MUHAMMED RİFAT (1882-1950)
Babası Mahmud polis dairesinde subaylığa kadar yükseldi.
2 yaşına kadar görürdü.Bir kadın "bu gözler padişah gözüne benziyor" dedi.Ertesi gün gözünde şiddetli elem ve ağrı ile gözleri görmez oldu.10 yaşında evinin karşışındaki fazıl paşa mescidinde perşembe günleri okumaya başladı.Çok izdiham olur ve cemaatta vecd halleri ve bayılmalar olurdu.15 yaşında bu camiye cuma günleri sure karii olarak tayin edildi.Bu camiye hürmeten 30 sene bu camide okudu.Başka camiye gitmedi.
Bir gün kanadalı bir subay sesini duymuş ve kanadadan şeyhi görmeye gelmiş ve bu subay müslüman oldu.
Dünyaya tamahı yoktu."ben mal istemem.Dünya yok olucu bir metadır" derdi.Çok şefkatli idi.Atını doyurmazdan yatmazdı.Evladlarına da ata iyi bakmalarını vasiyet ederdi.
kıraat ilmini ve tefsirleri okudu.İnce musıkı ve makamları ders aldı."Kuran hamili kendini zillete düşürmez ve borçlanmaz" derdi.Radyonun teklifini de şarkı-türkü ile beraber kuran yayınlanacak korkusuyla reddetti.Sonra 1934 te izaat-ül-kuran açılınca ezherin "halal-halal" fetvasıyla okudu.Paris-Londra ve Berlin radyoları dinleyicilerini artırmak için onun sesini kaydetmek istediler.1935 de hindistandan 15.000 ve sonra 45.000 e çıtarıp istediler.Gitmedi.Musıkar mutrib Muhammed Abdülvahhab:"mürettel kuranı oku.Ne mal istersen vereyim" dede.Cünüb ve şarhoş temas eder diye Onu da reddetti.
birgün hasta arkadadaşını ziyarete gitti.Ayrılırken arkadaşı elini tuttu ve elini küçük kızının omuzuna koyarak:"görüyorsun.Bu kız yetim kalacak." dedi.Şeyh sustu.Ertesi gün kuran okurken duha suresindeki "feemmel yetime fela takher" ayetine gelince yüksek sesle ağlamaya başladı ve gözünden sel gibi yaşlar akmaya başladı.Çünkü arkadaşının vasiyyetini hatırlamıştı.Sonra o kızcağız için büyük bir meblağ mal tahsis etti.Böylece o kız büyüdü ve evlendi.Çok merhametli ve mütevazi idi.Fakirlerle oturur kalkardı.
Evi kültür, edebiyat ve fen (musıkı) forumu idi.Musıkar ve mutrib Muhammed Abdülvahhab samimi arkadaşıydı.Çok zaman Şeyhin seyyide zeynebdeki evine gelir ve kalırdı.Musıkı ve fen oturumları (yarenlik-sohbet) yaparlardı.Şeyh kasideler okurdu.Bilhassa "erake asıyye-d-dem'ı" kasidesini okurdu.Mutrib ve Musıkar Muhammed Abdülvahhab yakınında huşu ve edeble otururdu.Dünya musıkarları ve musıkısısi etrafında sohbet ve münakaşalar olurdu.Evinde ud gibi her türlü musıkı aletleri ve meşhur opera ve semfoniler vardı.Betafon,mozart ve facnır'dan dersler aldı.
Salı ve cuma günleri radyoda 45 dakika okurdu.Gözlerinden yaşlar akardı.Fıtraten çok ağlayan biri idi.Son 8 sene hastalandı.Bu zaman zarfında radyo 3 plak kaydetti.Arkadaşları hastalığı için 20.000 cüneyh topladılar.Kabul etmedi.Evini ve arazisini sattı.Şüeyşanın tavassutuyla evkaf bakanı aylık maaş bağladı.68 yaşında doğduğu gün vefat etti.
Muhammed seyyid melihi derki:"bizi orkestrasız teshir ederdi.Zaten melaiki sesinde fıtri bir musıkı kabiliyeti vardı.""
Yüzünde Allaha halis iman, itminan (sükun), safa görülürdü.Sanki yeryüzü ehlinden değildi.