"Hem de ilim iki kısımdır: Bir nevi ilim var ki, bir defa bilinse ve bir-iki defa düşünülse kâfi gelir. Diğer bir kısmı, ekmek gibi, su gibi, her vakit insan onu düşünmeye muhtaç olur. Bir defa anladım, yeter diyemez. İşte ulûm-u imaniye bu kısımdandır." Barl lahk.
Evet hepsini okudum tabiki. Demek ki anlayam?yorum
Benim sorduğum şey şu Bediüzzaman' ?n rab?ta dan kast? ile ?mam-? Azam' ?n mahut sözünün aras?nda bir bağ kurmaya çal?ş?yorum..
Yada sizin kafan?z? şişirmektense yak?n?mda birisinin yakas?na yap?şmak daha iyi olacak.. Sorun değil art?k. Allah raz? olsun abi.
Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz,
Müjdeleyiniz,nefret ettirmeyiniz...
hadis-i şerif
Usandım, boşyere hep gitmeler, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden..
n-f-k
Rab?ta, zikirden önce veya günün uygun zamanlar?nda müridin (tarikat eğitimi gören kimsenin) şeyhini (mürşidini) hat?rlamas?d?r. Uzun tart?şmalara konu olan râb?ta bir ibadet değildir, tasavvufta bir eğitim tekniğidir.
Üstad?n mesleği tarikat olmad?ğ? belki hakikat olduğundan rab?ta tekniğine uğramadan doğrudan doğruya imani hakikatlere müteveccih olduğundan rab?ta yapmas? düşünülemez.
"Arkadaş birde, ?mam-? Azam' ?n; "Eğer son iki y?l?m olmasayd? bu numan helak olacakt?" dediğini söyledi. "Son iki y?lda rab?ta al?yor, Cafer-i Sad?k hazretlerine bağlan?yor" dedi."
?mam-? Azam hazretleri zaman?nda imani inkişaf günümüz şartlar?na mutab?k olmad?ğ?ndan o zamanki ahvali şartlar?nda değerlendirmek gerektiği kanaatindeyim.
Allah-u alem...
ölüm ve kabirle alakalı da yapmamış mı..
hani kefenimi giydim, mezarıma girdim der..
rabıta değil midir..
İ'lem eyyühe'l-aziz! Tevfik-i İlahi refiki olan adam, tarikat berzahına girmeden zahirden hakikate geçebilir. Evet, Kur'an'dan, hakikat-i tarikati, tarikatsiz feyiz suretiyle gördüm ve bir parça aldım.
Üstadımızın rabıtaso da böyle:
"Beraber dergâh-ı İlâhiyeye müteveccih olup rabt-ı kalb ederek, Kur'an-ı Hakîm'in hizmetinde el-ele verip, tevfik ve hidayet istemek." 26. mektub
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)