+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Üniversiteleri Askerle Yönetmek

  1. #1
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Exclamation Üniversiteleri Askerle Yönetmek

    Üniversiteleri askerle yönetmek


    Yükseköğretime ilişkin konulara YÖK karar verir sanıyorduk. Zaman’ın önceki gün açıkladığı belgeye bakılırsa 28 Şubat döneminde Kemal Gürüz’ün YÖK’ü bu anayasal yetkisini Genelkurmay Başkanlığı’na, daha doğrusu General Çevik Bir’e devretmiş.
    O da yüz binlerce meslek lisesi öğrencisinin yüzüne üniversiteye giriş kapılarını kapamış.
    Bakalım Kemal Gürüz paşa buna ne diyecek? ‘Emre karşı mı gelseydim?’ dediğini duyar gibiyim.
    Üniversiteyi kışlaya çeviren, yönetimini bir askerden aldığı yazılı ve sözlü direktiflerle emir-komuta zincirine terk eden Gürüz gibi bir YÖK başkanı da ödülünü aynı makama ikinci kez atanarak almıştı(...).
    Bu ilişkilerden bir kez daha açığa çıkan şu: 28 Şubat döneminde asker, hükümete olmasa da devlete el koymuş.
    General Bir’den gelen direktifle yüz binlerce meslek lisesi mezununun hayatını katsayı ile karartan bir anlayışın YÖK üyesi olan uzantıları bir bildiri yayımlamışlar. Anlaşılan hâlâ öğrenememişler, üniversitenin reel sorunlarıyla uğraşacaklarına siyaset yapmaya devam ediyorlar; siyasetten anladıkları da kavga. Bırakın da YÖK ve üniversiteler gerçek işlerine dönsünler, ‘bilim yapsınlar’; kütüphane ve laboratuvarların geliştirilmesi, öğrenciler ve öğretim üyelerinin ihtiyaçlarının tedariki, uluslararası işbirliklerinin geliştirilmesi, bilimsel yayınların kalitesinin ve sayısının artırılması gibi meselelerin üzerine gitsinler.
    Hayır, hayır; hizmet üretmek, hizmetin kalitesini artırmak Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç ekibinin bildiği işler değil. Onların derdi, üniversiteleri zapt-u rapt altına almak. O yüzden ‘özgür üniversite’ deyince neredeyse panik atak geçiriyorlar.
    Yeni üniversite açmak, kontenjanları artırmak yani hizmet üretmek, taleplere karşılık vermek yanlış bunlara göre... Haksız da sayılmazlar tabii; daha çok üniversite daha çok üniversiteli, daha aydın ve aydınlık bir Türkiye, resmî ideolojinin ve bürokratik vesayetin sınırlarına razı olmayan bir Türkiye demek... Ayrıca, yeni üniversite, ‘eskiler’ için rekabet demek. Devlet katında korunmaya alışmış kişiler ve kurumlar için rekabet zor şey.
    Tepelerinde Erdoğan Teziç ve Ahmet Necdet Sezer gibi kişiler olmayınca da topu topu beş kişi kalmışlar. Olsun, azınlık da olsalar ‘yönetme hakkı’nın, olmadı ‘veto yetkisi’nin sahipleri olarak görüyorlar kendilerini. İşte, ben bu cürete ve ‘özgüven’e hayranım. Bir türlü çözemiyorum da bunun kaynağını. Tıpkı siyasal uzantıları olan CHP gibi...
    İsteseler de istemeseler de üniversiteler dönüşüyor; çünkü dönüşmek, gelişmelere uyum sağlamak ve hatta gelişmelere öncü olmak zorunda. Üniversiteleri statükonun kaleleri olarak görenler için değişim dert.
    Gürüz ve Teziç’in üyeleri için generallerle emir-komuta zinciri kurmak doğal, ama hükümetle işbirliği yaparak üniversitelerin sorunlarını çözmeye çalışmak suç.
    ‘Beş’ YÖK üyesi, ‘üniversitede özgürlük’ bildirisine imza atan akademisyenlerin bazılarının rektör atanmasından da şikâyetçilermiş. Nasıl yani? Susurluk ve Ergenekon’un başrol oyuncularından General Veli Küçük’e ‘Bir emriniz var mı, paşam?’ diyen rektörler mi istiyorlar? Bir tane var, yetmez mi? Doğrusu Gürüz’ün ve Teziç’in üniversitelerine yasakçı ve Ergenekoncu rektörler yakışmıştı, ama ‘evrensel bilginin evi’ olan üniversitelere yakışmaz.
    Aslında çok da dertlenmesinler; üniversitelerde hâlâ 28 Şubat sürecinin bazı kalıntıları dimdik ayakta. Eski YÖK başkanı Gürüz gözaltına alındığında ‘ben içeride olabilirim, ama yaptıklarımla hâlâ iktidardayım’ diye düşünmüştür herhalde. Alparslan Türkeş, 12 Eylül sonrasında yargılanırken ‘biz içerdeyiz ama fikirlerimiz iktidarda’ demişti ya...
    Evet, katsayı mağduriyeti bitmeden, bütün öğrencilere eşit ve adil bir yarışmayla üniversiteye giriş imkânı verilmeden ne 28 Şubat süreci bitmiş olur, ne de Gürüz’e dikte edilen ‘fikirlerin’ iktidarı sona erer.
    İhsan Dağı, Zaman, 16 Ocak 2009
    "İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."

    'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz' (Fâtiha Sûresi)


    "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez.!" (H.Ş.)

    'Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl' (17.Söz.)

    "Şimdi 'OKU' kabirde okuyamazsın" (Z.Gündüzalp)

    'ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR' (YENİASYA)

    Selâm ve duâyla. Bîçare S.V.

  2. #2
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Standart

    “Ebru”nun emeklisi olmaz



    Ebru san'atı, boş zamanlarını evlerinde veya kahvehane köşelerinde geçirmek istemeyen emeklilerin yeni tutkusu oldu. Hayatlarının ikinci baharında ebru ile tanışan emekliler, birbirinden güzel eserlere imza atmanın keyfini yaşıyor. Yıllar süren iş hayatının ardından emekli olanlar, boş zamanlarını ya kahvehanelere giderek ya da evlerinde oturarak geçiriyor. Bir çoğu da emeklilik maaşı ile geçinemediği için yeniden iş hayatına atılıyor. Bunların dışında kendisini sosyal hayatın içine atan ve kültür san'at faaliyetlerinde bulunanlar da yok değil. Son yıllarda popüler hale gelen ve 7’den 77’ye herkesin ilgisini çeken Ebru san'atı, artık emeklilerin de boş vakitlerini değerlendirdikleri bir uğraş haline geldi. Ebru kurslarına giden emekliler, burada hem güzel vakit geçiriyor, hem yeni dostluklar ediniyor hem de san'at öğrenmenin keyfini yaşıyorlar.
    Suyun Nidası isimli ebru kursu, Çorumlu emeklilerin ilgisini çekiyor. Aliye Başbekleyen’in atölyesinde ebru kursunun müdavim emeklilerinden Mustafa Gökgöz, Mehmet Eskizara ve Dursun Dokuyucu, ebruya duyulan merak ve hissedilen heyecanla hayatlarına yeniden renk katmanın ve yaptıkları çalışmalarla üretken olmanın hazzını yaşıyorlar. Ebru san'atını, televizyonda gördükten sonra merak eden emekli Mustafa Gökgöz, ebru kursuna başlamasının ardından kendisinde çeşitli değişiklerin olduğunu fark etmiş. Gökgöz, “Ebru yaptığım zaman hafiflediğimi hissediyorum. Güzel şeyler ortaya çıkınca da mutlu oluyorum. San'at gençliğe terbiye, ihtiyarlığa teselli, fakirliğe zenginlik, zenginliğe süs veriyor” dedi.
    Emekli Mehmet Eskizara ise ebru ile tanışmasını şöyle anlatıyor: “Ben ilkokul 1. sınıfa başladığımda 4. sınıflara ebru dersi veriliyordu. Küçük olduğum için ebru dersi alamadım. O zamandan beri ebruya merakım var. Atölyeye gelmeden önce de ebru san'atının alt yapısını araştırdım, yapılışını kısa videolar şeklinde internetten takip ettim. Ebru, kısa sürede öğrenilebilecek bir san'at değil. Hoca - talebe ilişkisi içinde uzun soluklu bir eğitim alınması şart. Çünkü, her san'atta olduğu gibi her şeyden önce malzemeyi tanımak, el alışkanlığı kazanmak önemlidir.”

    YAPTIĞI EBRULARI
    TORUNLARINA HEDİYE EDİYOR Emekli kursiyerlerden Dursun Dokuyucu da kursa başladıktan sonra kendisinde olumlu yönde bir çok değişiklik olduğunun altını çizdi. Dokuyucu, insanlarla konuşma tarzının, hayata bakış açısının ve hatta aile ortamının bile değiştiğini anlattı. Ebru’nun kendisini mutlu ettiğini ifade eden Dokuyucu, yaptığı eserleri hatıra için torunlarına hediye ettiğini ifade etti. Emekli kursiyerlerin ebru san'atına olan ilgisinden ve derslerdeki performanslarından memnun olduğunun altını çizen ebru san'atçısı Aliye Başbekleyen ise şunları ifade etti: “Emekli kursiyerlerim derslerde çok dikkatli. Onların bu istekli halleri hepimizi mutlu ediyor. Güzel eserler çıkaracaklarını tahmin ediyorum.” Çorum / cihan
    http://www.yeniasya.com.tr/2009/08/05/kultur/h1.htm

    05.08.2009

    "İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."

    'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz' (Fâtiha Sûresi)


    "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez.!" (H.Ş.)

    'Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl' (17.Söz.)

    "Şimdi 'OKU' kabirde okuyamazsın" (Z.Gündüzalp)

    'ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR' (YENİASYA)

    Selâm ve duâyla. Bîçare S.V.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. En Zor Konu: İnsan Psikolojisini Yönetmek...
    By __tİryakİ in forum Kıssadan Hisseler, İbretli Öyküler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 03.10.08, 18:57

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0