+ Konu Cevaplama Paneli
3. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 5 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 21 ile 30 ve 55

Konu: Tesettürde Yanlış Yargılara Sebep Olan Birkaç Fıkıhsız Kaideye Reddiyedir

  1. #21
    Yasaklı Üye Ene-Zerre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Kainat Mescidi...
    Mesajlar
    2.452

    Standart

    Alıntı Ninja Kedi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bismillah...

    Aslı itibari ile farz-ı kifaye olan bir fiil şerait oluştuğunda farz-ı ayn hükmünü alır.(1) Hatta öyleki aslı itibari ile farz-ı ayn olan bir takım fiillerinde önüne geçebilir. (2) Cihadın,beldene düşman saldırdığında farz-ı kifayeden çıkıp farz-ı ayna dönüşmesi ve aslı itibari ile farz-ı ayn olan hayatı muhafazanın önüne geçmesi gibi(3)...Doğru mu?

    vesselam
    1)Evet.

    2)Mevzumuz aslı itibari ile olmayıp hüküm verildigi andaki farzın durumudur.Fakat siz istisna etmediniz bundan.

    Hayatı korumak farz-ı ayn, -ki el-Muvafakatta feraizin zaruriyyat kısmında zikredilir- cihad farz-ı kifayedir. Beldenize düşman saldırsa kişi hayatını mı korumalıdır cihad mı etmelidir?Tabir-i diğerler farz-ı ayn mı farz-ı kifaye mi müreccahtır?...
    dediniz.

    3)Eger bir kişi cihada iştirak ettiginde kendisinden nefsini muhafaza farzı kalkıyorsa dediginiz doğrudur.Halbuki cihad ortamında da nefsi imkan nispetinde muhafaza farzdır.Aksi durumda Şari'in iki zıttı bi arada farz kılması gibi imkansız olur ki;şair şöyle demiştir:

    Bir durumda iki zıttın varlığını ispat,İmkansız şeylerin en çirkin şeklidir

    Vesselam.

  2. #22
    Vefakar Üye Ninja Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    491

    Standart

    Bismillah...

    Meseleyi bir de bu minval üzerinden ele alınız.

    vesselam

  3. #23
    Yasaklı Üye Ene-Zerre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Kainat Mescidi...
    Mesajlar
    2.452

    Standart

    Alıntı Ninja Kedi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bismillah...

    Meseleyi bir de bu minval üzerinden ele alınız.

    vesselam
    Mes'eleyi dediginiz minval üzerinden almak "usülsüz fıkıh" olur..

    Şari' Teala farz,haram gibi hükümleri şeraite göre vermiştir..Bizler de hükmü anlamaya çalışırken şeraite göre ele alacağız.Ama belli olan hükümler üzerinde içtihad etmeden.."Mevrid-i nasta içtihada mesağ yoktur" külli bir fıkhi kaidedir.Dediginiz minval üzere düşünsek usülsüz fıkıh olur dedik.Peki niye usülsüz olur?

    Mesela;bir bayanın mahremi yanında tam tesettürü vacib degildir fakat namahrem biri ortamda olduğunda tam tesettür ona vacib olur..Aynı usül misal verdiginiz hadise için de geçerlidir..İşgal olmadan farz-ı kifaye,işgal olduğunda farz-ı ayn..Bunun örnek verdigim tesettür olayından zerre farkı yoktur.Bazı hükümler bazı şeraitte mubahtır,bazılarında da farzdır..Hadise budur.

    Şimdi ilk mesajınıza dair sorduğum suali cevaplıyacak mısınız,yoksa cevaplamamaya devam mı edeceksiniz ki;yaptığınız yoruma karşı yorum yapabileyim?

    Vesselam.

  4. #24
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    Alıntı Ninja Kedi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bismillah...

    * "Farz-ı ayn ile farz-ı kifaye tearuz etse,farz-ı ayn şüphesiz farz-ı kifayeye takdim edilir yani önüne geçirilir,tercih edilir."

    Hayatı korumak farz-ı ayn, -ki el-Muvafakatta feraizin zaruriyyat kısmında zikredilir- cihad farz-ı kifayedir. Beldenize düşman saldırsa kişi hayatını mı korumalıdır cihad mı etmelidir?Tabir-i diğerler farz-ı ayn mı farz-ı kifaye mi müreccahtır?

    "Şüphesiz" nitelemesi ile mutlak kullanım hatalıdır.Fıkıhta hüküm efale göre verilir. "Bakılır" denilerek önce olaya bakılır sonra hüküm verilir.Farz-ı aynın tercihi her zaman mutlak değildir. İki farzdan birisi yapılmak zorunda kalınırsa "şerreyn"den "ehven" olan tercih edilir.Hayat ve cihad arasındaki tercih farz-ı ayndan yöne değil farz-ı kifayeden yöne kullanılır.Zira terk-i cihad terk-i hayattan neticesi itibari ile daha şerirdir.
    Bu mesele ehveni şerrin ihtiyarına delil değil şöyle ki:

    Orada direnmek zaten hıfz-ı hayat için yapılıyor Zaten beldenize düşman tecavüz etse orada savaşmazsanız can, mal ve namusunuz dininiz tehlikeye girecek onları muhafaza için direniyorsunuz. Burada tercih-seçim- bir söz konusu değil . Ancak düşman 10000 kişi siz 100 kişi iseniz ozaman ölüme bile bile gitmek kabilinden değerlendirilebilir.
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  5. #25
    Vefakar Üye Ninja Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    491

    Standart

    Bismillah...

    Doğrudur azizim.Yazılan eksik olmuş.Tekamülünüz için Allah razı olsun.

    Yazılan, usul-u fıkha dairdi muhterem.Fıkıhta hükümler ef'ale göre tezahür eder.Kaideler zikredilirken farklı ef'alde farklı durumlar da olabiliyorsa bu da zikredilmelidir."Vacib"i hüküm olarak değil lügat anlamı ile kullandığınızı düşünürsek "tesettür farzdır" dediğinizde, bilinen bir durum olduğu için "mahrem yanındaki durumu" kapsamayacağı yani namahrem için elzem olan tesettürün mahrem için elzem olmadığı algılanabilir.Fakat farz-ı aynın her zaman farz-ı kifayeye tereccuh ettiği kaidesi dile getirildiğinde şeraite göre bir takım farz-ı kifayenin farz-ı ayn hükmüne geçip,şeraitten bağımsız bizzat farz-ı ayn olan bir takım hükümlere tereccuh edeceği algınamayabilir.

    İddia 1-2-5 hakkında yazdıklarınız yerindedir.

    İddia 3'te verdiğiniz doktor örneği geçersizdir. Tıp ilmi farz-ı kifaye ise bu farz-ı kifayeyi yerine getirenler zaten vardır.Dolaysı ile doktor olmayanlardan bu vazife sakıt olur."Doktor olmayan herkes fasık olurdu" ifadesi bu noktada hatalı olmaktadır.Ve yine bu noktada "şüphesiz" denilerek belirttiğiniz kaideye atfen farz-ı kifayeyi yerine getiren birileri yok ise herkese farz-ı ayn olur.Bu durumda iki farz-ı ayn'dan birini tercih ile karşılaşılır.Bu noktada daha önce belirtilen 4 kaide çerçevesinde tercih yapılır.

    Bu noktada "mevrid-i nassda içtihada mesağ yoktur" kaidesine de değinmek gerekir:

    İki farz-ı ayn'dan veya iki haramdan birini tercih durumunda kalındığında hangisinin racih hangisinin mercuh olduğu konusu içtihaddır.Bu içtihad racih olanın da mercuh olanın da hükmüne dair değildir.Dolaysı ile mevrid-i nassta içtihad söz konusu değildir.

    Yine bu iddianın b seçeneğinde ifade ettiğiniz def'i mefasidin celb-i menafiye müreccah olma durumu şeraite göre değişiklik gösterir.Zira hayr-ı kesir için şerr-i kalili tercih durumu vardır.

    Esas üzerinde durulması gereken iddia 4'tür.İnşaallah müsait bir vakitte iddia 4 üzerinden münazaraya devam edilir.

    vesselam

  6. #26
    Ehil Üye hicap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Mesajlar
    1.035

    Standart

    Alıntı Ene-Zerre Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Mübarek kardeşim,bu yazıyı tak oturup yazmış degilim..Okuduklarımla da yetinmeyip,medrese okumuş hocaların ilimlerinden de yararlandım.Bu yazı şahsi bir fetva olmayıp,fıkıh kitaplarına ve medrese hocalarının ilimlerine istinad ettirilerek yapılmış bir tahkiktir.Bundan dolayı,bu yazının karşısındaki yazılar ehl-i ilim indinde hiçtir.

    Cilbabın tarifine gelince;insanların cilbabın tarifinde ihtilafları olduğundan dolayı yazının çarşaf konusuna dönmemesi için,dikkat ettiyseniz cilbabın tercümesini vermedim.Direk cilbab dedim,ne çarşaf dedim,ne de başka birşey..Şimdi,siz de isterseniz bu başlığı çarşaf mı,pardesü mü ye çevirmiyelim kardeşim.Oldu mu?

    Vesselam..
    SLMNALYKM....
    Baştan beri konuyu okudum ve bu cevaptaki tutumunuz pek doğru gelmedi bana.Herşeyin Rabbimizin emrettiği ve Rasulünün yaşadığı gibi olması gerekir değil mi?Yani onun dışında yapılan azz bir değişiklik bile kabul görmez Rab huzurunda.Başörtü yerine peruk takmak ne kadar doğrudan uzak ise aynı şekilde emredilen cilbab yerine tunik, pardüse vs. giymekte aynı derecede hakikatten uzak.Cilbabın tarifinde ihtilaf var.Ama asıl olan emredilen örtüyü bilmek ve ona bürünebilmek.İşte buda tam konumuz(yani konunuz).Yani asıl olan emredildiği gibi örtünmek;nefse hoşgeleni yapmak değil

    TAİF' TE TAŞLANMAK;MEDİNE'DE AÇ KALMAK; UHUD'DA YARALANMAKDA SÜNNET...


  7. #27
    Yasaklı Üye Ene-Zerre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Kainat Mescidi...
    Mesajlar
    2.452

    Standart

    İKİ SERDEN EHVEN OLANÎ İHTİYAR OLUNUR :

    Zarar ve şerri gerekti­ren iki hâdise birden gelip çatarsa en kolay ve zaran az olan tercih edilir..
    Meselâ :

    Bir koçun başı kazara bir küpe girip çıkması mümkün ol­mazsa bakılır : Hangisinin kıymet ve zararı daha azsa o ihtiyar edi­lir : Koyunun kıymeti küpünkünden daha fazlaysa küp kırılır ve kıy­meti sahibine ödenir. Küpün kıymeti daha fazlaysa koç boğazlanır ve kıymeti sahibine ödenir.[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/431.]

    __________________________________________________ _________

    İKİ FESÂD TAARÜZ ETTİKDE AHAFFİNİ İRTİKÂB İLE AZABININ ÇARESİNE BAKILIR !

    Fesadı gerektiren iki şey gelip çatıştığında, zararı az olan dik­kate alınarak en hafifi sayılarak alınır.. Meselâ birbirine eşit iki be­lâ ile karşıkarşıya gelen kimse bu ikisinden dilediğini seçip kabulle­nir. Eşit olmadığı takdirde ise en hafif olanını alır.

    Meselâ :

    Başında yara bulunan kimse bu vaziyette secde edecek olur­sa, yarası akıntı yapıp tehlike arzederde, baş işaretiyle secdeleri yerine getirir; fakat Namazı terketmez. Çünkü secdeyi terketmek na­mazı terketmekten daha hafiftir. Nitekim hayvan üzerinde işaretle secde edilir; ama abdestsiz namaz kılınmaz.[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/430-431.]
    __________________________________________________ __________

    ZARAR-I EŞED, ZARAR-I AHAF İLE İZÂLE OLUNUR :

    Bü­yük ve daha tehlikeli zarar daha hafif olan zararla giderilmeye ça­lışılır :

    Meselâ :

    a) Borcunu ödemiyen veya vâcib olan nafakayı vermiyen kim­se, -ödeme imkanına sahipse- ödemesi için icbar edilir. Baba, küçük çocuğunun nafakasını vermekten imtina ederse hapsolunur.

    b) Bir tavuk kıymetli bir taş yutacak olursa bakılır; hangisinin kıymeti yani tavuktan ve taştan hangisinin kıymeti fazlaysa, fazla kıymette olanın sahibi, az kıymette olana zarar nisbetini öder.[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/430.]
    __________________________________________________ __________

    ZARAR-I ÂMMI DEFİ' İÇİN ZARAR-I HASS İHTİYAR OLUNUR :

    ...umuma zarar veren bir şey -şahsın zararına da olsa-gidermek lâzımdır.

    Meselâ :

    a) Birinin evinin balkonu v«ya duvarı umuma ait yolu daraltıyor, gelip geçenlere zarar veriyorsa, onu yıkıp kaldırmak -şahsın ! zararına da olsa- vâcibdir.

    b) Fahiş fiâtla satılan bir mala rayiç koymak yani satış fiatını tahdit etmek -her ne kadar satıcının zararmaysa da, umumun men­faatini dikkate almak bakımından- gerekir.[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/430.]

  8. #28
    Yasaklı Üye Ene-Zerre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Kainat Mescidi...
    Mesajlar
    2.452

    Standart

    Vaktim müsait olmadığından anca bu kaidelerin doğru oturtulmasına dair nakil yaptım,kaideleri doğru anlamak ve şahsi yorumlamamak gerektir..

  9. #29
    Yasaklı Üye Ene-Zerre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Kainat Mescidi...
    Mesajlar
    2.452

    Standart

    1)"Bir farz-ı ayn çiğnenerek bir farz-ı kifaye yerine getirilebilir mi? Yahut daha teknik bir dil kullanarak ifade edecek olursak; bir konuda farz-ı ayn ile farz-ı kifaye tearuz ederse hangisi tercih edilir? Bu meseleye Usul ve Kavaid açısından baktığımızda, farz-ı aynın farz-ı kifayeye takdim (tercih) edileceği konusunda neredeyse ittifak bulunduğunu görürüz. Kimi kaynaklarda bu husus verildikten sonra “farz-ı kifayenin takdim edileceği de söylenmiştir” tarzında bir “kîl” zikredilir ve genellikle hemen arkasından, esahh ve mutemed olanın, ilk görüş olduğu söylenir. Hanefî mezhebinin konuyla ilgili mutemed görüşü için Bedâi’u’s-Senâi’in “Âdâbu’l-Kadâ” bahsine (V, 448), “Beyânu Keyfiyyeti Fardiyyeti’l-Cihâd” bahsine (VI, 57) ve İbn Âbidîn’in “Mukaddime” kısmındaki “tenbih”e bakılabilir mesela.

    Araştırabildiğim kadarıyla Şafiî mezhebinde, Ebû İshak el-İsferâînî, İmâmu’l-Haremeyn el-Cüveynî ve babası dışında farz-ı kifayenin farz-ı ayna takdim edileceğini söyleyen olmamış. ez-Zerkeşî el-Mensûr’da (I, 339) bu meseleyi örnekleriyle geniş bir şekilde ele almış ve farz-ı aynın takdim edileceğini kesin bir dille belirtmiştir. Farz-ı aynın farzı kifayeden efdal olduğu ve ona takdim edileceği konusunda el-Karâfî el-Furûk’ta (I, 204) İmam Mâlik’in, “Hacc cihaddan efdaldir; çünkü farz-ı aydır. Cihad ise farz-ı kifayedir” dediğini nakleder. (Ayrıca bkz. Tehzîbu’l-Furûk, I, 127). Hanbelî mezhebinin konu hakkındaki görüşü için ise el-Muğnî ve eş-Şerhu’l-Kebîr’e (X, 375-6) bakılabilir."(*)



    2)"Mevzu farz-ı kifaye ve farz-ı aynın tearuzu"na dair olmasına karşın,sizin iki haramla karşılaşıldığında ehvenini ihtiyar etmeyi bahsetmenizi hala anlıyamadım.Çünkü;bu durum sadece iki farz-ı aynın tearuzunda geçerlidir ki;şerait geregi iki farz-ı aynın tearuz ettigi yoktur.

    3)"Def'i mefasid celb-i menafi'den evladır" kaidesi ise "küllidir",kendinden evvelki kaidelerle birbirini tahsis ediyor degildir.Ki;kendinden evvel verilen kaideleri izahlarıyla okuduğumuzda aralarında tahsis olmadığını görmüş olacağız.[bundan bir önceki mesajımda izahlı halini verdim]

    4).
    "Vacib"i hüküm olarak değil lügat anlamı ile kullandığınızı düşünürsek "tesettür farzdır" dediğinizde, bilinen bir durum olduğu için "mahrem yanındaki durumu" kapsamayacağı yani namahrem için elzem olan tesettürün mahrem için elzem olmadığı algılanabilir.


    Vacibden kasıt farzdır.Dikkat ederseniz tesettür degil "tam tesettür" ifadesini kullandım.

    5)."Doktor olmayan herkes fasık olurdu" ifadesinden kasıt,o beldede doktor yetiştirilmediginde,elden geldigince vazifeye atılmama için geçerlidir.Dolayısıyla bu ifade hatalı degildir.Siz eksik okumuşsunuz.

    6)Zarar-ı has'ı tercih etmenin durumunu verdim..

    (*)EbuBekir Sifil,Milli Gazete,19.11.2006 tarihli makalesinden..

    Vesselam.

  10. #30
    Vefakar Üye Ninja Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    491

    Standart

    Bismillah...

    1.Doğrudur.

    2.Yazılan usul-u fıkha dairdir."Haram" kısmı "veya" bağlacı ile bağlanmıştır.Öncesinde iki farzın tearuzu da belirtilmiştir.İki farz tearuz eder ise hangisinin tercih edileceği konusunda bu kaideler mihenktir.Zira farzın terki de şerdir.Bu durumda şerreyn vücud bulmuş oluyor

    3.Kaideler küllidir.Lakin ef'al bir tek kaide ile değerlendirilecek kadar basit olmayabilir.Açlıktan ölüm tehlikesi söz konusu olduğunda hınzır etinin helal olması durumu zikr ettiğiniz kaide ile izah edilemez.Zira bu durumda def'i mefasid olarak Hınzır etini yememe durumu celb-i menafi olan hayatı koruma durumuna tercih edilmelidir.Bu da tenakuz olur.

    4.OK.

    5.Farz-ı kifaye terk olunduğunda farz-ı ayn hükmünü alır.Herkes vazifeye atılmamaya çalışırsa bu durumda farz-ı aynın terkinden herkes mes'ul olmaz mı?

    6.Kişi, zararı sadece kendisine olan ve zararı topluma olan iki olay ile karşılaştığında hangisini tercih etmelidir?Mesela bir düğme var...Basarsa kendisi ölecek binlerce kişi kurtulacak..Basmazsa kendisi kurtulacak binlerce kişi ölecek...

    vesselam

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Küfre Sebep Olan Söz ve Haller
    By delailinnur in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 11
    Son Mesaj: 04.02.21, 19:29
  2. Birinci Sözün Yazılmasına Sebep Olan Asker Şahıs Kimdir?
    By beylikdüzü73 in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 15
    Son Mesaj: 05.07.08, 15:39
  3. Hz Fatma'dan İffet ve Tesettürde Bir Zirve
    By salihAta in forum Kıssadan Hisseler, İbretli Öyküler
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 26.05.08, 16:00
  4. Almanya da Müslüman Olan Birkaç Din Kardeşimiz
    By Ehl-i telvin in forum Klip, Video, Film ve Animasyon
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 20.06.07, 13:14

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0