Şam'dan Barla'ya...
Daha küçük yaşlarda, Şam'da iken Hazret-i Üstad'? ona gösterirler. Şam'?n Emeviye Camii'nde, Hazret-i Üstad o meşhur Hutbe-i Mübarekelerini irâd buyururken, aziz Üstad'? ilk defa orada görür... ``Âlim ve Ehl-i kalb bir zat olan babas?, Bediüzzaman'? göstererek ``Bak oğlum bu zat meşhur bir zatt?r. Ona iyi bak ilerde bu zata hizmet edeceksin." Ve hakikaten o ehli subay olan o ehl-i kalb babas?n?n dediği olmuş. Y?llar sonra Hazret-i Üstad, ``Barla nahiyesine nefy edildiği y?llarda ona talebe ve katip olmuş." 1
Barla Medresesinin başkatibi..
Şaml? Haf?z, Nur'un talebe ve kâtipliğinde Hazret-i Üstad'?n taktirine mazhar olmal? ki, onu ``Barla medrese-i Nuriyesinin başkatibi Şaml? Haf?z" diyerek taltif buyurur Üstad.
Barla'da Hazret-i Üstad'?n s?r kâtiplerinden ve Nurun y?lmaz, gayretli ve çal?şkan kahramanlar?ndan biri olan Şaml? Haf?z, Nur-u Kur'ân hakikatlerinin, neşir, yazma ve muhafazas?nda ünsiyet kesbedenlerden olmuştur. Nurlara bağl?, sadakat ve ihlâs ile Üstad'?n hizmetinde bulunan bu bahtiyar, Nur-u Kur'ân yolunun şakirdliğinden, Medrese-i Yusufiyelere kadar Üstad Hazretleriyle bir olmuş, beraber olmuştur. Bu nurlu yoldaşl?k onu ``Eskişehir ve Denizli mapushanelerinde yat?rm?şt?r."
Hazret-i Üstad ve Nurlara alâkas?
. Nur hizmet-i kutsiyesi içinde, Nurlu mektuplarda, imzas? olan Şaml? Haf?z, Ondokuzuncu Mektup olan Mu'cizât-? Ahmediye'nin (asm) sonunda baz? Nur kahramanlar?yla kaleme ald?klar? şu ifadelerine raslanmaktad?r. ``Evet biz müsveddeyi yaz?yorduk. Üstad?m?z da söylüyordu. Yan?nda hiç kitap yoktu. Hiç müracaat da etmiyordu. Birden bire gayet süratli söylüyordu. Biz de yaz?yorduk. ?ki üç saatte otuz k?rk daha fazla sahife yaz?yorduk. Bizim de kanaatimiz geldi ki, bu muvaffakiyet, mu'cizât-? Nebevinin bir kerametidir." 4 Üstad hazretlerinin nurlar? te'lifat? s?ras?nda ona ``Müsvedde ve tebyiz kâtipliği yapar."
5 Mevlânâ Halid ve Üstad mütalaas?...
Şaml? Haf?z'?n Nurun sat?raralar?nda çok mühim bir mütalaas? vard?r. Hazret-i Üstad'?n mânevî şahsiyetiyle alâkal? bu çok önemli ve uzun olan mektubundan k?sa baz? yerleri almakla yetineceğiz. ``Sonra Üstad?m?n Tarihçe-i hayat?n? düşündüm. Bakt?m dört mühim noktada tevafuk ediyorlar. (Mevlânâ Halid'le)
B?R?NC?S?: Hazret-i Mevlânâ 1193'de dünyaya gelmiştir. Üstad?m ise 1293'te tam Mevlânâ' Halid'den sonra yüz sene hitam bulunduktan sonra dünyaya gelmiş.
?K?NC?S?: Hazret-i Mevlânâ'n?n tecdid-i din mücahedesinde başlang?c? ve mukaddemesi Hindistan'?n payitaht?na 1224 girmiş Üstad'?m ise ondan tam yüz sene sonra 1324'de Osmanl? payitaht?na girmiş mücahede-i mânevîsine başlam?ş.
ÜÇÜNCÜSÜ: Ehl-i siyaset Hazret-i Mevlânâ'n?n fevkalâde şöhretinden tevehhüm ed erek diyar-? Şam'a nakl-? mekân ettirilmesi 1238'de vaki olmuştu. Üstad'?m ise aynen yüz sene sonra, 1338'de Ankara'ya gelip onlarla uyuşamay?p, onlar? reddederek, küserek Van'a gidip bir dağda inziva ederken 1338 senesinin müteakip Şeyh Said Hadisesinin vukuu münasebetiyle ehl-i siyasetin vehmine dokunmuş. Üstad'?m?zdan korkarak, Burdur ve Isparta vilayetlerinde dokuz sene ikâmet ettirilmiş.
DÖRDÜNCÜSÜ: Hazret-i Mevlânâ yaş? yirmiye baliğ olmadan evvel alleme-i zaman hükmünde fuhulü üleman?n üstünde görülmüş, ders okutmuş, Üstad'?n ise Tarihçe-i Hayat?n? görenlere ve bilenlere malûmdur ki, ondört yaş?nda i'cazet al?p, alem-i ilme zamanla muarazaya girmiş. Ondört yaş?nda iken ?'cazet almaya yak?n talebeleri tedris etmiştir. Hem Hazret-i Mevlânâ Halid, Neslen Osmanî olduğu ve sünnet-i seniyyeye bütün kuvvetiyle çal?şt?ğ? gibi, Üstad'?m da Kur'ân-? Kerime hizmet noktas?nda meşreben Hazret-i Osman-i Zinnüreyn'in arkas?ndan gidip, Hazret-i Mevlânâ gibi Risâle-i Nur eczalar?yla bütün kuvvetiyle Sünnet-i Seniyyenin ihyâs?na çal?şt?. ?şte bu dört noktadaki tevafukat tam yüz sene fas?la ile, Risâle-i Nur'un takviye-i din hususundaki tes'irat? Hazret-i Mevlânâ Halid'in Tarik-i Nakşiye vas?tas?yla hizmeti gibi azim görünüyor. Üstad'?m kendine ait senay? kabul etmiyor, fakat Risâle-i Nur Kur'ân'a ait olup medh-ü senâ Kur'ân'?n esrar?na aittir." 6
Hazret-i Üstad'dan Şaml? Haf?z'a...
Nur Hizmet-i Kutsiyesi içinde, Nurlara hizmet ve kâtipliğinde müstesna bir yeri ve mevkii olan Şaml? Haf?z'a Hazret-i Üstad alaka duyar. Ona yazd?ğ? mektuplarda da bu hususiyet görülür. Üstad Hazretlerinin Şaml? Haf?z'a yazd?ğ? k?saca ald?ğ?m?z mektuplar?ndan bir kaç?n? birlikte okuyal?m. Hay?rl? Tehevvülât...``Şaml? Tevfik kardeş... Senin mektubun beni derinden derine hem müteesir hem müferrah eyledi. Sende bir hay?rl? tehevvülat bulunduğunu ihsas etti. Barla'da bütün dostlara selâm."7 Başkâtip Şaml? Haf?z... ``Risâle-i Nur'un te'lifi baş?nda başkâtip Şaml? Haf?z Tevfik'in haremi merhume Zehra, ben Barla'da iken Şaml? Haf?z Risâle-i Nur'un yazmas?na çal?şmak için o merhume Haf?z'?n bedeline belinde odun taş?makla odun getiriyordu. Ve Haf?z'?n işlerini görüyordu. Ta Nurlar? yazs?n."
O yaz?lar..
Parlak ve çal?şkan kalemiyle, hem Risâlet-in Nur'un, hem bizim hat?ralar?m?zda çok ehemmiyetli mevki tutan ve yerleşen Haf?z Tevfik'in yazd?ğ? Ayet-ül Kübra Risâlesi'ni münasip gördüğünüz zamanda gönderirsiniz. Dokuz sene yaz?lar?yla mesrurane ünsiyet eden gözlerim hasretle o yaz?lar? görmek istiyor...
Merhum Şaml? Haf?z Tevfik, 1887'de Barla'da dünyaya gelir. 1965'de Rahman-? Rahmet-e kavuşur. Kabri Barla Kabristan?ndad?r. Ruhuna binler rahmet olsun.