Herşeyi Allah rızası için yapmamız gerektiğini biliyorum acaba tam olarak Allah rızası için yapmak istiyor ama yapamıyorsak o işten vaz mı geçmeliyiz yoksa devam mı etmeliyiz???
Herşeyi Allah rızası için yapmamız gerektiğini biliyorum acaba tam olarak Allah rızası için yapmak istiyor ama yapamıyorsak o işten vaz mı geçmeliyiz yoksa devam mı etmeliyiz???
Sorunuzu biraz açarsanız daha iyi olur...kral Nickli Üyeden Alıntı
Insanin tek bir rizasi yada hedefi olmalidir, kabre kadar Allah'in rizasini kazanmak icin kulluk, dua ve niyazdir, baska bir yol varmidir? Tabiiki bu kolay olmayabilir, engeller cikabilir, ama her seye ragmen o yolda olmaya gayret etmeliyiz, diye dusunuyorum.
Burada önemli olan bir nokta var. Amellerimizi gerçekleştirirken, öncelikle "amacımızın" Allah rızasını kazanmak olması gerektiğinibilmeliyiz. İhlas dediğimiz düsturu bir kere bu yolla kazanacağız. Bir işi Allah rızasını kazanmak için yapıyoruz, yani amacımız o ve onu gerçekleştirmek için çabalıyoruz... Bu durumda zaten nasıl vazgeçebiliriz ki? Gerçekleştiremediğimiz amelimiz, eğer ki bizim kaldıracağımız yükten daha ağırsa ve onu yapamıyorsak, bu noktada zatenAllah c.c bizeizin veriyor.Yani amacımız rıza-ı ilahi olduktan sonra (ki önemli olan bu), yapmak istediğimizi yapamasak da, bu, o işin "elimizden gelmediği"manasına gelir, o işi yapmak istemediğimiz anlamına değil...
Anlamını Bilmediğiniz Kelimelerin Üzerine Çift Tıklayınız...
Sual: Belki onlar eski hali istiyorlar?
Cevap: Size kısa bir söz söyleyeceğim; ezber edebilirsiniz: İşte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl... (Bediüzzaman Said Nursi)
Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum!.. (Osman Yüksel SERDENGEÇTİ)
Allah rızası için yapacağız. Eğer içimizde ''acaba Allah rızası dışında bir maksad var mı'' gibi bir tereddüt varsa, bence gene yapmaya devam etmeliyiz. Çünkü o tereddüt dahi bizdeki hassasiyetin bir işareti olabilir. Eksiğimiz varsa tamamlamaya çalışarak hayırlı işte ısrar etmeliyiz. Amellerimizi hayra ve ihlasa yönlendirmek için gayretlerimize aralıksız devam etmeliyiz. Bazen şeytan da hayırlı bir işe mani olmak için ''bunda ihlas yok'' türünden bir vesvese verebilir. O zaman hayırlı amellere ısrarla devam.
İ'lem, eyyühe'l-aziz!
Zikreden adamın, feyz-i İlahiyi celb eden muhtelif latifeleri vardır. Bir kısmı kalb ve aklın şuuruna bağlıdır,bir kısmıda şuursuz,yani şuurlara tabii değildir,(şuurunda olmaksızın) husule gelir. Binaenaleyh, gaflet ile yapılan zikirler dahi feyizden hali değildir.
Mesnevi-i Nuriye sf.75
Bu yüzden yapmaya devam etmek gerekir diye düşünüyorum.
Konu Meyvenin Zeyli tarafından (30.05.07 Saat 12:34 ) değiştirilmiştir.
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere; Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...
Âlimler hariç, insanlar helak olmuştur. ?lmiyle amel edenler hariç, âlimler de helak olmuştur. ?hlas sahipleri hariç, ilmiyle amel eden âlimler de aldanm?şt?r. (Sehl bin Abdullah)
?hlas,her işte Allahü teâlan?n r?zas?n? gözetmek, kötülükleri gizlediği gibi, iyilikleri de gizlemek, övülünce sevinmemek, kötülenince üzülmemek, riyadan uzak olmakt?r. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(?hlas ile amel etmek, az da olsa yetişir.) [Hakim]
?mam-? Rabbani hazretleri, (Ebedi saadete kavuşabilmek için ilim, amel ve ihlas muhakkak gerekir) buyurmaktad?r.
cehennem ağzını açmış, bekliyor; cennet ise ağuş-u nazdaranesini açmış, gözlüyor.
'İhlaslı olanlar da onu her an kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.' deniyor buhadisin devamında.
Sanırım bu soruyu soran kardeşimizin de endişe ettiği mevzu bu.
Umur-u hayriyenin muzır manileri olur,şeytanlar o hizmetin hadimleriyle çok uğraşır.Biraz da vesvese iile alakalı bu endişeler sanırım.
RAHAT İDEALLERİN ÖLÜM DÖŞEĞİDİR...
ben buna en güzel cevap olarak forumdan bir arkaas?n vereceği cevab? söyleyey?m(tabii o da üstaddan alm?st? gal?ba)
bir seyi tam yapamamak onu bütün bütün terketmeyi gerektirmez.
kardes?m yapamazsan tamamen de yapt?g?n kadar?yla devam et ne yani baska bir yol var m? da ona gidelim hasa baska allah da yok düşssek kalksak da yol bu yol ne kadar yaparsak kar..
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)