+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 19

Konu: Teşkilat-ı Mahsusa (İstihbarat) ve Said Nursi ...

  1. #1
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Değerli nur kardeşlerim , Eski Said'in Teşkilat-? Mahsusa'ya üye olduğu , bir dönem bu teşkilat nam?na gizli ajanl?k yapt?ğ?na dair iddialar var . Biz evvela bu iddialar? dile getirelim inşallah ..



    '' 1896 y?l?nda ?stanbul'a ilk seyahatinde Kürdistandan gelen bu ateşli Molla ( Üstad ) Sultan?n kuşcubaş?s? ile dost oldu .Bu adam ( yani kuşcubaş? ) bir yandan Abdülhamit'in bask? politikalar?na muhalefet ederken diğer yandan temel amac? islam birliği sağlamak amac?yla istihbarat toplamak olan TEŞK?LAT-I MAHSUSA ' n?n kurucu ve baş? idi . Abdülhamit'in tahttan indirilmesinden sonra , halefi Mehmed reşat bu teşkilat? , imparatorluğun ana güvenlik kurumu haline dönüştürdü.

    1914 y?l?n?n Kas?m ay?nda , Merkezi kuvvetlerin yan?nda savaşa kat?lmakalar?ndan üç gün sonra , Osmanl?lar cihat ilan ettiler . ?mparatorlupun önemli k?s?mlar? üzerinde doğrudan kontrolü ele geçirmiş olan ve daha da fazlas?n? ieteyen emparyalist işgalcileri -Fransa , ?ngiltere'yi - islam topraklar?ndan kovmak için Müslümanlar hilafet sancağ? alt?nda savaşmaya çağr?ld?.Yard?msever Avrupa gücü olan Almanya ise dost olarak görülüyordu.

    Cihat fetvas?n? beş kişi imzalad? : bunladran ilk ?mparatorluğun en yüksek din otoritesi olan ŞEYHÜL?SLAM'DI. Beşinci imza ise NURS?' YE aitti.Cihat ilan? ?mparatorlupun her yerine h?zla yay?ld? . ?ngiliz yada Frans?z sömürgesi alt?ndaki topraklarda bu ilan?n dağ?t?lmas? tamamen farkl? bir görevdi. BU GÖREV TEŞK?LAT-I MAHSUSA VE ?MPARATORLARIN YEN? MÜTTEF?KELR?NE DÜŞÜYORDU. Yeni müttefikler ''Almanya'da Müslümanlar?n konuştuğu bütün dillerde milyonlarca cihat ilan? bas?lm?şt?r.

    Nursinin yaşam?nda iz b?rakan maddi menavi seyahetleri içinde , L?BYA SEFER? , KEND?NE ÖZGÜ PERVASIZLIĞIYLA , bu adam?n siyasi doğall?ğ?n?n ve emsalsiz cesaretinin en güzel örneklerini sunmaktad?r.1914 YILINDA C?HAT FETVASI ÇIKARILDIĞINDA , ALMAN G?ZL? SERV?S? ?LE YAKIN ?ŞB?RL?Ğ? ?Ç?NDE OLAN OSMANLU TEŞKLAT-I MAHSUSA' SI müminler i Müttefik kuvvetlere karş? başkald?r? ve silahl? direniş için harekete geçirmeye karal?yd? .

    Alman deniz kuvvetlerinin en iyi denizalt?lar? bu görev için tahsis edilmişti.. ENVER PAŞA'N?N KARDEŞ? NUR? DAH?L ALMAN VE TÜRK subaylar? ile BED?ÜZZAMAN 'IN ÖNCÜLÜĞÜNDE K? az say?da seçkin din adamlar? , ingiliz filos?nun burnunun dibinden geçirerek , gizlice Trablus sahiline ç?akrd?. Bingazi yak?nlar?na bir gece vakti inen BED?ÜZZAMAN VE BERABER?NDEK?LER , içerilere , Senusi tarikatinin liderlerrinin bulunduğu? yere doğru yola ç?kt?lar . ŞEYH AHMED SENUS? , ONLARI ÇÖLDE K? G?ZL? KARARGAHINDA BEKL?YORDU. ..

    ?K? KITAYI YÜRÜYEREK GEÇEN KEÇE KÜLAHLILAR'IN KOMUTANI CESUR SAVAŞÇI , DEN?ZALTI ?LE L?BYA'YA G?DFEN B?R G?ZL? AJAN VE TAHR?KÇ? , HEYBETL? SULTAN ?LE AÇIKÇA TARTIŞAN VE YEN? DEVLET?N KURUCULARINA TENK?T PARMAĞINI UZATAN ESK? SA?D...''




    arkadaşlar yukar?da ki al?nt? FRED A. REED '?N ANATOL?A JUNCT?ON YAN? ANADOLU KAVŞAI ADLI ESER?NDEN ( KARAKALEM YAYINLARI ) ALINTIDIR . BENZER ?DD?ALARI ŞÜKRAN VAH?DE , AUTHOR OF THE R?SALE-? NUR SAYFA 110 ' DA BULAB?L?RS?N?Z .

    Bu iddialar? as?ls?z bulan yazarlar?m?z da var . Yanl?ş hat?rlam?yorsam Metin Karabaşoğlu ' bu iddialar? onaylam?yanlardan

    Asl?nda teşkilat-? mahsusa'n?n kuruluş amac?n? yukar?da ki yaz?dan anlad?ğ?m?z kadar?la bu amaç Üstad?n duruşuna z?t değil yani iddia edildiği gibi gerçekten Üstad bu gizli kuruluş içinde bir müddet bulundu ise bu hal , Eski Said kimliği ile çelişen bir vak'a gibi görünmüyor ( bu acizin gözüne )

    Üstad'?n hayat? ile yak?ndan ilgilenen bizler için , bu iddian?n bir hakikate dayan?p dayanmamas?n? merak etmek maruz görülebilir işte bende bunu merak eden zevattan biriyim yoksa bu mesele , R?sale-i nur davas? içerisinde ki azim meseleler yan?nda biraz sönük belki biraz ehemmiyetsiz kalabilir . Bizim en büyük meselemiz terhis tezkeresini kazanmak ve vesile olmakt?r .

    Konu hakk?nda bilgi , döküman - veri sahibi olan arkadaşlar?m?z varsa bizlerle paylaşmalar?n? rica ediyoruz

    meselenin hakikatini dinlemek istiyoruz
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 21:53 ) değiştirilmiştir.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  2. #2
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    Cemal Kutay'?n "Çağ?m?zda Bir Asr-? Saadet Müslüman?: Bediüzzaman Said Nursi" kitab?ndan bahisle; Nursi'nin Osmanl? istihbarat örgütü olan Teşkilat-? Mahsusa da çal?şt?ğ?n? söyleyerek, onun devletçi ve milliyetçi olduğu ifade edilmiştir. "Bunu Cemal Kutay'dan başka iddia eden olmad?ğ? gibi, buna dair hiçbir belge de yok", itiraz?na karş?l?k; "Nursi'nin Teşkilat-? Mahsusa'da çal?şt?ğ? bir belge ile ispatlanam?yor, fakat buna karş? ç?kanlar da aksine bir belge getirip ispat edemiyorlar." denmiştir.



    ****

    Bediüzzaman Milliyetçi midir?
    Bediüzzaman'?n doğrudan milliyetçi olduğu söylenmeyip, onun "müspet milliyetçi" olduğu söylenmektedir. Fakat takipçileri olduklar?n? kabul edenler aras?nda kendisini "müspet" eklemeden, doğrudan milliyetçi olarak görenler veya oldukça milliyetçi bir retoriğe sahip olanlar da vard?r.
    Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Prof. Dr. ?brahim Canan, Prof. Dr. Bünyamin Duran, Mehmet K?rk?nc?, Ahmet Şahin, Safa Mürsel, gibi yazarlar milliyetçiliği hep "müspet milliyetçilik", "menfi milliyetçilik" bağlam?nda ele al?p, Nursi ve talebelerinin "müspet milliyetçi" olduğunu ifade etmişlerdir.
    Risale-i Nur dikkatli okunduğunda "müspet milliyetçilik"ten söz edilmediği görülür. Söz konusu olan "müspet milliyet"tir ve bununla da hususan "kutsi ?slamiyet milliyeti" kasdolunmaktad?r. Ki, Risale-i Nur "?slam milliyetçiliği" dahi önermemektedir. Risale-i Nur'un "Müslümanc?l?k" dahi yapmazken "müspet milliyetçiliği" söz konusu etmesi elbette düşünülemez. Çünkü, Risale-i Nur her nevi asabiyetin tedavisine çal?şmaktad?r. Çünkü, hadis-i şerifte de belirtildiği gibi; "?slamiyet Cahiliye asabiyetini kesip atar."
    Milliyetçilik ameli bir problemdir de. Çünkü; "unsuriyet ve milliyet esaslar? adaleti ve hakk? takip etmediğinden zulmeder. Adalet üzerine gidemez. Çünkü unsuriyetperver bir hakim milletdaş?n? tercih eder, adalet edemez...." Keza; "rab?ta-? diniye yerine, rab?ta-? milliye ikame edilemez; edilse adalet edilemez, hakkaniyet gider."
    Burada elbette adaleti sadece mahkemelere ve hakimlere terettüp eden bir vecibe olarak değil, her insan?n ve özellikle mü'minin hayat?n?n her safhas?nda, herkese karş? yükümlü olduğu temel bir ahlaki değer (etik minumum) olarak görmeliyiz. Ki, Nursi adalet-i mahza ilkesini ?hlas Risalesi'nde, "mü'min kardeşinin cani bir s?fat?n? masum s?fatlar?na bulaşt?rmama şeklinde" de tatbik etmektedir.
    Adalet Kur'an'?n dört esas maksad?ndan (gayesinden) biri olup, hafife al?nabilir, ihmal edilebilir bir kavram da değildir. Temel bir itikadi ve ameli tercihi gerektirir. Elhas?l, Bediüzzaman ne müspet, ne menfi, ne de herhangi bir şekilde milliyetçidir ve ne de bu yönde bir önerisi olmuştur. O nas?l ki, enaniyet ve bencilliği gayr-? ahlaki bulmuş, uzak durmuştur; ayn? şekilde bir sosyal enaniyet olan bizcilik ve milliyetçilikten de uzak durup, gayr-? ahlaki bulmuştur. Hakka tarafgirlikten başka bir tarafgirliğe itibar etmemiştir.
    Bediüzzaman Devletçi midir?
    Risale-i Nur'da devletçiliği öngören bir anlay?şa, iktidara yönelmiş bir tavra yer yoktur. Esasen milliyetçilikle ilgili menfi yaklaş?mlar aynen devletçilik için de geçerlidir. Devlet ontolojik yap?s? gereği; hak yerine kuvvete, otoriteye, güvenliğe odaklanm?ş, kendi selameti için insan? veya insanlar? feda etmeye haz?r kurumdur. Anarşizm yerine devlet olgusunu kabul ve s?n?rlar?n? belirlemekten öte, devleti ve iktidar? merkeze alan devletçi anlay?şlar, mezkur problemleri hat safhaya ç?kar?r.
    Bediüzzaman, ne dinin ölçülerini şu veya bu düzeyde çiğneyen bir rejime r?za gösterme anlam?nda devletçidir ne de dine hizmeti dindarlar?n iktidar?na bağ?ml? görme anlam?nda. O devletin değil, "insan"?n, siyasi iradenin değil, şahsi teşebbüsün as?l olduğu bir anlay?şa sahiptir. Zira tabiatç?l?k ile devletçilik aras?nda ciddi paralellikler mevcuttur. O tabiatç?l?k ve benzeri tabular? y?kmaktad?r.
    Bediüzzaman Osmanl?c? m?d?r?
    Müslümanlar?n çoğu Osmanl?y? yüceltmek suretiyle bir Osmanl? milliyetçiliği, bir Osmanl? devletçiliği yaparlar. Bediüzzaman'?n ise ?slam tarihinde Asr-? Saadet d?ş?nda yüceltip idealize ettiği bir dönem yoktur. Buna rağmen Hz. Aişe, Muaviye gibi Sahabelerin adalet-i izafiye zann?yla hata ettiklerini de ifade eder. Esasen milliyetçilik ve devletçiliğe yukar?da bahsedildiği gibi ontolojik bir düzlemde karş? ç?kan birinin Osmanl? devletçiliği ve/veya milliyetçiliği yapmas? da düşünülemez. O, her şeyde olduğu gibi mutedil ve dengeli bir yaklaş?mla hatalar? ve sevaplar?, güzellikleri ve çirkinlikleri beraber görür, eğriye eğri doğruya doğru tavr?n? b?rakmaz.
    Nursi, "Osmanl? hükümetine neden hem itiraz, hem hücum ederdin; hem de baz?lar?na karş? müdafaa ederdin?" sorusuna, siyasetteki "muktesit meslek" (aş?r?l?ğa kaçmayan, mutedil görüş) kavram? sadedinde cevap verir. Analizinde ifrat ve tefrit yaklaş?mlar? eleştirdikten sonra şu noktaya var?r; "Hükümete hücum edenler 'Haydo, Haydo!' derlerdi. Baz?lar? 'Haydar Ağa, Haydar Ağa' derlerdi; ben 'Haydar' derdim, şimdi de 'Haydar' diyorum vesselam..."
    Dikkat edilirse Bediüzzaman'?n hem itiraz, hem hücum ettiği; hem de baz?lar?na karş? müdafaa ettiği "veli sultan "Abdülhamit'tir. Onu dindarl?ğ?, velayeti, hamiyet-i ?slamiyesi cihetiyle müdafaa eder; "Muhtemeldir Abdulhamid, muktedir değil ki, dizgini gevşetsin, milletin saadetine yol versin veyahut hata bir içtihat ile olabilir, bir gayr-i makbul özrü kendinde bulsun. Veyahut avenelerinin ve vehminin elinde mahpus gibidir." der.
    Fakat onun adalet-i izafiye zann?yla yapt?ğ? istibdada ve devletçiliğine muhalefet eder. Bu sebepten dolay? t?marhaneye bile yat?r?l?r. Buna karş?l?k kendisi ?ttihatç?lar için "istibdat kendini muhafaza için herkese vesvese verdiği gibi beni ink?laptan on sene evvel aldatt? ki, ehl-i ihtilalin ekseri masondur. Lillahilhamd, o vesvese bir iki sene zarf?nda zail oldu. Ta o vakitte anlad?m; bizim ekser Ahrar?m?z mutekid Müslümanlard?r." diyerek onlar? savunur. Fakat hürriyet ve meşrutiyetten uzaklaşt?klar? noktada onlara da muhalefet eder.
    Şu halde Nursi'nin devletçi olmay?ş?, mevcut devletle s?n?rl? olmay?p, Osmanl? ve Abdülhamid devletçiliği ve hatta Muaviye'nin kurduğu Emevi devletçiliği ve adalet-i izafiye zann?yla haks?zl?k ve istibdad yapan bütün devletçi yaklaş?mlar? kapsar. Bu somut olgudan ileri olarak, o soyut (teorik) bir devlet ve iktidar projesi peşinde de koşmaz ve önermez.

    http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=589

    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 21:53 ) değiştirilmiştir.

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  3. #3
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Alıntı Ç€M!ÇOğLU Nickli Üyeden Alıntı
    Teşkilat-? Mahsusan?n kuruluş y?l? ve amac? aşağ?dad?r.

    Teşkilât-? Mahsusa, 1913 y?l?nda Sultan Mehmet Reşat'?n yay?mlanmayan ve resmi olmayan bir ferman?yla Savaş Bakanl?ğ? (eski ad?yla Harbiye Nezareti) bünyesinde ?ttihat ve Terakki taraf?ndan kurulan Osmanl? Devleti'nin ilk gizli haber alma örgütüne verilen add?r. Örgütün ilk daire başkan? Süleyman Askeri Bey, ikinci başkan? Ali Başhampa, son başkan? Hüsamettin Ertürk'tür. Misyonu Arap ayr?mc?l?ğ? ve bat? emperyalizmine karş? mücadele etmek idi. [1]

    Kurulma amac? Osmanl? Devleti'nde dağ?lma döneminde ortadoğu üzerinde odaklanan yabanc? haber alma faaliyetlerinin izlenebilmesi için bireysel bazda ve s?n?rl? nitelikte sürdürülen haber alma çal?şmalar?n?n bir merkezden organize biçimde yürütülmesine duyulan ihtiyaçt?r. Birinci Dünya Savaş? s?ras?nda askeri ve paramiliter hareketler gerçekleştirerek önemli görevler üstlenen bu örgüt, savaş?n sona ermesiyle 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi sonras?nda dağ?lm?şt?r.

    Örgütün kurumsallaşmas? Balkan Savaş?'ndan sonra ivme kazanm?şt?r. Örgüt çoğunlukla iktidar? devirmeyi planlayan ve düşmanla işbirliği içerisinde olan güçleri bast?rmakta kullan?lm?şt?r. Örgütün, resmi kuruluş tarihi 1913 y?l? olsa da, Enver Paşa komutas?nda 1903 y?l?na kadar uzanan bir geçmişi olduğu tahmin edilmektedir. Enver Paşa savaş bakan? (Harbiye Naz?r?) olmas?ndan k?sa bir süre sonra Teşkilât-? Mahsusa'y? resmi statüsüne kavuşturmuş, dönemin yetenekli subaylar?n? örgüte üye yapm?şt?r. Birinci Dünya Savaş? s?ras?nda bu subaylar Kafkasya, M?s?r ve Mezopotamya'daki özel askeri operasyonlarda kullan?lm?şlard?r. 1915 y?l?ndaki Süveyş Kanal? operasyonu buna bir örnektir. Bu operasyonda özel birlikler Osmanl? ordusunun ileri uçlar?ndaki vahalar? ele geçirip tampon bölge oluşturmuşlard?r. Birinci Dünya savaş?nda Arabistan, Sina Yar?madas?, Yemen ve Kuzey Afrika'daki özel operasyonlar? örgütün efsanevi ismi Kuşçubaş? Eşref Bey (Eşref Sencer Kuşçubaş?) idare etmiştir.

    Örgütün haber alma alan?ndaki alt yap? ve tecrübe eksikliğiyle beraber savaş y?llar?n?n ekonomik koşullar? örgüt üyelerini istihbarat çal?şmalar?ndan çok çat?şmalara yöneltmiştir. Teşkilatla ilgili tek akademik araşt?rman?n yazar? Philip Stoddart, birimin zirvede olduğu dönemde, örgüte kay?tl? 30 bin üye bulunduğundan bahsetmektedir. Stoddart'a göre, Teşkilat-? Mahsusa, Ermenilerin s?n?r d?ş? edilmesinde herhangi bir rol oynamam?şt?r. [2]

    14 Kas?m - 23 Kas?m 2005 tarihleri aras?nda Yeni Şafak gazetesinde Abdullah Muradoğlu taraf?ndan Teşkilât-? Mahsusa hakk?nda 10 bölümlük bir yaz? dizisi yay?nlanm?şt?r. Bu yaz? dizisine göre Teşkilât-? Mahsusa'da görev yapm?ş ünlü kişilerden baz?lar? şunlard?r:

    Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa, Binbaş? Süleyman Askeri, Eşref Kuşçubaş?, Teğmen Yakup Cemil, Dr. Bahattin Şakir, Mithat Şükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Fuat Balkan, Teğmen Hilmi Musallimi, Ismail Canbulat, Piyade Subay? Rasuhi Bey, Filibeli Hilmi Bey, Şerif Burgiba, Arabistan'da Ibnür Reşit, Nuri ve Halil Paşalar, Ali Fethi Okyar, Hac? Selim Sami, Kel Ali lakapl? Ali Çetinkaya, ilk tayyareci şehitlerden Sad?k Bey, Çerkez Reşit Bey, Fuat Bulca, Nuri Conker, Rauf Orbay.

    Kaynaklar
    ^ Philip H. Stoddard, (1963) "The Ottoman Government and the Arabs, 1911 to 1918: A Study of the Teskilat-i Mahsusa, (Türkçesi: 1911'den 1918'e Osmanl? Devleti ve Araplar: Teşkilât-? Mahsusa Üzerine Bir Çal?şma)" Princeton University.
    ^ Philip H. Stoddard’?n önsözü. Eşref Kuşçubaş?, The Turkish Battle of Khaybar (Hayber Savaş?) Philip H. Stoddard and H. Basri Dan?şman, (?stanbul: Arba Yay?nlar?, 1999), ss. 21-32
    Mim Kemal Öke, Hilafet Hareketleri Yusuf Hikmet Bayur, Türk ?nk?lab? Tarihi


    Çok teşekkür ederim . Peki aksini iddia eden hatta daha da detayland?r?p , nas?l , Üstad?n teşkilat-? mahsusa ile beraber denizalt? ile libya'ya gidip trablus sahiline var?p Şeyh Senusi ile gizli karargahlarda toplanmalar? gibi verileri iddia edebiliyorlar . ???

    Belgelere dayand?r?lmadan böyle iddialar? umumun nazar?na sunmak bence çok büyük bir hatad?r. Benim gibi cahiller bu iddialar? koyunlar?nda saklay?p sahiplenebilirler zira ..
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 21:57 ) değiştirilmiştir.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  4. #4
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    Alıntı karahazerçiçeği Nickli Üyeden Alıntı
    14 Kas?m - 23 Kas?m 2005 tarihleri aras?nda Yeni Şafak gazetesinde Abdullah Muradoğlu taraf?ndan Teşkilât-? Mahsusa hakk?nda 10 bölümlük bir yaz? dizisi yay?nlanm?şt?r. Bu yaz? dizisine göre Teşkilât-? Mahsusa'da görev yapm?ş ünlü kişilerden baz?lar? şunlard?r:

    Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa, Binbaş? Süleyman Askeri, Eşref Kuşçubaş?, Teğmen Yakup Cemil, Dr. Bahattin Şakir, Mithat Şükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Fuat Balkan, Teğmen Hilmi Musallimi, Ismail Canbulat, Piyade Subay? Rasuhi Bey, Filibeli Hilmi Bey, Şerif Burgiba, Arabistan'da Ibnür Reşit, Nuri ve Halil Paşalar, Ali Fethi Okyar, Hac? Selim Sami, Kel Ali lakapl? Ali Çetinkaya, ilk tayyareci şehitlerden Sad?k Bey, Çerkez Reşit Bey, Fuat Bulca, Nuri Conker, Rauf Orbay.


    Bu yaz? dizisin de Üstad Hazretlerinin ismi de geçiyor.

    Teşkilat-? mahsusa ittihat ve terakkinin kurmuş olduğu bir teşkilatm?ş. ?ttihad-? ?slam? da onlar oluşturdurlar. Acaba burdan bir bağlant? kuruluyor olabilir mi?
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 21:57 ) değiştirilmiştir.

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  5. #5
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Belki Üstad Hazretlerinin bir müddet de olsa ittihat ve terakki ' ye kat?lmas? ve bu teşkilat?n ayn? cemiyet taraf?ndan kurulmas? , böyle bir iddian?n ortaya ç?kmas?nda zincirleme bir bağlant? kurulmas?na yol açm?ş olabilir ...
    Derinlemesiye vak?f olmad?ğ?m için hep '' olabilir mi'' '' san?r?m '' şeklinde ekler yap?yorum . Rabbim hay?rl? ilim versin.
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 21:58 ) değiştirilmiştir.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  6. #6
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart



    prü Dergisindeki yazınıntamamını okursanız istifade edersiniz eminim. Benim de kat'i bir malumatım yok. Meraktan araştırdım şimdi. Ve hayırlara vesile oldu. Bu konuda da netice hiç mühim değil, olmamalı.Hak davasındaneminsek gerisi hikaye vesselam...

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  7. #7
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Yaz?y? okuduk ve istifade ettik inşallah

    bizim davam?z belli , bu tarz meseleler nas?l nticelenirse neticelensin davam?zda ki duruşumuzu zerre miskal etkilemez .
    Ne mutlu bizlere ki O Zat-? Pak'? tan?mak ve talebe olabilmek aşk? vermiş Elhamdülillah Haza min fadli Rabbihi
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 22:01 ) değiştirilmiştir.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  8. #8
    Ehil Üye elff - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Kocaeli
    Mesajlar
    4.016

    Standart

    Abdulkadir Bad?ll? Mufassal Tarihçesinde, kesinlikle böyle birşeyin mümkün olmad?ğ?n?, iddaa edenlerin iddalar?n? çürüterek ispatlam?ş.

    Konuyu buraya geçirmek isterdim ancak çok geniş, çok mevzular? bir arada içeriyor.
    En doğrusunu Allah bilir.
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 22:01 ) değiştirilmiştir.
    İmân, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi İmân ve duâdır.

    ***


    ....Sevgili Üstâdım, evvelce arz ettiğim vech ile, ben artık birşey için yaşadığımı zannediyorum.


    O da, üstâdım olan dellâl-ı Kur'ân'ın vazife-i memuriye-i mânevîsini îfâ etmekle kendilerine pek cüz'î bir yardım ve Kur'ân hesâbına cüz'î bir hizmetkârlıktan ibârettir....



    ***


  9. #9
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Konuya birde şu aç?dan bakabiliriz.26.Mektup,Üçüncü Mebhasta bu bölüm konuya ?ş?k tutabilir.Önce ilgili yeri alal?m.
    Şu âyet-i kerimenin ifade ettiği hakikat-i âliye hayat-? içtimaiyeye ait olduğu için, hayat-? içtimaiyeden çekilmek isteyen Yeni Said lisan?yla değil, belki ?slâm?n hayat-? içtimaiyesiyle münasebettar olan Eski Said lisan?yla, Kur'ân-? Azîmüşşâna bir hizmet maksad?yla ve haks?z hücumlara bir siper teşkil etmek fikriyle yazmaya mecbur oldum.(<EM>26.Mektup,&#220;çüncü Mebhas)


    <FONT face="Times New Roman, Times, serif" size=2>Demem ki Eski Said ?slam?n hayat-? içtimaiyesi ile münasebattar ve vazifelidir.Bu nedenle &#220;stad? Eski Said döneminde kah cephede kah ?stanbulda,bazen meydanlarda,bazen padişahla seyahatlarda görüyoruz.&#220;stad ?ngilizlerin işgalinde ise Hutuvat-? Sitte ile ?ngilizlerin bütün planlar?n? bozarak belkide hadisin ihbar? olan işaretlere ayr? bir letafet katmaktad?r.O hadisler:"Mehdi işi çok s?k? tutacak...<SPAN style="FONT-SIZE: 11pt; COLOR: black"> (K?yamet Alametleri, s. 175)
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 22:01 ) değiştirilmiştir.

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  10. #10
    Ehil Üye elff - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Kocaeli
    Mesajlar
    4.016

    Standart

    Alıntı Abdulbaki Nickli Üyeden Alıntı
    Sonra Allah Konstantiniyye (?stanbul'u) çok sevdiği dostlar?n?n eliyle feth edecek. (Bu hadisi çok uzun olarak ?mam Suyuti (Cami-i Kebir'nde) serd etmeştir.)

    "?stanbul'u önce Mehmed fethedecek, sonra ?stanbul ehl-i salibin eline geçecek, daha sonra da Mehdi ?stanbul'u tekrar fethedecek" (Risaletü'n- Nuriye, Akşemseddin, A. ?hsan Yurd, ?stanbul, 1972).

    Abi öncelikle konuyla alakas? yok,kusura bakmay?n ama, yukar?daki cümleyi ok?yunca, &#220;stad?n neden ?srarla Ayasofyan?n Camiye çevrilmesinin üzerinde durduğunu kavrayabildim.Çünkü Menderesten 3 şey istiyor.Biri risale-i nurlar?n serbest b?rak?lmas?, biri de Ayasofyan?n ibadete aç?lmas?.O kadar önemli yani.

    Ayasofya fethin sembolu.Ayasofyan?n tekrar cami olmas? da, ?stanbul'un tekrar fethedilmesi demek.

    Allah raz? olsun Abdulbaki Abi.
    Konu elff tarafından (05.06.07 Saat 22:02 ) değiştirilmiştir.
    İmân, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi İmân ve duâdır.

    ***


    ....Sevgili Üstâdım, evvelce arz ettiğim vech ile, ben artık birşey için yaşadığımı zannediyorum.


    O da, üstâdım olan dellâl-ı Kur'ân'ın vazife-i memuriye-i mânevîsini îfâ etmekle kendilerine pek cüz'î bir yardım ve Kur'ân hesâbına cüz'î bir hizmetkârlıktan ibârettir....



    ***


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Bediüzzaman ve Teşkilatı Mahsusa
    By BE(N)EZ in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.01.09, 13:51
  2. İstihbarat, Akademsiyenleri Nurcu Diye Fişledi
    By SeRDeNGeCTi in forum Gündem
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 22.10.08, 06:44
  3. Derin Gazetecinin Evi İstihbarat Arşivi
    By kayhan1 in forum Gündem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.08.07, 14:17
  4. Said Nursi
    By ademyakup in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.11.06, 14:57

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0