Konu Kapatılmıştır
1. Sayfa - Toplam 8 Sayfa var 1 2 3 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 80
Like Tree1Beğeni

Konu: ’Ben Mehdi'yi Görmeyeceğim Ama Sen Göreceksin’

  1. #1
    Dost ..::YENİÇAĞ::.. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Bulunduğu yer
    Eskişehir
    Yaş
    34
    Mesajlar
    17

    Standart ’Ben Mehdi'yi Görmeyeceğim Ama Sen Göreceksin’

    ’Ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin’
    Salih Özcan Hocaefendi ;Üstad hazretleri bana "Keçeli ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin" dedi. Hatta bu esnada ben Üstad Hazretlerinin dizinin dibinde oturuyordum, tam ’sen göreceksin’ derken kafama dokunarak bu konunun önemini ve unutmamamı tembihledi. ’Onun vazifesi ne olacak’ diye sordum, Risale-i Nur onun (Mehdi'nin) programı olacak diye cevap verdi.
    Ümit Var Olunuz, Şu İstikbal İnkılabatı İçinde En Yüksek ve Gür Seda İslam’ın Sedası Olacaktır..

  2. #2
    Yasaklı Üye yatağanlı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    1.014

    Standart

    Alıntı ..::YENİÇAĞ::.. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ’Ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin’
    Salih Özcan Hocaefendi ;Üstad hazretleri bana "Keçeli ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin" dedi. Hatta bu esnada ben Üstad Hazretlerinin dizinin dibinde oturuyordum, tam ’sen göreceksin’ derken kafama dokunarak bu konunun önemini ve unutmamamı tembihledi. ’Onun vazifesi ne olacak’ diye sordum, Risale-i Nur onun (Mehdi'nin) programı olacak diye cevap verdi.
    Kardeşim, bu konuyu açamayınız. Zira bu forumda Üstad Hz.lerinin Mehdi-i Azam olduğu ve Ahir zamanda beklenen zat olduğu kabul edilmiştir. Ne yaparsan yap artık bu hüküm değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

  3. #3
    Yasaklı Üye abdussamedfani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    kayseri
    Yaş
    50
    Mesajlar
    1.195

    Standart

    yatağanlı abi;
    sizce üstad seyyid midir ? değil midir ?

  4. #4
    Yasaklı Üye celine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Mesajlar
    390

    Standart

    Alıntı ..::YENİÇAĞ::.. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ’Ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin’
    Salih Özcan Hocaefendi ;Üstad hazretleri bana "Keçeli ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin" dedi. Hatta bu esnada ben Üstad Hazretlerinin dizinin dibinde oturuyordum, tam ’sen göreceksin’ derken kafama dokunarak bu konunun önemini ve unutmamamı tembihledi. ’Onun vazifesi ne olacak’ diye sordum, Risale-i Nur onun (Mehdi'nin) programı olacak diye cevap verdi.
    Her asırda mehdiler olabilir..ama mesele mehdi-i azamsa o ayrı..hemdahi o mehdiye proğram hükmündeki eserleri bırakmak dahi , eser sahibinin derece-i kıymetine delildir, zira tabi olunacak eser yazmak, yazılmış esere tabi olmakdan daha müşkil ve kıymetlidir..vesselam..

  5. #5
    Vefakar Üye fütüvvet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    333

    Standart

    Alıntı yatağanlı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Kardeşim, bu konuyu açamayınız. Zira bu forumda Üstad Hz.lerinin Mehdi-i Azam olduğu ve Ahir zamanda beklenen zat olduğu kabul edilmiştir. Ne yaparsan yap artık bu hüküm değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
    boyumuz posumuz neki bu yoruma gitme cesaretini gösteriyoruz..

    bu büyük meseleye cevap vermek için derelerde yaşayan bizlerin zirvelere çıkmış olmamız lazım..hoş ordakileride dinlemiyoruzya..

  6. #6
    Ehil Üye slim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Bulunduğu yer
    kayıp şehir
    Mesajlar
    1.184

    Question

    Alıntı ..::YENİÇAĞ::.. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ’Ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin’
    Salih Özcan Hocaefendi ;Üstad hazretleri bana "Keçeli ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin" dedi. Hatta bu esnada ben Üstad Hazretlerinin dizinin dibinde oturuyordum, tam ’sen göreceksin’ derken kafama dokunarak bu konunun önemini ve unutmamamı tembihledi. ’Onun vazifesi ne olacak’ diye sordum, Risale-i Nur onun (Mehdi'nin) programı olacak diye cevap verdi.
    kardeş, sen bu sohbete muhatap oldun mu, yoksa başkasından duyma mı? ikinci husus şayet ordaysan -olduysa- genel kanaat kim üzerine oluştu, nakilse nakledenin yorumu oldu mu??

    sükût gibi münzevî, çığlık gibi hür

    *

    Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim

    Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim,

    Adam aldırma da git, diyemem aldırırım

    Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.


  7. #7
    Biz
    Biz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
    Yasaklı Üye Biz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    1.668

    Standart

    Alıntı ..::YENİÇAĞ::.. Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    "Keçeli ben Mehdi'yi görmeyeceğim ama sen göreceksin"
    Bu sözü Üstad söylediğinde kendini görüyor mu? Hayır.

    Peki Bu ağabeyimiz yakinen Üstadın hakiki mahiyetini biliyor mu? Hayır

    Risale-i Nur'u Üstad kendi mi yazmış? hayır

    O zaman üstad mehdiyi görmüyor, zamanla da ağabeyimiz Üstad'ın hakiki mahiyetini risaleleri tanıdıkça v ehizmet ettikçe anlayacağından göreceksin diyor. Mesele bundan ibaret.

  8. #8
    Vefakar Üye AsYaX - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Bulunduğu yer
    Manisa-Yozgat
    Yaş
    30
    Mesajlar
    477

    Standart

    Alıntı fütüvvet Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    boyumuz posumuz neki bu yoruma gitme cesaretini gösteriyoruz..

    bu büyük meseleye cevap vermek için derelerde yaşayan bizlerin zirvelere çıkmış olmamız lazım..hoş ordakileride dinlemiyoruzya..
    Kimi dinlemiyoruz?..
    Benim kalbim ısrarla cennet kuşatmasında hala, ruhum bedeni terke maruz sevap artı günahlarla!..

  9. #9
    Ehil Üye akıncı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    Kırşehir- Kırıkkale
    Mesajlar
    1.013

    Standart

    4- HİCRİ 14. ASRIN (BULUNDUĞUMUZ YÜZYILIN) MÜCEDDİDİ KİM OLACAKTIR?
    "Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer sayılsa bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi'nin Şakirtleri olabilir." (Şualar, s. 605)
    Bediüzzaman, İslam aleminin üzerindeki zulüm ortamının kendisinden "bir asır sonra" ancak Hz. Mehdi vesilesi ile dağıtılacağını söylemiştir. Kendisinden bir sonraki yüzyılda yani Hicri 1400'lü yıllarda Hz. Mehdi'nin yapacağı çalışmalarla, Müslümanların büyük sıkıntılardan kurtulup feraha kavuşacaklarını açıklamıştır.
    İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK bir HAKİKATİ asırlarında KARİB (yakın) ZANNETMİŞLER. (Sözler, s. 318)
    Bediüzzaman bu sözleriyle İslam tarihinde pek çok kişinin Hz. Mehdi'nin kendi dönemlerinde geleceğini düşünerek yanıldıklarını belirtmiş ve Hz. Mehdi'nin geliş zamanı hakkında bilgi vermiştir:
    Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin, Peygamberimiz (sav)'den "1400 SENE SONRA" geleceğini hatırlatmıştır. Bu çok önemli bir bilgidir. Bediüzzaman burada ne 1373, ne 1378 ne 1398 ne de başka bir tarih vermemiş tam olarak 1400 yıl sonrasından bahsetmiştir. Bu tarih Miladi 1980 yılına denk gelmektedir. Hicri 13. yüzyılın müceddidi olarak Hicri 14. yüzyıla kadar müceddidlik görevini yerine getiren Bediüzzaman, Hicri 1379 yani Miladi olarak 1960 yılında vefat etmiştir. Dolayısıyla Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin gelişi için kendi yaşadığı dönemden çok ileriki bir tarihi belirtmektedir.
    Bediüzzaman "1400 YIL SONRA" tarihini vererek aynı zamanda "14. ve 15. yüzyıllar arasında görev yapacak olan müceddidin de Hz. Mehdi olduğunu" haber vermektedir.
    Bunun yanı sıra Bediüzzaman Hz. Mehdi için "1400 sene sonra GELECEK" ifadesini kullanarak, Hz. Mehdi'nin kesin olarak "geleceğini" müjdelemektedir. Bediüzzaman bu sözleriyle Hz. Mehdi'nin manevi bir kişi olmadığını, "belirtilen tarihte gelecek bir şahıs olduğunu" açıklamaktadır.
    Bediüzzaman verdiği bu bilgiyle ayrıca Hz. Mehdi'nin geçmişte ve Bediüzzaman'ın kendi yaşadığı dönemde henüz gelmemiş olduğu konusuna da açıklık kazandırmaktadır. Çünkü dikkat edilirse Bediüzzaman "Hz. Mehdi geldi ya da gelmiş" dememekte, "gelecek zaman" belirten bir kelime kullanmakta ve "GELECEK" demektedir.
    Bediüzzaman Hz. Mehdi için "HAKİKAT" kelimesini kullanmıştır. Bediüzzaman bu ifadesiyle, Hz. Mehdi'nin gelişinin bir hakikat yani hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar "kesin bir GERÇEK" olduğunu belirtmiştir.
    Bediüzzaman bu sözüyle ayrıca, Hz. Mehdi'nin gelişinden önce Mehdi olduğu sanılan şahısların aksine, "1400 sene sonra gelecek olan Mehdi'nin bir hakikat" olacağını belirtmiştir. Yani bu kutlu zatın, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde müjdelediği tüm özelliklere sahip olan "GERÇEK MEHDİ" olacağını ve bu özellikleriyle Mehdi sanılan kişilerden ayırt edilip tanınacağını hatırlatmıştır.
    Bediüzzaman daha önce de birçok kişinin, Hz. Mehdi'nin geliş tarihi ile ilgili çeşitli kanaatlere kapıldıklarını ve bu mübarek zatın "kendi yaşadıkları yüzyıla yakın" bir tarihte geleceğini sandıklarını belirtmiştir. Ancak Bediüzzaman "KARİB (YAKIN) ZANNETMİŞLER" diyerek söz konusu kişilerin Hz. Mehdi'nin önceki tarihlerde çıkmış olabileceğini düşünmekle yalnızca bir "zanda bulunduklarını" ancak yanıldıklarını hatırlatmıştır. Gerçekte ise Hz. Mehdi'nin "Hicri 1400 yılında" geleceğini ve bu tarihten sonra faaliyetlerine başlayacağını bildirmiştir. Nitekim Bediüzzaman'ın verdiği bu tarih Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde verilen bilgilerle tam bir uyum halindedir.
    5- HZ. MEHDİ NE ZAMAN ÇIKACAKTIR?
    HAKİKİ BEKLENİLEN ve BİR ASIR SONRA GELECEK O ZAT dahi bu zamanda gelse... (Kastamonu Lahikası, s. 57)
    Bediüzzaman Said Nursi, Hz. Mehdi'nin henüz gelmediğini, Müslümanlar tarafından beklendiğini ve kendi yaşadığı devirden bir asır sonra geleceğini bildirmektedir.
    Bediüzzaman, "HAKİKİ BEKLENİLEN" sözleriyle Hz. Mehdi'nin "HENÜZ BEKLENDİĞİNİ" ifade etmekte ve bu mübarek zatın kendi döneminde "HENÜZ GELMEDİĞİNİ" belirtmektedir. Eğer Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin kendi yaşadığı dönemde gelmiş olduğunu düşünüyor olsaydı, kuşkusuz ki bu ifadeyi kullanmazdı. "Hakiki beklenilen" yerine "gelmiş olan" veya "gelen" derdi. Dolayısıyla Bediüzzaman, bu sözleriyle Hz. Mehdi'nin henüz gelmediğini ve gelmesinin tüm İslam alemi tarafından beklendiğini vurgulamaktadır.
    Bediüzzaman Hicri 1300'lü yıllarda yaşamıştır. Kendisinden sonra gelecek asır olan Hicri 1400'lü yıllar Hz. Mehdi'nin çıkış zamanıdır.
    Bunun yanı sıra Bediüzzaman burada kullandığı "HAKİKİ" kelimesiyle de Hz. Mehdi'nin gelişinin ne kadar kesin bir gerçek olduğunu belirtmektedir.
    Bediüzzaman burada Hz. Mehdi için bir kez daha "GELECEK" kelimesini kullanmış ve onun kendi yaşadığı dönemde henüz gelmediğini ve "İLERİDE GELECEĞİNİ" tekrar belirtmiştir. Bu sözüyle aynı zamanda Hz. Mehdi'nin "manevi bir kişilik" değil, "GELMESİ BEKLENEN BİR İNSAN" olduğunu da bir kez daha vurgulamıştır.
    Bunun yanı sıra Bediüzzaman bu sözünde, gelmesi beklenilen bu mübarek zatın geliş zamanını da müjdelemektedir. Hz. Mehdi'nin "KENDİSİNDEN BİR ASIR SONRA, YANİ HİCRİ 1400'LÜ YILLARDA" ortaya çıkacağını haber vermektedir. Kuşkusuz ki eğer Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin kendi döneminde yaşadığını düşünseydi, böyle uzak bir tarih vermez, aksini açıkça ifade ederdi. Demek ki Bediüzzaman'ın bu konudaki kanaati hiçbir itiraza yer bırakmayacak kadar kesindir.
    Bediüzzaman'ın ifadesinde belirttiği, "sahabe döneminden 1400 sene sonrası" Hicri 1400'lü yılların başlarına, yani Miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.
    Bediüzzaman, Hicri 1327'de Şam'da Emevi Camii'nde on bin kişiye verdiği hutbesinde, Hicri 1371'den sonraki İslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yapmakta, ahir zamandan çeşitli tarihler vererek, beklenen Mehdi'nin mücadele zamanlarına dikkat çekmektedir. Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin göreve başlaması ve inkarcı zihniyeti fikren mağlup etmesi ile ilgili olarak şu tarihleri bildirmektedir:
    "Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam'ın mukadderatına (kaderine) nazar eden (göz atan) Hutbe-i Şamiye'deki hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 SENE SONRA fen ve hakiki marifet (müsbet ilimler ve sanat, ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini (medeniyetin iyiliklerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını (hakikati araştırma meyli) ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi (insan sevgisini) o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek". (Hutbe-i Şamiye, 25)
    Şam'da yaptığı bu konuşmada, Hicri 1371 senesinden sonra yaşanacak gelişmelere dikkat çekerek, Hz. Mehdi'nin göreve başlamasının 1371 tarihinden 30-40 yıl sonra olacağını bildirmiştir. Bu tarih ise Hicri 1401-1411, Miladi olarak da 1980-1990 yılları arasıdır.
    Yine aynı konuşmanın devamında Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin, inkarcı fikir sistemini, fen, ilim ve medeniyetin imkanları sayesinde fikren susturacağını haber vermiştir. Bu fikri üstünlüğün tarihi olarak da 1371 tarihinden yarım asır sonrasını bildirmiştir. Bu da Hicri 1421, yani Miladi 2001 senesi demektir.
    Bediüzzaman'ın ahir zamanla ilgili bir diğer açıklaması da şöyledir:
    YETMİŞ BİRDE FECR-İ SADIK (tan yerinin ağarması, Güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah vakti) BAŞLADI veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib (sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık) de olsa, OTUZ KIRK SENE SONRA FECR-İ SADIK (fecr-i kazibden sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma) ÇIKACAK. (Hutbe-i Şamiye, 23)
    Bediüzzaman'a göre fecr-i sadık'ın çıkacağı yıllar:
    1371 + 30 = 1401 = 1981
    1371 + 40 = 1411 = 1991
    Bediüzzaman bu izahına göre Hakkın karşısında batılı temsil eden düşünce olan ateizmin ve materyalist felsefenin dağıtılmaya başlamasının 1981-1991 yıllarında, fikren tam anlamıyla susturulup dağıtılmasının başlamasının ise 2001 yılında olacağına işaret etmiştir ve bunun genişleyip devam etmesi 2010 yılına kadar sürecektir. (En doğrusunu Allah bilir)

    Ahirzaman Sorularına Bediüzzaman Cevap Veriyor.-Harun Yahya


    Ne harabi,ne harabatiyim,
    kökü mazide olan atiyim,ati.
    Yahya Kemal

    Bir Melek Olmak Değil Derdim Asla...Ben Şeytan Olmak İstemiyorum!!!


  10. #10
    Ehil Üye slim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Bulunduğu yer
    kayıp şehir
    Mesajlar
    1.184

    Standart

    yazının sonuna doğru, yazarını tahmin ettim; doğru çıktı adnan hoca güruhu, adnan hocanın mehdi olduğunu düşünüyor :S

    sükût gibi münzevî, çığlık gibi hür

    *

    Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim

    Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim,

    Adam aldırma da git, diyemem aldırırım

    Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.


Konu Kapatılmıştır

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 30.08.15, 13:04
  2. Türkiye’de ve Alem-i İslam’da İttihad, Risale-i Nur’un Farz Vazifesidir
    By SeRDeNGeCTi in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 25.05.11, 10:11
  3. Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 01.12.08, 13:39
  4. Cevaplar: 25
    Son Mesaj: 22.11.08, 19:52

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0