“Tanrı bir de baktı ki bütün harcı tükenmiş, kadını nasıl yaratsın… Ayın yuvarlaklığını, sarmaşığın kıvrılışını, asma filizlerinin yapışkanlığını, çimenlerin titreyişini, sazların bükülüşünü, çiçeklerin kadifesini, yaprakların hafifliğini, fil hortumunun zarif biçimini, ceylanın bakışını, peteğin hendesesini, gün ışığının neşesini, bulutların gözyaşlarını, rüzgârın kaprisini, tavşanın ürkekliğini, tavusun kibrini, papağanın göğsündeki yumuşaklığı, elmasın sertliğini, balın tatlılığını, kaplanın zalimliğini, ateşin yakıcılığını, karın sertliğini, ala karganın gevezeliğini, kumrunun ötüşünü, turnanın riyakârlığını, Şakravaka’nın sadakatini bir araya getirerek kadını yaratmış ve onu erkeğe sunmuş."
Cemil Meriç – Bir Dünya’nın Eşiğinde s.181