Ömrüm, sana karşı boş bulunmakla geçiyor.
Seni her ziyaretimde, tabancamı emanete bırakıyorum.
Gözlerin uçaklarla bombalarken bağrımı, kendime affından gayrı sığınak bulamıyorum.
Beni affetmelisin! Bunu yapacağına inanarak başlamalısın işe.
Biliyorum, yaptığım gaflar boyumu geçti.
Şimdi elimi her belime attığımda, bana doğrultulan tabancanın aslında benim tabancam olduğunu anlıyorum. Elimi her beline attığımda, bir müzik kutusu infilak ediyor gibi başlayan bir şarkı…
Yo hayır,seninle dans etmek için değil bütün bu arbede,tüm bu devranın efsunlu çarkı!
Seni dansa kaldırmam için bir çocuğu hıçkırık tutsa, kâfi!