Hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü değiliz. Artık çoklu zekâdan, çoklu bir dünyaya geçişin başlangıcındayız. Düşünen, üreten, araştıran, bulan ve de artık hayır diyebilen bir nesil yetiştirme dönemine girdik.
Okullar, çocukların en çok öğrenmek istedikleri şeyleri öğrenebilecekleri yerler olmalıdır; bizim, istediklerimizi öğrendikleri yerler değil.
Kâinatta insandan daha değerli hiçbir varlık yoktur. Her şey insana hizmet etmektedir. İnsan ise devamlı gelişmeye ve öğrenmeye muhtaçtır. Eğitim ve öğretim her ülkenin en önemli meselesi ve de vazgeçilmez değerlerinden birisidir. Devletler en fazla, eğitim ve öğretimlerine milli bütçelerinden kaynaklar ayırmaktadırlar. Elbette ki bizlerde ülke ve millet olarak bu en önemli meselemize gereken ilgiyi göstermemiz gerekir.
Artık, çocuklarımız bizlerin yetiştiği zamanda değiller. Onlar bizler gibi düşünmüyorlar. Farklı bir zaman diliminde yaşıyorlar ve bu zamana göre eğitim almak istiyorlar. Onları en iyi imkânlardan yararlanmalarını sağlayarak eğitmek hepimizin görevi olmalıdır.
Burada hepimize düşen öğrencilerimizi okula psikolojik olarak hazırlamak, onların heyecanını birlikte yaşamak, devamlı okulla diyalog içinde bulunmak, her sabah çocuklarımızın motivasyonunu hazırlamak, okul dönüşü onlarla mutlaka geçirdikleri günü değerlendirmek, onların çalışmalarıyla yakından ilgilenmek, uyku ve beslenmelerine çok dikkat etmek ve en önemlisi onların ruhsal doyumuna dikkat etmek bizlerin en önemli görevlerimiz olmalıdır.
Bizim en değerli varlıklarımız ve geleceğimizin teminatı çocuklarımızdır. Onlar her türlü hizmete layıktır. Yaşadığımız yüzyıl bilim ve teknolojinin en yüksek seviyeye çıktığı bir zaman dilimidir. Teknoloji hızla ilerlemektedir. Bizler de öğrencilerimizi bu yüzyılın ihtiyaçlarına göre yetiştirmeliyiz. Bunu da eğitim-öğretim ile yapmalıyız. Bunu başarmak mecburiyetindeyiz.
Biz öğretmenler, ders anlatım biçimimizden öğrencilere karşı davranışlarımıza; velilerden, okul yönetimine ve kendi aramızda birbirimize karşı tutumlarımıza kadar; bütün uygulamalarımızda ne kadar demokrat olursak, gelecek nesillerimizin de o kadar demokrat olacağına inanıyoruz.
Amacımız; demokratik eğitim anlayışımızı tüm meslektaşlarımız yanında, öğrenci ve velilerimizle de paylaşmaktır. İçinde bulunduğumuz yüzyıl; insan merkezli bir düşüncenin egemen olduğu gerçeğiyle, insani değerleri esas alan, bireysel farklılıkları gözeten, uzlaşmacı bir üslup ile her insanın değerli ve eğitilebilir olduğuna inanıyoruz.
Öğretmenler, branşında profesyonel olan, öğrenci gelişimlerini fark eden, öğrenci farklılıklarını anlayan, eğitim stratejilerini belirleyen, yöneten ve motive eden, öğrencilerle iletişim kuran, planlama ve değerlendirmelerini mesleğine yansıtan ve de tecrübelerini paylaşan etkin demokrat yapıya sahip insanlardır.
" Elmas ustasının elinde parlarmış."Eğer çocuklarımızı problemlerle nasıl başa çıkacaklarını öğretirsek, bu yetenek yetişkinliklerinde de devam edecektir."diye inanıyorum.
Abdulbaki