NUR: Aydınlık. Parıltı. Parlaklık. Her çeşit zulmetin zıddı. Işık. Kur'ân-ı Kerim. Îman. İslâmiyet. Peygamber Aleyhisselâm. Zulmeti defeden, şûle, ışık. (Bazılarınca ziya, nurdan daha sağlamdır ve daha hasdır. Nur, dünyevi ve uhrevi olmak üzere iki nevidir. Dünyevi olanı da iki çeşittir. Biri: Envar-ı İlâhiyeden intişar eden nurdur. Akıl ve nur-u Kur'ân gibi. İkincisi: Görmekle hissedilir ki, nurlu cisimlerden ibarettir, güneş, ay ve yıldız gibi. Uhrevi nur: يسعى نورهم -ilâ âhir - âyet-i kerimesinde mensus olan nurdur. Nur, âlemin mânen aydınlığına sebep olan Hazret-i Peygamber Aleyhisselâma da denir. قد جائكم... نور و كتاب âyetinde beyan olunduğu gibi, eşyânın hakikatını olduğu gibi beyan eden şeye de "nur denir. Meşhur bir zata "nuri" denmiştir; bunun sebebi her ne zaman vaaza ve nasihata başlasa gayb âleminden nurun şimşek gibi parıltısı ona tecelli ederdi) L.R.