Eylül benim bendeki demlerimdir… Ve hüzün mahzun veçhesiyle sarar hislerimi… Yorulur zamanlarım… Ve zızlanır fikrimin romatizmaları…

Eylül benim demlerim… Hava kapanır… Ve yağmur arzularım yağmurdan arzularla… Ve bahtımın talihine yandığı ve feleğe serzenişte bulunan nazdar kederler…

Eylül bir kemalin mevsimsel şafağı yılın yüzünde… Büyümeyen meyveler büyümez artık… Ve tatlanmaz bazısı… Devir başlarken güz evveline hazan hazırdır bağrına basmak için üşümüşleri… Ve kapamak için sayfasını… Ve yazılmış ömrümün senevî sayfası kâtiplerin elinde…


Eylül kalbimde… Sağını solunu çeviri taşkınlıklarımın… Bir vedanın şiirini tutuşturur yüreğime… Hafifi hafif efkârlanırız… Bir vaadi muhakkaka akıyoruz… Usul usul…

En güzelini güzellik içinde ve gitmeleri gelmek ve ebedi buluşmak adına kabulleniriz bu ayrılık bestesinin nağmesinde…

Ayrılık acıları kavuşmak için olduğunda anlamlı..yokluk ve bir dahasızlık acıların acılarıdır…Acınmasız sancılardır…

Ve eylül bendeki demlerinde kıvama gelir…Az sallanır geçerim…Gelecekten bir eylül daha seçerim…Umud yaslanır bir şevkin omzuna…Heyecan yar olur hayal düşer peşine kaçanların…Bir köşe dinlenirken bulursam yitenleri..durur başlarında toplarım…

Hadi eve gidiyoruz… Hadi bize dönüyoruz… Kendimize geliyoruz an be an… Lime lime elbisesiyle hatıralar…

Varsın dokunsun eylüller yaralarıma..Baki zatın baki mülkünde kim bilir ne hüzünsüz eylüller vardır...

Elbette hayat “Dar-ı bekadaki hayattır”…Ve Eylül oralarda başkadır…

Muhabbetle vesselam…

m_safiturk