• Ey ferasetli ve müdebbir ehl-i hizmet!... Omuz omuza verip çalışmaya çok muhtaç olduğunu; tek başına veya ekalliyette kaldığın zaman muvaffakiyetsizliğe düşeceğini her gün hatırla.. Ve bu hakikati bir karta yazıp cebine koy ki, günde on defa nefsine ihtar edebilesin.
• Bir ve beraber olduğun hizmet ve dava arkadaşlarının gönlünü kırma. Senin gönlünü kıran olursa, “Buna benim nefsim müstahaktır.” de... Ve gönlünü kıranın gönlünü hoşnut eyle.
• Böyle bir zamanda, böyle kudsî bir iman hizmetinde çalışanlara karşı durumumuz şudur: Bir zerre hizmet, bir dağ; bir dirhem hizmet, bir batmandır. Bu nur hizmetinde -az dahi olsa- bulunanlar, çok hürmet, muhabbet ve şefkate lâyıktır.
• Dâne taşıyan bir karıncayı bile incitme.
• Dostunu şiddet ve minnet içinde tutarsan, bir daha senin yüzünü bile görmek istemez.
• Halk nazarında nice itibarsız, hakir görünen Müslümanlar ve İslâma hizmet edenler vardır ki, onlar insanlardan takdîr, hürmet ve muhabbet beklemezler. Onlar ehl-i imana hürmetkâr ve merhametli olurlar. Onlara Allah’ m rızası kâfi gelir.