Evvel zaman içinde, bir oduncu yaşarmış,
Baltası omuzunda, bir gün ormana varmış.
Ağaçların dibinde, bir kuru kafa görmüş,
Muziplik olsun diye, kafaya selam vemiş.
O kafa selam alıp, der; "Ve aleykümselam "
Bu cevap üzerine, şaşırıp kalmış adam.
"Yanlış mı duydum acep, konuştu kuru kafa, "
Kuru kafa gülerek, hemen başlamış lafa;
Merak etmiyor musun, niçin böyle oldum ben?
Doğru-yanlış demeden, söz söyleyen dilimden...
Sır saklamak bilmeyen, herşeyi söyleyen dil,
Muhakkak benim gibi olur, bunu iyi bil!. "
Bunu duyan oduncu, odunlardan vaçgeçmiş,
Kasabaya dönerek, herkese ilan etmiş:
"İskeletle konuştum! Var mı benim gibisi? "
Hükümdara duyurmuş, aceleci birisi...
Hükümdar emir vermiş, iki tene askere;
"Gidin o kuru kafanın , bulunduğu o yere!
Konuşur ise eğere, alın bana getirin,
Yalansa oduncunun, işini siz bitirin! "
Oduncuyu alarak, tekrar geri giderler,
"İşte kafa burada, konuş görelim! "derler.
Adam kendinden emin, gülerek selam vermiş,
Fakat kuru kafadan, hiçbir cevap gelmemiş.
"Aman ha kuru kafa! Unuttun mu sen beni?
Hani demin konuştuk, duymuştum ben sesini.
Esselamü aleyküm! Bir cevap ver ne olur? "
Asker; "Çok saçma! " deyip, kafasını uçurur.
Oduncunun kafası, yuvarlanarak gelir,
"Ve aleyküm selam! " diye bir ses yükselir.
"Ey oduncu! Ben sana, demedim mi o dilin,
Söyler ise herşeyi, ben gibi olur hâlin!.. "