http://www.yeniasya.de/gencyaklasim/.../200902-02.jpg
Sen Nasıl Seviyorsun?
“Seni seviyorum” diyorsun, peki gerçekten seviyor musun, yoksa sevdiğini söylemek işine geldiği için mi öyle söylüyorsun?
Sevdiğini söylediğin kişiye işin düşeceği, onun sana bir faydası dokunacağı için mi dökülüyor kelimeler ağzından?
Falına bakıp onun seni sevdiğini söyleyen papatyayı sevmek gibi değildir bir insanı sevmek. Papatyayı seversin ve çekip gidersin. Bir papatyayı sevdiğin için ömür boyu bir şey yapmasan ne papatya hesap sorar, ne de vicdanın. Hatta ezip geçsen, bunu papatya sevgisine ihanet olarak bile görmezsin.
Ama bir insanı seversen, hayatında bazı şeyler değişir. Hayat senin evinse, o evdeki eşyalar yer değiştirir. O eşyalar gider başka eşyalar gelir. Belki televizyonu atman gerekir, belki yeni bir televizyon alman. Belki bir lamba daha yakmalısındır, belki bir tanesini söndürmeli.
Sadece hayatın değil, sen de değişirsin. Üstündeki kıyafet de değişir. Kıyafetin üstüne bir de yük gelir. Sevdikçe o yükü de bedeninle beraber taşırsın.
Bu yük, “aman incinmesin”dir, “aman kırılmasın”. O ne sever, ne sevmez, bilmelisin. O nasıl yaşar, nasıl düşünür, nasıl acı çeker, nasıl mutlu olur, bilmelisin. Bunlar hep üstüne giydiğin yüklerdir.
Hiç benzemez bir insanı sevmek, papatyayı sevmeye. Ama papatya sevgisi de sana bir şey kazandırmaz. Papatyayı sevince mesela papatya da seni sevmez. Papatya senin için herhangi bir şey yapmaz. Sen sevmeden önce nasıl bir papatyaysa, sen sevdikten sonra da aynı papatyadır, değişmez. Senin sevdiğin mekânlara taşınmaz. Sen seviyorsun diye Dostoyevski okumaya kalkmaz.
Peki sen, sevdiğini söylediğin insanı “nasıl” seviyorsun?
Mp3 dinlemeyi seviyorsun, onun gibi mi seviyorsun, onu dinlemeyi?
Kahvenin yanında çikolata yemeyi seviyorsun, kahve içerken onunla sohbet etmeyi de öyle mi seviyorsun?
Film izlemeyi, araba kullanmayı, güneşin batışını izlemeyi sevmek gibi mi bu sevmeler?
Hepsini aynı fiille ifade ediyoruz: Sevmek.
Ama hangi sevmek, hangi sevmeye benziyor?
Hangi sevmek, neleri göze almayı, nelerden vazgeçmeyi gerektiriyor?
Bir daha düşün, sen nasıl seviyorsun?
Murat Çetin