Zarafet kelimesinin içini doldurabilecek özellikler nelerdir? Acaba hiç düşündünüz mü, zarif insan kime denir?
Zarif kelimesi zarf kelimesi ile ayn? köktendir. Zarf, “içine bir şey konulan kap” anlam?n? taş?r. Mektup zarf? gibi. O halde zarif insan da, “içinde latif ve hoş şeyler bulunan kişi” anlam?na gelecektir. Soru şu: Zarafetin içini dolduran bu latif ve hoş şeyler acaba nelerdir?!..
Zarif olman?n ilk şart? hiç şüphesiz nazik olmakt?r. Nazik olman?n ilk şart? da hatay? kendinde aramak. Konfüçyüs, insaniyeti tan?mlarken “Kendine hakim olmak ve nezaketli olmak.” der. Bu bir bak?ma zarafetin de tan?m?d?r. Çünki zarif kişi hiç kimseye zarar? dokunmayan, bilakis kendisinden çevresine güzellik ve iyilik yans?yan kişidir. Zarafeti olmayan, nezaketle terbiye edilmeyen bütün varl?klar, gitgide canavarlaş?r. O halde zarafet haddi aşmamak da demektir. Haddi aşan her şey çevresine zarar verir çünki.
Rüzgar, saba yeli yahut meltem iken güzeldir de haddini aş?p şiddetlenince f?rt?naya, boraya, kas?rgaya durur. Dalgalar belli bir ahenkle sahile vururken hoşa gider de şiddetini art?r?nca çevresini y?kmaya başlar. Sevgi belli ölçülerde erdemdir de haddi aş?nca ad? aşk olur, cinnete var?r. Yerinde bir öfke edep içindir de haddi aş?nca insan? katil eder. Şakan?n normali nükte ve mizaht?r; ama aş?r?s? maskaral?k olur. Velhas?l zarafet bir itidaldir. Hani mevsimler içinde bahar gibi. K?ş ve yaz haddi aşan hava şartlar?yla vard?r; ama baharda s?cak ile soğuğun, gece ile gündüzün, belki tabiattaki ölüm ile canl?l?ğ?n eşit ve dengeli olduğu görülür. Bunun insan ruhuna yans?mas? da asl?nda insan?n itidali, f?trat?n en beğenilen yüzüdür. ?nsan ruhu iyilik ve güzellik ile gerçek kimliğine kavuştuğuna göre, bir bahar zarafeti de insana en uygun olan tavr? sunar. Ne buyrulduğunu biliriz: “?şlerin hay?rl?s?, orta hallice olan?d?r. “Bu düstur, derinine bak?ld?ğ?nda, aş?r?l?ktan kaçmaktan öte zarafeti bize telkin etmektedir.
Her tavr?n bir zarafeti vard?r. Oturman?n, kalkman?n, iş görmenin, eşyaya bakman?n, sosyal ilişkilerin, çal?şman?n, dinlemenin ve tabii söz söylemenin… Gönüllerdeki zarafet d?şa yans?d?kça hayat güzelleşir ve kalite kazan?r. Söz gelimi sanat eserleri ancak zarif bir duyuş, zarif bir bak?ş ile ortaya ç?kabilir. Sözün zarafeti şiir, rengin zarafeti resim, taş?n zarafeti mimari, sesin zarafeti beste olarak d?şa yans?d?ğ? vakit eşya da zarafet kazan?r ve sanat olur. O halde sanat?n kulland?ğ? yöntem, baştan başa bir zarafetten ibarettir. Ortaya ç?kan şey edepten s?yr?lm?ş olsa bile yöntemin zarafetine halel getirmez.
Eşyan?n zarafeti insan?n ona yüklediği anlam ile ölçülür. Çivi, iğne, çengel, giyotin, mengene, kerpeten vb. eşya bir zindanda da bulunabilir, bir ciltevinde de. Zindanda ayn? eşya ile işkence yap?l?r ama ciltevinde onlar bir sanat eseri için vard?r. Yani birisi nezaket ve zarafet ad?na kullan?l?r, diğeri nezaketsizlik ve zulüm ad?na. Birinden estetik, diğerinden kötülük ç?kar. Bunlardan ilki insan tabiat?na uygun olan, diğeri onu insanl?ktan ç?karan tav?rlar olduğuna göre insanl?ğ?n da ölçüsü zarafete vabeste kal?r. ?nsaniyetli olmak demek, önce zarif olmak demektir.
Zarif kişide bulunmas? gereken özellikler aras?nda yüzün ayd?nl?ğ?, vücut ve elbisenin temizliği, güzel koku sürünme, görünümün iç aç?c? oluşu, konuşman?n düzgün ve ak?c?l?ğ?, fikirlerin mant?k ve ak?l çerçevesinde olmas?, müstehcenlikten kaç?nma ve pis şeylerden uzaklaşma gibi özellikler vard?r.* Buna gülümseme, kararl?l?k, samimiyet, tek yüzlülük, sevgi, takdir hissi vs. de eklenebilir. Ama bizce hepsinden önemlisi sözün güzel olmas?d?r. Sözün güzel olmas?ndan kas?t, onu düzgün ve ak?c? ifade etmekten, süslemekten ziyade içinin dolu olmas?, değerli bir fikri ifade etmesi, yüksek anlamlar taş?mas?, yap?c? olmas?, gönül almas?d?r. Yerinde bir teşekkür, uygun bir selamlaşma, gerektiğinde özür dileyiş, takdir ve sevgiyi ifade gibi. Bunlar yoksa mutluluk yoktur çünki. Yani ki söz, candan ibarettir. Ve can?n tek g?das? zarafettir.
?skender Pala (Tavan Aras?)