+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 10

Konu: Mühim Bir Soru?

  1. #1
    Gayyur aseyda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Bulunduğu yer
    Bursa
    Mesajlar
    51

    Standart



    Üstad hazretleri ihlas risalesinde ehli tarikatın şeyhlerinde fani olduğunu bizim hizmetimizde ise bunun kardeşlerinde fani olmak demek olanfenafil ihvan düstüru geçerli olduğunu söylüyor.eğer üstad burada fenafil risali nur şeklinde bir ifade kullansaydı biz bunu gayet normal karşılardıkçünkü ehli tarikatın feyz kaynağı yerine biz de risalei nuru ikame ettiğimizi düşünürdük.Bu konuyu gayet mühim görüyorum ve yorum ve alıntularınızı bekliyorum..
    Risale-i Nur aşılmayı değil, açılmayı bekliyor..

  2. #2
    Ehil Üye ademyakup - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2006
    Mesajlar
    8.211

    Standart

    kendi his ve arzular?n? b?rak?p..

    kardeşlerin his ve arzular?yla yaşamak..
    Konu elff tarafından (22.05.07 Saat 15:05 ) değiştirilmiştir.
    iman insanı insan eder, belki sultan eder..

  3. #3
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Bu sorunun bir benzerini Metin Karabaşoğlu'na sorulmuş ve kendisi de çok güzel biz izahat vermiştir.


    '' ...yak?n bir zamanda, genç bir hakikat yolcusu vesilesiyle görmüş oldum. Bu hakikat yolcusu, bir risalede, Risale-i Nur’un mesleği tarif edilirken, ‘fena fi’ş-şeyh, fena fi’r-resul’ yerine ‘fena fi’l-ihvan’dan söz edildiğine değinerek, şu anlaml? ve öğretici soruyu yöneltti bana: Neden ‘fena fi’r-risale’ değil de, ‘fena fi’l-ihvan’?

    Bu taptaze sorunun, asl?nda nicedir yaşamakta olduğumuz birçok ‘sorun’un düğümünü aç?c? bir mahiyet taş?d?ğ?n? san?yorum. Gerçekten, neden Risale-i Nur, şeyhinde fani olmak yerine risalede fani olmay? değil; kardeşlerinde fani olmay? mesleğinin esas? olarak getiriyor?


    ?lk elde dünyama gelen cevap şu: ?nsan, kardeşlerinden ayr? bir biçimde de ‘Risale’de fani’ olabilir; ama ‘kardeşlerinde fani’ olmadan ‘Risale’de fani’ olmak, onu pekâlâ dar ve s?ğ b?rakabilir. Yani, insan, hiçbir kardeşinin yard?m?na ihtiyaç duymadan, kendi hanesinde pekâlâ Risale-i Nur okuyabilir; keza, onu meselâ bir dağ baş?nda pekâlâ okuyup düşünmekle ve buna göre yaşamakla günlerini geçirebilir. Ama, her bir insan?n kabiliyeti k?sa, istidad? s?n?rl?, nazar? dar, kavray?ş? ve eğilimleri farkl? farkl?d?r. Bir insan?n Risale-i Nur’u kendi baş?na okumas? ile, sair kardeşleri ile beraber okumas? aras?nda, yine ?hlas Risalesi’nde vurgulanan ‘yirmi gözle görme, on ak?lla düşünme, yirmi kulakla işitme’ kadar büyük bir fark vard?r. ?nsan, yaln?z baş?na ‘fena fi’r-risale’ olduğunda, ona yaln?z kendi kabiliyeti nisbetinde muhatap olacakt?r; ama ‘fena fi’l-ihvan’ olduğunda, "sair kardeşlerinin gözüyle de görebilir, kulaklar?yla da işitebilir." Hakikate yaln?z bir cihetiyle değil, çok cihetleriyle muhatap olur. Bir hadiseyi yaln?z bir yönüyle değil, çok yönleriyle görme; Rabbini yaln?z bir ismin cilvesiyle değil, esmâ-i hüsnân?n cilveleriyle tan?ma imkân?na daha kolay erişir.


    Bu bak?mdan, asl?nda Risale’de hakk?yla fena olman?n yolu, ‘kardeşlerinde fani olmak’tan geçmektedir.


    Şahsen, bilhassa müzakereli dersler esnas?nda, ‘fena fi’l-ihvan’?n önemini yakinen görme imkân? buluyorum. Kendi baş?ma çözemediğim birçok husus, beraberce ‘anlama’ duas? yapt?ğ?m?z o derslerde çözülmüş; hemen her bir arkadaş, ilgili bahsi kendi baş?na okurken, bu meseleyi hiç de çözemediği itiraf?nda bulunmuştur.


    O yüzden, eşyaya ve olaylara aynen bizim gibi bakmayan, farkl? bir istidat taş?yan ve farkl? bak?ş aç?lar?na sahip olan kardeşlerin varl?ğ?n? bir ‘problem unsuru’ değil, bir ‘kazanç’ olarak görmemiz gerekiyor. Neticede hakikata talip olduktan sonra, istidat, eğilim ve bak?ş aç?lar?n?n farkl?l?ğ?n? ‘fena fi’l-ihvan’?n engeli değil, varl?k sebebi k?lmam?z icab ettiğini düşünüyorum.


    Bu ‘fena fi’l-ihvan’ s?rr?n? lây?k?nca özümseyebilsek, farkl? istidatlar? ayn? uhuvvet potas? içinde eritmeyi başarabilsek, hepimizin ve herkesin hanesine o kadar hay?r ve hak düşecek ki...


    Bana bu ihlas s?rr?n? anlaml? bir soruyla hissettiren sevgili kardeşime gönül dolusu teşekkürler ediyorum.



    28.12.2003 2007 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu
    Konu elff tarafından (22.05.07 Saat 15:06 ) değiştirilmiştir.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  4. #4
    Ehil Üye osmanoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Uşak
    Mesajlar
    1.856

    Standart

    Alıntı gulsah Nickli Üyeden Alıntı
    Bu sorunun bir benzerini Metin Karabaşoğlu'na sorulmuş ve kendisi de çok güzel biz izahat vermiştir.


    '' ...yak?n bir zamanda, genç bir hakikat yolcusu vesilesiyle görmüş oldum. Bu hakikat yolcusu, bir risalede, Risale-i Nur’un mesleği tarif edilirken, ‘fena fi’ş-şeyh, fena fi’r-resul’ yerine ‘fena fi’l-ihvan’dan söz edildiğine değinerek, şu anlaml? ve öğretici soruyu yöneltti bana: Neden ‘fena fi’r-risale’ değil de, ‘fena fi’l-ihvan’?


    ?lk elde dünyama gelen cevap şu: ?nsan, kardeşlerinden ayr? bir biçimde de ‘Risale’de fani’ olabilir; ama ‘kardeşlerinde fani’ olmadan ‘Risale’de fani’ olmak, onu pekâlâ dar ve s?ğ b?rakabilir. Yani, insan, hiçbir kardeşinin yard?m?na ihtiyaç duymadan, kendi hanesinde pekâlâ Risale-i Nur okuyabilir; keza, onu meselâ bir dağ baş?nda pekâlâ okuyup düşünmekle ve buna göre yaşamakla günlerini geçirebilir. Ama, her bir insan?n kabiliyeti k?sa, istidad? s?n?rl?, nazar? dar, kavray?ş? ve eğilimleri farkl? farkl?d?r. Bir insan?n Risale-i Nur’u kendi baş?na okumas? ile, sair kardeşleri ile beraber okumas? aras?nda, yine ?hlas Risalesi’nde vurgulanan ‘yirmi gözle görme, on ak?lla düşünme, yirmi kulakla işitme’ kadar büyük bir fark vard?r. ?nsan, yaln?z baş?na ‘fena fi’r-risale’ olduğunda, ona yaln?z kendi kabiliyeti nisbetinde muhatap olacakt?r; ama ‘fena fi’l-ihvan’ olduğunda, "sair kardeşlerinin gözüyle de görebilir, kulaklar?yla da işitebilir." Hakikate yaln?z bir cihetiyle değil, çok cihetleriyle muhatap olur. Bir hadiseyi yaln?z bir yönüyle değil, çok yönleriyle görme; Rabbini yaln?z bir ismin cilvesiyle değil, esmâ-i hüsnân?n cilveleriyle tan?ma imkân?na daha kolay erişir.


    Bu bak?mdan, asl?nda Risale’de hakk?yla fena olman?n yolu, ‘kardeşlerinde fani olmak’tan geçmektedir.




    28.12.2003 2007 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu
    Gülşah Kardeşim, sizden Allah raz? olsun. Muhterem Metin Karabaşoğlu kardeşimizin her zamanki harika mant?k örgüsü ile vermiş olduğu cevap gerçekten başka söze ihtiyaç b?rakmayacak kadar mükemmel.
    Âciz yaln?z şu kadar?n? ilâve etmek istiyorum ki, yukar?da söylenen
    ‘kardeşlerinde fani’ olmadan ‘Risale’de fani’ olmak, onu pekâlâ dar ve s?ğ b?rakabilir'. cümlesi ?ş?ğ?nda Risale-i Nur'un şahs-? mânevîsinin üç vazifesi düşünülürse ve Üstad?m?z'?n ?srarla üzerinde durduğu "zaman cemaat zaman?d?r" hakikati göz önüne al?n?rsa, Neden ‘fena fi’r-risale’ değil de, ‘fena fi’l-ihvan’? sualinin cevab? daha da iyi anlaş?labilir diye düşünüyorum
    Konu elff tarafından (22.05.07 Saat 15:07 ) değiştirilmiştir.
    "Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz." Âl-i İmrân Sûresi: 3:53.

  5. #5
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Alıntı osmanoğlu Nickli Üyeden Alıntı
    Risale-i Nur'un şahs-? mânevîsinin üç vazifesi düşünülürse ve Üstad?m?z'?n ?srarla üzerinde durduğu "zaman cemaat zaman?d?r" hakikati göz önüne al?n?rsa, Neden ‘fena fi’r-risale’ değil de, ‘fena fi’l-ihvan’? sualinin cevab? daha da iyi anlaş?labilir diye düşünüyorum
    Evet abi harika bir tesbit ...

    Birde şöyle bir bak?ş aç?s? da bu meseleye temas edebilir mi ? :

    Risale-i Nur ' un meslek ve meşrebi '' tahkikat'e dayan?r . Hatta bu esas? ihdas eder bir mahiyette , Üstad'?n şu sözleri bizlere ne kadar güzel bir düstur veriyor :

    '' Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamam?n? kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. ?şte, size söylediğim sözler hayalin elinde kals?n, mihenge vurunuz. Eğer alt?n ç?kt?ysa kalbde saklay?n?z. Bak?r ç?kt?ysa, çok g?ybeti üstüne ve bedduay? arkas?na tak?n?z, bana reddediniz, gönderiniz.''

    Fakat eğer bizlere risalelerde fani olun denseydi bu mesleğimiz olan '' tahkikate '' z?t düşerdi , zira fani olmada '' sorgusuz sualsiz itaat vard?r '' Mesela şeyhinde fani olmuş bir mürşid '' acaba şeyhim neden böyle davran?yor hikmeti nedir / neden böyle emretti diyemez , diyebiliyorsa tam fani olmam?şt?r. ?şte bu mahiyette ki '' fena bulma '' ise Risale-i Nur mesleği ile uyuşmuyor. Tabi ki '' tahkikat '' ifadesi ; eserleri kabul etmeyeceğiz devaml? şüpheyle yaklaşacağ?z gibi bir manada anlaş?lmas?n , üstad bize bir düstur veriyor ...

    '' yaz?lan Sözler tasavvur değil, tasdiktir. Teslim değil, imand?r. Marifet değil, şehadettir, şuhuddur. Taklit değil, tahkiktir. ?ltizam değil, iz'and?r. Tasavvuf değil, hakikattir. Dâvâ değil, dâvâ içinde bürhand?r. ''
    Konu elff tarafından (22.05.07 Saat 15:08 ) değiştirilmiştir.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  6. #6
    Ehil Üye osmanoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Uşak
    Mesajlar
    1.856

    Standart

    Allah raz? olsun Gülşah Kardeşim. Risale-i Nur'la meşgul olan?n her konuda söyleyeceği sözü mutlaka vard?r. Zaten kardeşlerde fani olma düsturunu aç?klayan Karabaşoğlu kardeşimizin de dikkat çektiği nokta, "on ak?lla düşünme, yirmi gözle görme" meselesi de sizin dikkat çektiğiniz bak?ş aç?s?n? gerektiriyor. Eğer bir konuya farkl? bak?ş aç?lar?yla bakamayacaksak, fena fi'l ihvan düsturunun fazla bir önemi kalmayacakt?r. Herkes tek bak?ş aç?s?, tek fikir ekseninde kalm?ş olacakt?r.
    Ancak sizin yukar?da dikkat çektiğiniz bölüm ise meselenin bir başka boyutunu nazar?m?za veriyor. Madem ki,
    '' yaz?lan Sözler tasavvur değil, tasdiktir. Teslim değil, imand?r. Marifet değil, şehadettir, şuhuddur. Taklit değil, tahkiktir. ?ltizam değil, iz'and?r. Tasavvuf değil, hakikattir. Dâvâ değil, dâvâ içinde bürhand?r. " o halde s?radan bir bak?ş aç?s? ile tahlil edilmemelidir. Yani eğer Üstad?m?z'?n -özellikle imani konulardaki- sözleri yorumlanacaksa s?radan bir bak?ş aç?s?yla değil, bir müfessir bak?ş?yla, ehil bir vukufiyetle yorumlanmal?; şerh edilmelidir diye
    Konu elff tarafından (22.05.07 Saat 15:08 ) değiştirilmiştir.
    "Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz." Âl-i İmrân Sûresi: 3:53.

  7. #7
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    "Ehl-i tasavvufun mâbeyninde fenâ fi'ş-şeyh, fenâ fi'r-resul ?st?lahat? var. Ben sufî değilim. Fakat onlar?n bu düsturu, bizim meslekte fenâ fi'l-ihvân suretinde güzel bir düsturdur. Kardeşler aras?nda buna tefânî denilir. Yani, birbirinde fâni olmakt?r. Yani, kendi hissiyat-? nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyat ve hissiyat?yla fikren yaşamakt?r. Zaten mesleğimizin esas? uhuvvettir. Peder ile evlât, şeyh ile mürid mâbeynindeki vas?ta değildir. Belki hakikî kardeşlik vas?talar?d?r." (21. lem'a)


    ?sar hasletiyle paraleldir bu düsturumuz. Sahebeden mirast?r Nur talebelerine. Madem mesleğimiz sahebe mesleği, o halde onlara tabii olmal?y?z. Ve ihlas? elde edip şu zaman? asr-? saadete kalbetmekse maksad?m?z ancak bu düsturla gerçekleştirebiliriz bu idealimizi.... diye düşünüyorum.
    Konu elff tarafından (22.05.07 Saat 15:09 ) değiştirilmiştir.

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  8. #8
    Gayyur aseyda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Bulunduğu yer
    Bursa
    Mesajlar
    51

    Standart

    Allah raz? olsun metin abinin bu konu hakk?ndaki mülahazas?n? da okudum buraya cevap mahiyetinde al?nmas? da muvaf?k düşmüş.Üstad hazretlerinin kardeşler mabeynindeki uhuvvete ne kadar önem vediği çok aşikar. Hizmetin esas? olan Şahs? manevinin muhkem bir şekilde oluşmas? için en ön plana al?yor bu meseleyi üstad.Zira zaman ferdi feridlerin değilde(hassaten) halis muhlislerin yani meşveret ve şuralar?n vaktidir.Külliyat? yar?s?n? lahika vb lerin işgal etmesi de bunu teyid ediyor.Said özdemir abinin s?k s?k ifade ettiği bir ifade var tam manas?yla hat?rlamasamda şu mealdeydi:-Üstad vasiyet olarak bize en öncelikli olarak anlatmak okutmak neşretmekten ziyade uhuvvet muhabbet ittihad tesanüd esaslar?n mabeynimizde muhafa etmemizi tenbih ediyor.-Zira alemi islam?n ve insanl?ğ?n ittihad?na uhuvvetine vesile olabilecek bir cemaat öncelikli olarak dar dairede bunu başarmas? elzem.Biz yeterki risaleye muhatab olurken sath i kalmayal?m düsturlar? etvar?m?zda göstermeye yaşamya çal?şal?m.
    Konu elff tarafından (22.05.07 Saat 15:09 ) değiştirilmiştir.
    Risale-i Nur aşılmayı değil, açılmayı bekliyor..

  9. #9
    Pürheves yunusniyazi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    160

    Standart

    Metin abinin yorumu guzel amma sanki eksik kalmis...

    meseleye ferd noktasindan yaklasmis.
    Lakin Ustad hazretlerinin bu cumlesinin gectigi yerdeki siyak-sibak irtibatina bakinca, ihlas risalelerinin tamaminda oldugu gibi, ferdi degil, ictimaya bakar bir hitap ve anlatim tarzi oldugunu goruruz. Yani Ustadin Risale-i Nur dememesi, onun bir cemaat insa etmek isteginden kaynaklanir. Zira bir insan mukemmel sekilde Risale-i Nur'u anlasa ama tek basina kalsa, imani hayata dondurmek adina hicbirsey yapamayacaktir...
    Mesele aslen 4 tane elifin 1111 kuvvetine erisebilmesidir ve bunun icin de fenafil ihvan gerekir.
    yani kisaca senkronize hareket edebilmek...

    Risale-i Nur akil ve kalp ise, ittihad ve uhuvvet daha genel olarak da ihlas bu isin RUHU dur... ruh ise cuz'u kulle kalbeder, Ehadi tecellilerden, Vahidi tecelliyi gosterir...






  10. #10
    Gayyur dostlar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    126

    Standart

    kardeşler fena fi'l ihvan da murat öyle azim bir cemaat olabilirki zerreden şemse sinekden meleğe Adem a.s. dan kıyamate kadar bütün nurlu cemaatlar içine girebilir.Hazreti Mehdinin cemaati Allah'u alem bu olmalı...

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Zor Soru (2. Soru Sorma)
    By seyru suluk in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 34
    Son Mesaj: 21.01.08, 16:31
  2. 20. Mektup(Mühim Bir Soru)
    By REM8/5 in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 19.01.08, 18:41
  3. Mühim Bir Soru?
    By meteor in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 15.11.07, 09:31
  4. İmandan Sonra En Mühim...
    By nurlu dağ in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 24
    Son Mesaj: 20.12.06, 09:20

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0