem Müslim ve hem de gayr-ı müslim var.

    Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyet’le imtizaç etmiş. Ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme! (Mektubat 26. Mektup)

    Hükümetin lâik cumhuriyeti dini dünyadan ayırmak demek olduğunu biliyoruz. Yoksa, hiçbir hatıra gelmeyen dini reddetmek ve bütün bütün dinsiz olmak demek olduğunu, gayet ahmak bir dinsiz kabul eder. Evet, dünyada hiçbir millet dinsiz olarak yaşamadığı gibi; Türk milleti misillü bütün asırlarda mümtaz olarak, bütün aktar-ı cihanda, nerede Türk varsa Müslüman’dır. Sair anâsır-ı İslâmiyenin küçük de olsa yine bir kısmı, İslâmiyet haricindedir. Böyle pek ciddî ve hakikî dindar ve bin sene kadar Hak dininin kahraman ordusu olarak zemin yüzünde, mefahir-i milliyesini milyonlar menabi-i diniye ile çakan ve kılıçlarının uçlarıyla yazan bu mübarek milleti, "Dini reddeder veya dinsiz olur" diye itham eden yalancı dinsizler ve milliyetsizler, öyle bir cinayet işliyorlar ki, Cehennemin esfel-i safilin tabakasında ceza görmeye müstahak olurlar. (Tarihçe-i Hayat Sh:212)
    Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kurânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur. (Tarihçe-i Hayat Sh:608)
    Âlem-i İslâm milletleri Arab'ın metanetinden ders almışlar. İnşallah yine Arablar ye'si bırakıp İslâmiyet'in kahraman ordusu olan Türklerle hakikî bir tesanüt ve ittifak ile el ele verip Kur'an'ın bayrağını dünyanın her tarafında ilân edeceklerdir. (Hutbe-i Şamiye-45)
    (Meşrutiyette İstanbul’daki Kürtleri ayaklandırmak isteyenlere karşı Bediüzzaman‘ın kahve kahve gezerek Kürt asıllılara yaptığı konuşma)

    İstanbul'da yirmi bine yakın hemşehrilerimi, -hamal ve gafil ve safdil olduklarından- bazı particiler onları iğfal ile vilâyat-ı şarkıyeyi lekedar etmelerinden korktum. Ve hammalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene anlayacakları suretle meşrutiyeti onlara telkin ettim. Şu mealde:

    "İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adâlet ve şeriattır. Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar. Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı; san'at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz. Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevk eden hakikî kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz. Zirâ husumette fenalık var, husumete vaktimiz yoktur. Hükümetin işine karışmayacağız. Zirâ, hikmet-i hükümeti bilmiyoruz..." (Divan-ı Harbi Örfi Sh:15)
    Anlamını Bilmediğiniz Kelimelerin Üzerine Çift Tıklayınız...

    Sual: Belki onlar eski hali istiyorlar?
    Cevap: Size kısa bir söz söyleyeceğim; ezber edebilirsiniz: İşte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl...
    (Bediüzzaman Said Nursi)


    Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
    Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum!.. (Osman Yüksel SERDENGEÇTİ)




+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. İfk (İftira) Hadisesi
    By slim in forum Hz. Muhammed (S.A.V)
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.11.08, 20:36
  2. Cok Küçükler Cok Büyükleri Bir Cihette Yutar.
    By Gül-ihamra in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 28.04.08, 22:01
  3. Sözlerin En Yalanı
    By Lebid24 in forum Hadis-i Şerifler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.12.07, 20:18
  4. Çok Küçük Şeyler,Çok Büyük Şeyleri Bir Cihette Yutar
    By HakanBa in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.04.07, 15:33
  5. Starın Yalanı
    By eb_k in forum Gündem
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 28.08.06, 22:44

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0