bilmem kaçıncı yol ayrımındayım dünyanın, bilmem kaç kez vurulmuşum masumca(!) kavgaların ortasında… her anını diken üstünde yaşadığım yılların kaybolmuş sabahlarında, beldemize bombalarla barış getiren barışçıl insanların(!) arasında nasılda iki büklüm olmuş yüreğim… ne kadar tuhaf değil mi… bize yaşanabilir bir memleket için gelenlerin hain namlusundan çıkmış ve hedef yanlışlığı olmaksızın hedefine ulaşmış,her masum göğsünde sönmüş bir mermi bırakanların hala birilerini insanların hakkını savunması(!)…
her gün Filistin’de toprağa veriliyorum, her gün Iraktayım, ölüyorum, Afganistan da Pakistan’dayım dayanamıyorum ve şimdilerde Gürcistan’dayım tank sesleri arasında eriyorum… cani kavgalar arasında masum bir barış aramaya çıkmış mecnunum ben… barış getirmeye ant içmiş(!), yüreğindeki kan sevgisi gözlerini bürümüş, masumların canına susamış zalimlerden medet ummak ne kadar da güzel tevafuk ediyor mecnun ismine…
Ey gecenin karanlığında, kara bir taş üzerinde gezinen karıncayı gören, işiten, gözeten Rabbim… Sen her şeye kâdirsin... ve Sen Merhametlilerin en Merhametlisisin. Bir anneye bir numunesini verdiğin şefkatin aslı Sen’dedir. Bizleri bu mezalimi gerçekleştirmek çekinmeyen insanlıktan nasibini alamamış, kalpleri taşlaşmış, kararmış insanlardan koru… şüphesiz Sen’in gücün her şeye kafidir…
M.Sami ATILGAN