Şuurumuz dışındadır hayatta var oluşumuz. Çocukluk yıllarımız neşe içinde hayattan habersiz geçer. Büyüdükçe hayatı biraz daha tanır, büyümeyi istemeyiz. Ne çare ki büyümek kaçınılmazdır.
Hayat zorlaştıkça tebessüm etmekte de zorlanırız. Bazen pes demek gelir içimizden.”bıktım , yaşamak istemiyorum.” demekten kendimizi alamayız.Öğrencilikte iş hayatımızı,iş hayatımızda da emekliliğimizi arzularız. Hep daha rahat bir yaşama kavuşmaktır isteğimiz.
Zengin ve mutlu olmak hangi birimizin istediği değildir ki. Ona ulaşmak için çalışır , çabalarız. Bekli de hırs yapıp toplumdan bile soyutlarız kendimizi. İşte o zaman ikisi birbirinden ayrılır, yalnız zenginliğin peşinden koşar hale geliriz. Biz öğrenciler, amacımız sadece iyi bir iş ve maaş mı olmalıdır.Her şeyimizden bu uğurda fedakarlık yaparken aslında bir çok şeyimizi kaybediyoruz.
Artık dost edinemez olmuşuz. Kuru bir arkadaşla yetiniyoruz. Simalarda beliren tatlı bir tebessüm yok, hepsi yapmacık, endişe izleri taşıyor. Samimi bir selama karşılık ya sükut oluyor yada soğuk bir cevap. Tek düşündüğümüz dersler, sınavlar… tek üzüldüğümüz yine derslerdeki başarısızlığımız. Hayatımızı bu noktaya kilitlemişiz, yaşadığımızı zannediyoruz. Hayat çok kısa. İnanın bir insanın hayatını bir film yapsalar en fazla üç saat sürer. Düşündüğümüzde üç saattir bitmez zannettiğimiz ömür. Bu üç saati sevdiklerimize “seni seviyorum” bile diyemeden tüketmek ne acı.
Bizdeki hastalık mutluluğun kaynağı sevgiyi, merhameti ilgiyi… hep ikinci plana atmak. Halbuki denge insanı olmalıyız. Hayattaki rolümüz gereği sınavlara hazırlanırken sevmeyi de ihmal etmemeliyiz. Aşk, merhamet bizim damarlarımızda dolaşan abı-hayattır. Onlar yok oldu mu yaşayan bir ölüden farkımız kalır mı?
Bizim için geç değil arkadaşlar. Şu an ki değişimimiz hayat gemimizin konaklayacağı limanı bile belirleyecek güçte.
Ulaşmak istediğimiz ülke mutluluk olsun. Hem bu ülkede bizim çok arzuladığımız hedeflerimizde var. İşimiz, ruhumuz mutlulukla yoğrulacak. Bakışlar pırıl pırıl, tebessümler samimi olacak. İnsanlar iyilikte birbirleriyle yarışacak…
Haydi ne duruyorsun, etrafındakilere onları sevdiğini söyle. Hemen bir plan yapın, toplu halde bir oyun, yemek veya bir sohbet düzenleyin. Gülüşün , dertleşin, hediyeleşin….
Güzel yaşamak, hoş hatıraların sahibi olmak demektir.Seneler sonra hatıralarınıza göz gezdirdiğinizde tatlı bir tebessüm belirecek dudaklarınızda.
Yaşadıklarınızdan memnun özlem duyacaksınız onlara. İnanın özlemek bile güzeldir. Çünkü özlem yoksa nefret vardır o da hüzne sebeptir. Cevahir Altıntaş