Bekir BERK ağabey,14 Haziran 1993 senesinde Hakkın rahmetine kavuşmuştur.




1926 yılında Ordu'da doğdu.İlkokulu Beşiktaş 20.İlkokulu'nda, ortaokulu Gaziosman Paşa Ortaokulu'nda, Liseyi Balıkesir Lisesinde okudu.İstanbul Kabataş Erkek Lisesi'nde lise bitirme ve Devlet Olgunluk İmtihanlarına girip, diplomasını aldı.İstanbul Hukuk Fakültesinden 1951 yılında mezun oldu.Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra T.C.Adalet Bakanlığı nezaretindeki İstanbul Adliyesinde bir yıl staj-ihtisas yaptıktan sonra avukatlık ruhsatnamesi aldı. Avukatlık hakkını elde ettikten sonra İstanbul Barosuna kaydolarak avukatlığa başladı.Avukatlığa 20 yıl (1953-1973) devam etti..1973 yılında hac vazifesini ifa ettikten sonra Suudi Arabistana yerleşti.Cidde Radyosu Türkçe yayın bölümünde 1974 yılı Eylül ayında çalışmaya başladı.1989 yılının Martında yaş haddi sebebiyle akdi sona erdi.15 yıl programcı ve spiker olarak görev yaptı.Yaptığı programlar: Edebiyat Dünyası, İlim ve İman, Tarihten Sayfalar, Konu ve Çözüm, Yeni Buluşlar.

Eserleri: Komünizme Karşı Mücadele(1950-1952) adlı dergi,Dünya Anayasalarında Din (1960), Patrikhane ve Kıbrıs (1962), Mülakat, Ankara Davası (2 defa 1900 nüsha), İslami Hareket, Müslümanlar Kızıllarla Bir Tutulamaz (1969), Kanunsuz Suç Olmaz, İlmi ve Hukuki Açıdan Nurculuk Davası (1971), Kararlar (I-II), İthamları Reddediyorum (1972), Hakkın Zaferi İçin (1972), Zafer Bizimdir(1972), Türkiye'de Nurculuk Davası, Körfez Fitnesi (1991).Ayrıca Sabahattin Aksakal tarafından yayınlanan Hakkın Müdafaası adlı eserde bazı müdafaları yayınlanmıştır.


Üstad’ın ölümünden sonra Nur Talebeleri İzmir’de Zülfikar gazetesini çıkardılar. O toplatılınca Uhuvvet yayına başladı. Bekir Berk, Zübeyir Gündüzalp ile 1967-71 arasında radikal İttihat Gazetesi’ni çıkardılar.
1965 de Türkiye çapındaki derneklerin %25 i Müslümanlar’ın elindeydi.

4 Mart 1965 de İttihad gazetesinde şöyle yazar: ‘..Komunizm’i durdurmak ve ona karşı tedbir almak iddiası samimiyse; tek çare dine sarılmak, İslam’a kuvvet vermek.. Müslümanlar’ın ellerindeki ayaklarındaki zincirleri çözmek ve serbest bırakmak gerekir..’





MTTB'be bağlı İÜ Hukuk Fakultesi Talebe Cemiyeti Yönetim Kurulu, MTTB Komunizmle Mücadele Komisyon üyeliği; Türk Kültür Ocağı ( 2 dönem Başkanlık), Türkiye-Pakistan Dostluk Cemiyeti, Milliyetçiler Federasyonu, Milliyetçiler Derneği İstanbul Şubesi Başkanlıklarında bulundu.

Said Nursi hazretleri ve Nur Talebeleri’ni savunmak için tüm mesaisini teksif ettiğinden,Milliyetçiler Derneği'nden ayrılıp bütün hayatını Müslümanlar’ın savunmalarına ayırdı.
Üstad Hazretleri, bizzat kendisine vekalet vermiş ‘Seni bana Allah gönderdi’demişti. Cüzdanında onun kendisine bereketlenmesi için verdiği demir beş kuruşlar, yüz paralar vardı.Nur davalarına 1958 de Dr.Tahsin Tola’nın Ankara davası ile başlamıştı
.

Yandaki resimde,Abdülvahit Mutkan Bey(solda) Merhum Av.Bekir BERK (sağda gözlüklü)ile görülmektedir





Berk hemen bir yazı yazıyor ve gazeteye gönderiyor. Yayınlanan yazıda Üstad'ın hiçbir zaman yeise düşmediğini ifade ediyor. O gece bir rüya görüyor. Kendisi bir yolun kenarında bekliyor. Uzaktan bir fayton geliyor ve yanında duruyor. Faytondan Üstad uzanıyor, onun omuzlarını kavrıyor ve alnından öpüyor. Tam bu sırada telefon çalıyor ve uyanıyor. Rüyası kesildiği için kızgın kızgın telefonu kaldırıyor. Telefonun öbür ucunda Sungur Abi diyor ki: "Bekir Bey, Üstadımız yanımda. Seni alnından öpüyor!".Sağ üstteki resimdeki iki Nur Aşığı,Av Bekir BERK (solda) ile Mustafa SUNGUR görülmektedir.

Risalei Nur davalarının hemen hepsine giderdi. 2 Ağustos 1961 de Rahmi Erdem Bitlis tevkif edilip ceza evine kondu. Ohatıratında şöyle anlatır: ‘Tevkif tarihinden 15-20 gün sonra görüşmek şerefine nail oldum.. Burhaneddin isminde bir mahkum: ‘Rahmi Bey, Avukatın gelmiş. Müdüriyetten seni istiyorlar. İlaveten ne kadar nurlu ve güzel bir insan.. keşke benim de böyle bir avukatım olsa idi’dedi. Ben büyük bir heyecanla müdüriyete gittim. Çünkü bu ziyaretçinin benim yanımda özel bir yeri vardı..Hayishane müdürü Erzurumlu imanlı bir zattı. Müdürün odasında B.Berk ile kucaklaştık. Bu ziyaretten güç kazandım,bilgi ve evrakları verdim. Hapishaneyi terkederken kalın gözlük camlarının arkasında parlayan zeka, azim ve iradeyi ve dayanma gücünü sembolleştiren bir çift ışıklı göz bana kuvvet veriyordu. 11 Kasım 1961 de tahliye oldum. İlk olarak İstanbul’a giderek Cağaloğlundak Yeşilay binasının bitişiğindeki yazıhanesinde ziyaret ettim.’




Bir Risale-i Nur davası çıkışı..Soldan üçüncü Said ÖZDEMİR,dördüncü merhum avukat Bekir BERK hemen sağında Üstad hazretlerinin talebesi Mustafa SUNGUR

Yazının devamı için

http://www.risale-inur.org/11.htm