BeNiN Nickli Üyeden Alıntı
Bazen akl?m?za, mana büyüklerinin Mecmuatu'l-Ahzab gibi dua mecmualar?nda gördüğümüz uzun uzun yapt?klar? dualar?n aş?r? olup olmad?ğ? şeklinde bir soru gelebilir. Öncelikle Hasan Basri Hazretleri'nin Üsbûiyyesi'ne (haftal?k yapt?ğ? dua, zikir ve münacâtlar) bak?ld?ğ?nda, Allah'? fevkalâde yücelten, O'nu tesbih ve takdis eden ifadelerde bulunduğu görülecektir.http://medya.zaman.com.tr/2007/05/04/dua.jpg
Hasan Şâzelî Hazretleri'nin münacât?nda ise çok derin ve şuurlu bir yöneliş; Cevşen gibi Allah'? sena etme ve kendi kusurlar?n? söyleme mevzu bahistir. Şâh-? Geylânî'nin hususi münacât?nda da ayn? şeyler söz konusudur. Bu ifadeler biraz anlaş?labilse insan okurken gözyaşlar?n? tutamaz ve anlar ki bir insan, Cenab-? Hak karş?s?nda aczini, zaaf?n?, fakr?n?, yetersizliğini ve tutars?zl?ğ?n? ancak bu kadar mükemmel dile getirebilir. Öyleyse bunlar?n hepsi münacâtt?r ve aş?r?ya gidiliyor diyerek bunlar? yad?rgamak yanl?şt?r. Bu münacâtlar?n hepsi Cenab-? Hakk'? ululamaya ve yüceltmeye matuftur. Binaenaleyh bunlar, aş?r?l?k olarak mütalaa edilmemelidir. Cevşen veya Evrad-? Kudsiye-i Şâh-? Nakşibendiye gibi münacâtlar da bu kategori içine girmektedir. Bu münacâtlarla insan, Allah ile aras?ndaki muhavere, konuşma ve f?s?ldaşman?n uzay?p gitmesini arzu etmektedir. Çünkü kul "Allah'?m!" dediği zaman, Cenab-? Hak da "Lebbeyk kulum! Ne isteğin varsa yerine getireyim." demektedir.
Dua, Allah'la konuşman?n ad?d?r Burada her ne kadar hadis kriterleri aç?s?ndan zay?f (hatta uydurma diyenler) olsa da çok latif bir misal olduğu için bir hadiseden bahsetmek istiyorum. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) miraca ç?kt?ğ?nda, semada Hazreti Musa ile karş?laş?r. Hazreti Musa, Allah Resûlü'ne "Ya Muhammed! Sen, 'Benim ümmetimin alimleri Benî ?srail'in peygamberleri gibidir' buyuruyorsun." der. O s?rada ?mam-? Gazali'nin ruhaniyeti (rahmetullahi aleyh) oraya gelir ve Musa (aleyhisselam) ile görüşürler. Hazreti Musa; "Sen kimsin?" diye sorunca, ?mam-? Gazali, "Muhammed oğlu, Muhammed oğlu, Hamid oğlu ?mam-? Gazali'yim" diye cevap verir. Bu cevap üzerine Hazreti Musa, "Künyeni neden bu kadar uzun söyledin? Yaln?zca ?mam Gazali deseydin kifayet etmez miydi?" diye sorar. ?mam-? Gazali şöyle cevap verir: "Allah (celle celâluhû) ile konuşmaya gittiğin zaman sana "Sağ elindeki nedir?" diye sorduğunda, sen onu tan?t?rken "O benim asamd?r. Ona dayan?r ve onunla davarlar?ma yaprak silkelerim. Ayr?ca onunla daha pek çok ihtiyac?m? gideririm." (Tâhâ Sûresi, 20/18) diye uzun uzun anlatt?n, k?saca cevap verseydin yeterli olmaz m?yd??" şeklinde, sorusuna soruyla cevap verir. Musa (aleyhisselam) da buna cevap olarak: "Ben Allahü Teala ile biraz daha fazla konuşabilmek için uzunca aç?klad?m." der. ?mam-? Gazali de: Sen, Allah'?n (celle celâluhû) büyük peygamberlerindensin. Kelîmullah's?n. Kitap verilenlerdensin. Ben de seninle daha fazla konuşabilme şerefine nâil olmak için uzun aç?klamada bulundum." şeklinde cevap verir. ?şte t?pk? bu misalde olduğu gibi Cevşen ve Evrad-? Şâh-? Nakşibendiye gibi münacâtlar?n uzun olmas?, Rabb'imizle aram?zdaki konuşman?n uzamas? manas?na geldiğinden bunlarda hiçbir mahzur yoktur.
ZAMAN