+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 7 ve 7

Konu: Bediüzzaman'ın Fabrikaları

  1. #1
    Müdakkik Üye ErekNUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Bulunduğu yer
    Van-Horhor
    Yaş
    44
    Mesajlar
    854

    Standart Bediüzzaman'ın Fabrikaları

    Bediüzzaman'ın fabrikaları

    Herkesin bir çağı var...
    Benim ki Ahirzaman...
    Herkesin bir Üstadı var,
    Benim ki Bediüzzaman...
    Herkesin bir davası var,
    Onun ki iman ve Kur'an...
    Sonsuzluğa açılan kapıyı,
    O kapıyı açan anahtarı,
    Arar durur insan olan insan...
    Açan anahtar bulunur,
    Adı Risale-i Nur’dur...
    Akıl Nur, kalp Nur, Ruh Nur...
    Latife Nur, seciye Nur, mantık Nur...
    Bu malzemelerle muazzam fabrikalar kurulur...
    Malzeme kalitelidir, elemanlar vasıflı ve işinin ehlidir...
    Bediüzzaman ahirzamanda gelmiş en bilgin kişidir...
    Öyleyse bu fabrikaları kurmak da en çok onun işidir...
    Onları tanıtmak da bizim işimizdir,
    Vesselam...

    1.FABRİKA: NUR FABRİKASI

    Ne mübarek bir köydür İslamköy.
    O güne değin adı sanı bilinmeyen,
    Fakat değeri anlaşılınca da,
    Üstadın doğduğu Nurs köyüyle bir tutulan bereketli bir köy...
    Toprağı öyle verimliymiş ki:
    “Dünya hayatı içinde keşf edilmeseydi yazık olacaktı diyeceğimiz” türden...
    İslamköy Nur Fabrikasının kurulduğu nadide bir beldedir...
    Yediden yetmişe herkesin gönüllü olarak çalıştığı,
    Kalemini çalıştırdığı, terini akıttığı, uykusuz gecelerden hiç şikâyet etmediği,
    Vazifesine razı olmuş bir köy...
    “Ah keşke onlardan biri olabilseydik” diyebileceğimiz türden...
    Bir fabrika baş elemanları olmadan yürütülemeyeceğinden,
    İpi en çok göğüsleyecek bazı belli başlı elemanlara ihtiyaç vardı...
    Sahibi, mensubu, postacısı, santrali lazımdı...
    İşte o fabrika ve o fabrikanın güzide elemanları...

    Nur fabrikasının sahibi Hafız Ali Ergün'dü...
    Hafız Ali; Hakikaten müstesna bir mahviyet ve tevazuu içinde ihlâsı barındıran,
    Ve fenâfil ihvan düsturunu muhafaza eden bir insandı.
    Bunun gibi pek çok vasfı, O'nu bu fabrikanın sahibi yapmıştı.
    Nur fabrikasının diğer mensuplarıysa:
    Büyük Ruhlu Küçük Ali, Hafız Mustafa ve Tahiri Mutlu'ydu...
    Büyük Ruhlu Küçük Ali; Risale-i Nur hizmetini dünyada her şeye tercihan,
    Hayatının en büyük maksadı yapması,
    Ve sebeb-i ihtilafa karşı kuvvetli mukavemeti bulunduğundan,
    Bu fabrikanın has mensubu olmuştu...
    Hafız Mustafa; Hizmeti Nuriye'de büyük iktidarı içinde,
    Kuvvetli bir sadakati ve fedakârane teslimiyeti bulunduğundan,
    Bu fabrikanın has mensubu olmuştu.
    Tahiri Mutlu; İkinci Hüsrev olan birinci Tahir, kahramandı...
    Ve diğerleriyle aynı sistemde, aynı hakikatta ve aynı ahlakta bulunduğundan,
    Bu fabrikanın has mensubu olmuştu.
    Nur iskele memuru ve nâzırı binâziri,
    Aynı zamanda Sıddık Santrali: Sabri Arseven'di.
    Sabri Arseven; Ayağında Bediüzzaman'ın kardeşliğinin sikkesini barındırıyordu.
    Sıddık Sabri'nin ayak parmaklarının ikinci ve üçüncüsü,
    Bediüzzamanınki gibi birbirine yapışık bir şekildeydi...
    Bediüzaman ona ikinci Hulusi diyordu...
    İlk neşir zamanında Nurları etraf köylere başarıyla yaydığından,
    Kendi bulunduğu Bedre köyü iskelesinden diğer köylere,
    Nurları tevzi ettiğinden,
    Nur fabrikasının iskele memuru ve Sıddık Santrali olmuştu...
    Nur fabrikasının postacısı: Mübarek Abdullah'tı.
    Nur fabrikasının elektriği Nur'dan sağlanırdı...
    İçindeki Nur, dünyayı ışıklandırırdı...
    Nur Fabrikasının makineleri “Elmas Kılınçlar”dı...
    Çünkü Nur kalemlerine basit bir isim yakışmazdı...
    Nur Fabrikasından çıkan ürün Risale-i Nur kitaplarıydı...
    Nur fabrikasında işlenen madense elmastı...
    Çünkü Bediüzzaman'ın ve elemanlarının cam şişelerle işi olmazdı...
    Elmas; iman, şişe; dünya ve içindeki fani şeylerin genel adlarıydı...
    Nur fabrikasından çıkan Risaleler,
    Saadeti ebediye dükkânına gönderilir,
    Onunla beraber baki elmaslar satılırdı...
    Fakat Risale-i Nur kendini sattırmak için uğraşmazdı,
    Çünkü muhtaç olanlar onu almak için yalvarmalıydı...

    2.FABRİKA: GÜL FABRİKASI

    Güller, gülistanlar, bülbüller...
    Gül fabrikasının kurulacağı yerde başka ne olur?
    Gül olur, gülistan olur, bülbül olur, bülbülleri konuşturan, gülleri deren bahçıvanlar olur...
    Boşuna dememiş tasavvuf ehli insan: “Bana güller verin, kırmızı güller derin...” diye...
    Bize güller veren, kırmızı güller deren, yani kırmızı kitapları üreten bir fabrika gerekti...
    Ve o fabrikanın gül şehri Isparta'da kurulması çok münasip bir işti...
    Gül fabrikası kuruldu ve onun da başına bazı elemanlar getirildi...
    Bu elemanlar aynı zamanda Gül Fabrikasının sahipleriydi...
    Hüsrev Altınbaşak, Rüştü Çakın ve Refet Barutçu...
    Ne kutlu size ne mutlu...
    Hüsrev'le Rüştü; iki ceset tek ruhtu...
    Hüsrev Altınbaşak; Hakikaten,
    Bediüzzaman'a ihtiyaç bırakmayacak bir derecede,
    Tedbir ve dirayeti...
    Nur fabrikası sahibi Hafız Ali gibi yüksek ihlâsı ve mahviyeti bulunduğundan
    Bu fabrikanın sahibi ve kâtibi olmuştu.
    Hüsrev Altınbaşak, Gül fabrikası gülistanlarını
    Ve merhum bedevi bülbüllerini konuşturan biriydi.
    Nurun bir kahramanıydı...
    Ebedi bir Gül fabrikasına kâtip tayin edilmiş kutlu bir insandı.
    Rüştü Çakın; Hüsrev ve Rüştü tek isim gibi olduğundan,
    Diğerleriyle aynı sistemde, aynı hakikatte ve aynı ahlakta bulunduğundan
    Nurun bir kahramanı olarak, Gül fabrikasının sahibi ve mensubu olmuştu.
    Nur fabrikasındaki ürünler, Gül fabrikasında da üretiliyordu...
    Gül fabrikası geçmiş ve geleceği rayiha-i tayyibesiyle muattar edecek,
    Ve etmiş bir fabrikaydı...
    Bu iki fabrika da mütemadiyen çalıştıkları için Bediüzzamanı mesrur ediyorlardı...
    Semadan imdada gönderilmişlerdi...
    Bediüzzamanın arkasında kuvvetüzzahr olarak duruyorlardı...

    NUR VE GÜL

    “Nur ve Gül fabrikasının hademe ve sahipleri,
    İnsanın başında iki göz gibidir...
    Görünüşte ikidir, fakat bir görürler...
    Ancak şaşı gözlü olan iki görür...
    Lillahilhamd, bu iki cereyan-ı nurani, kemal-i ittihattadırlar...”
    Diyen Bediüzzaman, görüldüğü gibi herkese en güzel ve layık vazifeleri bulmuş,
    Bu dünyada ona bir mezar taşını bile çok görenler şaşırmasın,
    Bediüzzamanın fabrikası mı vardı? Diye...
    Onun kurduğu fabrikalar,
    Aslında kolları ebediyete uzanan manevi fabrikalardı...
    Ve bu konudan payımıza düşen bir ders olmalıydı...
    Bediüzzamanın kendi ifadesiyle söyleyelim;
    “Risale-i Nurun hakiki şakirtleri, hizmet-i imaniyeyi her şeyin fevkinde görür,
    Kutbiyet de verilse ihlâs için, hizmetkârlığı tercih ederler...”
    O fabrikalarda birer hizmetkâr olabilmek dileğiyle...


    * Bu yazıda geçen bir çok tabir ve tasvirler Kastamonu Lahikasında bulunan Bediüzzaman Said Nursinin mektuplarında geçmekte olup, isimleri geçen şahısların anlatılan özellikleri de yine kendisine aittir...

    Nurdan HUYUT/RİSALE HABER



    Risale-i Nur bir derece muvaffak oluyorsa,
    bunun sırrı işte budur. Said yoktur.
    Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur.
    Konuşan yalnız hakikattir,
    hakikat-i imaniyedir
    çünkü DAVAM DEVAM iledir
    vanasyanur


  2. #2
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart

    Alıntı ErekNUR Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


    Hüsrev Altınbaşak; Hakikaten,
    Bediüzzaman'a ihtiyaç bırakmayacak bir derecede,
    Tedbir ve dirayeti...

    Bu ifade abartılı bir ifade olmuş...Bediüzzamana ihtiyaç bırakmayacak bir derecede ne demek..
    Tedbir ve dirayet..Bu özellikler ancak ve ancak Bediüzzamana hastır..





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


  3. #3
    Ehil Üye YıldızMisal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    42
    Mesajlar
    2.694

    Standart

    99 tesbih boncuğu bir araya gelse tesbihtir..ama imamesiz tesbihtir..
    nurlarla bezenmiş güzel bir yazı ama Şahide ablanın paylaştığı cümle daha değişik ifade edilmeliydi..

  4. #4
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart

    Alıntı YıldızMisal Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    99 tesbih boncuğu bir araya gelse tesbihtir..ama imamesiz tesbihtir..
    nurlarla bezenmiş güzel bir yazı ama Şahide ablanın paylaştığı cümle daha değişik ifade edilmeliydi..
    Nasıl yani biraz açarmısın bacım..





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


  5. #5
    Ehil Üye YıldızMisal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    42
    Mesajlar
    2.694

    Standart

    Alıntı Şahide Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Nasıl yani biraz açarmısın bacım..
    ablam sen zaten açmışsın ya mesajında..bütün ağabeylerim tesbih boncukları gibi..bir araya gelerek hayırlı işlere vesile olurlar.. imame tesbihle aynı görev ve dairededir..ama diğerlerinden her zaman farklıdır..teşbihte hata olmasın..
    boncuklar bir araya gelerek yine vazife görür..ama imame olmaz ise eksik bir tesbihtir..

  6. #6
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart

    Alıntı YıldızMisal Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ablam sen zaten açmışsın ya mesajında..bütün ağabeylerim tesbih boncukları gibi..bir araya gelerek hayırlı işlere vesile olurlar.. imame tesbihle aynı görev ve dairededir..ama diğerlerinden her zaman farklıdır..teşbihte hata olmasın..
    Teşbihin gayet yerinde olmuş..Hem her zaman farklıdır, hemde İmamenin yerine tesbih tanesini koymaya çaılşmakta bir hatadır değilmi Yıldızım..





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


  7. #7
    Ehil Üye YıldızMisal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    42
    Mesajlar
    2.694

    Standart

    Sadakte ablam..biz garip talebeler nur tesbihini ne bir boncuk eksik kabul ederiz..ne de ihtişamlı İmamesiz kabul ederiz..

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Sevap Fabrikaları...
    By *SAHRA* in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 01.12.14, 17:27
  2. Bediüzzaman ve NUR
    By gamze-i_dilruzum in forum Şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.05.13, 12:14
  3. Sevap Fabrikaları…
    By ıslak seccadem in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 11.08.11, 18:28
  4. Bediüzzaman'ın Gençliği, Gençliğin Bediüzzaman'ı
    By EnVaR in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 17
    Son Mesaj: 02.01.08, 19:19

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0