+ Konu Cevaplama Paneli
3. Sayfa - Toplam 8 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 5 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 21 ile 30 ve 75

Konu: Bediüzzaman Rabıta Yapar mıydı ?

  1. #21
    Yasaklı Üye Cennetâsâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    5.827

    Standart

    hel min mezid

  2. #22
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Farklı farklı isimlere mazhar insanların-Ki bu mazhariyetin aslı bir isme dayanır- oluşturduğu bir ekip ruhu ki ona cemaat diyoruz İsm-i Azam!a mazhar olup çok hayırlı neticelere mazhar olabilirler..

  3. #23
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    "Evet, velâyetin kerâmeti olduğu gibi, niyet-i hâlisanın dahi kerâmeti vardır. Samimiyetin dahi kerâmeti vardır. Bâhusus lillâh için olan bir uhuvvet dairesinde ki kardeşlerin içinde, ciddî, samîmi tesânüdün çok kerâmetleri olabilir. Hattâ şöyle bir cemâatin Şahs-ı mânevîsi bir velî-i kâmil hükmüne geçebilir; inâyâta mazhar olur." 28. mektub

  4. #24
    Ehil Üye Fehim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Yaş
    61
    Mesajlar
    1.866

    Standart

    Alıntı acizizfakiriz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Üstadımızın rabıtaso da böyle:
    "Beraber dergâh-ı İlâhiyeye müteveccih olup rabt-ı kalb ederek, Kur'an-ı Hakîm'in hizmetinde el-ele verip, tevfik ve hidayet istemek." 26. mektub
    Allah razı olsun...

  5. #25
    Ehil Üye osmanoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Uşak
    Mesajlar
    1.856

    Standart

    Nurlu ve kudsî mektuplarınız yekdiğerini takip ettikçe, hakikaten tahkikî imanın kemale doğru seyran ettiği görülüyor. Bu aciz kardeşiniz şüphesiz bir surette İmân ettim ki: Şeriat-ı Garra-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâmın hakaikine, ruhuna nüfuz etmenin en kısa, en hatarsız, en zevkli tariki, Risalei'n-Nur'a intisapladır.
    Evet, bahtiyar odur ve ona derler ki: Risaletü'n-Nur'a intisap etmiş, bütün mü'minleri kendisine tam hakiki kardeş bilip bu zulmetli asırda imân-ı tahkikî nuruyla cadde-i kübrâ-yı Ahmediyeyi (a.s.m.) buluyor. Nihayetsiz şekillere, karışıklıklara rağmen Bismillâh ile açılan Risaletü'n-Nur kapısından girince, tıfıl iken "Ümmetî" diyen Şefîini ciddi sevmek, yani sünnet-i seniyesine ittiba eylemenin muaccel mükâfatı olarak buluyor. Her emri işlerken, bu emri cânib-i Haktan bu ümmete getireni; her nehyi yapmamaya cebrederken, bu nehyi taraf-ı İlâhiden bu ümmete getireni düşüne düşüne, derslerde geçtiği gibi, bütün ömür dakikaları ibadet olabilir. Ve o Habib-i Hüda, o Şefî-i Rûz-i Cezâyı her işinde nümune etmek azminden mütevellid muhabbet, o Habîbin bulunduğu âleme göçmeyi sevdirecek hale getiriyor ve böylece -1- sırrı tezahür ediyor.
    Tezekkür-ü mevt veya rabıta-i mevt -2-
    Elhasıl: Ne ararsak, hep Risaletü'n-Nur'da güneş gibi görünüyor. Risaletü'n-Nur şakirtleri dikkat etseler, daha bu fâni âlemde iken livâü'l-Hamd-i Ahmedî (aleyhissalâtü vesselâm) altında bulunduklarını inayet-i Hakla anlarlar.
    "Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz." Âl-i İmrân Sûresi: 3:53.

  6. #26
    Ehil Üye alanyali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Alanya
    Mesajlar
    2.491

    Standart

    21. LEMA

    Ey hizmet-i Kur'âniyede arkadaşlar?m!
    ?hlâs? kazanman?n ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, rab?ta-i mevttir. Evet, ihlâs? zedeleyen ve riyâya ve dünyaya sevk eden tûl-i emel olduğu gibi, riyâdan nefret veren ve ihlâs? kazand?ran, rab?ta-i mevttir. Yani, ölümünü düşünüp, dünyan?n fâni olduğunu mülâhaza edip, nefsin desiselerinden kurtulmakt?r.
    Evet, ehl-i tarikat ve ehl-i hakikat, Kur'ân-? Hakîmin gibi âyetlerinden ald?ğ? dersle, rab?ta-i mevti sülûklar?nda esas tutmuşlar; tûl-i emelin menşei olan tevehhüm-ü ebediyeti o rab?ta ile izale etmişler. Onlar farazî ve hayalî bir surette kendilerini ölmüş tasavvur ve tahayyül edip ve y?kan?yor, kabre konuyor farz edip, düşüne düşüne, nefs-i emmâre o tahayyül ve tasavvurdan müteessir olup, uzun emellerinden bir derece vazgeçer. Bu rab?tan?n fevâidi pek çoktur. Hadiste - (ev kemâ kâl) yani, "Lezzetleri tahrip edip ac?laşt?ran ölümü çok zikrediniz" diye bu rab?tay? ders veriyor.
    Fakat mesleğimiz tarikat olmad?ğ?, belki hakikat olduğu için, bu rab?tay?, ehl-i tarikat gibi farazî ve hayalî suretinde yapmaya mecbur değiliz. Hem meslek-i hakikate uygun gelmiyor. Belki, âk?beti düşünmek suretinde müstakbeli zaman-? haz?ra getirmek değil, belki hakikat noktas?nda zaman-? haz?rdan istikbale fikren gitmek, nazaran bakmakt?r. Evet, hiç hayale, faraza lüzum kalmadan, bu k?sa ömür ağac?n?n baş?ndaki tek meyvesi olan kendi cenazesine bakabilir. Onunla yaln?z kendi şahs?n?n mevtini gördüğü gibi, bir parça öbür tarafa gitse asr?n?n ölümünü de görür; daha bir parça öbür tarafa gitse dünyan?n ölümünü de müşahede eder, ihlâs-? etemme yol açar.


    cehennem ağzını açmış, bekliyor; cennet ise ağuş-u nazdaranesini açmış, gözlüyor.

  7. #27
    Ehil Üye alanyali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Alanya
    Mesajlar
    2.491

    Standart

    ?mam-? Gazali , ?hya-i Ulumuddin'de büyük zahiri alimlerin, tasavvuf büyüklerinden ders almas?n? bakal?m nas?l aç?kl?yor:

    Zahir ulemas?n?n muttaki olanlar?, kalp erbab?n?n ve bât?n ulemas?n?n faziletini daima tasdik ederlerdi. Örneğin ?mam Şâfîî, Şeybân-? Râî'nin huzurunda mektep s?ralar?nda oturan çocuklar gibi oturur, ona sorular yöneltirdi. Şeybân da bu sorulara gerekli cevaplar? verirdi. ?mam Şafiî'nin bu durumunu hazmedemeyen birtak?m âlimler kendisine şu ihtarda bulundular: 'Senin gibi bir âlim nas?l olur da Şeybân-? Râi isimli bir çobana sualler sorar ve ald?ğ? cevaplar? muteber kabul ederek yararlan?r?' imam Şafiî bu itirazc?lara şöyle cevap vermişti: 'Bizim ihmal ederek gafil bulunduğumuz ilimlere bu zat bütünüyle muttali olmuştur'.
    Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Main, Mâruf-u Kerhî'nin sohbetine s?k s?k kat?l?rlard?. Halbuki Mâruf, zahir ilminde bu iki zât?n mertebesine asla ç?kamam?şt?. Bu iki zat buna rağmen Mâruf-u Kerhî'ye sorular sorarak ilminden istifade etmeye çal?ş?rlard?. Nas?l böyle olmas?n? Hz. Peygamber'e 'Ey Allah'?n Rasûlü! Bir olayla karş?laş?r da onu Allah'?n Kitab? ile senin sünnetinde bulamazsak nas?l hareket edelim?' diye sorduklar?nda, o şöyle buyurmuştu.
    Sâlihler'e sorun, o hususu sâlihlere dan?ş?n!

    Nitekim bu hikmete binaen şöyle denilmiştir: 'Zahir âlimleri yeryüzünün ve saltanat?n süsleridir. Bât?n âlimleri ise göklerin ve melekût âleminin süsleridir'.

    Cüneyd-i Bağdadî şöyle anlat?r: Şeyhim S?rrî es-Sakatî birgün bana şöyle dedi: Benim meclisimden ç?kt?ğ?nda kimin meclisine gideceksin?' 'Ben de şöyle cevap verdim: 'Haris el-Muhâsibî'nin meclisine gideceğim'. 'Çok güzel, onun meclisine git. Onun ilminden ve edebinden istifade et. Fakat onun kelâm hakk?ndaki fikirlerini ve kelâmc?lara yapt?ğ? hücumlar? sak?n kendine mâl etme'. Bu sözü söyledikten sonra, ben ç?kmak için davrand?ğ?mda arkamdan şunlar? söyledi: 'Allah Teâlâ seni önce hadîs ilmiyle nûrland?rs?n, sonra sûfî yaps?n. Önce sûfî, sonra muhaddis yapmas?n!'
    Sözü edilen zat, bu sözüyle; hadîs ilmini tahsil ettikten sonra tasavvufa dalan kimselerin felah bulduğuna, hadîs ilmini öğrenmeden tasavvufa dalan kimselerin ise kendilerini tehlikeye att?klar?na işaret etmiştir.
    ---------?hya'dan al?nt?d?r..

    Büyük zahiri alimlerin, tasavvuf büyüklerinden ders almas? geçmişte de olagelmiştir..4 mezhebin kurucusu olan müctehid alimler dahi, kendi zamanlar?n?n büyük mutasavv?flar?n?n sohbetlerinde bulunmuşlard?r..
    ?mam-? Azam Ebu Hanife 'nin de Cafer-i Sad?k'tan dersler ald?ğ?, O'nun sohbetlerinde bulunduğu pek meşhur olmuştur,Şii alimleri dahi kendi kitaplar?nda Cafer-i Sad?k'?n Ebu Hanife 'ye büyük bir sevgi beslediğinden söz eder..
    Günümüzde ise, Risale-i Nur bu ihtiyac? da temin ettiği için yani hem akla hem kalbe ve bütün letaiflere ders verdiği için bir Risale-i Nur talebesi 'nin tarikat berzah?na girmesine gerek olmam?ş..


    cehennem ağzını açmış, bekliyor; cennet ise ağuş-u nazdaranesini açmış, gözlüyor.

  8. #28
    Ehil Üye osmanoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Uşak
    Mesajlar
    1.856

    Standart

    Üçüncü Sualiniz: Başta müçtehidîn-i izam imamları mı efdal, yoksa hak tarikatlerin şahları, aktabları mı efdaldir?
    Elcevap: Umum müçtehidîn değil; belki Ebu Hanife, Mâlik, Şâfiî, Ahmed ibni Hanbel şahların, aktabların fevkindedirler. Fakat hususî faziletlerde Şah-ı Geylânî gibi bazı harika kutuplar, bir cihette daha parlak makama sahiptirler. Fakat küllî fazilet imamlarındır. Hem tarikat şahlarının bir kısmı müçtehidlerdendir. Onun için, umum müçtehidîn, aktabdan daha efdaldir denilmez. Fakat Eimme-i Erbaa, Sahabeden ve Mehdîden sonra en efdallerdir denilir.
    "Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz." Âl-i İmrân Sûresi: 3:53.

  9. #29
    Yasaklı Üye Cennetâsâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    5.827

    Standart

    maşaallah, barekallah..
    neler varmış meğer nurlarda..
    her suale cevab hususiyeti bu olsa gerek..
    teşekkürler..

  10. #30
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart

    rab?ta-i mevt :elmevt-ü hakkun

    Fenafil ?hvan :isar dusturu..Enesini ve şahsiyetini Kevser-i kuraniyeden süzülen tatl? bir havuzun içine at?p eritmekle ihlas? ve gayreti nisbetinde bütün havuzu kazanmak

    Fenafirrasul :Sünnet-i seniyeye ittiba ile birlikte .Bid'alara taraftar olmayp amel etmemek..

    fenafillah :Allah c.c. onlar?n tutan eli gören gözü işten kulağ? olur.. onlar mahzunda olmazlar..

    Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.

    Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.

    Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. rabıta-i mevt ve tul-i emel
    By aşur in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 02.01.12, 20:20
  2. rabıta-i mevt
    By aşur in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.12.11, 16:09
  3. Suçu: Müslüman Olmak!mıydı.....
    By _ŞuA_ in forum Sahabeler ve Sünnet-i Seniyye
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.09.08, 01:48
  4. Üstad Hz.'leri Hafız mıydı?
    By caner07 in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 23.03.08, 23:48
  5. Yaşasalardı İnternet Kullanırlar mıydı?
    By mirza-bey in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 02.11.06, 09:53

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0