Kur'an-? Kerim'de "Sevgi" sözüne s?kça rastlanmas? ona geniş imkânlar tan?m?şt?r. "Allah onla-r?sever, onlar da Allah? severler (Maide, 54)" veya "Müminlerin Allah'a karş? pek şiddetli bir sevgisi vard?r (Bakara, 165)" gibi ayetler bu yolda rehberdir. Keza Hz. Peygamber'in de Allah ve peygamberi her şeyden çok sevmek gerektiğine dair çeşitli hadisleri mevcuttur. Bizzat o, "Allah güzeldir, gü-zel(lik)i sever (Müslim, iman, 147)" buyurmuştur. O hâlde aşk'ta dînen bir beis yoktur. Bilakis bir teşvik söz konusudur. Tasavvufa göre ilahî aşk? gaye edinmek, yeryüzündeki en yüce idealdir ve insan bunun için vard?r. Ama bu ne müşkil bir hâldir; bir bilinebilse!..
Yine Mevlâna'n?n ifadesiyle "aşk öyle bir alevdir ki, bir tutuştu mu Maşûk'tan başka her şeyi yakar. "Çünki onun coşkusu ve neş'esi hiçbir dünyevî zevk ile izah edilemez. Âş?k bu yolda harap vaziyettedir; k?nanm?şl?ğa ald?rmaz. O varl?ktan üryand?r, dünyas? ve maddesi y?k?kt?r. Gözü yaşl?d?r ve bu yaşlar Sevgili'yi göremeyince dinesi değildir. Onun derdinin derman?, yine aşkt?r ve ondan şikâyet en büyük isyand?r. Aşk öyle bir denizdir ki dibi bulunmaz, öyle bir s?rd?r ki her gönül kald?rmaz; ehli olmayanlara anlat?lmaz.
Aşk, ilimden üstündür, onsuz iman taş misali kurudur. Aşk ikilikten kurtar?r, fanilikten ç?kar?r, tevhidi gerçekleştirir. Aşk bilineni unutturur, boşalt?p yeniden doldurur. Âş?klar ölesi değildir ve aşk edebîdir. Menfiyi müspete, kötüyü iyiye çeviren yine aşkt?r. Kuru ağac? yeşerten bir dinamizm kaynağ?d?r. Aşk menfaatsiz ve şuurlu bir kulluğa yöneltir, güzel ahlâk? gerçekleştirir, ilahî aşk gözü ile bak?l?nca bütün kötüler iyi olur; cümle eksikler biter. Dost'un dostu sevilir; dost olunca en aciz kul için bile menfaatler terkedilir. Sevgi, gaye edinilir, herkes ve her şey sevilir. Herkesle bar?ş?k olunur. Her muhtaca yard?m edilir. Velhas?l ?slam'?n emrettiği her şey yap?l?r, yasaklad?ğ? her şey terkedilir. Yani bu nevi aşk'ta önce islam, sonra tarikat kaideleri geçerlidir.
?skender pala ah m?nel ask k?tab?ndan...