Şaban DÖĞEN
Her ev bir okul
Bir toplumun maddeten ve mânen kalk?nabilmesinin yolu ilimden geçer. Okuma sevildiği müddetçe gelişme de olur. “?ki günü eşit olan ziyandad?r”1 hadis-i şerifi gereği daima yeni şeyler öğrenme azim ve gayreti içinde olunur. Herkes kendi alan?nda birşeyler yapmaya çal?ş?r, zirvelere ç?k?l?r.
Bu duygu sadece okulu değil, otobüsü, tramvay?, uçağ?, evi, k?sacas? her uygun yeri ilim öğrenmek için bir okul hâline getirir.
Bu güzel al?şkanl?ğ?n faydalar?n? sadece biz değil, bizi örnek alan başta çocuklar?m?z olmak üzere herkes görür.
O zaman bir de bakars?n?z ki ülke baştan başa bir okul hâline gelmiştir.
Nüfusun daha 13 milyonlarda olduğu 1940’l?-50’li y?llarda müthiş bir okuma seferberliği başlatan Üstad Bediüzzaman, 600 bin nüsha eserin elle yaz?l?p dağ?t?lmas?n?, ülke sath?n?n bir okul hâline gelmesini sağlam?şt?.
O, eserlerinde okumaya ağ?rl?k verir. Evlerin bile okula dönüşmesini, yap?lan evliliklerde bunun dikkate al?nmas?n? ister. Bir mektubunda der ki: “Haneniz bir küçük medrese-i Nûriye, bir mekteb-i irfan olsun ki, bu sünnet tam yerine gelsin. Sünnet-i Seniyyenin meyvesi olan çocuklar ahirette size şefaatçi olsunlar. Dünyada da iman dersini al?p size hakikî evlât olsunlar.”2
Bu teklife hemen uyar Üstad?n sad?k talebeleri. Han?mlar Rehberi’nde ?stanbul han?mlar?n?n yazd?ğ? bir mektupta denilir ki: “Din, iman aşk?yla, Müslümanl?k duygusuyla mesut olabilecek biz anneler, yavrular?m?za Kur’ân-? Kerimi öğretiyoruz, Risâle-i Nur’a çal?şt?r?yoruz. Risale-i Nur’un iman ve ?slâmiyet dersleriyle terbiye etmeye çal?ş?yoruz. Evlerimiz birer medrese-i Nuriye oluyor.”3
Sünnet-i Seniyye gereği evler birer küçük medrese-i Nuriye, bir mekteb-i irfan hâline getirilmediğinde doğabilecek risklere de dikkat çeker Bediüzzaman: “Yoksa bu otuz senede k?smen olduğu gibi, o çocuklara yaln?z terbiye-i medeniye verilse, bir cihette o çocuklar dünyada faydas?z ve ahirette dâvâc? olarak, ‘Ne için iman?m?z? kurtarmad?n?z?’ diyeceklerinden peder ve validelerini mahzun etmek, Sünnet-i Seniyyenin hikmetine münafi [z?t] olur.”4
Bunun idrakinde olan ?stanbullu han?mlar mektuplar?nda diyorlar ki: “Eğer çocuklar?m?za Risâle-i Nur okutmazsak, yoldan ç?kar?c? bu zaman?n tehlikelerine düşecekler, fena göreneklere kap?lacaklar, kötülükleri taklit edecekler, bizim baş?m?za belâ ve dert kesilecekler. Ahirette de ‘?man?m?z? niçin kurtarmad?n?z?’ diye anne ve babalar?ndan dâvâc? olacaklard?r.”5
Ne kadar doğru değil mi?
Dipnotlar:
1- Keşfü’l-Hafa, 2:233 (H. no: 2406).
2- Han?mlar Rehberi, s. 34.
3- A.g.e., s. 112.
4- A.g.e. 5- Han?mlar Rehberi, s. 139
19.11.2006
E-Posta: sdogen99@ttnet.net.tr