+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 4 ve 4

Konu: Âşıklar Sultânı: Yûnus Emre

  1. #1
    Pürheves Çeşm-i Giryân - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    SİDRE
    Mesajlar
    272

    Standart Âşıklar Sultânı: Yûnus Emre

    Bu nasıl bir aşk ki, senelerce tekkeye dağdan odunlar taşıdın. Getirdiğin odunlar ip gibi düzgündü. Hocan Tapduk Emre hazretleri: “Ey Yûnus, bu ne iştir, hiç eğri odun yok?” buyurunca: “Efendim, bu kapıya eğri odun yakışmaz.” cevabını vermiştin.
    Dağdan getirdiğin odunlar gibi, hayatın da, sözün de, özün de düzdü.

    Bugün sevgisizlik çölünde yanarken, sevmeye-sevilmeye her zamankinden daha muhtaç olduğumuz meydanda.
    Yerden – gökten ölüm yağarken, zalimler mazlumları katledip vatanlarını yağmalarken, daha bir muhtaç olduğumuzu hissediyoruz sevgiye.

    Sâhî sevgi neydi? Nesne miydi!
    Sevgi eğer miras olsaydı şüphesiz bunun bânîsi Sevgi Sultanı (sav) olur ve bunun temsilciliği de en çok Yûnus Emre’ye yakışırdı.

    Ben gelmedim dava için
    Benim işim sevgi için
    Dostun evi gönüllerdir
    Gönüller yapmaya geldim

    “Yaratılanı sevdim, Yaradan’dan ötürü” düsturunu bize rehber eylemişken Sen, bugün Müslümanlar yeryüzünde sevgisizlik girdabında tesbih taneleri gibi sağa sola savrulmuş durumda.

    Gel, dünyanın necasetinden arınmak için gönüllerimize desen desen sevgiyi nakşet yeniden.
    Gel, hayatı sevgi üzerine kurmayı öğret bize.

    Sevdiğimi söylemezsem
    Sevmek derdi beni boğar

    diyerek sevdiğini itiraf etmekten korkmamayı öğret bize.
    Bize hakiki aşkı öğret yeniden!

    Aşk gelince, cümle noksanlıklar tamam olur” demişsin. Yoksa yüreğimizin yürekliğini yitirmesi, amansız yollarda yol almışlığımızın ve çaresiz dertlere düçar olmamızın sebebi aşksızlıktan dolayı mı?!

    Bu nasıl bir aşk ki, senelerce tekkeye dağdan odunlar taşıdın. Getirdiğin odunlar ip gibi düzgündü. Hocan Tapduk Emre hazretleri: “Ey Yûnus, bu ne iştir, hiç eğri odun yok?” buyurunca: “Efendim, bu kapıya eğri odun yakışmaz.” cevabını vermiştin.

    Dağdan getirdiğin odunlar gibi, hayatın da, sözün de, özün de düzdü.
    Bir kez gönül yıktın ise
    O kıldığın namaz değil

    Lâkin biz her gün ne gönüller yıktık. Hepsinin ötesinde günde 5 kez değil defalarca kırıyoruz Allah’ı! Hatamızı biliyor ama söyleyemiyor, nefsimizden utanıyoruz!
    Hayatın zorluğu değil, günahların ağırlığı abanıyor omuzlarımıza. Başımızı kumlara gömüyor, sırt çeviriyoruz ölüme ama kaçamıyoruz! Koca ömür, bir akarsu gidi akıp gidiyor avuçlarımızdan. Durduramıyoruz.
    Sen Âşıkların sultanı! Bir aşk ancak böyle güzel ifade edilebilirdi:

    Cennet cennet dedikleri,
    Birkaç köşkle birkaç hûri;
    İsteyene ver onları,
    Bana seni gerek seni.
    ***

    Yûnus Emre, aslında hem çok meşhur hem de çok meçhul!
    Zira tarihte 2 tane “kesin” Yûnus Emre vardır. Biri Mevlânâ, Muhyiddin-i Arabi, Sadreddin-i Konevi, Sad-i Şirazi, Nasreddin Hoca gibi büyük zatların devrinde yaşayan kişi. Öteki Yûnus emre ise Bursa’da Emir Sultan’a yetişmiş Yûnus...

    Birisi Mevlânâ’dan biraz genç; ötekisi Emir Sultan’dan biraz genç... Emir Sultan’dan feyz almış, Emir Sultan’a bağlı... Bu ikinci Yûnus daha ziyade, “Şol cennetin ırmakları”, “Kâbenin yolları bölük bölüktür” gibi ilâhileri söyleyen... Yâni bizim Yûnus’un diye sevdiğimiz şiirlerin yüzde altmışı - yetmişi Bursalı Yûnus’undur. (Son Mesaj, sayı 5, Mayıs 1995)

    Bu iki Yûnus arasında bir asır var. Yûnuslar çok olunca, Yûnuslara sahiplenen şehirler de çok olmuş. 2. Yûnus’un Bursa’da olduğu tartışma konusu olmasa da mezarı bir evin bahçesinde ama bakımsız ve viran halde.

    Aşk ki ezelden masaldı, meseldi! Yûnus aşktı, aşkı en güzel Yûnus Emre kaleme almıştı. Leylâ ve Mecnûn dîvanıyla bu hikayeyi en iyi anlatan Fuzûlî, bir gazelinde:

    Bende Mecnûn’dan füsûn âşıklık istidadı var
    Âşığı sadık benim, mecnûnun ancak adı var
    deyip kendi şahsını ön plana çıkartırken,

    Yûnus Emre:

    Ölmez imiş âşık cânı
    Hiç çürümez imiş teni
    Aşk her kimi kıldı fânî
    Ona zevâl ermez imiş.

    dizeleriyle hakiki aşkı yakalayanları ön planda tuttuğu görülmektedir.

    “Ballar balını buldum” (Yağmur, sayı 32, shf.41) diyen Yunus Emre, bu dizesinde hakiki aşkı bulduğunu da anlatır!
    Ey aşk mektebinin şehremini Yûnus!

    Çağları aşan dipdiri nefesinle, asrın karanlıklarından çıkamadığımız bu dehlizlerde bize ‘sevgi yolu’nu göster! Sekiz asır sonra yedi iklimden hoş kokulu muhabbet rüzgarlarını savur da üzerimize, kendimize gelelim yeniden.

    Zafer ŞIK

    Sual: En mühim hakaik-i Kur’âniye ve îmaniye ile meşgul olduğun halde neden onu muvakkaten bırakıp en ziyade mânâdan uzak olan huruf-u hecâiyenin adedlerinden bahsediyorsun?


    El-cevab: Çünkü Bu meş’um zamanda Kur’ân’ın bir temel taşı olan hurûfuna hücum ediliyor ve onun tebdiline çalışılıyor!


    (Rumuzat-i Semaniye, 50)


  2. #2
    Dost nur-ay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    36

    Standart

    Allah raz? olsun kardeşim ,içimi açt?n .
    Keşke Yunus Emre gibi insanlar her zaman yan? baş?m?zda olsa.

  3. #3
    Yasaklı Üye Cennetâsâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    5.827

    Standart

    Yûnus Emre:

    Ölmez imiş âş?k cân?
    Hiç çürümez imiş teni
    Aşk her kimi k?ld? fânî
    Ona zevâl ermez imiş.
    .

  4. #4
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart

    Alıntı Çeşm-i Giryân Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu nasıl bir aşk ki, senelerce tekkeye dağdan odunlar taşıdın. Getirdiğin odunlar ip gibi düzgündü. Hocan Tapduk Emre hazretleri: “Ey Yûnus, bu ne iştir, hiç eğri odun yok?” buyurunca: “Efendim, bu kapıya eğri odun yakışmaz.” cevabını vermiştin.
    Dağdan getirdiğin odunlar gibi, hayatın da, sözün de, özün de düzdü.

    Bugün sevgisizlik çölünde yanarken, sevmeye-sevilmeye her zamankinden daha muhtaç olduğumuz meydanda.
    Yerden – gökten ölüm yağarken, zalimler mazlumları katledip vatanlarını yağmalarken, daha bir muhtaç olduğumuzu hissediyoruz sevgiye.

    Sâhî sevgi neydi? Nesne miydi!
    Sevgi eğer miras olsaydı şüphesiz bunun bânîsi Sevgi Sultanı (sav) olur ve bunun temsilciliği de en çok Yûnus Emre’ye yakışırdı.

    Ben gelmedim dava için
    Benim işim sevgi için
    Dostun evi gönüllerdir
    Gönüller yapmaya geldim

    “Yaratılanı sevdim, Yaradan’dan ötürü” düsturunu bize rehber eylemişken Sen, bugün Müslümanlar yeryüzünde sevgisizlik girdabında tesbih taneleri gibi sağa sola savrulmuş durumda.

    Gel, dünyanın necasetinden arınmak için gönüllerimize desen desen sevgiyi nakşet yeniden.
    Gel, hayatı sevgi üzerine kurmayı öğret bize.

    Sevdiğimi söylemezsem
    Sevmek derdi beni boğar

    diyerek sevdiğini itiraf etmekten korkmamayı öğret bize.
    Bize hakiki aşkı öğret yeniden!

    Aşk gelince, cümle noksanlıklar tamam olur” demişsin. Yoksa yüreğimizin yürekliğini yitirmesi, amansız yollarda yol almışlığımızın ve çaresiz dertlere düçar olmamızın sebebi aşksızlıktan dolayı mı?!

    Bu nasıl bir aşk ki, senelerce tekkeye dağdan odunlar taşıdın. Getirdiğin odunlar ip gibi düzgündü. Hocan Tapduk Emre hazretleri: “Ey Yûnus, bu ne iştir, hiç eğri odun yok?” buyurunca: “Efendim, bu kapıya eğri odun yakışmaz.” cevabını vermiştin.

    Dağdan getirdiğin odunlar gibi, hayatın da, sözün de, özün de düzdü.
    Bir kez gönül yıktın ise
    O kıldığın namaz değil

    Lâkin biz her gün ne gönüller yıktık. Hepsinin ötesinde günde 5 kez değil defalarca kırıyoruz Allah’ı! Hatamızı biliyor ama söyleyemiyor, nefsimizden utanıyoruz!
    Hayatın zorluğu değil, günahların ağırlığı abanıyor omuzlarımıza. Başımızı kumlara gömüyor, sırt çeviriyoruz ölüme ama kaçamıyoruz! Koca ömür, bir akarsu gidi akıp gidiyor avuçlarımızdan. Durduramıyoruz.
    Sen Âşıkların sultanı! Bir aşk ancak böyle güzel ifade edilebilirdi:

    Cennet cennet dedikleri,
    Birkaç köşkle birkaç hûri;
    İsteyene ver onları,
    Bana seni gerek seni.
    ***

    Yûnus Emre, aslında hem çok meşhur hem de çok meçhul!
    Zira tarihte 2 tane “kesin” Yûnus Emre vardır. Biri Mevlânâ, Muhyiddin-i Arabi, Sadreddin-i Konevi, Sad-i Şirazi, Nasreddin Hoca gibi büyük zatların devrinde yaşayan kişi. Öteki Yûnus emre ise Bursa’da Emir Sultan’a yetişmiş Yûnus...

    Birisi Mevlânâ’dan biraz genç; ötekisi Emir Sultan’dan biraz genç... Emir Sultan’dan feyz almış, Emir Sultan’a bağlı... Bu ikinci Yûnus daha ziyade, “Şol cennetin ırmakları”, “Kâbenin yolları bölük bölüktür” gibi ilâhileri söyleyen... Yâni bizim Yûnus’un diye sevdiğimiz şiirlerin yüzde altmışı - yetmişi Bursalı Yûnus’undur. (Son Mesaj, sayı 5, Mayıs 1995)

    Bu iki Yûnus arasında bir asır var. Yûnuslar çok olunca, Yûnuslara sahiplenen şehirler de çok olmuş. 2. Yûnus’un Bursa’da olduğu tartışma konusu olmasa da mezarı bir evin bahçesinde ama bakımsız ve viran halde.

    Aşk ki ezelden masaldı, meseldi! Yûnus aşktı, aşkı en güzel Yûnus Emre kaleme almıştı. Leylâ ve Mecnûn dîvanıyla bu hikayeyi en iyi anlatan Fuzûlî, bir gazelinde:

    Bende Mecnûn’dan füsûn âşıklık istidadı var
    Âşığı sadık benim, mecnûnun ancak adı var
    deyip kendi şahsını ön plana çıkartırken,

    Yûnus Emre:

    Ölmez imiş âşık cânı
    Hiç çürümez imiş teni
    Aşk her kimi kıldı fânî
    Ona zevâl ermez imiş.

    dizeleriyle hakiki aşkı yakalayanları ön planda tuttuğu görülmektedir.

    “Ballar balını buldum” (Yağmur, sayı 32, shf.41) diyen Yunus Emre, bu dizesinde hakiki aşkı bulduğunu da anlatır!
    Ey aşk mektebinin şehremini Yûnus!

    Çağları aşan dipdiri nefesinle, asrın karanlıklarından çıkamadığımız bu dehlizlerde bize ‘sevgi yolu’nu göster! Sekiz asır sonra yedi iklimden hoş kokulu muhabbet rüzgarlarını savur da üzerimize, kendimize gelelim yeniden.

    Zafer ŞIK
    allh razı olsun kardeşim teşekkür ederiz bu güzellikleri paylaştığın için...
    ....

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Yunus Emre'den Bir Şiir
    By yakaza in forum Şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.11.08, 21:36
  2. Yunus Emre
    By hakka âşık in forum Şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.08.08, 17:43
  3. Yunus Emre
    By Tılsım in forum Edebiyat
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 07.01.08, 17:07
  4. Yunus Emre Yalnız Yunus Emre
    By Hatice_ in forum Şiirler
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 27.12.07, 23:43
  5. Yunus Emre
    By busra in forum Şiirler
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 17.06.07, 11:25

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Var
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0