18.01.2007 tarihinde
ajanslar enteresan bir haber geçtiler:
“Nükleer k?yamet kap?da. Önde gelen bir grup bilim adam? Londra ve New York’ta, nükleer silahlanman?n yay?lmas? tehlikesine dikkat çekmek için 1947’de kurulan k?yamet saatini dün ayn? anda ileri ald?lar. Böylece, 2002 y?l?ndan beri 12’ye 7 kalada duran saatin yelkovan? 12’ye 5 kalaya getirildi. Nükleer felâketin bu kadar yaklaşmas?na sebep olarak özellikle Kuzey Kore ve ?ran’?n nükleer faaliyetleri gösterildi. Bilim adamlar? bir bildiri yay?nlayarak, ‘?kinci Nükleer Çağ’?n eşiğinde duruyoruz. Hiroşima ve Nagazaki’ye ilk atom bombalar?n?n at?lmas?ndan bu yana dünya bu derece tehlikeli bir noktaya gelmemişti’ dediler.” (www.sentezhaber.com)
Bu gün insanl?ğ?n en çok sars?lacağ? muhtemel felâketlerden birisi, belki de en tehlikelisi hiç kuşkusuz nükleer felâkettir. Bilim adamlar? bu felâketin dehşetine dikkat çekmek için meseleyi “Nükleer k?yamet kap?da” diye tan?ml?yorlar. Gerçekten de öyle. Bir Çernobil facias?n?n dehşeti hâlâ haf?zalarda. Demek ki, üç-dört Çernobil benzeri bir felâket yaşansa dünyan?n dengesi bozulacak. Hayat yaşanmaz bir hale gelecek. Çernobil bir reaktör facias? idi. Şayet bir nükleer savaş ç?ksa, bu tam bir y?k?m olur. Belki de k?yamet kopar. Günümüzde devletlerin h?rsla nükleer silahlanmaya devam etmesi böyle bir felâketin habercisi. Bilim adamlar? da bu hususa dikkat çekmek için k?yamet saatini iki dakika ileri alm?şlar.
Bu sembolik bir olay, ama nereden bakarsan?z bak?n bu gün dünyada yaşanan hadiseler art?k k?yameti haber veriyor. Bilim adamlar? bu konuda ciddi çal?şmalar yap?yorlar, k?yamet senaryolar? üretiyorlar. Dünyan?n nas?l yok olup, öleceğini tart?ş?yorlar.
?şte ?ngiliz bilim adamlar?n?n bu konudaki görüşleri:
“?ngiliz Evren Bilim Uzman? Brandon Carter’in, ‘K?yamet Günü’ başl?kl? raporuna göre Dünya’y? yok edecek 12 neden şöyle:
*ASTEREO?D ÇARPMASI: Kozmik bir cisim baş?m?za düşerse tek bir canl? kalmayacak.
* GAMA IŞINLARI: Bu ?ş?n?n patlamas? havaküreyi s?caktan kavurabilir.
*HAVA BOŞLUĞU ÇÖKÜŞÜ: Yeni boşluklar, enerji patlamas?na yol açabilir.
*KARA DEL?KLER: 10 milyon kara delik, güneş sisteminden geçerse dünya uzay boşluğunda kaybolur.
*GÜNEŞ’TEK? PATLAMALAR: Büyük bir patlama Dünya’y? kavurabilir.
*MANYET?K ALANIN DÖNMES?: Dünya’n?n manyetik alan? birkaç bin y?lda bir etkisini yitiriyor. Böylesine bir tersine dönüş yaşanabilir.
*YANARDAĞLAR: Yanardağlar?n 65 milyon y?l önce dinozorlar?n yok oluşuna sebep olduğu varsay?l?yor.
* KÜRESEL SALGIN: AIDS gibi ölümcül hastal?klar?n artmas?.
*KÜRESEL ISINMA: Dünya’n?n ?s?s? art?yor. Havakürenin içindeki gazlar?n dengesi altüst olabilir.
* KÜRESEL SAVAŞ: Nükleer savaş şimdilik imkâns?z görülüyor ama...
* ROBOTLAR: 2040’a kadar insan ile makine aras?nda ortak hayat kurulacak. Bu insanl?ğ?n sonu mu?
*K?TLESEL ÇILGINLIK: 2020’ye kadar depresyon, ölüm sebeplerinde ikinci s?raya yerleşecek.” (www.milliyet.com.tr)
Bunlar elbetteki tart?ş?lacak görüşler. Bir çoğu da yaşanm?ş ve yaşanmakta olan olaylar. Ama nereden bakarsan?z bak?n bütün yollar bir k?yamete doğru ç?k?yor.
Hatta meşhur ?ngiliz fizikçi Stephan Hawking k?yametin 2800 y?llar? civar?nda kopacağ?n? söylüyor. Hawking’in k?yamet sebepleri ise şunlar:
* “?KL?MLER DEĞ?ŞECEK: Önümüzdeki 400 y?lda iklimler değişecek. Görülmemiş kas?rga ve hortumlar dünyay? kas?p kavuracak. Dünya ?s?s? süratle artt?ğ?ndan bitki örtüsü de değişecek.
*SEL VE KURAKLIK: 500. y?lda ise buzullar eriyecek. Okyanuslar?n su seviyesi değişecek. Dünya’n?n yüksek dağlar?nda ç?ğ felâketleri oluşacak. Kuzey sellerle boğuşurken, güney kurakl?ktan kavrulacak.
*SAVAŞLAR ARTACAK: 800. y?la girerken çevre kirliliği tabiî kaynaklar? tüketirken, suyun yükselmesi sebebiyle kara haritalar? değişecek. Bu arada göçler ve savaşlar artacak.
*CANLI KALMAYACAK: Ve bütün gelişmelerin sonunda atmosferin yap?s? değişecek; Dünya, insanlar?n yaşayamayacağ? bir hale gelirken, hiçbir canl? kalmayacak.” (www.milliyet.com.tr)
Çevreci bilim adamlar? ise, çevre kirliliği bu şekilde devam ederse dünyan?n en fazla 100 y?ll?k bir ömrü kald?ğ?n? söylüyorlar. Fizik bilim adamlar?n?n bir başka tezi de genişleyen kâinat?n bir gün geri dönüşle küçülmeye başlayacağ?. Bilindiği gibi Big Bang denilen büyük patlamadan sonra kâinat genişlemeye ve büyümeye devam ediyor. Zamanla bu büyüme, cisimler aras?ndaki çekim kuvveti sebebiyle, geri dönecek ve kâinat kendi içinde çökecek. Fizikçiler bu olay?n uzun bir süre sonra olacağ?n? söylüyorlar, yaklaş?k on bin y?l gibi. Ama uzun bir süre de olsa “Fennî bir hesap sonucu” k?yamet kopacak.
Bu gün bütün bilim ve fen dallar? ‘bu hayat?n sonu olacağ? konusunda’ müttefikler. Uzak veya yak?n, eninde sonunda bu dünya ölecek, bu dünyadaki hayat bitecek. Hatta aç?kça tarih verenler de var. Baz?lar? yüz y?l gibi k?sa bir tarih verirken, baz?lar? ise üç-beş yüz sene, baz?lar? da sekiz yüz sene, en uzaklar? ise birkaç bin y?l tarih veriyorlar.
Fakat günümüzde meydana gelen baş döndürücü fennî ve teknik gelişmeler k?yamet tarihinin pek de uzak olmad?ğ?n?n işaretlerini veriyor. Özellikle nükleer silahlanma ürkütücü boyutlarda. Yaşad?ğ?m?z çevrenin teknoloji at?klar? ile süratle kirlenmesi başka bir tehlike. Salg?n hastal?klar ise tüm hayat? tehdide devam ediyor. Bir kuş gribi bile insanl?ğ? ne kadar sarst?, görüyorsunuz. Daha bir çok sebep saymak mümkün. Tüm bunlar da bir hakikate işaret ediyor ki, çok uzak olmayan bir zamanda şu yaşl? dünyam?z ölecek ve bir k?yamet kopacak.
Bediüzzaman Hazretleri de bu hususa bir mektubunda dikkat çekiyor.
Kastamonu Lâhikas?’nda ‘Ahirzamandan haber veren mühim bir hadis’ başl?kl? bir mektupta “Ümmetimden bir taife Allah’?n emri gelinceye kadar (yani k?yâmetin kopmas?na kadar) hak üzerinde galip olacakt?r” hadis-i şerifini işârî noktadan tefsir eden Bediüzzaman Hazretleri, ‘ehl-i hakk?n 1506 (milâdî 2082) y?l?na kadar galip, 1542 (miladi 2117) y?l?na kadar gizli ve mağlubiyet içinde ?slâm hizmetine devam edeceğini’ işaret ettikten sonra şöyle diyor:
“‘Allah’?n emri gelinceye kadar (yani k?yâmetin kopmas?na kadar)’ f?kras? dahi, makam-? cifrîsi 1545 (miladi 2120) olup kâfirin baş?nda k?yâmet kopmas?na ima eder. Lâ ya’lemu’l-ğaybe illâllah.” (Kastamonu Lahikas?, s. 26)
Yani Bediüzzman Hazretleri Hicrî 1545 veya Miladi 2120 y?l?nda k?yametin kopacağ?n? ifade ediyor. (Dikkat: 1545 tarihi Rumi tarih ise Miladi tarihte birkaç y?l farkl?l?k olacakt?r) Hadis-i şerifin işârî ve cifrî tefsirine istinat ederek böyle tespit yap?yor.
Peki, k?yametin tarihini bilmek mümkün mü?
Cevab? yine Bediüzzaman Hazretleri veriyor:
“Bu imalar gerçi yaln?z birer tevafuk olduğundan delil olmaz ve kuvvetli değil; fakat birden ihtar edilmesi bana kanaat verdi. Hem k?yametin vaktini kat’î tarzda kimse bilmez; fakat, böyle îmalarla bir nevî kanaat, bir galip ihtimal gelebilir.”
Evet, ifadeye göre k?yametin tarihini kat’î tarzda kimse bilemez. Bu tarih mugayyebât-? hamse (K?yâmetin ne zaman kopacağ?, yağmurun ne zaman yağacağ?, rahîmlerde olan?, kişinin yar?n ne kazanacağ? ve kişinin nerede, ne zaman öleceği) olarak Cenâb-? Hakk?n ilminde sakl?d?r. Bu sebeple kesin tarih ve gününü bilmek mümkün değil. Ancak bir kanaat ve bir ihtimal ile yak?n bir tarih tahmin edilebilir.
Şöyle ki:
Şimdi bir hasta düşünün ki, karaciğer kanserine yakalanm?ş. Doktora gidiyor. Doktor hastay? muayene ediyor, hastal?ğ? teşhis ediyor, hastal?ğ?n ilerleme h?z?na bak?yor, tedavisinin mümkün olmad?ğ?n? tespit ediyor ve hasta sahibine diyor ki: “Ne yaz?k ki hastan?z ölümcül bir hastal?ğa yakalanm?ş. Hastal?ğ?n ilerleme h?z?na göre iki ay sonra hastan?z ölür.”(Bu olay yaşanm?ş bir olayd?r) Şimdi doktorun bu sözü elbette ki gayb? bilmek değil. T?p ilmine istinat ederek hasta hakk?ndaki bir kanaatidir. Elbette ki, böyle bir kanaat kesin değildir. Fakat bak?yorsunuz doktorun söylediği tarihe yak?n bir zamanda hasta ahirete intikal etmiş oluyor.
?şte bunun gibi manevî hastal?klar?n doktoru olan Bediüzzaman Hazretleri de derin hadis ve Kur’ân ilmine istinat ederek dünyan?n ne kadar ömrü kald?ğ?n? tespit ve teşhis ediyor. Bu tespit ve teşhis de, konusunda uzman bir çok fen âliminin teşhis ve tespitleri ile çak?ş?yor. Demek ki k?yametin tarihini kesin olarak kimse bilemez, ama yak?n bir tahmin ve teşhis yapmak da mümkün gözüküyor. Kim bilir belki de k?yametin tarihi gayb olmaktan ç?kt? ve âlem-i şehadete girdi. Bu sebeple, yağmurun âlem-i gaybdan ç?k?p âlem-i şehadete girdiği zaman tahmin edilebildiği gibi, k?yamet tarihi de baz? insanlar taraf?ndan tahmin edilmekte.
Halil AKGÜNLER
01.02.2007
Alıntı:
Barla Nickli Üyeden Alıntı